Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Eski şirket modelini çöpe atan kriz sonrası ayağa kalkar PDF Yazdır e-Posta
04 Temmuz 2009

Image

Bilişim şirketi Nexum Boğaziçi'nin sahibi, aynı zamanda yönetim danışmanlığı, finans ve vergilendirme üzerine uzman olan Joachim Behrendt, krizin ardından Türk şirketlerinden gelen talep üzerine danışmanlık şirketi de kurdu.

Ağırlıklı olarak krizde şirketlerin yeniden yapılanması konusuna odaklanan Behrendt, krizin ardından doğru yapılanan Türk şirketleri için hem iç pazarda hem de yurtdışında büyük fırsatlar olduğuna dikkat çekiyor.

Joachim Behrendt'in Türkiye'deki girişimcilik öyküsü, yaklaşık 10 yıl önce şirketlere web sitesi tasarımı konusunda hizmet sunmak üzere Nexum Boğaziçi'yi kurmasıyla başlar. 2001 yılında Almanya, İsveç, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan'da faaliyet gösteren uluslararası bir internet servis sağlayıcısı olan Nexum AG ile ortaklık yapan Behrendt, böylece şirketin faaliyet alanlarını önemli ölçüde genişletir. Nexum Boğaziçi, Alman ortağı ile birlikte, 2001 yılında sektörde yaşanan krize rağmen, pazar payını ve marka bilinirliğini artırır.

Ancak Behrendt, 2004 yılında finansal kısıtlamalar nedeniyle yabancı ortaklarının hisselerini de satın alarak yeni bir yapılanmaya gider. Böylece şirketin faaliyetleri danışmanlık, IT ve kreatif olmak üzere, 3 ana bölüm altında toplanır.

Danışmanlığı ayırdı
Behrendt, verdiği hizmetler arasında yer alan yönetim danışmanlığının son 2 yılda Nexum bünyesinde en hızlı büyüyen bölüm haline gelmesi ve krizin etkisiyle şirketlerden danışmanlık konusunda taleplerin artması nedeniyle 2009 yılının başında danışmanlık hizmetleri için "BIC Behrendt International Consulting" markası altında yeni bir şirket kurar. "Krizde Yeniden Yapılanma" üzerine hizmet vermeye başlayan ve önerilerini çeşitli seminerlerde paylaşan Behrendt, bugüne kadar Türk-Alman Ticaret Odası'na ve Bursalı işadamlarına seminer verir. Seminerler sonucunda çok sayıda şirketle yeniden yapılanmalarını sağlamak için çalışmaya başlar.

Behrendt'e göre, kriz dönemi doğru yapılanan Türk şirketleri için büyük fırsatlar barındırıyor. Şirketlerin kriz bittikten sonra ekonominin eski haline döneceğini düşündüklerini, ancak bunu bir hata olduğunu belirten Behrendt, "Ekonomi düzelse bile krizden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Firmaların bunu kabul etmesi gerekiyor. Eğer firmalar alıştığımız şirket modelini aynı şekilde devam ettirmeyip yeniden yapılanırsa, Türk şirketler için büyük fırsatlar var" diyor.

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinin krizden çıkmasının daha zor olduğunu, çünkü iç talepte ciddi bir gerileme olduğunu anlatan Behrendt, "Ama Çin gibi ülkeler kriz döneminde daha şanslı. Türkiye de, krizi atlattıktan sonra eski durumunda daha iyi bir noktada olabilir. Türkiye krizden Avrupa ülkelerinden daha az etkilendi, çünkü pazar çok daha esnek ve çok fazla potansiyel var" diyor.

Yeniden yapılanma süreci
Behrendt'in yeniden yapılandırma sisteminde ilk aşamada 2 hafta süren check-up bölümü var. İki haftalık süreçte firmaların ayakta kalma şansı analiz ediliyor. Şirketin mali durumu ortaya konulduktan sonra 3 aylık bir öngörü yapılıp ardından strateji belirleniyor. Behrendt, bunu belirlerken pazarın neler getireceğine baktıklarını söylüyor.

Yeniden yapılanmanın ikinci aşaması ise teşhis ve tedavi. Bu aşamada hem şirket içinden hem de dışarıdan uzmanlar bir araya getirilip çeşitli senaryolar geliştiriliyor. "Mesela şu ürün grubunu bıraksak ne olur, yeni bir pazara girersek nasıl etkileniriz gibi şeylere bakıyoruz. Buna göre 5 tane iş planı geliştiriyoruz" diyen Behrendt, iş planlarını yönetim kurulu üyeleriyle konuşup senaryolaştırdıklarını belirtiyor. Üçüncü aşama ise tedavi ve kalıcı iyileşme. 3. aşama, 1-2 seneyi bulabiliyor. Her zaman yumuşak bir geçiş planladıklarını ifade eden
Behrendt, "Hiçbir zaman yetkinlik sahibi çalışanları çıkarmadan, şirketin bazı kısımlarını modifiye ederek, bazı nakdi varlıkları satıp bunları yeni yatırımlar için değerlendirerek ve bunları işletme içinde çalışanlara ileterek kalıcı bir iyileşme hedeflenir" diyor. 4. aşamada stratejik iş akışına yönelik çalışmalar yaptıklarını ifade eden Behrendt, dünyanın nerede olacağını sorguladıklarını ve şirketin buna uyum sürecini konuştuklarını dile getiriyor.

Türkiye'nin çok önemli bir yatırım ortamına sahip olduğunu vurgulayan Behrendt, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Eğer bir şirket sahibi olarak yatırım yapacak olsaydım Türkiye'ye yapardım. Çünkü Türkiye'de çok iyi eğitimli ve genç yöneticiler var. Ayrıca Türkiye'deki risk alma cesareti çok önemli ve ticarete karşı doğal bir yetenekleri var. Tavsiye ve risk almayı biliyorlar. Bu nedenle Türk şirketlerini tercih ediyoruz."

Yeniden hayat bulmanın 4 aşaması

1. İki haftalık chek-up
2. Teşhis ve tedavi süreci
3. Tedavi ve kalıcı iyileşme
4. Stratejik iş akışı çalışması

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=125455&KTG_KOD=158