Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İbrahim Öztürk - Enflasyon hedefi tutmayacak, peki ne yapmalı? (29.10.2007) PDF Yazdır e-Posta
29 Ekim 2007

 

Merkez Bankası (MB) da artık yıl sonu enflasyon hedefinin tutmayacağını açıkladı. Bilindiği üzere 2007 yılı TÜFE hedefi yüzde 4, kabul edilebilir üst sapma sınırı ise yüzde 6 idi.

Bankanın yeni beklentisine göre TÜFE yılsonunda yüzde 70 ihtimalle yüzde 6,7 ile 7,9 (ortasını bulsak dahi 7,3) arasında gerçekleşecek.

Benim yıl sonu tahminim hiçbir yazımda yüzde 7'nin altına düşmedi. (Bkz. MÜSİAD, Türkiye Ekonomisi 2007, Haziran). 11 Aralık 2006'da, yani bundan 10 ay önce, Zaman'da 'Faiz silahını çekmek' konulu yazımızda; "Artık enflasyonu para politikası araçlarıyla yüzde 7'nin altına düşürmek zor. Bu meyanda faiz silahı tek başına işe yaramaz. Dahası üretim ekonomisine verdiği zarar nedeniyle de büyük gürültü kopar. Enflasyona artık arz yönlü bakılmalı, mali tedbirler devreye girmeli." demiştik. Gazete ilanı ile 'faiz düşür' baskısı bu yüzden koptu.

Bu tahminimize rağmen, MB'nin enflasyonu düşürme sürecine destek için sürekli kendi beklentimi tekrarlamaktan vazgeçtim. Ancak, MB'nin açıkladığı 4. ve sonuncu Enflasyon Raporu bu kaygıların gerçekleştiğini gösteriyor. Umarım dünya piyasalarında yaşanan ve şimdilik Türkiye'nin de içinde yer aldığı 'yükselen piyasalar' lehine olan sıkıntılar bu mihverden çıkmaz, olumsuzluk bize de sirayet etmez. Keza umarım ekonomi, iç ve dış siyasetin karanlık suları arasında kapana sıkışmaz, yerli ve yabancı ekonomi aktörlerinin beklentileri bozulmaz. Zira son bir yılda oldukça hırpalanan beklentilerin tekrardan rayına oturtulması tam da başarılmış değil.

Enflasyon tutmayacağı için tabii oturup MB'ye yüklenen ve böylece egosunu tatmin edenler bol olacak. Oysa bize göre bu gelişmeler MB'nin haklı olduğunu gösteriyor. Zira biz enflasyonun tek parametreli bir faiz aracıyla yok edilemeyeceğini ifade ederken, MB tersini düşünüyor değildi. Bu, bir takım oyunu ve herkes kendi üzerine düşen kısmını yerine getirmeliydi. MB elindeki araçlarla yapabileceği kısmı yaptı. İşte görüyorsunuz, özel tüketim harcamaları yerlerde sürünüyor, daha yeni yeni canlanmaya başladı. Bu arada iç piyasaya çalışan esnaf-üretici kan ağlıyor. O halde eksik giden ne?

MB bunu açıkça ifade ediyor: Vergi artışları, elektrik zammı, petrol başta olmak üzere enerji fiyat artışları, gıda ve memur maaş artışlarını da içeren fiyat ayarlamaları. Bu şartlarda seçim yılında biraz daha dikkatli davranılabilseydi, şimdi hiç olmazsa vergi artışına gidilmeyebilir, SSK primlerindeki son derece zaruri olan 5 puanlık indirim mümkün olabilirdi. Ancak diğer geri kalan faktörlere hükümetin de yapabileceği bir şey yok. Tam tersine, IMF'nin baskılarına rağmen yıllardır enerji maliyetlerindeki artışı özel sektöre ve halka yansıtmamak için çırpınıyor ve bütçe bu yüzden zorlanıyor. Sırf enerji zamlarının ertelenmesi nedeniyle son beş senede halka aktarılan kaynak yaklaşık 15 milyar YTL.

Keza petrol fiyatları 2006'da 75 doları görmüştü, 2007 için MB yıl ortalaması olarak varil fiyatını 60 dolar olarak varsaydı. Ancak görüyorsunuz şimdi 90 doların gerisine düşmüyor. Gıda fiyatları ise (kuraklık da var) oldukça yüksek seyrediyor. Keza 2007 zam pazarlıkları çok çetin geçiyor. Halkın gelir düzeyi yetersiz. Kamuda ve özel sektördeki zam talepleri aslında yersiz değil.

Neticede tüketimi kısmak tek başına yetmiyor. Bir yönden diğer toplam talep unsurları, öte yandan maliyet unsurları artıyor.

Bu aşamada yapılması gereken içeride bütçe açığına izin vermemek, mali disipline sarılmak. Yıl sonunda Faiz Dışı Fazla (FDF) yüzde 4,3 seviyesiyle hedefin çok altında kalacak. 2008'de FDF yüzde 5,5 gibi hedefleniyor. Tutarsa, mali disiplin bu yıldan daha iyi olacak demektir. (Tabii savaş ekonomisi gibi bir yük sırtımıza binmezse). İlaveten sosyal güvenlik sistemi reformu ile 40 milyar YTL'ye varan açık -ki 2008'de GSMH'nin yüzde 5,5'i kadar olacak demektir, vahim bir durum- azaltılabilir. Bu kaynak tasarrufu bütçeyi rahatlatır. Yani artık enflasyonun da faizin de geleceği, reformlara ve mali disipline kalmış demektir.

http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/yazar.do?yazino=606729