Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Veysi Seviğ - Zora dayalı vergi tahsilâtı (30.10.2007) PDF Yazdır e-Posta
30 Ekim 2007

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa'nın 54'üncü maddesi uyarınca "ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur." Yasal düzenleme gereği cebren (zorla) tahsil aşağıdaki şekillerden herhangi birinin veya tümünün bir arada uygulanması ile yapılır. Şöyle ki;

* Kamu borçlusu vergi dairesine teminat vermiş ise teminat paraya çevrilir, yahut varsa kefili hakkında takibat yapılır.

* Kamu borçlusunun borcuna yetecek miktardaki malları haczedilerek paraya çevrilir.

* Gerekli koşulların varlığı halinde borçlunun iflası istenir.

Söz konusu yasa maddesi bir kamu alacağının ödenmemesi halinde baş vurulacak cebri tahsil yöntemlerini belirlemiş bulunmaktadır. Ancak, alacaklı kamu idaresi, vergi borçlarında ise alacaklı vergi dairesi herhangi bir alacağı için cebren tahsil yoluna gidebilmesi için öncelikle vadesinde borcunu ödemeyenlere bir ödeme emri göndermesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla kamu alacağının yani vergi borcunu vadesinde ödemeyenlere öncelikle bir ödeme emri ile durum bildirilir. Yasal düzenleme gereği kamu alacağını yani vergi borcunu vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları konusu bir ödeme emri ile tebliğ olunur. (Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa Madde: 55)

Borçludan öncelikle ödeme emri ile mevcut borcun talep edilmesindeki amaç; borçlu konumunda olanın yapılacak idari bir yanlışlık sonucunda mali açıdan zora düşmemesini sağlamak ve ona mevcut borcunu son defa hatırlatmaktır. Bu nedenle kendisine ödeme emri gönderilenler;

* Böyle bir borcunun bulunmadığını,

* Borcunun kısmen yani belli bir miktarının ödendiğini,

* Borcunun zamanaşımına uğradığını,

ileri sürerek ödeme emrine karşı vergi mahkemesinde dava açma hakkına sahiptir. (Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa Madde: 58) Bu bağlamda da ödeme emirleri bir idari işlem niteliğinde olup yasal düzenleme gereği yargı denetimine tabidir. Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan "Tahsilat Genel Tebliği"nde belirtildiği üzere "Ödeme emrine karşı dava açma gerekçelerinin sınırlandırılmış olması, tahsil edilmesi gereken safhaya gelen amme alacaklarının sürüncemede bırakılmadan en kısa sürede alacaklı amme idaresine intikal ettirilmesinin sağlamak istenmesinden kaynaklanmaktadır." Dolayısıyla bir kamu borçlusundan, örneğin herhangi bir nedenle vergi borcu bulunanlardan bu borcun kesinleşmesi halinde, yani vadesinde ödenmemesi durumunda, kendilerinden ödeme emri ile borçlarını ödemeleri talep edilmelidir.

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa'nın 58'inci maddesi ödeme emrine karşı dava açanların, yargı sonucunda tamamen veya kısmen haksız çıkması halinde kendilerinden yüzde 10 oranında haksız çıkma zammı alınacağı hususunu ayrıca hükme bağlamıştır. Bu düzenleme, ödeme emrine karşı mesnetsiz dava açılmasını önlemeye yöneliktir.

Kamu borçlusunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın tamamen veya kısmen mahkemece reddilmesi halinde, borçlunun ret kararının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı vergi dairesine mal bildiriminde bulunması gerekmektedir.

Yasal düzenleme gereği olarak örneğin bir vergi borçlusunun kendisinden ödeme emri ile istenen kamu alacağının tamamına karşı dava açması halinde mal bildiriminde bulunma süresi de ilk derece mahkemesinin nihai kararına kadar uzamaktadır.

Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa'nın 62'inci maddesi uyarınca "Borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu ve üçüncü şahıslar elindeki menkul malları, gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktar tahsil dairesince haczolulur."

Gerçekte amme alacağını süresi içinde ödemeyen ve kendisine bu konuda ödeme emri tebliğ edilen borçlunun 7 gün içerisinde borcunu ödememesi ve bu konuda kendisinin yargı yoluna gitmemesi halinde, hakkında cebri tahsil yöntemlerinin uygulanması gerekmektedir.

Oysa uygulamada Vergi İdaresi vergi borçlusu olduğunu belirlediği mükellef ve/veya vergi sorumlusu hakkında ödeme emri düzenlemeden cebri icra yöntemini kullanmak suretiyle kendisince varlığını kabul ettiği kamu alacağını tahsil etme amacına yönelik işlem yapmayı tercih etmektedir.

Bu tür uygulamalara karşı da yargı yolu açık bulunmaktadır. Ancak mevcut yasal düzenlemelere uygun bir biçimde talep edilmeyen vergi alacaklarının tahsili için izlenen yöntem, bir yandan en azından vergi borçlusunu zor durumda bırakırken yapılan bu işlemlerin hukuk devleti mantığı ile örtüştürmek kanımızca zorlaşmaktadır.

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=82192&YZR_KOD=157&ForArsiv=1