Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vergiye Uyumlu Mükelleflere Tanınan İndirim Hakkından Yararlanılmasında Verginin Geç Ödenmemesi Şartı PDF Yazdır e-Posta
02 Haziran 2023

Danıştay 3. Daire

Tarih : 13.06.2022

Esas No : 2021/3

Karar No : 2022/2915

GVK Md. Mük. 121

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE TANINAN İNDİRİM HAKKINDAN YARARLANILMASINDA VERGİNİN GEÇ ÖDENMEMESİ ŞARTI

İhraç kayıtlı teslimlere ilişkin tecil edilen katma değer vergisinin, malı alan tarafından süresinde ihraç edilmemesi nedeniyle terkin edilmeyerek bir kısmının gecikme zammıyla birlikte ödenmesinde davacıya atfedilecek bir kusur bulunmadığından, bu durumun 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 121. maddesindeki "verginin geç ödenmemesi" şartının ihlali anlamına gelmeyeceği, diğer şartları taşıyan davacının salt bu nedenle uyumlu mükelleflere tanınan indirim hakkından yararlandırılmamasında hukuka uyarlık bulunmadığı hk.

İstemin Konusu: Mardin Vergi Mahkemesinin 15.01.2020 tarih ve E:2019/468 K:2020/31 sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 11.11.2020 tarih ve E:2020/458, K:2020/840 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Dava Konusu İstem: Davacı şirket tarafından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen, vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indirimi gereğince, 2018 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5'i olan 260.243,64 TL'nin ödenmesi gereken kurumlar vergisi üzerinden indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen beyannameye istinaden tahakkuk eden kurumlar vergisinin 260.243,64 TL'lik kısmının kaldırılması ile 260.243,64 TL geçici vergi tutarının faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Mahkemelerince verilen ara kararı ile davacının uyumlu mükelleflere tanınan indirimden yararlandırılmamasına ilişkin sebebin sorulması üzerine davalı idarece gönderilen bilgi ve belgelerden, davacının 2016 yılının Ocak ila 2017 yılının Mayıs dönemleri arasında katma değer vergisinden kaynaklı olarak toplam 5.270,32 TL gecikme zammı ödediğinin görüldüğü dolayısıyla davacı şirket tarafından her ne kadar ihraç kayıtlı teslimlere ilişkin tecil edilen katma değer vergisinin malı alan tarafından süresinde ihraç edilmemesi nedeniyle terkin edilmeyerek kendilerinden zamlı olarak tahsil edildiği ve bahse konu işlemlerde davacı şirkete atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı ileri sürülmüşse de 193 sayılı Kanun'un mükerrer 121. maddesi ile indirim hakkının yalnızca şartları taşıyan mükelleflere tanındığı ve vergilendirme alanında muafiyet, istisna ve indirim hükümlerinin yorum yoluyla genişletilmesi veya daraltılmasının Anayasanın 73. maddesinde ifade edilen verginin yasallığı ilkesine aykırı düşeceği birlikte değerlendirildiğinde, vergi indiriminden yararlanmak için, öncelikle indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmesi ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de kanuni süresinde ödenmesi gerekirken, davacı şirketin katma değer vergisi beyannameleri üzerine tahakkuk eden verginin süresinde ödenmemiş olması nedeniyle 5.270,32 TL gecikme zammı ödediği anlaşıldığından tahakkuk eden vergide hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

Temyiz Edenin İddiaları: 193 sayılı Kanun'un mükerrer 121. maddesinde aranan şartları taşıyan vergiye uyumlu mükellef oldukları, tüm yükümlülüklerini zamanında ve eksiksiz yerine getirdikleri, ihraç kayıtlı teslimlerde faturada katma değer vergisi gösterilmekte, ancak alıcıdan tahsil edilmemekte, beyannamede beyan edilen vergi üç aylık süreyle tecil edilmekte ve karşı taratın ihracatı gerçekleştirmesiyle de tecil edilen vergi terkin edilmekte, ihracat üç ay içinde gerçekleştirilmezse tecil edilen vergi gecikme zammıyla birlikte tahsil edilmekte olup bu prosedüre uygun şekilde gerçekleştirilen ve mevzuata uygun olarak tecil edilen vergilerin kendilerinin bir kusuru olmaksızın ihracatın gerçekleşmemesi nedeniyle gecikme zammıyla ödenmesi nedeniyle vergiye uyumlu mükelleflere tanınan indirim hakkından yararlandırılmamalarının hukuka uygun düşmediği, tüm beyannamelerin süresinde verildiği ve vergilerin süresinde ödendiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

Karşı Tarafın Savunması: 193 sayılı Kanun'nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen vergi indiriminden yararlanabilmek için, öncelikle indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ve bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin süresinde verilmesi ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de süresinde ödenmesi gerekirken, davacı şirketin katma değer vergisi beyannameleri üzerine tahakkuk eden verginin süresinde ödenmemiş olması nedeniyle 5.270,32 TL gecikme zammı ödediğinin tespit edildiği, 2018 yılının Nisan-Haziran dönemine ait beyanın pişmanlıkla verilen düzeltme beyannamesiyle düzeltildiği ve davacı adına özel usulsüzlük cezası kesildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Karar: Davacı şirket tarafından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen, vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indirimi gereğince, 2018 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5'i olan 260.243,64 TL'nin ödenmesi gereken kurumlar vergisi üzerinden indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen beyannameye istinaden tahakkuk eden kurumlar vergisinin 260.243,64 TL'lik kısmının kaldırılması ile 260.243,64 TL geçici vergi tutarının faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açıldığı, davacının 2016 ve 2017 yılı içerisinde 3065 sayılı Kanun'un 11. maddesinin 1/c bendi kapsamında gerçekleştirdiği ihraç kayıtlı teslimler nedeniyle ihracatın kısmi gerçekleşmesi nedeniyle üç aylık süreyle tecil edilen vergilerin bir kısmının gecikme zammıyla birlikte ödendiği, Mahkemece 09.07.2019 tarihinde verilen ara kararıyla indirim hakkından yararlandırılmama nedeninin sorulması üzerine davalı idarece gönderilen cevap ve eklerinden yararlandırılmama sebebi olarak 2016 yılının Ocak ila 2017 yılının Mayıs dönemleri arasında katma değer vergisinden kaynaklı olarak toplam 5.270,32 TL gecikme zammı ödemesinin gösterildiği anlaşılmaktadır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi" başlıklı mükerrer 121. maddesinde, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin 2. fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5'inin, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirileceği, şu kadar ki hesaplanan indirim tutarının her hal ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamayacağı, indirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutarın, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebileceği, bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarların red ve iade edilmeyeceği, gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarının, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edileceği, söz konusu indirimden faydalanabilmek için; 1. indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 250 Türk lirasına kadar yapılan eksik eklemeler bu şartın ihlali sayılmaz.), 2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.), 3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dahil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmamasının şart olduğu... hükmüne yer verilmiştir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11. maddesinin (c) bendinde; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin, ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen verginin terkin edileceği, ihracatın bu şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan verginin tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunacağı düzenlenmiştir.

3065 sayılı Kanun'un 11. maddesinin (c) bendi uyarınca, tahakkuk edip tecil edildikten sonra ihracatın gerçekleşmesi halinde terkin edilecek olan katma değer vergisinin öngörülen koşulun gerçekleşmemesi nedeniyle gecikme zammıyla birlikte ödenmesi davacıya atfedilebilecek bir kusurdan kaynaklanmayıp tamamen değinilen yasal düzenlemelerin gereğinin yerine getirilmesi ile olup bu durum aleyhe sonuç doğuracak şekilde yorumlanarak davacının vergiye uyumlu mükellef sayılamayacağı sonucuna ulaşılamayacaktır.

Başka bir anlatımla verginin geç ödenmesi karşı tarafın ihraç kaydını yerine getirmemesinden kaynaklandığından bunda kusuru bulunmayan davacının tecil edilen vergiyi geç ödemesi 193 sayılı Kanun'un mükerrer 121. maddesindeki "tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmesi" şartının ihlali anlamına gelmeyeceğinden, değinilen maddelerdeki diğer şartları taşıdığı anlaşılan davacının salt bu nedenle uyumlu mükelleflere tanınan indirim hakkından yararlandırılmaması yolundaki işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Bu durumda, davacının ihtirazi kaydı kabul edilmeyerek tahakkuk ettirilen vergide hukuka uygunluk bulunmadığından, yazılı gerekçeyle davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf isteminin reddine yönelik Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.

 

Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulüne, temyiz istemine konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasına, oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.