Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
OHAL KHK İLE HAZİNEYE DEVROLUNAN ŞİRKETLERDEN OLAN ALACAKLAR KARŞILIK AYRILARAK GİDER YAZILABİLİR Mİ ? PDF Yazdır e-Posta
29 Ağustos 2017

Image

1. Giriş

15 Temmuz 2016 tarihinde ülkemizin milli birlik ve bütünlüğünü hedef alan darbe girişimi yaşanmıştır. Bu darbe girişiminin akabinde 20.07.2016 tarih ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde olağanüstü hal ilan edilmiş ve olağanüstü hal kapsamında, bir dizi Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) yayımlanarak FETÖ/ PDY ile aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan bir kısım şirketler hazineye devrolmuştur. Bu kapsamda el konulan şirketlerden alacağı bulunan şirketlerin alacağını tahsil etmede zorluklar yaşanmaktadır. Bu makalemizde olağanüstü hal kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile hazineye devrolunan şirketlerden olan alacakların değersiz alacak veya şüpheli ticari alacak gösterilerek gider yazılıp yazılamayacağı konusu ilgili mevzuat çerçevesinde açıklanacaktır.

2. Değersiz Alacak

Değersiz alacaklar, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 322'nci maddesinde tanımlanmıştır. Söz konusu maddede, "Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar, değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler." hükmüne yer verilmiştir.

Söz konusu maddeden anlaşılacağı üzere, bir alacağın değersiz alacak kapsamında değerlendirilebilmesi için alacağın tahsil edilemeyecek olması yeterli olmayıp aynı zamanda kazai bir hüküm veya kanaat verici bir vesika ile de bu durumun ispatlanmış olması gerekmektedir.

Bu madde kapsamında mükellefler açısından bir alacağın değersiz alacak olarak kabul edilmesi ve kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için ayrıca aşağıdaki şartları taşıması gerekmektedir.

- Alacak, bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutan ticari veya zirai kazançla iştigal eden işletmelere ait olmalıdır.

- Alacak, ticari işle veya işletmeyle ilgili olmalıdır.

- Alacak, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve devam ettirilmesi ile ilgili olmalıdır.

- Alacak, değersiz hale geldiği dönemde zarar yazılmalıdır.

- Alacağın tahsili, kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre imkânsız hale gelmelidir.

Kanunda kanaat verici vesika ifadesi açık olarak tanımlanmamış olmakla beraber işlemin niteliği bakımından alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşma ya da bu durumu ortaya koyan belge olarak değerlendirilmelidir.  Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Türkiye Bankalar Birliği'ne verilen 02.11.2009 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.29/2978-322-68 sayılı genel yazıda, vergi hukuku bakımından bir alacağın değersiz alacak olarak kabul edilebilmesi için aşağıdaki vesikaların kanaat verici vesika olarak kabul edilebileceği belirtilmiştir.

- Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü veya Medeni Kanunun 31 ve izleyen maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı ve mirasçıların da mirası reddettiklerine dair sulh mahkemelerince verilmiş bulunan mirası red kararı,

- Borçlu aleyhine alacaklı tarafından açılan davayı borçlunun kazandığına dair mahkeme kararı,

- Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler,

- Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,

- Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve herhangi bir mal varlığının bulunmadığını belgeleyen resmi evrak,

- Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını ve yasal süresi içerisinde yenileme talebinde de bulunulmadığını gösteren icra memurluğu yazısı,

- Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar (Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alınmasından vazgeçilen alacakların, değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.)

- Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tabi tutulmuş bulunan iflas kararına ilişkin belgeler.

Genel yazının devamında ise aciz vesikası, alacağın tamamen alamamış olan alacaklıya, ödenmeyen alacak miktarı için verilen bir belge olarak tanımlanmış olup, bu belgenin verilmesi ile alacağın son bulmayacağı, hatta alacaklının durumunun kısmen kuvvetlendirilmiş olduğu ifade edilmiştir.

3. Şüpheli Ticari Alacak

Şüpheli ticari alacak ise aynı Kanunun 323'üncü maddesinde tanımlanmıştır. Söz konusu maddede,

"Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

1- Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar,

2- Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar,

şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir." hükümleri yer almaktadır.

Bu hükümlere göre, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcut olmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır.

Bunun yanı sıra, şüpheli alacaklar için dava veya icra takibine başlanıldığı yılda karşılık ayrılması gerekmekte olup, şüpheli hale geldiği hesap döneminde karşılık ayrılmayan alacaklar için daha sonraki dönemlerde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün olmamaktadır. Bir alacağın dava safhasında olduğunun kabulü için ise, mahkemeye dava, icraya takip için dilekçe verilmiş olması, ancak gerek mahkemeye gerek icraya yapılan başvuruların ciddiyetle takip edilmesi gerekmektedir.

4.OHAL KHK ile Hazineye Devrolunan Şirketlerden Olan Alacaklar

17/08/2016 tarihli ve 29804 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Devir işlemlerine ilişkin tedbirler" başlıklı 5'inci maddesinde;

"(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının (devralınan varlık); her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamını belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi, ek mali külfet getirmemesi, asıl borçlu ve diğer kefiller hakkında kesin aciz vesikası bulunan haller hariç olmak üzere kefaletten doğmaması ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)'ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye, kapatılan kurum ve kuruluşların taahhüt ve garanti ettiği ancak vermediği mal ve hizmet bedellerinin ödemesini durdurmaya veya ödemeye, tahsili mümkün olmadığı anlaşılan veya tahsilinde ve takibinde yarar bulunmayan hak ve alacaklar ile taahhüt ve garantilerin tahsilinden vazgeçmeye, her türlü sulh işlemini yapmaya, devralınan varlıklarla ilişkili kredi veya gerçek bir mal veya hizmet ilişkisine dayanan borçlar nedeniyle konulmuş ve daha önce kaldırılmış takyidatları kredinin veya borcun ödenebilmesini sağlamak amacıyla kaldırıldığı andaki koşullarla tekrar koydurmaya ve ihyaya, menkul rehinleri dikkate almaya, devralınan varlıklara konulan takyidatların sınırlarını belirlemeye ve kaldırmaya, finansal kiralama dahil sözleşmelerin feshine veya devamına karar vermeye, devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya, gerektiğinde devralınan varlıkların tasfiyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye, devir kapsamında olmadığı belirlenen varlıkları iadeye, kapatılanların gerçek kişiye ait olması halinde devralınacak varlıkların kapsamını belirlemeye, tereddütleri gidermeye, uygulamaları yönlendirmeye, bütün bu işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları belirlemeye, vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkilidir.

'

(4) Birinci fıkra kapsamında tespite konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanlarca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten (17/8/2016)  itibaren altmış günlük hak düşürücü süre içerisinde ilgili idaresine kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle müracaat edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak kapatma işlemlerinde ise altmış günlük süre kapatma tarihinden itibaren başlar.

'" hükümlerinde yer verilmiştir.

Söz konusu Kararnameye göre Maliye Bakanlığı veya Vakıflar Genel Müdürlüğü aşağıdaki kriterleri taşıdığını tespit ettikleri alacaklıların alacaklarını uygun bir takvimde ödemeye yetkili kılınmıştır:

- Ödenmesi talep edilen alacağın "gerçek mal veya hizmet ilişkisine" dayanması,

- Alacaklının bahse konu KHK'da ismi geçen örgütler ile ilişkisinin bulunmaması,

- Kefaletten doğmaması.

Benzer şekilde, kapatılan kurum ve kuruluşların taahhüt ve garanti ettiği ancak vermediği mal ve hizmet bedellerinin ödemesini durdurmaya veya ödemeye bu kurumlar yetkilidir.

Ayrıca konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanlarca bu maddenin yürürlüğe girdiği   tarihten itibaren 60 günlük hak düşürücü süre içerisinde Vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğüne, diğerleri için Maliye Bakanlığına kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle müracaat edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan 29/10/2016 tarihli ve 29872 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Dava ve Takip Usulü" başlıklı 16'ncı maddesinde;

"(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5'inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı  takip  giderleri kendi  üzerlerinde  bırakılır.

(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5'inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.

(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5'inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz."

hükümleri mevcuttur.

Dolayısıyla, Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler ile kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi ve yayınevlerinden olan ve 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de nitelikleri belirtilen alacaklara ilişkin olarak dava veya icra takibi 670 ve 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca mümkün bulunmadığından ve söz konusu alacaklar için yukarıda belirtilen usuller dairesinde hak sahiplerine ilgili idarelere başvurularını yaparak alacaklarını takip etmek imkanı getirilmiş olduğundan bu alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılması imkanı bulunmamaktadır. Diğer taraftan, söz konusu alacaklar için yukarıda belirtilen usuller dairesinde yapılacak takip sonuçlanmadan bu alacakların değersiz alacak vasfını kazanamayacaktır.

5. Sonuç

Olağanüstü hal kapsamında yayımlanan bir dizi Kanun Hükmünde Kararnameler ile el konulan şirketlerden alacağı bulunan şirketlerin alacağını tahsil etmede zorluklar yaşandığı herkes tarafından bilinmektedir. Bir alacağın değersiz alacak veya şüpheli ticari alacak gösterilerek gider yazılması ancak VUK'un ilgili hükümlerinin ortaya çıkması durumda mümkün olacaktır. Ancak alacaklara ilişkin olarak dava veya icra takibi 670 ve 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca mümkün bulunmadığından ve ayrıca alacakların takibi sonuçlanmadan değersiz alacak vasfını kazanmadığından şirketler söz konusu alacaklarını gider olarak yazamayacaktır. Mükelleflerin haksız bir tarhiyatla karşılaşmaması için ilgili mevzuatta belirtilen hükümlere uyması yararına olacaktır. Yasin ÖZYOLCU Lebib Yalkın Yayımları

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.