Hafta Tatilinde Çalıştığını İleri Süren İşçinin Bu İddiasını İspatlaması Gerekir (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Kararı E: 2016/1514) |
16 Ekim 2019 | |
T.C YARGITAY 22. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1514 Karar No: 2018/27868 Tarihi: 20.12.2018 • DAVA AÇILDIKTAN SONRA DİĞER KİŞİLERİN DAVAYA DAHİL EDİLEREK DAVALI SIFATI KAZANMASININ OLANAKLI OLMADIĞI • KISMİ DAVADA SAKLI TUTULAN HAKLAR İÇİN ZAMANAŞIMIN KESİLMEYECEĞİ • ISLAHTAN SONRA ZAMAN AŞIMI DEFİ’NİN SÜRESİ İÇİNDE İLERİ SÜRÜLEBİLECEĞİ • HAFTA TATİLİNDE ÇALIŞTIĞINI İLERİ SÜREN İŞÇİNİN BU İDDİASINI İSPATLAMASININ GEREKMESİ ÖZETİ: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, dava açıldıktan sonra diğer kişilerin davaya dahil edilmek suretiyle davalı sıfatını kazanması ve husumetin bu kişilere yöneltilmesi konusunda bir düzenleme yer almamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında, davaya zorunlu dava arkadaşlığı dışında dahili dava yolu ile davalı olarak taraf eklenmesi mümkün değildir. Davalı şirket ve asıl işveren arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu itibarla, mahkemece hakkında usulüne uygun dava açılmayan asıl işveren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın davaya, dahili dava yoluyla, katılımı sağlanarak davalı kabul edilmek suretiyle onun yönünden hüküm kurulması isabetsizdir Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi A. Balkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin Rıfat Kartal Huzurevi Müdürlüğünde ihale yolu ile yaşlıların bakım ve temizliği ile huzurevinin bakım ve temizlik işlerini devraldığını, davacının şirket işçisi sıfatı ile Rıfat Kartal Huzurevinde hizmetli olarak çalıştığını, davacının haksız olarak işten çıkartıldığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, genel tatil, hafta sonu ile ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevaplarının Özeti: Davalı …………………….. İnş. Tur .Temz. Sp. Gıda Reh. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının 01.01.2009 tarihinde müvekkili şirkette çalışmaya başladığını, davacının iş akdinin müfettiş raporu doğrultusunda haklı nedenle fesih edildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili, usul ve yasaya aykırı olarak davaya dahili davalı olarak dahil edilemeyeceklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Hüküm davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre, davalıların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Somut olayda dava sadece alt işveren ……………… İnşaat Turizim Tem. Spor Gıda Rehabilitasyon San. Tic. Ltd. Şti. ’ye karşı açılmış, yargılamanın devamı sırasında dahili dava dilekçesi verilmek suretiyle asıl işveren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı taraf haline getirilmiş ve hüküm altına alınan alacaklardan sorumlu tutulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, dava açıldıktan sonra diğer kişilerin davaya dahil edilmek suretiyle davalı sıfatını kazanması ve husumetin bu kişilere yöneltilmesi konusunda bir düzenleme yer almamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında, davaya zorunlu dava arkadaşlığı dışında dahili dava yolu ile davalı olarak taraf eklenmesi mümkün değildir. Davalı şirket ve asıl işveren arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu itibarla, mahkemece hakkında usulune uygun dava açılmayan asıl işveren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın davaya, dahili dava yoluyla, katılımı sağlanarak davalı kabul edilmek suretiyle onun yönünden hüküm kurulması isabetsizdir. 3- Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır. Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir. Somut olayda, dava kısmi alacak davası olarak açılmış ve sonuçlandırılmıştır. Davalı şirket vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı kanuni süre içerisinde zaman aşımı definde bulunmuştur. Bu durumda, davacının hak kazandığı alacaklarının miktarının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı defi değerlendirilerek belirlenmesi gerekmektedir. Davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı defi değerlendirilmeksizin hüküm kurulması hatalı olup bozma sebebidir. 4-Davacının hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Somut olayda dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre davacının hasta bakım ve temizlik elemanı olarak davalı işyerinde gece ve gündüz olmak üzere 2’li vardiya sistemi ile çalıştığı, gündüz vardiyasında çalıştığı dönemde haftada bir gün izin kullandığı, gece vardiyasında ise her bir vardiyadan sonra iki gün izin kullandığı anlaşılmaktadır. Bu halde Mahkemece hafta tatili talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. |