Yeni yöneticiler, biraz da tecrübe eksiliğinden dolayı önceden duyduklarına ilk başta fazlasıyla önem atfederek bunları efsane haline dönüştürüyor.

Harvard İşletme Okulu öğretim üyesi profesör Linda Hill Wall Street Journal için ilk kez yöneticilik pozisyonuna gelen kişilerin davranışlarını inceledi ve görevlerinin ilk günlerinde yaptıkları yanlışları ortaya çıkardı.

İşte yeni yöneticilerin inandıkları efsaneler;

1- Önemli bir otoriteye sahip olma
Yeni yöneticilerin büyük bir çoğunluğu, bir önceki işlerinde başarılı oldukları için dikkat çekmiştir. Bu yüzden diğer çalışanlara göre daha özgür hareket ederler. Yeni pozisyonlarında ise daha fazla otoriteye sahip olacaklarını düşünürler.

Bu, büyük bir yanılgı. Birçok yönetici yeni görevlerinde kendilerini çok fazla baskı altında buluyor. Bu kişiler kendilerini büyük bir iletişim ağının ortasında sıkışmış gibi hissediyor. Analizi hazırlayan Hill, “Patron olmak sadece altında çalışanlarla değil aynı zamanda diğer patronlarla, iş arkadaşlarıyla ve şirketin bütün kademelerindeki insanlarla uğraşmayı gerektirir. Bu kişiler zaman zaman anlamsız talepleri yerine getirmek zorunda kalabilir. Bu şekilde de günlük rutinleri stresli, baskı altında ve birçok yere yetişmekle geçer” diyor. Hatta Hill analizinde yeni bir yöneticinin “Müdür olmak, patron olmak değil, tutsak haline gelmektir” sözlerine yer veriyor. .

Bu yüzden yeni yöneticiler, otorite efsanesine inanmaktan vazgeçip, iletişim ağından boğulmamanın yolunu bulmadıkça, tepkiyle karşılaşıp, başarısız oluyor.

2- Dediğim her şey yapılmalı
Yeni yöneticiler genellikle altlarında çalışanların kendilerinin dediklerini harfi harfine yerine getirmek zorunda olduğuna inanırlar. Ancak altlarında çalışanlar ne kadar yetenekli olursa, o kadar az söz dinler.

Zaman içinde, iyi yöneticiler çalışanlarının saygılarını ve güvenlerini kazanmak zorunda olduklarını fark eder. Bu yüzden gerçek kimliklerini göstermek zorundadırlar.

3- Müdürler raporları doğrudan kontrol etmeli
Yeni yöneticiler, özellikle ilk günlerde beraber çalıştıkları insanlardan gelen emirleri harfi harfine yerine getirmeleri gerektiğini düşünür.

Ancak zaman içinde görevi tamamlamakla, görevini düzgün bir şekilde yerine getirme arasındaki ince farkı görecektir. Hill bu konuda, “İnsanlar yaptıkları işlere bağlı değillerse, inisiyatif almazlar” diyor ve çalışanların inisiyatif almaması durumunda, yöneticilerin birilerini görevlendirmesinin de zorlaşacağını belirtiyor.

Yöneticilerin en çok zorlandıkları şeylerden biri de paylaşılan hedefler doğrultusunda insanların kendilerini gerçekten işlerini vermesini sağlamaktır.

4- Yöneticiler iyi insani ilişkiler kurmaya odaklanmalı
Analizi hazırlayan Hill ise yöneticilerin arkadaşlık kurmaktan ziyade, takım ruhu geliştirmeye odaklanması gerektiğini söylüyor

Hatta Hill, yeni yöneticilerin teke tek ilişkiler geliştirmeye odaklanarak, etkili liderliğinin gereksinimlerini yerine getiremediklerine dikkat çekiyor. Bununla birlikte, yöneticilerin birlikte çalıştıkları grupta ortak bir güç yaratmaları gerektiğini belirtiyor.

Yöneticiler, ekip kültürü oluştururken, birlikte çalıştıkları kişilerin değerlerini ortaya çıkararak, ekipteki farklı sorun çözücü isimleri fark edebilir.

5- Yöneticinin işi, işlerin düzgün ilerlemesini sağlamaktır
Bir şirkette ya da herhangi bir organizasyonda işlerin sorunsuz bir şekilde ilerlemesini sağlamak zannedildiği kadar kolay değildir. Bu iş zaman zaman yeni yöneticinin bütün enerjisini ve zamanını alabilir.Yeni yöneticiler bunu temel öncelikleri olarak belirlerse, büyük bir hata yapar.

Hill, yeni yöneticilerin zaman zaman çalışanların performanslarını artırmak için işleyişte bazı değişikliklere gitmek zorunda olduğunu belirtiyor.

Mynet Finans