Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Piyasalardaki çarpıcı değişimi İş Yatırım yorumluyor... PDF Yazdır e-Posta
20 Eylül 2007
Image
  
  

ABD kredi piyasasında yaşanan kriz karşısında piyasaların ve ekonomi yönetiminin verdiği tepkiyi keyifle izliyoruz. Tarihimizde ilk defa, ABD ekonomisinde yaşanan fırtınaya rağmen Türk lirası değer kazanıyor, faiz oranları geriliyor, borsa yükseliyor. Küresel dalgaların mali piyasalarda etkili olmadığını gören Merkez Bankası para politikasını kademeli olarak normalleştirmeye başlıyor.


GEÇMİŞİ HATIRLAMAKTA FAYDA VAR

Türkiye ekonomisinin ne kadar geliştiğini göstermek için geçmişi hatırlamakta fayda var. Dünya piyasalarındaki fırtınalar yüzünden gemimizi yüzdürmekte zorlandığımız, alabora olma tehlikesi atlattığımız günlerden bahsetmiyoruz. Yakın geçmişi 2006 yılı Mayıs-Haziran dönemini hatırlayalım...

NELER OLMUŞTU?

ABD faizlerindeki yükseliş nedeniyle dünya piyasalarında sert bir satış dalgası yaşanıyor. Cari dengenin bozukluğu ve kısa vadeli finansman ihtiyacının yüksek olması Türkiye ekonomisini dünya piyasalarındaki dalgalanmalara karşı açık hedef haline getiriyor. Türkiye gelişmekte olan ülke piyasaları arasında değer kaybında başı çekiyor. Türk lirasının yüksek oranda değer kaybetmesi, enflasyon beklentilerinin bozulmasına ve Merkez Bankasının faizlerde şok bir artış yapmasına neden oluyor...

NE DEĞİŞTİ DE BÖYLE OLDU?

Peki, bugün ne değişti? Nasıl oldu da, ABD kredi piyasasının karıştığı bir dönemde Türk lirası “güvenli liman” haline geldi? Sağduyunun bize vereceği cevap belli. “Hükümetin beş yıl daha doğru ekonomik politikaları uygulayacağına duyulan güven ve Merkez Bankası’nın aşırı yüksek faiz politikası Türk lirasını dünyanın en cazip para birimlerinden biri haline getirdi.“

NE DEĞİŞTİ DE BÖYLE OLDU?

Bu haftaki yazımızda “ABD dolarının şiddetli değer kaybının” Türk lirasının değer kazanmasında oynadığı rolden bahsetmek istiyoruz. Türk yatırımcısı olarak ABD dolarına karşı iflah olmaz bir düşkünlüğümüz var. Türkiye ekonomisinin dış ticaret mal ve hizmet hareketlerinin %60’ına yakını Avrupa ile yapılıyor. ABD ile yapılan ihracat, ithalat işlemlerinin toplam dış ticaretimiz içindeki payı %5’i geçmiyor. Buna karşı döviz tevdiat hesaplarının %60’a yakını ve “yastık altında” saklanan paranın önemli kısmı ABD dolarına yatırılıyor.

ESKİ ALIŞKANLIKLAR KORUNUYOR

Bu strateji ABD dolarının güçlü, Türkiye ekonomisinin istikrarsız olduğu dönemden miras kalan kötü bir alışkanlık. Ekonomik ve siyasi istikrarsızlık döneminde Türk lirasına güvenemeyen hanehalkı ekonomik gidişatın değişmesine rağmen alışkanlıklarını tamamen değiştirmiyor. Halen tasarrufunun önemli bir kısmını ABD dolarında tutmaya devam ediyor. Bu sayede anaparasını enflasyona ve dışsal şoklara karşı korumayı hedefliyor.

GÜVENLİ LİMAN ALABORA OLDU

ABD’de yanlış ekonomi politikaların uygulanmaya başlanması “güvenli liman” arayışıyla dolara yatırım yapan yatırımcıların ciddi boyutta zarar etmesine neden oldu. ABD ekonomisindeki yüksek boyutlu bütçe ve dış ticaret açıkları son beş yılda Türk lirasının dolara karşı %50 oranında değer kazanmasına sebep oldu.

YERLİLER YÜKSELİŞİ FIRSAT BİLDİ

Kan kaybını durdurmak isteyen yatırımcıların bir kısmı Temmuz ayı sonunda döviz kurlarındaki yükselişi fırsat bilip Türk lirasına geçti. Yabancı yatırımcının panik içinde döviz talep ettiği dönemde Türk yatırımcının döviz satması Türk lirası üzerindeki baskının sınırlı kalmasını sağladı. Bankacılık sektörünün döviz likiditesinin yüksek olması sayesinde yabancı yatırımcının efektif talebi sorunsuzca karşılandı.

EURO KALDI, DOLARLAR BOZULDU

Merkez Bankası tarafından yayınlanan veriler üzerinde yaptığımız hesaplar dünya piyasalarındaki dalgalanmanın başladığı Temmuz sonundan Ağustos sonuna kadar olan dönemde hanehalkı ve şirketlerin 4.1 milyar doların üzerinde döviz sattığını gösteriyor. İlginç olan husus satılan dövizin %90’a yakının ABD doları cinsinden olması. Hanehalkı ve şirketler kurlardaki yükseliş karşısında euro hesaplarına dokunmaz iken dolar hesaplarını bozdurmayı tercih etmişler.

HEM MB HEM ABD

Hükümetin uyguladığı ekonomik politikalara duyulan güvenin ve Merkez Bankası’nın sıkı para politikasının Türk lirasının değer kazanmasına katkısını yadsımıyoruz. Ancak ABD ekonomisinin kötü yönetilmesinin etkisini de gözden kaçırmamak lazım.

SONUÇ

Kıssadan hisse: ABD ekonomisinin durgunluğa gitmesi endişesi ile FED’in faizleri hızla düşürmesi doların değer kaybının artmasıyla birlikte Türk lirasındaki yükselişin sürmesine katkıda bulunabilir.

 

 

http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=6232&p=11&rid=4369