Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Maaşın yarısı vergi olarak kesiliyor, yük her geçen yıl artıyor PDF Yazdır e-Posta
11 Ocak 2010

    İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) "Devlete Çalışıyoruz" raporuna göre, "1500 lira maaş alan bir çalışan, her 100 liranın 53 lira 33 kuruşunu vergi olarak ödüyor." İSMMMO'dan yapılan açıklamada, Oda'nın yaptığı ve farklı gelir gruplarını örnek aldığı hesaplamaya göre kişisel vergi harcamalarında çalışanın, her geçen yıl vergi yükü altında biraz daha "boğulduğu" ifade edildi.

    Rapora göre 2007 yılında 1500 lira maaş alan bir çalışan her 100 liranın 50 lira 95 kuruşunu vergi olarak öderken bu rakam 2010'da her 100 lira için 53 lira 33 kuruşa yükseldi. Aynı dönem içinde asgari ücretle ücretlendirilen çalışanın cebine yansıyan fatura ise her 100 lira için 26 lira 11 kuruş yerine 32 lira 38 kuruş oldu. Kişisel harcamalarda en büyük dolaylı vergi yükünü giyim ve mutfak harcamasının oluşturduğuna dikkatin çekildiği rapora göre giyim harcamasında KDV yüzde 18 iken mutfak harcamasında bazı kalemler yüzde 1, bazı kalemler yüzde 8, bazı kalemler ise yüzde 18 KDV üzerinden hesaplanıyor. Asgari ücret alan bir kişi 2007 yılında azami yaptığı 65 liralık aylık mutfak harcamasının 16 lira 45 kuruşunu vergi olarak öderken söz konusu harcama, gelen zamlarla birlikte bu yıl 100 liraya, ödediği dolaylı vergi miktarı ise tek kalemde 25 lira 31 kuruşa yükseliyor.

    Raporda, asgari ücretlinin, "kıt kanaat ve kredi kartına bağlı bir yaşam mücadelesi verdiği", aylık 3 bin lira civarında geliri olan kişilerin ise emlak vergisi ve benzin masraflarından yana "başının dertte" olduğuna işaret edildi. Günde 2 paket sigara içen bir çalışanın, sigaraya yapılan zamdan önce maaşından 90 lirasını sigaraya ayırırken, bu rakamın şimdilerde 150 liraya çıktığı vurgulanan rapora göre, sadece sigara için ödenen dolaylı verginin tutarı 65,93 liradan 114,38 liraya yükseldi. Ortalama 250 bin liralık değere sahip evi için çalışanın cebinden çıkan aylık emlak vergisi rakamı ise 33 liradan 41,66 liraya ulaştı.

    Raporda şunlara yer verildi:

    "Asgari ücretlinin ve aylık ortalama 1500 lira maaş alanın hayal bile edemediği tasarruf eğilimi, nispeten yüksek maaş alan kişiler için bugüne kadar mümkündü. Ancak kişisel vergi yükünün her geçen gün artması tasarruf gücüne sahip çalışanın da belini bükmeye başladı. 2007 yılında net 3 bin lira maaş alan bir çalışan, maaşının 735 lirasını tasarrufa yöneltebilirken 2010'da bu rakam 185 liraya indi. Zamlar ve her geçen gün artan dolaylı vergilerden bunalan çalışanlar, geçinmek için giyimden vazgeçiyor. İstanbul'da yapılan bin kişilik mini ankette sigara en vazgeçilmezler arasında sıralanırken, giyimin ardından kesilen bir diğer kalemin de yol ve benzin olduğu gözleniyor. Ancak çalışanlar yol ve benzin konusunda da zam dönemlerinin ilk ayında kısıtlamanın yaşanabildiğini sonrasında ise tekrar kazanılan alışkanlıklara geri dönüldüğünü ifade ediyorlar."
    
    Gelir vergisinin yaklaşık yarısını çalışanlar ödüyor

    Sanayi kuruluşlarının ve iş yeri sayısının fazlalığı nedeniyle dolaysız ve dolaylı yollardan en fazla vergiyi İstanbullu'ların üstlendiği vurgulanan İSMMMO'nun "Devlete Çalışıyoruz" raporuna göre, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın verileri de İstanbullu çalışanın en fazla vergi ödeyen kesimi teşkil ettiğini gösteriyor. Bu alanda İstanbul'u, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya izliyor. OECD verilerine göre de Türkiye'nin işçi ücretlerinde en fazla kesinti yapılan ülkeler arasında yer aldığına dikkatin çekildiği raporda, çocuksuz ve bekar çalışanlardan kesilen vergi ve sosyal güvenlik primlerini baz alan ortalama vergi rakamlarına göre Türkiye, Almanya, Danimarka, Belçika, İsveç, Hollanda ve Polonya'dan sonra çalışanlardan en çok vergi kesintisi yapılan ülke olarak belirlendi.

    Raporda, verilere ilişkin görüşlerine yer verilen İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan da, Türkiye genelinde toplanan gelir vergisinin yaklaşık yarısını çalışanların ödediğini belirterek, şunları kaydetti:

    "Adaletsiz gelir dağılımı gibi vergide de adaletsiz tutum sergileniyor. Vergi yükünü bir avuç çalışana yıkmak adil değildir. Krizin etkilerine karşı KDV oranlarında yeni bir düzenleme yapma gereği ortadadır. Kayıtlı çalışanın yükü hafifletilmediği taktirde çalışan vergi yükü altında ezilecek ve katma değer yaratmaktan uzaklaşacaktır. Son 6 yılda stopaj yoluyla çalışanlardan kesilen gelir vergisi tutarı 90 milyar lirayı bulmuştur. Devlet, yakaladığını ve elinin altındakini ezmeye devam ettikçe kayıt dışılık artacaktır."

    Halen brüt 744,75 lira ve net 587,85 lira olarak uygulanan asgari ücretin, "açlık sınırı" olarak tanımlandığını ve dört kişilik bir ailenin dengeli, sağlıklı beslenebilmesi için yapılması gereken gıda harcaması tutarının çok altında olduğunu vurgulayan Arıkan, net 587,85 lira ücret alan bir işçinin, vergi ve sigorta primi olarak devlete 156,90 lira ödediğini ifade etti. Arıkan, asgari ücretin net tutarının yüzde 26,6'sının doğrudan vergiye gittiğine işaret ederek, "En azami koşullarda yapılan harcamalarda ise asgari ücretlinin devlete ödediği dolaylı vergi miktarı aylık 84 lira 25 kuruş olarak hesaplanıyor. Bu rakam 2007 yılında ise aynı harcama kalemlerinde aylık net 497,25 liralık maaşın 65 lirasının dolaylı vergiye gittiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=135263&KTG_KOD=278