Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Bağımsız Denetime Tabi Borçlunun Denetim Yaptırmamış Olmasının Konkordato Talebine Etkisi PDF Yazdır e-Posta
11 Mayıs 2021

Bağımsız Denetime Tabi Borçlunun Denetim Yaptırmamış Olmasının Konkordato Talebine Etkisi

I- GİRİŞ

İcra ve İflas Kanunu madde 286 ile bu Kanun hükmü dayanak alınmak suretiyle ve Kanunun uygulanması göstermek amacıyla ihdas edilmiş 30 Ocak 2019 tarihli ve 30671 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik madde 5 düzenlemesinde yer alan belgelerin, borçlu tarafından konkordato talebine eklenmesi zaruridir. Mezkûr hükümlerde borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgelerin de konkordato talebine eklenilmesi öngörülmüştür. Bununla birlikte Yönetmelik hükümlerine göre borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler arasında bulunan; Türk Ticaret Kanunu’na göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosunun bağımsız denetime tabi borçlular için bağımsız denetimden geçirilmiş belgeler olması gereklidir. Çalışmamızda, konkordato talebine eklenen makul güvence veren denetim raporundan farklı olarak ayrıca bağımsız denetime tabi borçlular için sayılan üç belgenin bağımsız denetimden geçirilmiş belgeler olması olgusunun konkordato talebine hukuki etkisi ele alınmıştır.  

İcra ve İflas Kanunu (İİK) madde 286’da konkordato talebine eklenmesi zaruri olan borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler hususunda şu ifadeler yer almaktadır: 

“… b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler; borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanunu’na göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-Defter berat bilgileri, borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler...” Diğer taraftan 30 Ocak 2019 tarihli ve 30671 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik madde 7 düzenlemesinde, “Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler” kenar başlıklı hükümde şu ifadeler bulunmaktadır:

“(1) Borçlu, malvarlığının durumunu gösterir belgeleri konkordato talebine ekler. Şayet borçlu, defter tutmaya mecbur kişilerden ise ayrıca aşağıdaki belgeleri de ekler:

  1. a) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre hazırlanan son bilanço.
  2. b) Gelir tablosu.
  3. c) Nakit akım tablosu.

ç) İşletmenin devamlılığı esasına göre hazırlanan ara bilanço.

  1. d) Aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilanço.
  2. e) Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri.
  3. f) Maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler.
  4. g) Tüm alacak ve borçları, vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.

ğ) Borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler.

(2) 2018/11597 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca bağımsız denetime tabi olan borçlular için, birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde sayılanların bağımsız denetimden geçmiş olması gerekir.

(3) Birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde sayılan finansal tabloların tarihi bakımından, bunlara ilişkin hesap dönemi kapanışı üzerinden bir takvim yılı geçmemiş olmalıdır. Diğer bentlerde sayılan tablo, bilgi ve belgelerin tarihi ise mahkemeye başvuru tarihinden en fazla doksan gün öncesine ait olabilir.

(4) Birinci fıkranın (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinde sayılan tablolar finansal raporlama çerçevesine uygun olarak hazırlanır.”

Konkordato başvurusuna eklemesi gereken üç belgeye dikkat çekmek gerekir. Bunlar; 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosudur. Sayılan üç belgenin konkordato talebine eklenebilmesi için Yönetmelik hükümlerine göre üç şartı ihtiva etmesi lüzumludur. Bunlar:

1) Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik madde 7/2’e göre, bağımsız denetime tabi borçlular için sayılanlar bağımsız denetimden geçirilmiş belgeler olmalıdır,

2) Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik madde 7/3’e göre; belgelerin tarihi bakımından, bunlara ilişkin hesap dönemi kapanışı üzerinden bir takvim yılı geçirilmemiş olmalıdır,

3) Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik madde 7/4’e göre; söz konusu tablolar finansal raporlama çerçevesine uygun hazırlanmalıdır. 

Burada son bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosunun bağımsız denetimden geçirilmiş olması Yönetmelik hükmüne göre konkordato başvurusuna eklenen bu belgelerin taşıması gereken bir özelliktir. Diğer taraftan İcra ve İflas Kanunu madde 286’da konkordato talebine makul güvence veren denetim raporunun ilave edilmesinin gerekli olduğu yer almaktadır. Makul güvence veren denetim, bağımsız denetimden farklı bir denetim türünü ifade etmektedir. Bu haliyle bağımsız denetime tabi borçlu için denetim yaptırılmış olunması konkordato başvurusu veya konkordato tasdiki için ayrı bir şart değildir. Zira İcra ve İflas Kanunu’nda yer almayan yeni bir denetim şartının Yönetmelik ile ihdas edilmiş olması düşünülemez. Ancak bağımsız denetim yaptırmamış borçlu için sayılan belgeler bağımsız denetimden geçirilmiş belge hüviyeti taşımıyor olacağından konkordato talebinin eksik belge ile yapıldığını ifade etmek gerekecektir.

II- BAĞIMSIZ DENETİM VS MAKUL GÜVENCE VEREN DENETİM

Denetim kavramı ile denetim türleri uygulama ve teoride farklı biçim ve kalıplarda ele alınabilmektedir. Genel anlamda denetimi denetimin amacına ve denetimi gerçekleştiren kişi veya kurumun durumuna göre sınıflandırmak mümkündür. Bir denetim türü olarak bağımsız denetim, doğrudan finansal tablo denetimini ilgilendirmekte ve bunun şirket içerisinden oluşturulan bir organ tarafından değil bağımsız denetçiler tarafından yaptırılmasına odaklanılmaktadır(1).

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda bağımsız denetim açıkça tanımlanmamış olmakla birlikte, bağımsız denetim ve denetçiler konusunda TTK, madde 397-406 maddelerinde Kanun düzeyinde önemli düzenlemelerde bulunulmuştur. TTK, madde 398 hükmünde bağımsız denetimin konu ve kapsamı belirlenerek, Ticaret Hukuku açısından bağımsız denetim olgusuna dair içerik ve kriter beklentisi açığa çıkartılmıştır.

Ülkemizde Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun belirlediği ve ilan ettiği bağımsız denetim standartları çerçevesinde yürütülen ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nu çerçevesinde dış denetim olarak kavramsallaşan bağımsız denetime yönelik 26.12.2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nde bir tanım bulunmaktadır.

Bağımsız Denetim Yönetmeliği madde 4/b’ye göre;

“… b) Bağımsız denetim: Finansal tablo ve diğer finansal bilgilerin, finansal raporlama standartlarına uygunluğu ve doğruluğu hususunda, makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacıyla, denetim standartlarında öngörülen gerekli bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak defter, kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve değerlendirilerek rapora bağlanmasını …”

Diğer taraftan bağımsız denetim; denetimin tarafları, denetimin konusu, denetimin kıstası, denetimin kanıtları ve denetimin sonuçları unsurlarından oluşmakta ve halihazırda yürürlükte olan Bağımsız Denetim Yönetmeliği hükümlerine göre bu unsurlar tarif edilmektedir. 

Türk Ticaret Kanunu madde 397/4 hükmünde bağımsız denetime tabi olacak şirketlerin Cumhurbaşkanı’nca belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Böylece Kanun koyucunun tüm şirketlerin bağımsız denetime tabi olmasını istemediği anlaşılmaktadır. 26 Mayıs 2018 tarihli ve 30432 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2018/11597 sayılı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar ile 16 Şubat 2019 tarihli ve 30688 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararına İlişkin Usul ve Esaslar çerçevesinde bağımsız denetime tabi şirketler belirlenmektedir. Buna göre genel ölçütleri karşılayan ve I veya II No.lu listede sayılan şirketler bulunmaktadır. Burada yer alan eşik ihtiva eden ölçütler üzerinden bağımsız denetime tabi şirketler açığa çıkartılmaktadır. Diğer taraftan şirketler bağımsız denetime tabi olup olmadıkları konusunda Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun resmi internet sitesi üzerinden sorgulama yapabilmektedir. 

Bağımsız denetim faaliyeti neticesinde bağımsız denetçi TTK, madde 402’e göre; yapılan denetimin türü, kapsamı, niteliği ve sonuçları hakkında gereken açıklıkta, anlaşılır, basit bir dille yazılmış ve geçmiş yılla karşılaştırmalı olarak hazırlanmış, finansal tabloları konu alan bir rapor düzenlemekle yükümlüdür.

Konkordato ise konkordato talebine İİK, madde 286’a göre makul güvence veren denetim raporu eklenmelidir. Buna göre Konkordato başvurusunda İcra ve İflas Kanunu’nun aradığı anlamda denetim, makul güvence veren denetimdir.

İcra ve İflas Kanunu madde 286’a göre; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları konkordato talebine ilave edilmelidir. Ayrıca bu husus konkordato başvurusunun kabulü için gerekli bir unsurdur.

Bu noktada Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik’te ayrıntılı düzenlemeler bulunmaktadır. Yönetmelik madde 10’da 16. madde kapsamında hazırlanan rapor ile dayanaklarına odaklanılmakta ve 12-18. maddeleri arasında denetim ve raporun muhtevası detaylı olarak açıklanmaktadır.

Bu doğrultuda makul güvence veren denetim raporunun konu ve kapsamı dahilinde yapılan denetim; borçlunun konkordato ön projesinde yer alan teklifinin gerçekleşeceği hususunda makul güvence verilip verilmeyeceğinin tespiti amacıyla yapılmaktadır. Bu kapsamda borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler arasında yer alan son bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosu da denetlenmektedir.

Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilen bağımsız denetim ile konkordato talebine İİK, madde 286 ile Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönet-

melik, madde 7 uyarınca eklenmesi gereken makul güvence veren denetim raporuna yönelik denetim arasında aşağıdaki tabloda yer aldığı üzere karşılaştırma yapmak mümkündür. Bu karşılaştırma her iki denetime dair mevzuat dayanağı kabul edilen Bağımsız Denetim Yönetmeliği ile Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik hükümlerinde yer alan denetim unsurları; (1) denetimin konu, amaç ve kapsamı, (2) denetimde uyulacak standartlar, (3) denetim kıstası, (4) denetim kanıtı ve (5) denetim raporu üzerinden gerçekleştirilmektedir.

 

DENETİMİN KONU, AMAÇ VE KAPSAMI

TTK KAPSAMINDA BAĞIMSIZ DENETİM

MAKUL GÜVENCE VEREN DENETİM

(1) Denetim finansal tablolar ve diğer finansal bilgiler dâhil olmak üzere denetime tabi konuların belirlenmiş bir kıstasa uyumlu olup olmadığı hususunda kullanıcılara TDS çerçevesinde güvence sağlayacak bir görüş oluşturulması amacı ile yapılır.

(2) Denetim, kullanıcılara denetim konusunun denetim kıstasına uyumuyla ilgili makul veya sınırlı güvence sağlar. Sınırlı güvence sağlayacağı ilgili mevzuatında veya denetim sözleşmesinde açıkça belirtilmemiş ise denetim makul güvence verecek şekilde gerçekleştirilir. Makul ve sınırlı güvence seviyesinin gerektirdiği denetimin kapsamı TDS çerçevesinde belirlenir.

(3) Denetim; denetimin konusu hakkında, mesleki etik ilkelere bağlı kalmak ve mesleki şüphecilik içinde bulunmak suretiyle, TDS çerçevesinde yeterli ve uygun denetim kanıtı toplanmasını, bu kanıtlara dayandırılarak bir görüş oluşturulmasını ve görüşün raporlanmasını kapsar.

(4) Denetimin unsurlarını; denetimin konusu, tarafları, kıstası, kanıtları ve denetim raporu oluşturur.

(1) Denetim, borçlunun konkordato ön projesinde yer alan teklifinin gerçekleşeceği hususunda makul güvence verilip verilmeyeceğinin tespiti amacıyla yapılır.

(2) Bağımsız denetim kuruluşu, makul güvence veren denetim raporunu hazırlarken aşağıdaki belgeleri denetler:

a) Konkordato ön projesi.

b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler.

c) Alacaklı ve alacak listesi.

ç) Karşılaştırma tablosu.

(3) Bağımsız denetim kuruluşu, yapacağı denetimde yukarıda sayılan belgelerin dışında gerekli gördüğü diğer bilgi ve belgeleri de isteyebilir.

DENETİMDE UYULACAK STANDARTLAR

TTK KAPSAMINDA BAĞIMSIZ DENETİM

MAKUL GÜVENCE VEREN DENETİM

Denetim Türk Ticaret Kanunu, 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve diğer mevzuat hükümleri uyarınca denetime tabi tutulan konularda yapılır.

Denetim; Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre denetlenmesi öngörülen finansal tablolar, yıllık faaliyet raporları, riskin erken saptanması ve yönetimine ilişkin sistemler ile sair mevzuat uyarınca doğrudan veya dolaylı olarak denetim kuruluşları ve denetçiler tarafından denetlenmesi, incelenmesi veya değerlendirilmesi öngörülen diğer hususlara ilişkin konuları kapsar.

(1) Borçlunun malvarlığının durumunu gösteren belgeler ile alacaklı ve alacak listesi, Bağımsız Denetim Standardı 805’e; konkordato ön projesi ile karşılaştırma tablosu, Güvence Denetimi Standardı 3000 ve Güvence Denetimi Standardı 3400’e uygun olarak denetlenir.

DENETİM KISTASI

TTK KAPSAMINDA BAĞIMSIZ DENETİM

MAKUL GÜVENCE VEREN DENETİM

(1) Denetimde denetim konusunun uyumunun değerlendirildiği önceden belirlenmiş kıstaslar esas alınır. Finansal tablolar açısından TMS; yıllık faaliyet raporları, riskin erken saptanması ve yönetimine ilişkin sistem açısından Türk Ticaret Kanununun ve ilgili mevzuatın denetim kıstasına ilişkin hükümleri; diğer mevzuattan kaynaklanan denetim konuları açısından ise denetim kıstasıyla ilgili düzenlemeler veya bunların atıf yaptığı kurallar denetim kıstasını oluşturur.

(2) Diğer mevzuatta doğrudan veya dolaylı olarak denetim kuruluşları ve denetçiler tarafından denetim yapılmasının öngörüldüğü ancak denetim konularının hangi kıstaslara uyumunun aranacağının belirtilmediği durumlarda, denetim kıstası Kurum tarafından belirlenir. İsteğe bağlı yaptırılan denetimlerde ise bu belirleme denetimi talep edenlerce yapılır.

(1) Bağımsız denetim kuruluşu denetimi, aşağıdaki kıstasları esas alarak yürütür:

a) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler ile alacaklı ve alacak listesi açısından finansal raporlama çerçevesi.

b) Konkordato ön projesi ile karşılaştırma tablosu açısından 2004 sayılı Kanun’un 285 ve 286. maddeleri.

DENETİM KANITI

TTK KAPSAMINDA BAĞIMSIZ DENETİM

MAKUL GÜVENCE VEREN DENETİM

(1) Denetim kanıtı, denetim konusunda denetim kıstası çerçevesinde önemli uyumsuzluklar bulunup bulunmadığı hususunda güvence verilmesini teminen görüş bildirmeye yönelik olarak denetçi tarafından elde edilen ve belirlenen güvence seviyesi için yeterli ve uygun bilgi, belge ve beyanlardır. Bu kanıtlar, denetimin TDS çerçevesinde ve mesleki şüphecilik içinde planlanması ve gerçekleştirilmesi suretiyle elde edilir ve tevsik edilir.

(2) Denetim, denetimin konusunda önemli uyumsuzluklara yol açabilecek koşulların mevcut olabileceği göz önünde bulundurularak mesleki şüphecilik içinde planlanmalı ve gerçekleştirilmelidir. Önemlilik, mevcut koşullar içinde değerlendirildiğinde, denetim konusu ile denetim kıstası arasındaki uyumsuzluğun boyutuna, niteliğine veya her ikisine bağlıdır.

(1) Denetim kanıtı, denetim konusunda denetim kıstası çerçevesinde önemli uyumsuzluklar bulunup bulunmadığı hususunda güvence verilmesini teminen görüş bildirmeye yönelik olarak bağımsız denetçi tarafından elde edilen ve belirlenen güvence seviyesi için yeterli ve uygun bilgi, belge ve beyanlardır. Bu kanıtlar, denetimin Türkiye Denetim Standartları çerçevesinde ve mesleki şüphecilik içinde planlanması ve gerçekleştirilmesi suretiyle elde edilir ve tevsik edilir.

(2) Denetim, denetimin konusunda önemli uyumsuzluklara yol açabilecek koşulların mevcut olabileceği göz önünde bulundurularak, mesleki şüphecilik içinde planlanır ve gerçekleştirilir. Önemlilik, mevcut koşullar içinde değerlendirildiğinde, denetim konusu ile denetim kıstası arasındaki uyumsuzluğun boyutuna, niteliğine veya her ikisine bağlıdır.

(3) Bağımsız denetim kuruluşu, borçlunun ileriye yönelik finansal bilgilere dair varsayım ve tahminlerinin makul olup olmadığına ilişkin kendisini ikna eden kanıtları elde eder. Bu kanıtları elde edememesi durumunda, konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesine ilişkin olumlu sonuca varamaz.

DENETİM RAPORU

TTK KAPSAMINDA BAĞIMSIZ DENETİM

MAKUL GÜVENCE VEREN DENETİM

Denetim raporu, denetim kanıtlarının TDS çerçevesinde değerlendirilmesi sonucunda, belirlenen güvence seviyesine uygun şekilde oluşturulan denetçi görüşünün ve varsa dikkat çekilmek istenen diğer hususların kullanıcıların istifadesine sunulması amacıyla Kurum düzenlemelerine uygun olarak hazırlanan ve imzalayan denetim kuruluşu veya denetim üstlenen bağımsız denetçi tarafından sorumluluğu üstlenilen belgedir

 Makul güvence veren denetim raporu, denetim kanıtlarının Türkiye Denetim Standartları çerçevesinde değerlendirilmesi sonucunda, makul güvence seviyesine uygun şekilde oluşturulan denetçi görüşünün ve varsa dikkat çekilmek istenen diğer hususların, mahkemeye sunulması amacıyla Kurum düzenlemelerine uygun olarak hazırlanan ve imzalayan bağımsız denetim kuruluşu tarafından sorumluluğu üstlenilen belgedir. Bağımsız denetim kuruluşu, yaptığı denetim sonucunda konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda olumlu sonuca varırsa, makul güvence veren denetim raporunu hazırlar.

 

Karşılaştırmadan anlaşılacağı üzere her iki denetim, farklı denetim türlerini ifade etmektedir. Bununla birlikte benzer noktaları da bulunmaktadır. Ancak dikkatle ifade etmek gerekir ki Konkordatonun kabulü için İİK tarafından istenilen, makul güvence veren denetimdir. Zira konkordato talebine eklenmesi zaruri olan makul güvence vereden denetim raporudur. 

Diğer taraftan konumuz kapsamında incelediğimiz 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosunun bağımsız denetimden geçirilmiş olması hali ise İcra ve İflas Kanunu madde 286 ile Yönetmelik madde 7 hükümleri kapsamında konkordato talebine eklenecek borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler arasında yer alan bu belgelerin, taşıması gereken bir özelliktir. Makul Güvence Veren Denetim Raporu alındığında, bu belgeler konkordato amacına uygun, konkordato konu ve kapsamı dahilinde esasen bağımsız denetimden geçirilmiş olmaktadır. Ancak Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmeliğe göre; bağımsız denetime tabi olma statüsüne erişen borçlular için, belgelerin usulüne uygun ve güvenilir olma durumlarını perçinleyecek surette TTK’ya göre bağımsız denetimden geçirilmiş olan son bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosuyla başvuru yapılmalıdır.

III- BAĞIMSIZ DENETİMDEN GEÇİRİLMEMİŞ SON BİLANÇO, GELİR TABLOSU VE NAKİT AKIM TABLOSU BELGELERİNİN KONKORDATOYA ETKİSİ

Borçlunun konkordato talebinin kabulü bazı belge ve mali tabloların görevli mahkemeye tevdi edilmesine bağlıdır. 7107 sayılı Kanun’un kabulüyle konkordato mühleti hususunda geçici mühlet ve kesin mühlet ayrımı bulunmaktadır. Mahkeme öncelikle borçluya geçici mühlet verilip verilmeyeceğini kararlaştırmaktadır. İİK, madde 286’da yer alan belgelerle birlikte yapılan konkordato başvurusunda asliye ticaret mahkemesi geçici mühlet kararı verilip verilmeyeceğini değerlendirmektedir(2).

Burada geçici mühlet, borçlunun konkordato projesinin tasdik edilip edilmeyeceğinin tahmini öngörüsünün ortaya çıkarılmasını amaçlayan bir süreçtir. Kanun’un lafzından, sayılan belgelerin mahkemeye tevdi edilmesiyle, belgelerin eksik olmadığının tespiti üzerine mahkeme tarafından borçlu hakkında geçici mühlet kararı verileceği anlaşılmaktadır(3).

Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler arasında yer alan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosunun Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik madde 7/2’e göre bağımsız denetimden geçirilmiş belgeler olmasının gerekli olduğu açıklanmıştır. Diğer taraftan İcra ve İflas Kanunu’nda konkordato başvurusunda bulunan borçlunun bağımsız denetime tabi olması halinde geçmiş hesap dönemlerine yönelik bağımsız denetimlerini yaptırmış olması durumu, konkordato başvurusu veya tasdiki şartı olarak öngörülen bir hal değildir. Ancak Yönetmelik hükmüyle bazı belgelerin bu niteliği haiz olmasının aranması, konkordato talebine eklenecek belgelerin incelenmesi esnasında borçlunun bağımsız denetim yaptırmamış olmasının saptanması neticesinde dolaylı olarak konkordato talebini durdurucu etki doğuracaktır.

Bu halde bağımsız denetim yaptırmamış borçlu şirketin konkordatoya eksik belge ile başvuru yaptığını tespit etmek gerekmektedir. Belge eksikliği ihtiva eden bu durum, konkordato için mahkemeye başvurulduğunda veya geçici mühlet kararı verildikten sonra fark edildiğinde bunun sebebiyet vereceği hukuki sonucu saptamak lüzumludur. Burada iki farklı ihtimale göre değerlendirme yaparak mahkemelerin karar vermesinin yerinde olacağı düşünülmektedir.

Birinci ihtimalde söz konusu belgelerin bağımsız denetimden geçirilmiş belge olarak talebe eklenmesinin konkordatoya özgü dava şartı olarak değerlendirilmesi ve eksikliğin tamamlatılmasının mümkün olup, olunamamasına karar verilmesidir.

İkinci ihtimalde ise belge eksikliği ihtiva eden bu durumun konkordato başvurusunu temelinden sarsan bir neden olarak ele alınıp, konkordatonun asıl odağı olan konkordato ön projesinin geçerliliğini tamamen ortadan kaldırdığının değerlendirilmesi ve böylece giderilemeyecek bu eksiklik karşısında konkordato tasdik şartının hiç gerçekleşemeyeceği düşünülerek, konkordato talebinin reddi veya kaldırılması kararı verilmesidir. 

Konkordato davası için mahkemeye başvuru yapıldığında, geçici mühlet kararı verilmesinden önce İİK, madde 286 ile Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik kapsamında sunulması gereken belgelerin mahkemeye sunulmadığının anlaşılması durumunda mahkeme, eksikliği gidermek üzere borçluya süre vermek suretiyle eksikliğin tamamlatılması yoluna gidebilecektir. Burada Hukuk Muhakemesi Kanunu (HMK), madde 114 ile madde 115 hükümleri kapsamında uygulama söz konusudur(4). 

Diğer taraftan borçlu hakkında geçici mühlet kararı verildikten sonra da belge eksikliği ihtiva edebilen bir durum ortaya çıkmış olabilmektedir. Dikkatle ifade etmek gerekir ki geçici mühlet süreci, kesin mühlet öncesi konkordato talebinin etraflıca değerlendirilebileceği aşama olup, bu süreç belge kontrolünün tam olarak gerçekleştirilebilmesini olanaklı kılmaktadır. Bu haliyle geçici mühlet içinde belge eksikliği ihtiva eden bir durumun açığa çıkması pek mümkün olup, beklenildik bu durum karşısında komiser ve/veya mahkemenin borçluya yönelteceği talep ile eksikliği giderebilmesi gerekir. Bu haliyle konkordato başvurusunun başında henüz dava açılmadan giderilebilecek nitelikteki bir belge eksikliği, geçici mühlet süreci içinde evleviyetle tamamlatılabilmelidir.

Burada HMK, madde 115/1 kapsamında, mahkemenin dava şartının mevcut olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırabilmesi ve tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilmesi hükmünü kabul etmek gerekir. Davanın her aşamasında tespit edilebilen (HMK, madde 115/1) ve sonradan giderilmesi mümkün olan eksikliklerin tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeli ve bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse dava usulden ret edilmelidir (HMK, madde 115/2).

Dikkat edilecek husus dava şartı olan ve sonradan giderilebilecek niteliği haiz bir noksanlığın bulunması halinde bu hükmün uygulanabilir oluşudur. Bu haliyle İİK, madde 286’da yer alan borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler arasında bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosunun Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik madde 7/2’e göre bağımsız denetimden geçirilmiş olması hali, eksikliği sonradan giderilebilecek bir dava şartı olarak değerlendirilirse bu kapsamda borçluya kesin süre verilerek eksikliği tamamlaması istenmelidir. Diğer taraftan bağımsız denetim yapılması neticesinde düzeltme ihtiva eden durumun veya farklı tespitlerin ortaya çıkması halinde konkordato projesinin ve gerekli diğer belgelerin buna uygun surette güncellenmesi gerekeceği de aşikardır. 

Ancak böyle bir nitelendirme yapılmaması durumunda yukarıda ifade edilen ikinci ihtimalin düşünülmesi gerekmektedir. Bu noktada bağımsız denetimden geçirilmemiş son bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosunun sağlıklı veri edinilmesine imkân tanımadığı ve bu belgelerin hukuken geçerli finansal tablolar olmadığı da değerlendirilebilmektedir. Zira TTK, madde 397/2’e göre; “… (2) Denetime tabi olanlar, hazırlanmış olan finansal tablolarının denetimden geçip geçmediğini, denetimden geçmiş ise denetçi görüşünü ilgili finansal tablonun başlığında açıkça belirtmek zorundadır. Bu hüküm, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu için de uygulanır. Denetime tabi olduğu hâlde, denetlettirilmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, düzenlenmemiş hükmündedir.”. Bu doğrultuda söz konusu belgeler üzerine inşa edilmiş konkordato ön projesinin ve makul güvence veren denetim raporunun şekli olarak tam görünmesine rağmen içerik olarak konkordato tasdikini sağlayacak yeterlilikte olmadığını ifade etmek mümkündür(5). Borçlunun bağımsız denetim yaptırmamış olması onun konkordato talebini eksik belgeyle yapmış olmasına neden olurken, sonradan bağımsız denetim yaptırılmasının, başvuruya özgü konkordato ön projesini sakatladığı ve konkordatonun başarılı olamayacağı izlenimini verdiği ifade edilebilecektir. Böylece bu eksikliğin sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, konkordatoyu temelinden etkileyen ve borçlunun konkordato ön projesinin inandırıcılığını kaldıran bir hal olduğu değerlendirmesi neticesinde konkordato talebinin reddi veya geçici mühlet kararının kaldırılması kararı verilebilecektir. 

Bu halde tüm belgelerin incelenmesi neticesinde borçlunun konkordatosunun başarılı olup olmayacağına yönelik öngörü ekseninde yapılacak değerlendirme neticesinde, iki farklı yaklaşımdan birisi tercih edilerek karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

IV- SONUÇ

Konkordato başvurusuna eklenecek malvarlığı durumunu gösterir belgelerden olan davacı borçlu şirkete ait son bilanço, gelir tablosu ve nakit akım tablosunun Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik madde 7/2’de yer aldığı şekliyle bağımsız denetimden geçirilmiş olma özelliği taşıması gerekir. Aksi halde konkordatoya eksik belge ile başvuru yapıldığını kabul etmek gerekir.

Bu eksikliğin konkordato davasının başında veya mühlet içinde tespit edilmesi durumunda HMK, madde 114 ile madde 115’e uygun surette borçluya uygun süre verilerek eksikliği giderilebilmesine karar verilebilecektir. Bu durumda söz konusu eksikliğin giderilebilecek bir dava şartı olduğu nitelemesi ile bağımsız denetimin yaptırılması ve denetim neticesine göre borçlunun konkordato ön projesini revize etmesi ve gerekebilecek diğer düzeltmeleri yapması gerekmektedir. Diğer taraftan somut olayın hal ve koşullarına göre bu belge eksikliğinin konkordatonun inandırıcılığını ortadan kaldırdığı ve konkordatonun başarılı olamayacağı ihtimalini ortaya çıkardığı değerlendirilmesinin yapılmasının da mümkün olduğu düşünülmektedir.

Ercan SARICAOĞLU*

Yaklaşım / Mayıs 2021 / Sayı: 341

*   Dr. Ögr. Üyesi Trabzon Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk ABD Öğretim Üyesi

(·)  İşbu makale Geçici Konkordato Komiseri sıfatıyla mahkemeye sunulmuş Geçici Konkordato Komiseri Raporundan türetilerek, hazırlanmıştır.

(1) Tekin MEMİŞ, “Şirketler Hukukunda Denetim,” Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: XVI, S:3-4, 2012, s.174; Mehmet Ali AKSOY-Emine Ebru AKSOY, “Ticaret Kanunu Kapsamında Sermaye Şirketlerinde Bağımsız Denetim”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C:8, S:2, 2017, s.23.

(2) Hakan PEKCANITEZ-Güray ERDÖNMEZ, 7101 Sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2018, s.21

(3) PEKCANITEZ-ERDÖNMEZ, s.23; Selçuk ÖZTEK-Ali Cem BUDAK-Müjgan TUNÇ YÜCEL-Serdar KALE-Bilgehan YEŞİLOVA, Yeni Konkordato Hukuku, Adalet, Ankara 2018, s.148.

(4) Bkz. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi E.2020/301, K.2020/409, T.13.02.2020: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi E.2019/1218, K.2020/355, T.6.2.2020 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi E.2019/1027, K.2020/288, T.30.01.2020: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi E.2019/872, K.2019/1177, T.31.5.2019.

 

(5)  Geçici mühlet kararı için şekli denetimle yetinilmemesi gereği doğrultusundaki görüşleri için bknz. PEKCANITEZ-ERDÖNMEZ, s.23-35.