Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Otopark Ve Garaj İşletmeciliği Yaptığı Belirlenen Odanın Vergi Mükellefiyeti PDF Yazdır e-Posta
08 Aralık 2021

Danıştay 4. Daire

Tarih : 21.09.2020

Esas No : 2016/9410

Karar No : 2020/3109

KVK Md. 1, 2

OTOPARK VE GARAJ İŞLETMECİLİĞİ YAPTIĞI BELİRLENEN ODANIN VERGİ MÜKELLEFİYETİ

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu tarafından teslim edilen makbuzları otopark ve garaj işletmeciliği faaliyetinde kullandığı belirlenen odanın, kendi adına gelir sağlayıcı faaliyeti nedeniyle tesis edilen vergi mükellefiyeti ve tarh edilen cezalı vergide hukuka aykırılık bulunmadığı hk.

İstemin Konusu: Vergi Mahkemesinin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Dava Konusu İstem: Davacı adına 2009 ve 2010 yıllarına ait hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden otopark ve kamyon garajı işletmeciliği faaliyetinde bulunduğundan bahisle, 01.01.2009 tarihinden itibaren Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi işlemi ile 2009 yılı için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve 10/2009-12/2009 dönemi kurum geçici vergisine ait vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; anılan faaliyetin yürütülmesi için ... Odası Yönetim Kurulu tarafından herhangi bir kararın alınmadığı, hizmet makbuzlarında Odanın kaşesinin bulunmadığı, kamyon garajında bekçi olarak çalışan kişinin 10.02.2015 günlü ifadesinde, garaj ve lokalden toplanan paraları ...’nın ayak işlerini yapan elemanlarına verdikleri, bu paraların cemiyetin kasasına girmediği, ayakçılar ve ... tarafından harcandığı, ayrıca garajda günlük giriş çıkış yapanların dışında uzun süreli kalan kamyonların bulunduğu, ...’nın bunlara makbuz kestirmediği, paralarını elden aldığının beyan edildiği, söz konusu ticari faaliyetin davacı odanın değil, bizzat ...’nın şahsi faaliyeti olduğu, bu faaliyete yönelik kazancın da yine bizzat ... tarafından elde edildiği, dolayısıyla anılan faaliyet nedeniyle davacı oda adına kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edilmesinde ve davacı odanın otopark ve kamyon garajı işletmeciliği faaliyeti nedeniyle adına tesis edilen vergi mükellefiyetinin hukuka aykırı bulunması karşısında anılan faaliyetten kaynaklı yapılan tarhiyatlarda da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz Edenin İddiaları: Davacı oda adına vergi tekniği raporunun düzenlendiği, istenilmesine rağmen defter ve belgelerin ibraz edilmediği gibi vergi müfettişi ile de irtibata geçilmediğinden, kurum yetkilisi nezdinde gıyabında tanzim edildiği, davacının 2008, 2009, 2010 yıllarında otopark ve kamyon işletmeciliği faaliyetinde bulunduğu, üyeler dışındaki araç sahiplerine de belirli bir ücret karşılığı otopark hizmeti verildiği, karşılığında mali değeri olmayan makbuz verildiği hususlarının tespit edildiği, bu haliyle de Oda Başkanlığı’nın 2008, 2009 ve 2010 yıllarında otopark ve kamyon garajı işleten iktisadi işletmesinin bulunduğunun anlaşıldığı, dosyaya sunulan 12.01.2015 tarih ve 74 sayılı yazıya binaen Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu’nun söz konusu belgeleri davacı odaya teslim ettiği, eski başkana değil bizzat odaya teslim edildiği, bu nedenle iddia edildiği gibi gelir elde edenin eski oda başkanı değil odanın kendisi olduğu, takdir komisyonu tarafından da tüm araştırma ve incelemelerin yapıldığı, kullanılmış olan bütün makbuzların tamamının tarih gözetilerek tasnif edildiği, aylar itibariyle hesaplamalar yapıldığı, hala da muhafaza edildiği, söz konusu faaliyeti eski oda başkanının değil odanın yürüttüğünün açık olduğu, oda adına mükellefiyet kaydı açılmasında ve takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Karşı Tarafın Savunması: Cevap verilmemiştir.

Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı ve iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu kurala bağlanmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde sayılan re’sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re’sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de söz konusu işlemin yapılabileceği kurala bağlanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinin (1/ç) bendinde, dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazançları, kurumlar vergisine tâbi tutulmuş, 2. maddesinin (5) numaralı fıkrasında, dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmelerin, dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleri olduğu, bu Kanun’un uygulanmasında sendikaların dernek; cemaatlerin ise vakıf sayıldıği, (6) numaralı fıkrasında da, iktisadî kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin Kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadî niteliğini değiştirmeyeceği kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı odanın 2009 ve 2010 yıllarına ait hesap ve işlemlerinin sahte belge kullanımı ve vergi mükellefiyeti yönünden incelenmesi neticesinde 21.08.2014 tarih ve 2014-A-752/35 sayılı Vergi Tekniği Raporu’nun düzenlendiği, rapora göre davacı odanın “Çepni Mah. Hıdırlık Kamyon Garajı mevkii”nde otopark ve kamyon garajı işletmeciliği yaptığının tespit edilmesi üzerine 01.01.2009 tarihinden itibaren kurumlar vergisi ve katma değer vergisi yönünden mükellefiyet tesis edildiği ve takdir komisyonu kararları uyarınca tarhiyatlar yapıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, davacı Oda hakkında düzenlenen Vergi Tekniği Raporundaki tespitlerde kurumun otopark işletmeciliği yaptığı yönündeki ihbar ve şikayetler de dikkate alınarak kurum nezdinde yapılan yoklamalar sırasında düzenlenen 18.07.2008, 31.08.2009 ve 30.07.2010 tarihli yoklama tutanaklarının da tetkik edilmesi neticesinde, davacı Odanın Çepni Mah. Hıdırlık Kamyon Garajı mevkiinde otopark ve kamyon garajı işletmeciliği faaliyetinde bulunduğu, otoparkta alınan ücretlere karşılık Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu tarafından düzenlenen hizmet karşılığı makbuzların düzenlendiği, bu haliyle Oda Başkanlığının 2009 ve 2010 yıllarında otopark ve kamyon garajı işleten iktisadi işletmesinin bulunduğunun anlaşıldığı tespitlerine yer verilmiştir.

Buna göre, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu tarafından, ... Odasına talepleri üzerine hizmet karşılığı makbuz düzenlendiği ve cilt halinde odaya teslim edildiği, bu makbuzları da otopark ve garaj işletmeciliği faaliyetinde kullandıklarının belirlendiği, bu durumda geliri elde eden ve faaliyette bulunanın odanın kendisi olduğu anlaşılmıştır. Davacı Oda adına tesis edilen mükellefiyet işlemi ile dosyaya sunulan ilgili garaj faaliyeti esnasında düzenlenen hizmet makbuz listesindeki bedel esas alınarak takdir komisyonu tarafından re’sen yapılan tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı görüldüğünden, davanın kabulü yönündeki Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulüne, temyize konu Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oyçokluğuyla karar verildi(*).



(*)         KARŞI OYTemyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoru