Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
500 milyar dolar ihracat hayal mi (28.12.09) PDF Yazdır e-Posta
28 Aralık 2009
 
 
Biliyorsunuz TİM, cumhuriyetimizin 100'üncü yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi koydu.
Bu bağlamda bir süredir ihracatçı sektörleri düzenlediği "çalıştay"lar ile masa başına oturtuyor ve her sektör 2023 yılına kadar ne yapabileceğini tartışıyor.
Bu çalıştayların bazılarına ben de katıldım.
 
 
Çalıştayları, "Execution Partners" adında bir firma düzenliyor ve katılanların önüne altyapısı hazırlanmış çeşitli senaryolar koyuyor. Onlar da bu senaryolar üzerinde aralarında tartışıyorlar, sonuçta ortaya bir fikir çıkıyor ve o fikir de 2023 yılı için o sektörün hedefi oluyor.
Yapılan çalışma özetle böyle.
Böyle de çalışmanın özelinden geneline geçtiğimde kafamda cevap bulamamış çok sayıda sorular oluşuyor.
 
 
Ülkenin geleceği "ihracattadır" deniliyorsa -ki, bu çok doğrudur- o zaman böylesi devasa bir proje öncelikle ve ivedilikle "devlet politikası" olarak kabul ve ilan edilmelidir. Hükümet tarafından kesin çizgilerle adının konulmadığı takdirde yapılan çalışmaların hiçbirisinin anlamı yoktur. Hükümet cephesinden de henüz böylesi bir ses duyulmamıştır.
Bu proje sadece ihracatçıların çabalarıyla gerçekleştirilecek bir proje değildir.
500 milyar dolar hedefe kâğıt üzerinde basit bir hesapla ve ihracatımızı yılda yüzde 15 oranında artırarak ulaşabilirsiniz. Ama konuyu kâğıt üzerinden alıp sahaya yatırdığınızda karşınıza faklı durumlar çıkacaktır.
Bu hedefe ulaşmak için geleceğinizi, sanayi toplumu olarak mı, hizmet toplumu olarak mı, yoksa bilişim toplumu olarak mı yapılandıracaksınız, onun da adını peşinen koymalısınız.
Katıldığım çalıştaylarda bu tercihlerin adlarının konulmadığını gördüm.
Birçok sektör önlerine konulan senaryolar üzerine kendi deneyimlerini koyup bir şeyler yapma çabasında.
Gelin görün ki, sanayi envanteri olmayan bir sanayi yapısında birçok sektör ayağını nereye ve ne kadar sağlam bastığını bilemez durumdadır.
Çünkü çok sayıda sektörde hâlâ sanayi envanteri yoktur. Temeli olmayan bir platform üzerine bina yapılmaya kalkılmakta ve 2023 yılında 500 milyar dolar hedefi daha işin başında temelsiz kalmaktadır.
500 milyar dolar ihracat demek, yine basit bir hesapla mevcut sanayi yapısını 5 defa büyütmek demek. Haydi mevcut boş kapasiteleri dikkate alalım 4 defa büyüyelim.
Büyüme demek, pazarların önümüzdeki 13 yıldaki durumlarının tahmin edilmesi ve o durumlara göre yatırımların yapılması demek. Diyelim ki, geleceği okuduk.
O zaman, büyümek için yatırım gerekecek.
Yatırım demek, her şeyden önce devlet desteği demek, projeye "devlet politikası" adı verilip hükümetçe ilan edilmediyse, "yatırım desteği yok" demek.
Velev ki, yatırım ve ihracat için devlet desteği alındı.
O zaman gerekli özsermaye ve kredi nasıl, nereden bulunacak?
Yerli yatırımcıların yanı sıra doğrudan yabancı sermayeye de ihtiyaç duyulacak.
Doğrudan yabancı sermaye, kendilerine özel beklentiler içerisinde olur ve gittikleri her ülkeden de beklentilerini alır.
Onlara yönelik yatırım teşviklerinin adı yerli yatırımcıyı küstürmeden nasıl konulacak?
Yabancı sermayenin önündeki kayıtdışılık, rüşvet ve tahkim sorunları nasıl aşılacak?
Sermaye denildiğinde, ya zulalar devreye girecek ya bankalar ya da dış kredi
Zulalar küresel krizde kullanılıp bittiğinden, bankaların kapıları çalınacak.
Peki, bankalar bu projenin ne kadar farkındadır?
Kendilerine düşen rol bağlamında ne kadar hazırdırlar?
Dış krediler ülke notu ve ülke imajı ile paralellik göstereceğinden bu konuda ne yapılacak?
Dedim ya, bu proje sadece ihracatçıların katkılarıyla gerçekleşemez topyekün harekât gerektirir.
Topyekün harekât deyince devletin diğer kurumlarının, bakanlarının ve bakanlıklarının ve üniversitelerinin de devreye girmeleri gerekir.
Onlar bu projenin neresindedirler?
500 milyar dolar hedefi paralelinde kendi hazırlıklarını yapıyorlar mı?
 
 
Bunlar cevap bulamadığım sorular olarak önümde duruyor.
Bitmedi, dahası var.
500 milyar dolarlık hedefe ulaşmak için yatırım malı, makine, teçhizat, hammadde ve yarı mamul anlamında ithalatı da konuşmalıyız.
Yine basit anlamda ithalatı da yüzde 15 oranında artırırsak 2023 yılında ithalatımızın 850 milyar dolar-1 trilyon dolar arasında rakamları konuşuyor olacağız.
Bu durumda göreceğimiz bir başka gerçek de devasa dış ticaret açığımız olacaktır.
Bu tür, "açık" konusu hangi kurumun ilgi alanına giriyorsa o kurumun bu durum karşısındaki tavrı ve savunma mekanizmaları nelerdir?
Devam ediyorum.
AB konusu, ihracatta hemen her sektörü ilgilendiren bir konudur. Daha doğrusu AB ile aramızda günümüz şartlarında elimizi kolumuzu bağlayan Gümrük Birliği ve o birliğin başımıza sardığı Serbest Ticaret Anlaşmaları'ndaki (STA) zafiyetimizi de konuşmalıyız.
 
 
Öyle ya, önümüzdeki 13 yılı dış ticaret anlamında konuşuyorsak ve daha çok ihracat amaçlıyorsak ihracatımızın önünde engel olarak duran STA'ların durumunu AB ile konuşup kesin bir formülebağlamak zorundayız. Bu yapılamazsa ağzımızla kuş tutsak nafiledir.
Daha sorayım mı?
Gelişen sanayi yapımız ve ihracatımız bağlamında ihtiyaç duyulacak kalifiye elemanların mesleki eğitimleri, imam hatip okullarına endeksli olacaksa, önümüzdeki 13 yıl içerisinde ihracatçılarımız kalifiye eleman ihtiyaçlarını dışarıdan işçi getirerek mi karşılayacaklar?
İhracat ile ilgili yan sektörlere gelelim.
Bu sektörlerin başında lojistik ve taşımacılık geliyor.
500 milyar dolarlık kapasiteyi taşıma ve depolama anlamında kara, deniz ve hava taşımacılığımızın yapılanmaları ne âlemdedir acaba diye sorsam cevabı olan var mıdır?
 
 
4 kat büyüyecek sanayimizin enerji ihtiyacı için devasa yatırımlar gerekmeyecek midir? Elbette gerekecektir. Nedir o zaman önümüzdeki 13 yıllık enerji yol haritamız?
Gördüğüm kadarıyla 2023 üzerindeki çabalar ve çalıştaylar 23 ihracatçı sektör üzerine kurulmuş. Bu sektörlerden sadece 6'sı ihracatımızın yüzde 72'sini yapıyor, geri kalan yüzde 28'ini 17 sektör paylaşıyorsa zaten ciddi anlamda yapısal sorunumuz var demektir.
Bu bozuk yapıya rağmen, önümüzdeki 13 yılda da 23 sektörde kalacak ve aralarına yeni ve sürükleyici sektörler koyamayacaksak bu çalışmada bir vahim sektörel eksiklik yok mudur?
TİM bir şeyler yapıyor ama sorular da bitmiyor.
Kısaca, bu sorulara tez zamanda cevap bulunamaz ise 500 milyar dolarlık mega proje kısa sürede bir mega hayale dönüşecektir.