Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yıllık Ücretli İzin Kullanan İşçiye İzin Dönemi Ücretinin Tam Olarak Ödenmesinin Gerektiği (Yargıtay Kararı) PDF Yazdır e-Posta
28 Nisan 2023

T.C

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2022/13291

Karar No. 2022/17901

Tarihi: 27.12.2022

» Yıllık Ücretli İznin Usulünce Kullandırılmasının Gerektiği

» Yıllık Ücretli İzin Kullanan İşçiye İzin Dönemi Ücretinin Tam Olarak Ödenmesinin Gerektiği

» İzin Döneminde Ücretin Tam Olarak Ödenmediği Durumlarda Usulünce Kullandırılmış Yıllık İzinden Bahsedilemeyeceği

» Yıllık İzin Süresinde Ücreti Tam Ödenmeyen Dönem İçin Yıllık İzin Kullandırılmamış Sayılacağı

» Yıllık İzin Sırasında Kısmen Ödenen Ücretin Yıllık İzin Ücretinden Mahsup Edileceği

ÖZET: Dosya içerisinde yer alan ücret bordroları incelendiğinde davacının izin kullandığı dönemlerde aylık ücretinin tam olarak tahakkuk ettirilmediği, hak edilen aylık ücretten daha az ücret tahakkuku yapıldığı görülmüştür. Yıllık izin kullanılan dönemlerde, bu döneme ilişkin ücretin tam olarak tahakkuk ettirilerek ödenmemesi hâlinde yıllık ücretli iznin usulüne uygun olarak kullandırıldığından söz edilemez.

Mahkemece bu dönemler yönünden davacının yıllık izinlerini hiç kullanmadığının kabulü isabetli olmuştur. Ancak dosyada mevcut ücret bordrolarına göre davacının yıllık izin kullandığı dönemlerdeki aylık ücreti hiç ödenmemiş değildir. Kısmi de olsa belli bir miktar ücret tahakkuku yapılmıştır.

Açıklanan nedenlerle hesaplanan yıllık izin ücreti miktarından, davacıya izne çıktığı dönemlerde ödenen ücret miktarının mahsup edilmesi gerekmektedir.

 

DAVA: Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde gemi adamı ve en son güverte lostromosu olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, müvekkiline aylık ücret dışında dört ayda bir aylık ücreti tutarında ikramiye ödemesi yapıldığını iddia ederek hak ettiği kıdem ve ihbar tazminatı ile sözleşmenin belirli süreli kabul edilmesi hâlinde mahrum kalınan ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, aylık ücret alacağı ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının kendisine verilen görevi ısrarla yerine getirmediğini, geçmiş yıllarda disiplinsiz çalışmaları bulunduğunu, iş verimini bozup çalışanların moralini bozucu davranışlar sergilediğini bu nedenlerle iş sözleşmesinin 854 sayılı Deniz İş Kanunu‘nun (854 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinin (I) numaralı bendinin (c) ve (ç) alt bentlerinde yer alan düzenlemeler gereğince haklı nedenle feshedildiğini, davacının ödenmeyen ücret ve kullanmadığı yıllık izninin bulunmadığını, müvekkili Şirkette ikramiye uygulamasının dört ayda bir ücret tutarında olduğunu, dilekçe ekinde sunulan davacının şahsi sicil dosyasında yer alan ücret bordroları üzerinde “ücretli izin” başlığı altında ikramiye alacağının tahakkuk ettirildiğini ve davacıya ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya kendi görevi dışında verilen görevleri yapması için ısrarda bulunulduğu ancak bu işlerin yapılması için davacının gönüllü olması ön koşulunun bulunduğu bu nedenle iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı, davacının talep ettiği ücret alacakları ile kötüniyet tazminatını almaya hak kazanamadığı, davacı asılın 06.11.2018 tarihli celsede izin kullandığı dönemde aylık ücretinin ödenmediği şeklindeki beyanı da göz önünde bulundurularak davacının 462 gün ödenmeyen yıllık izin ücretinin bulunduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin kabulü diğer taleplerin ise reddi yönünde hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin kendisine verilen görevi ısrarla reddetmesi üzerine haklı nedenle feshedildiğini bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacı tanığı R.Ç.’nin işverene karşı dava açmış olması sebebiyle dosya kapsamındaki beyanının dikkate alınmaması gerektiğini, yıllık izin formları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, gemi adamının izne çıkmadan önceki son ay izin parasını son ay ücreti ile birlikte çifte şekilde aldığını, yıllık izin ücretine ilişkin hükmün hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

“… Taraflar arasında davacının yıllık ücretli izne hak kazanıp kazanmadığı hususu ihtilaflıdır.

Davacı asil alınan beyanında, yıllık izin belgelerini kabul ettiğini, ancak yıllık izin dönemlerinde işverence ücret ödenmediğini belirtmiştir. Davalı işveren yıllık izin günlerinde ücret ödediğini ispatlayamadığı gibi SGK kayıtlarında prime esas kazanç miktarları incelendiğinde de davacıya yıllık izinli olunan dönemde ücretin ödenmediği anlaşılmıştır. Bu halde, izinli bulunan sürenin yıllık izinden sayılması mümkün değildir. İlk derece mahkemesi de bu kanaate ulaşmış olup verilen kararda bir isabetsizlik mevcut değildir. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/19849 E. 2019/2540 K. Sayılı ilamı)

Davalı vekilince istinaf olunan davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının kabulüne yönelik kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belge ve delillere göre; ilk derece mahkemesinin uyuşmazlık konusu hukuki ilişki ve hususları nitelemesi, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitleri, delilleri takdir ve değerlendirmesi, uyuşmazlığın çözümü için gereken hukuk kurallarını uygulaması, uyuşmazlık konusu hususları gerekçelendirmesi isabetli olup, kamu düzenine aykırı bir husus da tespit edilmediği, gerek davacı ve gerekse davalı tanıklarının anlatımları ile 04.05.2016 Tarihli UN ……………………. gemisi 2. Kaptanı Alper CAN ……….. ‘nın gemi kaptanlığına yazmış olduğu yazı ve hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporundaki usul ve yasaya, dosyadaki verilere uygun saptamalar da dikkate alındığında iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde feshedildiğinin işveren tarafından kanıtlanamadığı, davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının reddi gerektiği anlaşılmıştır.

…” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshedilip edilmediği, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ispatı ve hesabına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 854 sayılı Kanun’un 40 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda davacı, işverence izne çıkarıldığı dönemlerde aylık ücretinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise dosyaya izin formlarını sunmak suretiyle izne çıkmadan önce izin dönemine ait ücretinin peşin olarak davacıya ödendiğini savunmuştur. Mahkemece davacı asılın 06.11.2018 tarihli celsedeki beyanı ile izin kullandığını kabul ettiği ancak izin kullandığı bu dönemlerde aylık ücretinin ödenmediği gerekçesiyle davacının bu izinli sayıldığı dönemlerde yıllık iznini kullandığının kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

3. Dosya içerisinde yer alan ücret bordroları incelendiğinde davacının izin kullandığı dönemlerde aylık ücretinin tam olarak tahakkuk ettirilmediği, hak edilen aylık ücretten daha az ücret tahakkuku yapıldığı görülmüştür. Yıllık izin kullanılan dönemlerde, bu döneme ilişkin ücretin tam olarak tahakkuk ettirilerek ödenmemesi hâlinde yıllık ücretli iznin usulüne uygun olarak kullandırıldığından söz edilemez.

4. Mahkemece bu dönemler yönünden davacının yıllık izinlerini hiç kullanmadığının kabulü isabetli olmuştur. Ancak dosyada mevcut ücret bordrolarına göre davacının yıllık izin kullandığı dönemlerdeki aylık ücreti hiç ödenmemiş değildir. Kısmi de olsa belli bir miktar ücret tahakkuku yapılmıştır.

5. Açıklanan nedenlerle hesaplanan yıllık izin ücreti miktarından, davacıya izne çıktığı dönemlerde ödenen ücret miktarının mahsup edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan dosya içerisinde yer alan ücret bordrolarının imzasız olduğu görülmektedir. Bu nedenle imzasız bordrolar banka kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle ilgili aylarda ödendiği sabit olan ücret miktarı, hesaplanan miktardan mahsup edildikten sonra hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

 

27.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.