Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vergide korkulu rüya affı 02 Mart 2009 son gün PDF Yazdır e-Posta
20 Kasım 2008

Image

Çoğunuz farkında değilsiniz. Korkulu rüya gören mükelleflere "Örtülü Vergi Affı" çıktı!..

Geçmiş yıllarla ilgili sorunu olan ve zaman zaman korkulu rüyalar görenler, örtülü vergi affından yararlanmak suretiyle, rahat uyuyabilecekler.

NİÇİN ÖRTÜLÜ?

Şimdi diyeceksiniz ki; "Af çıktı diye bir açıklama olmadı. Örtülü af dediğiniz nasıl bir şey?"

Haklısınız.

Adını açıkça belirtmediler ama bir yasa ile öyle bir tarif yapıldı ki, bunu okuyunca veya dinleyince "Tamam, bu olay affın ta kendisi" diyorsunuz.

Basit olarak anlatalım.

- 2009 yılı Şubat ayının sonuna kadar, vergi dairesine bir para beyan edip, bunun yüzde 5’ini vergi olarak ödeyeceksiniz. Örneğin 1 milyon YTL beyan edip, 50 bin YTL vergi ödeyeceksiniz.

- Vergi dairesine beyan ettiğiniz 1 milyon YTL’yi de bankaya yatıracak, defter kayıtlarınızda bu işlemi göstereceksiniz. Bilanço esasına göre defter tutanlar, beyan tarihinden itibaren 6 ay içinde, sermayelerine ekleyecekler.

- İleride geçmiş yıl defterleriniz incelendiğinde, örneğin 2007 ya da 2006 yılı defterleriniz incelendiğinde, diyelim ki 800 bin YTL fark (gizlenen kazanç) bulundu. Bildirdiğiniz 1 milyon YTL bu 800 bin YTL’den mahsup edilecek. Sonuçta mükelleften 1 YTL dahi gelir vergisi, kurumlar vergisi ve KDV istenemeyecek.

Örneğimizdeki gizlenen kazanç 1 milyon 100 bin YTL olsaydı, 1 milyon YTL mahsup edilecek ve kalan 100 bin YTL üzerinden gelir ya da kurumlar vergisi ve KDV istenecekti.

- Yukarıda belirtilen parayı, yurt dışından getirenler, yüzde 5 yerine yüzde 2 vergi ödeyecekler ve aynı haklara sahip olacaklar (13 Kasım 2008 tarihinde kabul edilen 5811 sayılı bu yasanın tam metni ve gerekçesi için Bkz. www.yaklasim.com).

DAHA CAZİP

Bu olay, vergi mükellefleri açısından, geçmiş yıllarda çıkartılan "matrah artırımı" uygulamasından daha cazip.

Matrah artırımı olayında, her yıl için gelir ve kurumlar vergileri ile KDV’de, ayrı ayrı matrah artırımı yapılıyordu. Örneğin, Şubat 2003’te çıkan "Vergi Barışı" yasası ile;

- Gelir ve kurumlar vergisi matrahı 1998 yılı için yüzde 30, 1999 yılı için yüzde 25, 2000 yılı için yüzde 20 ve 2001 yılı için de yüzde 15 oranında artırılıp, buna göre vergi ödenmesi isteniyordu. KDV yönünden de ayrı artırım ve KDV ödenmesi isteniyordu.

"Örtülü Af" dediğimiz, "Varlık Barışı" yasası ile bir para beyan ediyorsunuz.

Geriye dönük tüm yılları gelir ve kurumlar vergileri ile KDV yönünden sigorta ettirmiş oluyorsunuz.

SERMAYE ARTIRIMI

Olay özellikle, "sermaye artırımı" yapacak şirketler için çok cazip. Sermayesini 2 milyon YTL artıracak olan bir şirket, bu 2 milyon YTL’nin yüzde 5’ini yani 100 bin YTL’sini vergi olarak öderse; 2008 öncesi yıllar için örneğin 2007, 2006, 2005, 2004 ve 2003 yılları için "vergi incelemesi" bakımından, "sağlam bir zırh" oluşturmuş olacak. 2 milyon YTL’ye kadar gizlediği kazanç nedeniyle, 2 YTL dahi gelir ya da kurumlar vergisi ödemeyecek. 2 milyon YTL’ye kadar KDV matrah farkı için de KDV ödemeyecek.

Şirketler için verdiğimiz örnek; esnaf, sanatkar, tüccar ve serbest meslek erbabı için de geçerli...

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10399213.asp?yazarid=82&gid=61

“Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun” 22 Kasım 2008 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi.

Gerçek ve tüzel kişilerce sahip olunan para, döviz, altın, hisse senedi, tahvil ve diğer menkul kıymetlerin Türkiye’ye getirilmesi, taşınmazların kayda alınması suretiyle milli ekonomiye kazandırılması, sahip olunan söz konusu menkul kıymetlerin banka ve aracı kurumlara yada vergi dairelerine bildirilmek ve cüz’i bir oranda vergi ödenmek suretiyle kayda alınması ve yapılan bu beyanlardan hareketle inceleme ve soruşturma yapılmaması amaçlarıyla hazırlanan 5811 sayılı “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun” 13 Kasım 2008 tarihinde TBMM’de kabul edilmiştir.

Söz konusu Kanun 22 Kasım 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yürürlük maddesi uyarınca bütün hükümleri aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Kanun tasarı halindeyken hazırlanan 28.10.2008 tarih ve 120 sayılı sirkülerimizde, düzenleme hakkında gerekli açıklamalar yapılmıştır. Kanunun yayımlanan haliyle, tasarı metni arasında bazı farklılıklar olup, bunların en önemlisinin yurtiçindeki varlıklar üzerinden ödenecek olan verginin oranının % 10’dan % 5’e indirilmesi olduğu söylenebilir.

Bu sirkülerimizde, 5811 sayılı “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun” kapsamında yurtiçi ve yurtdışında bulunan bazı varlıkların bayanı ile yurtdışından elde dilen kazançlara tanınan geçici istisna hakkında açıklamalar yapılacaktır. Herhangi bir karışıklığa sebebiyet verilmemesi açısından bu açıklamalar 120 sayılı sirkülerimizde yer alan hususlarla karşılaştırmalı olarak yapılmamıştır. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışı varlıkların beyanı ve vergilendirilmesi konusunun daha iyi anlaşılabilmesi ve farkların daha iyi görülebilmesi için sirkülerimiz ekinde (Ek 1) bir tabloya yer verilmiştir.

I. Yurtiçi ve yurtdışında bulunan varlıkların beyanı

A. Uygulamadan yararlanacak kişiler ile bildirim süresi ve esasları

1. Yurtdışında bulunan para, menkul kıymet ve gayrimenkullerin bildirimi ve beyanı

Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasında, gerçek veya tüzel kişilerin, 1 Ekim 2008 tarihi itibarıyla sahip oldukları ve yurtdışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazların bildirimi ve beyanı ile ilgili hükümlere yer verilmektedir. Buna göre, söz konusu kıymetlerin Yeni Türk Lirası cinsinden rayiç bedelleri, Kanunun yayımlandığı ayı izleyen üçüncü ayın sonuna kadar banka veya aracı kuruma bildirilecek yada vergi dairelerine beyan edilecektir.

Kanun, Resmi Gazete’de 22 Kasım 2008 tarihinde yayımlandığı için, Kanun hükmünden yararlanmak isteyenlerin söz konusu bildirim veya beyanı 2 Mart 2009 (Pazartesi) akşamına kadar yapmaları gerekmektedir.

Kanun uygulamasında “kanaat verici belge”, Devlet tarafından veya Devlet güvencesinde tutulan kayıt ve sicilleri; banka, banker, aracı kurumlar ve benzeri mali kurumlar ile posta idaresi, noter gibi kurum ve kuruluşların kayıt ve belgelerini, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında yer alan belgeler ve muadili belgeler ile bilgi değişiminde bulunulan yabancı ülkelerde yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik ya da konsoloslukları, yoksa ilgili ülkenin Türk menfaatini koruyan aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgeler” olarak tanımlanmıştır.

Bu kıymetler, Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihi itibarıyla kanuni defterlere kaydedilebilecektir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu Kanun hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açacaklar ve bu fon hesabı, sermayenin cüz’ü kabul edilecektir. Söz konusu fon tutarı sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacak, işletmenin tasfiye edilmesi halinde ise vergilendirilmeyecektir.

Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca göstereceklerdir. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacaktır.

2. Türkiye’de bulunan para, menkul kıymet ve gayrimenkullerin beyanı

Kanun’un 3. maddesinin 2. fıkrasında ise gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak 1 Ekim 2008 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında, işletmenin özkaynakları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlarla ilgili hüküm yer almaktadır. Buna göre, söz konusu varlıklar Kanunun yayımlandığı ayı izleyen üçüncü ayın sonuna kadar Yeni Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle vergi dairelerine beyan edilecektir.

Kanun, Resmi Gazete’de 22 Kasım 2008 tarihinde yayımlandığı için, yurtdışındaki varlıkların beyanında olduğu gibi, Kanun hükmünden yararlanmak isteyenlerin bu beyan işlemini 2 Mart 2009 (Pazartesi) akşamına kadar yapmaları gerekmektedir.

Görüldüğü üzere, Türkiye dışında olan varlıkların vergi dairesi dışında banka veya aracı kurumlara da bildirilebilmesi mümkün iken, 2. fıkra kapsamında Türkiye’de bulunan varlıkların beyanı sadece vergi dairelerine yapılabilecektir.

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu Kanun hükümlerine göre Vergi Usul Kanunu uyarınca kanuni defterlerine, taşınmazlar dışındaki varlıklarını, banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırmak suretiyle kaydederek pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz’ü kabul edilmekte ve beyan tarihinden itibaren altı ay içerisinde sermayeye ilave edilmesi gerekmektedir.

Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca göstereceklerdir. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacaktır.

3. Defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükelleflerinin durumu

Defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükelleflerinin yurtiçindeki varlıklarının beyanı konusunda Kanun tasarısında herhangi bir hüküm bulunmuyordu. Görüşmeler sırasında, Kanun’un 3. maddesinin, yurtiçindeki varlıkların beyanının düzenlendiği 2. fıkrasına eklenen hüküm ile defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükelleflerinin Kanun kapsamına giren yurtiçi varlıklarının beyanına ilişkin kurallar belirlenmiştir.

Buna göre defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükellefleri, yurtiçinde bulunan taşınmazlar dışındaki varlıklarına ait tutarları banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatıracaklardır. Maddede bu mükellefler için diğer şartların aranmayacağına yer verilmiştir.

B. Vergi oranı ve ödeme süresi

Kanun’un 3. maddesinin;

- 1. fıkrasına göre vergi dairelerine beyan edilen yurtdışı varlıkların değeri üzerinden % 2,

- 2. fıkrasına göre vergi dairelerine beyan edilen yurtiçi varlıkların değeri üzerinden % 5,

oranında vergi tarh edilecektir.

Bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenmek zorundadır. Ödenen bu vergi, hiçbir suretle gider yazılmaz ve başka bir vergiden mahsup edilemez.

C. Banka ve aracı kurumların sorumluluğu

Banka ve aracı kurumların, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak % 2 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın 15. günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan etmesi ve aynı sürede ödemesi gerekmektedir.

D. Vergi incelemeleri

Kanun’un 3. maddesinin 5. fıkrasında, aynı maddenin 1. ve 2. fıkraları kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacağı hükmü yer almaktadır.

Ancak, diğer nedenlerle bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan, 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu Kanun kapsamında beyan edilen tutarlar mahsup edilerek tarhiyat yapılacaktır.

E. Amortisman uygulaması ve satış zararları

Kanun’un 3. maddesinin 6. fıkrası uyarınca, beyan edilen varlıklarla ilgili olarak Vergi Usul Kanunu’nun amortismanlara ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır. Ayrıca bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar da, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.

F. Paranın ve diğer menkul kıymetlerin Türkiye’ye getirilme süresi ve yaptırımları

Kanun’un 3. maddesinin 7. fıkrasında, aynı maddenin 1. fıkrası (yurtdışındaki varlıklar) uyarınca;

- 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle yurt dışında bulunduğu kanaat verici belge ile tevsik edilemeyen,

- Bildirim veya beyanın yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Türkiye’ye getirilmeyen veya

- Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmeyen,

para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları dolayısıyla beşinci fıkra hükmünden yararlanılamayacağı belirtilmektedir.

Maddenin devamında ise 2. fıkra (yurtiçindeki varlıklar) uyarınca beyanda bulunulduğu halde;

- Bilanço esasına göre defter tutmayan mükelleflerce söz konusu varlıklara ilişkin tutarların banka ve aracı kurumlara yatırılmaması,

- Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce ise süresi içinde sermaye artırımında bulunulmaması hallerinde,

beşinci fıkra hükmünden yararlanılamayacağı hükmü yer almaktadır.

5. fıkrada yer alan hükümlere ilişkin açıklamalarımız sirkülerimizin “D. Vergi incelemeleri” başlıklı bölümünde yer almaktadır.

II. Yurtdışından elde edilen kazançlara ilişkin geçici istisna

5811 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi ile yurtdışından sağlanan kazançların, belli bir tarihe kadar yurda getirilmesi şartıyla gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmesi sağlanmaktadır. Bu kazançların bazıları aslında Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca belli şartlarla kurumlar vergisinden müstesnadır. Ancak 5. madde uyarınca bu kazançların istisna olarak değerlendirilebilmesi için birçok şartın gerçekleştirilmesi gerekirken, söz konusu geçici madde ile bu şartlardan belli bir tarihe kadar Türkiye’ye transfer şartı hariç, diğer şartlar geçici olarak kaldırılmaktadır.

Buna göre tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların 30 Nisan 2009 tarihine kadar elde ettikleri kazançları da dahil olmak üzere;

a. Kanuni ve iş merkezi Türkiye’ de bulunmayan kurumların iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları,

b. Kanuni ve iş merkezi Türkiye’ de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları,

c. Yurt dışında bulunan işyeri veya daimi temsilcisi aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları,

22 Kasım 2008 tarihinden 31 Mayıs 2009 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve kurumlar vergisinden müstesna olacaktır.

Geçici maddenin 2. fıkrasında ise tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların kanuni ve iş merkezi Türkiye’ de bulunmayan kurumların tasfiyesinden doğan kazançlarının, 31 Ekim 2009 tarihine kadar Türkiye’ ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve kurumlar vergisinden müstesna olacağı hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer verilen konuda ek bilgi gerektiğinde bizimle temasa geçmenizi rica ederiz.

Ek 1:

Yurtdışında bulunan varlıklar

Yurtiçinde bulunan varlıklar

Kanun kapsamındaki kişi ve kurumlar

Gerçek veya tüzel kişiler.

Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri ile defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükellefleri.

Hangi tarihe kadar sahip olunan varlıklar Kanun kapsamına giriyor?

1 Ekim 2008

1 Ekim 2008

Kanun kapsamındaki varlıklar

Para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen gayrimenkuller.

Para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile gayrimenkuller.

Varlıkların değeri

YTL cinsinden rayiç bedelleri.

YTL cinsinden rayiç bedelleri.

Bildirim veya beyan yeri

Bankalara bildirilebilir veya vergi dairelerine beyan edilir.

Vergi dairelerine beyan edilir.

Bildirim veya beyan süresi

Kanun’un yayımlandığı ayı izleyen 3. ayın sonuna kadar bildirilir veya beyan edilir. [2 Mart 2009 (Pazartesi)]

Kanun’un yayımlandığı ayı izleyen 3. ayın sonuna kadar bildirilir veya beyan edilir. [2 Mart 2009 (Pazartesi)]

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler bu varlıkları nasıl kaydedecekler?

Deftere kaydedilen varlıklar için özel bir fon hesabı açılacaktır. Bu fon sermayenin cüz’ü addedilir.

Deftere kaydedilen varlıklar için özel bir fon hesabı açılacaktır. Bu fon sermayenin cüz’ü addedilir.

Bu fon hesabı işletmeden çekilebilir mi?

Çekilemez. (Tasfiye halinde vergilendirilmez.)

Çekilemez.

Sermayeye ilave şartı

Yok. Ama sermayeye ilave dilebilir.

Var.

Sermayeye ilave süresi

Sermayeye ilave şartı yok.

Beyan tarihinden itibaren 6 ay içerisinde.

Verginin oranı

% 2

% 5

Vergilerin hesaplanması

- Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden vergi dairesince tarh edilir.

- Banka veya aracı kurumlar kendilerine bildirilen varlıkların bedeli üzerinden vergiyi hesaplar.

- Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden vergi dairesince tarh edilir.

Vergilerin beyanı ve ödenmesi

- Vergi dairelerince yapılan tarhiyatlarda, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenir.

- Banka ve aracı kurumlar bildirimi izleyen ayın 15. günü akşamına kadar beyan eder ve aynı sürede öder.

- Vergi dairelerince yapılan tarhiyatlarda, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenir.

Ödenen verginin gider kaydı

Gider yazılamaz.

Gider yazılamaz.

Ödenen vergilerin diğer vergilere mahsubu

Mahsup edilemez.

Mahsup edilemez.

Bu varlıklar nedeniyle vergi incelemesi

Yapılamaz.

Yapılamaz.

E&Y

Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun 22 Kasım 2008 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. indirmek için Tıklayınız,