Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Veysi Seviğ - Bir yangın olayı ve acı sonucu PDF Yazdır e-Posta
06 Ekim 2007
70'li yılların sonuna doğru İstanbul'da Sultanhamam'da ogünkü bilgiler çerçevesinde bilinmiyen bir nedenle büyük bir iş hanının içersinde bulunan işyerlerinin bir bölümü yanmıştı.

Yangın öncesinde Hesap Uzmanları tarafından defter ve belgeleri incelenmek üzere talep edilen üç ayrı mükellefin de işyerleri, söz konusu yangından zarar görmüş olduğundan, bu mükellefler defter ve belgelerini yangın dolayısıyla yitirmiş olduklarını ifade ederek kendilerine verilen süre içerisinde ibraz edememişlerdi. Bilahare bu kişiler defter ve belgelerini yangın sonucunda yitirdiklerine dair mahkeme kararlarını bana ve diğer uzman arkadaşa ibraz etmek suretiyle, incelemenin yapılmasını adeta imkansız hale getirmişlerdi.

Yangında iş yerleri zarar gören mükelleflerin ogünkü halleri gerçekten inşanı üzüntüye sevk edecek görüntüdeydi.

Ben de tarafıma verilen görev nedeniyle söz konusu mükelleflerden birisine yangın öncesinde, zannedersem yangından yaklaşık on gün önce defter ve belgelerinin uzmanlığa ibrazını istemiştim. Yangından yaklaşık birkaç gün önce beni arayan mükellef defter ve belgeleri bir kaçgün içerisinde ibraz edeceğini söyleyerek, ortaya çıkan bu gecikmeden dolayı adeta benden özür dilemişti. Ancak ne yazıkki yangın sonrasında söz konusu defter ve belgelerin ibrazı imkansız hale gelmişti.

Yangından tahminen bir buçuk ay sonra bizi ziyarete gelen mükellef, defter ve belgelerin yangın nedeniyle yok olduğu konusundaki mahkeme kararını uzmanlığımıza ibraz ederken ayrıca, "Uzman bey, bu yangından çok zarar gördük, yıkıldık, artık bizim toparlanmamız çok zor" diyerek üzüntülerini ve sıkıntılarını bir defa daha dile getirmişti.

Diğer uzman arkadaşımla beraber konuyu aramızda tartışarak yaşanan yangın felaketi nedeniyle işlerini ve mallarını kaybeden ve durumlarını belgelendiren bu mükelleflerin fiilen bu durumda incelenmesinin mümkün olamayacağını, dönemin grup başkanına yazılı olarak bildirmeye karar verdik.

Bugün anımsadığım kadarıyla bizim konuyu grup başkanlığına yazı ile bildirdiğimizden yaklaşık iki ay sonra posta yoluyla adıma gelen bir mektupta yer alan satırlar beni çok şaşırtmış olacak ki diğer arkadaşımla konuyu hemen paylaşma ihtiyacını duydum.

Söz konusu mektupta yer alan bilgilere göre benim incelediğim mükellef, arkadaşımın incelemeye aldığı mükellefle birlikte ortak olarak Akdeniz'in en güzel sahil bölgesinde bir tatil köyü inşatına başlamışlardı.

Mektupda bahsedildiği üzere bu iki mükellef hem piyasadan yangın öncesinde yüklü miktarda vadeli mal almışlar ve bu malları yine yangın öncesinde Anadolu'da peşin para ile satmışlar ve hem de söz konusu emtiayı iş yerlerinde varmış ve yangında zayi olmuş gibi göstererek sigorta ettirmek suretiyle yangın sonrasında sigorta şirketinden yüklü miktarda tazmanit almışlardı.

0gün arkadaşımla yaklaşık bir saat olayı konuştuk ve tartıştık. Aynı

gün daha önce okul arkadaşım ve aynı zamanda o tarihlerde bir sigorta şirketinde müdür muavini olan arkadaşıma konuya ilişkin bilgi almak üzere gittiğimde, tesadüfe bakın ki arkadaşımın masasında yer alan defterler arasında yangında zayi olduğu hususu mahkeme kararına bağlanan defterlerin de bulunduğunu hayretle gördüm.

Arkadaşıma olayı anlattığımda o da bana, "Biz maalesef Genel Müdürlük talimatı ile bunların yangından doğan zararlarını birkaç gün önce ödedik" dedi.

Yaptığımız kısa bir araştırma sonucunda bu iki kafadar ortağın;

* Piyasadan vadeli olarak almış oldukları malları, peşin olarak satarak yangın öncesinde nakde dönüştürdüklerini, buna karşılık yangını bahane ederek borç senetlerinin vadelerini bir yıl uzattıklarını,

* Kanuni defter ve belgeler yangında zayi olmamasına rağmen bunlar zayi olmuş gibi mahkemeye başvurarak zayi belgesi aldıklarını,

* Bankalardan almış oldukları kredileri, yangını neden göstererek vadelerini uzattıklarını,

* Mal alış faturalarını dayanak göstererek yangından birkaç gün önce malları sigorta ettirdiklerini ve bilahere de sigorta şirketinden yangın sonrası önemli miktarda tazminat aldıklarını

tespit ettik. Bu tesbitlerden sonra söz konusu mükelleflerin incelenmesi için grup başkanlığına başvurduk.

İlk yaptığımız iş söz konusu tatil köyü inşaatı hakkında bilgi toplamak oldu. Gerçekte, inşaat altı ortaklı bir Anonim Şirket adına yapılıyordu. Ancak ortaklar arasında ismen bu şahıslar bulunmuyordu. Fakat edinilen bilgilere göre söz konusu inşaatın gerçek sahibi bu iki ortak idi.

Konuyu mahallinde incelemek üzere görevlendirildikten sonra, yörede bu kişilerin varlığını fiilen tesbit edip gerekli kanuni işlemleri yapmak üzere  çalışmaya başladık.

Ancak bu çalışmalarımız sırasında bir sabah gazetelerde yer alan bir haberle ikinci bir şok daha yaşadık.

Tatil köyü inşaatının çok yakınında söz konusu iki kafadar ortak bir gün önce geç saatlerde geçirmiş oldukları trafik kazası sonucunda hayatlarını yitirmişlerdi.

 

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=80081&YZR_KOD=157&ForArsiv=1