Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Devlerin cebine akrep girdi PDF Yazdır e-Posta
24 Kasım 2009

Image

Watson Wyatt’ın 200 büyük şirketle yaptığı ücret araştırmasına göre 2009 başında planladıkları ücret artışlarını gerçekleştiremeyen şirketler, 2010’da ortalama yüzde 6-7 oranında zam yapmayı hedefliyor. Listede “zam yok” diyenler de var

Ücret araştırmaları yapan Amerika kökenli Watson Wyatt’ın son verileri, 2009’da zamlarını donduran şirketlerin 2010 zam planlarında da temkinli davrandığını ortaya koydu. Uluslararası ve büyük yerli kuruluşlardan oluşan 200 şirketin katıldığı araştırma, krizle ilgili hala net görüşlerin oluşmadığını gösterdi.

Watson Wyatt Türkiye Başkanı Süha Alıcı, şirketlerin hala seyahat giderleri, eğitim masrafları gibi kalemlerde kısıntıya gittiklerini, bunun 2010’da da devam edeceğini belirtiyor.

2009’da kriz nedeniyle birçok kişinin işsiz kaldığını ancak özellikle yetenekli yöneticiler cephesine bakıldığında bu tedbirin, şirketlere pahalıya patlayacağını söylüyor Alıcı. İyi yöneticiler arasında da işini kaybedenlerin olduğunu ya da kaybetmese bile onlarla iyi ilişkiler kurulmadığını ifade eden Alıcı, şu bilgileri veriyor: “Bu tip yetenekli insanlar, kendilerine yapılanları hafızalarına kaydetti. Bu yüzden de piyasa açılınca, çalıştıkları şirketlere eskisi kadar bağlı olmayabilirler. Şirketler onları ellerinde tutmakta zorlanacak. Bunu bizzat yöneticilerden duyuyorum.”

200 şirket yanıtladı
Watson Wyatt ücret araştırmaları her dört ayda bir yapılıyor. 2009 yılı içinde yapılan araştırmalar, şirketlerin beklentilerinin hızla değiştiğini gösteriyor. Örneğin Nisan 2009’da yapılan araştırmada, “kriz ortamında karlılığın nasıl etkileneceği” soruldu. Şirketlerin yüzde 10’u bu soruyu, “karlılıkta artış bekliyoruz” şeklinde yanıtladı. Ancak Eylül 2009’a gelindiğinde kar artışı bekleyenlerin
oranı, yüzde 26’ya çıktı.

Bir başka örnek de kar düşüş oranlarıyla ilgili… Şirketlerin yüzde 15’i, nisan ayında karlılıklarında yüzde 25’ten fazla düşüş beklediklerini söylerken, eylül araştırmasında aynı oranda karlılık azalması bekleyen şirketlerin yüzde 3’lerde kaldığını görüyoruz. Süha Alıcı, aradaki dört aylık süreçte şirketlerin daha iyimser beklentiler içine girdiklerini düşünüyor.

Eylül 2009’da yapılan araştırmada şirketlere, 2010 beklentileri de soruldu. Karlılıkta artış bekleyen şirketlerin oranı bu kez yüzde 24’e düşmüş. Aynı şekilde karlılığın yüzde 25’ler civarında azalmasını bekleyen şirketler ise grubun yüzde 6’sını oluşturuyor. Bu da şirketlerin, çok büyük bir değişim beklememekle birlikte kriz ortamının devam edeceği görüşünü koruduklarını ortaya koyuyor.

2010’da yüzde 6-7 zam planlanıyor
2009’da şirketlerin yüzde 90’ı, yılbaşında belirledikleri ücret artış planını uygulayamamış. Süha Alıcı, “2009’un başında şirketler, ortalama yüzde 10 zam yapacaklarını belirtmişlerdi. Nisan ayında ise ‘planladığınız zammı gerçekleştirdiniz mi?’ sorusuna şirketlerin birçoğu ya ‘yüzde 6 zam yaptık’ ya da ‘hiç yapmadık’ şeklinde yanıt verdi. Yüzde 28’i de ücretleri dondurduklarını söyledi” diye anlatıyor gelişmeleri. Zam yapanların çoğu, ocak ayında yapması gereken artışı hazirana ertelemiş. Onların da yüzde 90’ı, planladığından daha az zam yapmış.

Eylül ayında yapılan son araştırmada ise yine şirketlere 2010 yılındaki zam planları soruldu. Süha Alıcı, 2008 yılının aynı ayında yapılan araştırmada, “hiç zam yapmayacağım” hanesinin tamamen boş olduğunu ancak ilk kez bu yıl şirketlerin bu haneyi işaretlediklerini ifade ediyor. Zam yapmayı planlayanların büyük kısmı da ortalama yüzde 6 - 7 oranında artış yapacaklarını belirtmiş.

Hedef enflasyon baz alınıyor
Watson Wyatt Türkiye Bilgi Hizmetleri Temsilcisi Ceyda Nustekin, performansa dayalı ücret artışının gittikçe daha revaçta olduğunu ancak hala batı ülkelerindeki kadar ağırlık kazanmadığını belirtiyor. “Hala yaşam koşulları, pazarın durumu, enflasyon gibi kriterler ağırlığını koruyor” diyen Nustekin, enflasyon hesabında da hedeflenen rakamlara göre oran belirlendiğini ifade ediyor.

Performansa dayalı ücret artışları, daha çok teknoloji
ve bilişim sektörlerindeki şirketlerde görülüyor. Nustekin, genel olarak bakıldığında şirketlerin zam oranlarını belirleyen kriterler içinde performansın yüzde 10 - 15’lik etkiye sahip olduğunu açıklıyor ve ekliyor: “Artık şirketlerin yüzde 90’ının yılda bir kez zam yapıyor. Enflasyonun stabil hale gelmesi, zam yelpazesinin daralmasına neden oldu.”

Hala baz maaş etkili
Yurtdışında ücret paketinin büyük kısmını oluşturan primler, Türkiye’de hala ağırlık kazanmış değil. Üst düzey yönetici ücretlerinde bile baz maaşın ağırlıkta olduğunu vurgulayan Nustekin “Prim/baz maaş oranı maksimum yüzde 75/25 düzeyinde görülüyor” diyor. Bu da genellikle üst düzey yöneticilerde yılsonu itibariyle maaşlarının yüzde 30’u kadar prim ödemesi şeklinde görülüyor. Nustekin, sanıldığının aksine kardan pay dağıtımının çok yaygın olmadığını ifade ediyor.

Öte yandan iş görüşmelerinde ücret konuşulmaya başlandığında “toplam paket” anlayışının ağırlık kazandığı görülüyor. Bu paketin içindekiler çok da fazla değişmiyor. Özel sağlık sigortası ve hayat sigortaları en yaygın verilen ek unsurlardan biri. Watson Wyatt’ın araştırmasına katılan 200 şirketin yüzde 90’ı özel sağlık sigortası veriyor, yüzde 25’i de çalışanların emekliliği için bütçe ayırıyor. Araç ve şoför tahsis edilmesi de pozisyon ve kıdeme göre değişiklik gösteriyor. Nustekin, iş görüşmelerinde krize rağmen araba markası pazarlığının hala devam ettiğini belirtiyor. “Bu, İK yöneticilerini en çok zorlayan maddelerden” diyor.

Nustekin, şirketlerde fazla mesai ödemelerinin de neredeyse sıfırlandığını ifade ediyor. Daha önce çalışanlarını fazla mesaiye kaldıkları takdirde taksiyle eve gönderen şirketlerin çoğu, bu uygulamaya son vermiş.

Watson Wyatt Türkiye Başkanı Süha Alıcı
Türk yöneticilerin sorumlulukları da maaşları da yüksek

Süha Alıcı, uluslararası şirketlerin Türk yöneticilere uyguladığı ücret politikasını da değiştirdiğine dikkat çekiyor. Alıcı şunları anlatıyor: “Şirketler baktılar ki Almanya’daki bir yöneticisiyle Türkiye’dekinin ücreti aynı. Ama cirolara bakıldığında Türkiye, Almanya’nın yarısını gerçekleştirebiliyor. Buna rağmen “neden ben Türk yöneticiye daha çok ödüyorum?” diye sormaya başladılar. Türkiye’nin potansiyelini ve uzun vadeli hedeflerini düşündüklerinden Türk yöneticinin ücretini düşürmek istemediler. Ama bu duruma da gönülleri razı gelmedi. Onlar da birden çok ülkeyi Türkiye’ye bağlayarak o yöneticinin sorumluluk alanını artırdılar. Böylece durum dengelenmiş oldu.”

Towers Perrin’le birleşti
Watson Wyatt, ücret araştırmalarıyla ilk kez 1980’lerin sonlarında adını duyurmaya başladı. Aslında 1978’de İngiliz - Amerikan ortaklığıyla ABD’de kurulan şirket, dünya genelinde 7 bin 700 danışmanıyla, 34 ülkedeki 90 ofisinde hizmet veriyor. Şirket bu ay aynı alanda faaliyet gösteren -yine Amerikalı- Towers Perrin’le birleşiyor. Yeni şirketin adı Towers Watson olacak. Yeni şirketin hedeflerinden biri de, insan kaynakları danışmanlığına ağırlık vermek. Watson Wyatt Türkiye Başkanı Süha Alıcı, önümüzdeki dönemde insan kaynakları hizmetlerinin ağırlık kazanacağını vurguluyor.

1) Krizde şirketlerin en çok uyguladıkları tasarruf yöntemleri

Picture_1

2) Şirketlerin karlılıktaki değişim beklentileri 2009 - 2010

Picture_2

Burak Yüzgül/ AvivaSA Emeklilik ve Hayat Ücret Yönetimi ve İnsan Kaynakları Çözümleri Bölüm Yönetici
“Toplam ücret baz maaştan daha önemli”

2010 yılında ücret artışı yapmayı planlıyoruz. Çalışanlarımızın kazançlarını belirlerken göz önüne alınan kriterlerden en önemlisi, bireysel performans. Bireysel performansın dışında, piyasadaki ücret hareketi beklentisini ve şirket hedeflerini de göz önüne alıyoruz. Ücret artışlarına her zaman yalnızca maaş artışı olarak yaklaşmıyoruz. Şirketimizde toplam ücret, baz maaştan daha önemli. Bu nedenle özellikle satış
ekiplerimizin değişken prim kazançlarını artırmayı hedefliyoruz. Şirketin orta ve uzun vadedeki stratejilerini destekleyen değişken ücret yapıları kurarak, çalışanların kazançlarını artırmalarını istiyoruz. 2010 yılında da hedeflere en çok katkıda bulunan çalışanlarımız, kazançlarını daha da artıracak.

Hakkı Matraş/ Matraş Deri Yönetim Kurulu Başkanı
“Geçen yılın aynı döneminden daha iyiyiz”

Ücret artışı gibi unsurları piyasadaki talep belirliyor. Şirketler küçülme korkusu yaşamazsa, çalışanların ücretleri artıyor. Şu anda ekonominin performansına bakıldığında, geçen yıldan daha iyi bir son çeyrek yaşayacağımızı söyleyebilirim. Ekim ayını böyle geçirdik en azından. Trend yukarı doğru gidiyor. Uzun zamandır ihtiyaçlarını baskı altında tutan kesim
, yavaş yavaş harcamaya başladı ki bu, beklenen bir durumdu. Bu yıl eleman çıkarmadık hatta zam da yaptık. Zaten sendikaya bağlıyız. Bu yıl da zam yapmayı planlıyorum. Zam belirlerken de enflasyonu ana unsur olarak alıyoruz. Ama eğer talep çok artarsa, enflasyon oranının da üstüne çıkarım.

Cemal Oğuzberk / İK danışmanı
“Yüzde 6’yı sınır kabul ediyorlar

Şirketler eskisi gibi zam yapmıyor. Eskiden hemen hemen bütün şirketler enflasyon oranına refah payı da ekliyordu. Şimdi ise iyi çalışana daha iyi zam vermek gibi bir yöntem izlemeyi tercih ediyorlar.

Büyük şirketler yönetim politikaları gereği, ücret zammıyla ilgili kararlarını açık açık elemanlarıyla paylaşıyor. “Şirketimizin durumu budur, kriz ortamındayız, dikkat etmezsek sonuçları bunlar olacaktır, zam yapmamamız gerekiyor” diyorlar. Örneğin global bir şirket, bu yıl ki zam beklentileriyle ilgili çalışanlarına gayet net olarak şu açıklamayı yaptı: “Enflasyon eğer çok yüksek oranda çıkarsa –ki şirket açısından bu oran yüzde 6- o rakamın yarısı oranında zam yapacağız, eğer bu rakamın altında bir enflasyon olursa da zam yapmayı düşünmüyoruz.”

Şu anda büyük şirketlerin çoğu, kriz geçene kadar mümkün olduğunca çok tasarruf yapmak derdinde. Çünkü ürün yatırımından feragat etmek istemiyorlar. Maliyetler arttıkça ve pazar daralmaya devam ettikçe, ücret politikaları değişmeyecektir.

http://www.isteinsan.com.tr/isteinsan_gazete/devlerin_cebine_akrep_girdi.html