Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yurt Dışında Mukim Firmadan Sağlanan Destek Bedelinin, Bir Kısmının Yurt Dışındaki Firmaya Yansıtılması Halinde, Ödemelerden Tevkifat Yapılıp Yapılmayacağı PDF Yazdır e-Posta
11 Kasım 2022

T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

   

Sayı

:

62030549-125[30-2019/347]-1317756

11.11.2022

Konu

:

Yurt dışında mukim firmadan sağlanan destek bedelinin, bir kısmının yurt dışındaki firmaya yansıtılması halinde, ödemelerden tevkifat yapılıp yapılmayacağı.

 
         

İlgi

:

   
 

.

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesi neticesinde; …. Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün …. vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayınlanan 2018/3 sayılı "Ülkemize Kruvaziyer Gemi ile Turist getiren (A) Grubu Seyahat Acentalarına Destek Sağlanması Hakkında Kararın Uygulama Usul ve Esaslarına Dair Tebliğ" hükümlerine göre Şirketinize sağlanan destek bedellerinin kurum kazancına dahil edildiği; tur programlarına Türkiye limanlarının dahil edilmesi ve sefer sayılarının arttırılması karşılığında, Kültür ve Turizm Bakanlığından alınan desteğin bir kısmının yurt dışında yerleşik işletme tarafından Şirketinizden talep edildiği belirtilerek, tarafınızca yurt dışındaki şirkete yapacağınız bu kapsamdaki ödemeler üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun l inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların dar mükellef esasında sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükmüne yer verilmiş, maddenin 3 üncü fıkrasında ise dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar sayılmıştır.

Aynı Kanunun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun "Dar Mükellefiyette Vergi Kesintisi" başlıklı 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında da dar mükellefiyete tabi kurumların maddede belirtilen kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış, maddenin alt bentlerinde ise hangi gelir unsurlarının tevkifata tabi oldukları sayılmıştır. Söz konusu maddede, ticari kazanç niteliğindeki ödemelerden tevkifat yapılacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.

Buna göre, yurt dışında mukim firmanın tur programlarına Türkiye limanlarının dahil edilmesi ve sefer sayılarının arttırılması karşılığında Şirketinize verdiği aracılık hizmeti ticari kazanç kapsamında değerlendirileceğinden, Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi hükmü uyarınca bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılması söz konusu değildir.

KDV KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı KDV Kanununun;

- 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/2 nci maddesinde ise her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV'ye tabi olduğu,

- 6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

- 9/1 inci maddesinde ise, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye'de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler" başlıklı (I/C-2.1.2.1.) bölümünün "Genel Olarak" başlıklı (I/C-2.1.2.1.1.) ayrımında;

"3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV'nin konusuna girebilmesi için Türkiye'de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye'de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye'de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanların Türkiye'de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye'de faydalanılan hizmetler KDV'ye tabi olacaktır.

Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV'nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.

KDV'nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye'de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.

..."

açıklamaları yer almaktadır.

Buna göre, yurt dışında yerleşik işletme tarafından, tur programlarına Türkiye limanlarının dahil edilmesi ve sefer sayılarının arttırılması şeklinde gerçekleştirilen turist getirme hizmetinden Türkiye'de yararlanıldığından, yurt dışında yerleşik işletme tarafından verilen bu hizmet KDV'ye tabi tutulacaktır. Hizmeti veren işletmenin Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığı takdirde, bu hizmetin karşılığı olarak aktarılan destek bedeli üzerinden hesaplanan KDV'nin, KDV Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca Şirketiniz tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

 

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.