Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Rüştü Bozkurt - Teşvik sistemini nasıl ele almalıyız PDF Yazdır e-Posta
11 Ekim 2007

Cumhuriyet döneminden bu yana ülkemizde ekonomik gelişme yaratmak için çok değişik "teşvik sistemleri" uygulandı. Yaratılan sonucu farklı açılardan bakarak değerlendirdiğimizde, çok değişik yargılara ulaşmamız mümkün.

Hiç kuşku yok ki, geçmişin birikimlerinden yararlanarak, onlardan çıkardığımız derslerle daha sağlıklı bir gelecek yaratabiliriz.

Mekana, mekanın yarattığı ekonomik zenginlik düzeyine göre uygulanan teşvik sisteminin ne gibi sonuçlar yarattığını son dört yılda yakından izledik. Eşitsizlik yaratan, haksız rekabetin kaynağı olan mekana göre teşvik uygulamasında ısrar etmenin değeri de yok, anlamı da.

Son dönemde de "sektörlere göre teşvik" talepleri yükselmeye başladı. Mekana göre teşvikler gibi, genel ve kategorik olarak sektörlere verilecek teşviklerin de, ekonomik gelişmeyi çok fazla etkilemeyeceği ve doğru sonuçlar yaratamayacağı kanısındayız.

Önereceğimiz teşvik sisteminin hangi zihni modele dayandırıldığını açıklamalıyız ki, analizimizin iç bütünlüğü daha kolay anlaşılabilsin. Bu temel yaklaşımla, ilk yazıda özellikle kullandığımız ölçüleri paylaşmak istiyoruz.

Felsefemiz nedir?

Herhangi bir konu değerlendirilirken, öncelikle, söylenenlerin ve yazılanların arka planının dayandığı bir "felsefesi" olup olmadığı araştırılmalı. Bu felsefenin, kaynak kişilerini ve onlara inananları güçlü bir "ortak iradeye" taşıyıp taşımadığı sorgulanmalı. Ortak iradenin, varlık nedeni olan bir "ortak ideale" dönüşüp dönüşmediği irdelenmeli. Ve bu ortak ideali hayata taşımak için "yaratılmak istenen bir ortak sonuca" -siz ona hedef de diyebilirsiniz- yönelip yönelmediği gözlenmeli. Bu ilk ölçüler, işin tam anlamıyla "zihinsel değer üretme" aşamasıyla ilgilidir; psikolojik ve duygusal boyutudur; yapılan işi "anlamanın" temelidir.

İkinci adım da "zihinsel değer üretme-odaklıdır" ama psikolojik ve duygusal yönünden daha ağırlıklı olarak "kültürel içeriklidir" ve "ortak diğerlerimizi" kapsar. Yani ekonomik gelişmenin üzerine inşa edildiği insan ve sermaye kaynaklarının ve "değer sisteminin" nasıl şekillendiği açığa çıkarılmamışsa, söyleneni de yazılanı da doğru okumak imkansızdır.Eğer kullandığımız kavramların bileşenlerini net bilmiyorsak; o kavramlara dayalı düşünceler bizi sağlıklı bir sonuca götürmez. Bu açıdan bakıldığında kalıp düşünceler, yerleşik doğrular, önyargılar ve zihniyet, analizlerimizin temel kısıtlayıcılardır. Biz teşvik sistemini ele aldığımızda bu kültür-odaklı yönleri de alabildiğine tartışmalıyız.

Üçüncü ölçü, bir toplumsal ilişkiler ağının temel dayanağı olduğunu bildiğimiz "ortak yararlar" konusunda ne söylendiğine bakmaktır. Önerilen çözümler kimlerin yararına, kimlerin zararına sonuçlar yaratır? Değerlendirmede bir "fayda-maliyet" dengesi kuruluyor mu? Memleketin, kurumların, firmaların, şirketlerin ve işletmelerin çıkarları ile bireyin çıkarları dengeleniyor mu? Benzer soruların yanıtları net değilse yapılan değerlendirmelerin verimi düşük kalacaktır; anlaşılma alanı sınırlı olacaktır.

Proje-odaklı yaklaşım şart

Dördüncü ölçü, "ortak proje" sunulup sunulmadığına bakmaktır. Eğer kategorik kavramlarla düşünceler anlatılıyorsa; geri dönüş yaparak performans somut verilerle ölçülemezse; o zaman çarpıcı kavramların, ilgi çeken sözlerin çok fazla değeri olmadığı gibi, anlamı da olmayacaktır. Eğer somut bir proje ortaya konuyorsa; iş ciddiye alınmıştır. "Proje-odaklı teşvik sistemine geçiş" öneresi düşüncemizin özünü oluşturmaktadır.

Beşinci ölçü, "zihni planda önerilen modeli" işletecek "ortak kurumumlar" önerilip önerilmediğine bakılmasıdır. Kurumların işleme mekanizmaları irdelenmeli, yapılan karşılaştırmalı analizler yargıları netleştirilmelidir. Ve bütün bu yaklaşımları değerlendirdikten sonra, analizin ciddiyetine karar verilmeli.

Belirtilen beş temel ölçüyü kullanarak "teşvik sistemine" ilişkin görüşlerimizi daha sonraki yazılarımızda tartışacağız.

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=329940&dept_id=80