Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
ABD Mukimi Firmadan Uluslararası Piyasalar Hakkında Alınan Bilgilendirme Hizmetinin Vergilendirilmesi PDF Yazdır e-Posta
10 Mart 2024

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı :62030549-125[30-2018/146]-1514959 

Konu : ABD mukimi firmadan uluslararası piyasalar hakkında alınan bilgilendirme hizmetinin vergilendirilmesi

İlgi :

a) tarih evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

b) tarih evrak kayıt numaralı dilekçeniz.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ek dilekçenizde, şirketinizin ABD mukimi firmasından internet üzerinden görüntüleme yapmak suretiyle dünya piyasaları ile ilgili analiz ve finansal veri hizmeti aldığı belirtilerek, bu hizmet alımı için yapılan ödemeler üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı ve katma değer vergisi hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise, dar mükellefiyette kurum kazancının ticari kazançlar, zirai kazançlar, serbest meslek kazançları, gayrimenkul ve menkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiş, dördüncü fıkrasında ise bu maddede belirtilen kazanç ve iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi konusunda 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Kazanç veya iradın Türkiye'de elde edilmesi" başlıklı 7 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye'de elde edildiği aşağıdaki şartlara göre tayin olunur:

1. Ticari kazançlarda; kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyle sağlanması

..." hükmüne yer verilmiştir.

5520 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiş olup maddenin ikinci fıkrasında, ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayri maddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Kesinti oranı 2009/14593 sayılı BKK ile gayrimaddî hak bedeli ödemelerinde %20 olarak belirlenmiştir. Ancak (Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamındaki işler hariç) ticari kazanç kapsamındaki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmasına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, firmasından ABD'de bulunan bir sunucu vasıtasıyla internet üzerinden alınan dünya piyasaları ile ilgili analiz ve finansal verilerin izlenmesi hizmetinin ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesi, bu hizmet nedeniyle yapılan ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine göre kurumlar vergisi kesintisi yapılmaması gerekmektedir.

Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması Yönünden

1.1.1998 tarihinden itibaren uygulanmakta olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ticari kazançları düzenleyen 7 nci maddesinin 1 inci fıkrası:

"1. Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, sadece ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları bu diğer Devlette, işyerine afedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere, vergilendirilebilir." hükmünü öngörmektedir.

Buna göre, firmasından ABD'de bulunan bir sunucu vasıtasıyla internet

üzerinden alınan dünya piyasaları ile ilgili analiz ve finansal verilerin izlenmesi hizmeti dolayısıyla yapılan ödemelerin ticari kazanç olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. ABD mukimi firmanın Türkiye'de sürdürdüğü ticari faaliyetlerden elde edilen gelirin Türkiye'de vergilendirilebilmesi için ülkemizde bir işyerine sahip olması ve kazancın bu işyeri vasıtasıyla elde edilmesi gerekmektedir. Böyle bir işyerinin bulunmaması durumunda vergileme ABD'de yapılacaktır. Anlaşmanın 5 inci maddesinde hangi durumlarda diğer ülkede bir işyeri oluşacağı açıkça belirlenmiştir.

Diğer taraftan, söz konusu bilgilerin herhangi bir şekilde ayrıcalıklı ve gizlenmesi gereken bilgi niteliği taşıması, özel bilgi birikimi ve deneyimi gerektirmesi veya bir telif hakkı karşılığında yapılmış olması durumunda yapılacak ödemelerin Anlaşmanın 12 nci maddesi kapsamında gayrimaddi hak bedeli olarak değerlendirilmesi ve ödemenin gayrisafi tutarı üzerinden %10 oranında vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Anlaşma hükümlerine göre Türkiye'de vergi ödenmesi durumunda ödenen bu vergiler, Anlaşmanın çifte vergilendirmenin önlenmesine ilişkin 23 üncü maddesi çerçevesinde ABD'de mahsup edilecektir.

Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden

3065 sayılı KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

6/b maddesinde, işlemin Türkiye'de yapılmış sayılması için, hizmetin Türkiye'de yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılması gerektiği,

9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

hüküm altına alınmıştır.

Konuyla ilgili olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin "I/C-2.1.2.1. İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye'de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler'' başlıklı bölümünün "I/C-2.1.2.1.1. Genel Olarak" alt başlıklı bölümünde;

"3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV'nin konusuna girebilmesi için Türkiye'de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye'de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye'de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanların Türkiye'de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye'de faydalanılan hizmetler KDV'ye tabi olacaktır.

Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV'nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

..." açıklamaları mevcuttur.

Buna göre, şirketiniz tarafından ABD mukimi firmasından alınan uluslararası

piyasalar hakkında bilgilendirme hizmetinden Türkiye'de faydalanıldığından, bu hizmetin hizmet ithali kapsamında değerlendirilmesi ve hizmet bedeli üzerinden genel oranda (%18) KDV hesaplanması gerekmekte olup, söz konusu hizmet karşılığında firmasına yapılan ödemeler üzerinden hesaplanan KDV'nin, şirketiniz tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

İmza

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

 

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.