Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
AYNI AY İÇİN BİRDEN FAZLA PRİM BELGESİ VERİLMESİ HALİNDE HER BİR BELGE İÇİN AYRI İDARİ PARA CEZASI UYGULANABİLİR Mİ? PDF Yazdır e-Posta
12 Mayıs 2017

Image

Kurum’ca 5510 sayılı Yasa’nın 102 maddesinde her bir fiil için ayrı ayrı idari para cezası uygulanacağı düzenlendiği gerekçesi ile her bir belge için ayrı ayrı idari para cezası uygulanmaktadır.

Oysa Yasa “her bir fiil” için ayrı ayrı olmak üzere idari para cezası uygulanacağını düzenlemiştir. Yasa’nın “her bir fiil” hükmünden her bir ay için verilmesi gereken prim belgesinin anlaşılması gerektiği açıktır. Nitekim Yasa’da “aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla” idari para cezası uygulanacağı açık olarak belirtilmiştir. Maddenin c/4 bendinde ise “hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında” idari para cezası uygulanacağı” yine açık olarak belirtilmiştir.

İdare tarafından işverenin işyeri sigortalılarının (örneğin) Nisan 2017 ayı prime esas kazançlarını eksik bildirildiğinin tespiti  halinde Nisan 2017 ayı için ek 05510, 14857 ve 06111 kodlu Nisan 2017 ayı prim hizmet belgelerinin süresinde verilmediği gerekçesi ile 05110 kodlu belge için 1.777,50 x 2; 14857 kodlu belge için 1.777,50 x2 ve 06111 kodlu belge için 1.7777,50 x2 olmak üzere toplam 10.665,00 TL. idari para cezası uygulanmaktadır. Oysa işverenin fiili Nisan 2017 ayı prime esas kazançların eksik bildirilmesidir ve bu nedenle uygulanması gereken idari para cezası 1.7777,50 x 2 = 3.555,00 TL.’dir.

Anayasamızın 38. maddesinde “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez” denilerek suç ve cezalara ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Cezada kanunilik ilkesi ise Anayasa Mahkemesi’nin 07.06.1999 tarih ve E. 1999/10, K. 1999/22 sayılı kararında “Anayasa’ya ve Türk Ceza Kanunu’na göre suçların kanunla belirlenmesi “suçta kanunîlik”, cezaların da kanunda gösterilmesi “cezada kanunîlik” ilkesini oluşturur. “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” kuralı çağdaş hukukun vazgeçilmez temel ilkelerinden biridir. Bu ilkelerle kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri sağlanmakta, temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmaktadır” şeklinde açıklanmıştır.

Danıştay İçtihatı Birleştirme Kurulu 16.02.1989 tarih ve E.1988/1,K.1989/1 sayılı kararında ise “Anayasamızın 38. maddesi ise; kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesini getirdiğinden, “cezada kanunilik” ilkesi esas olup, bu da ceza yaptırımının yasama organı tarafından tereddüt yaratmayacak biçimde düzenlenmesini, suçu oluşturan fiili gerçekleştiren kişiye uygulanacak cezanın cinsinin, miktarının, alt ve üst sınırlarının belirlenmesini zorunlu kılar ve yargı yerlerinin genişletici yoruma ve kıyas yoluna başvurmamalarını gerektirir. Aksi halde kıyas yoluyla ceza yaratılmış olur” denilerek idari yorumla ve kıyas yoluyla ceza yaratılamayacağı belirtilmiştir.

Kurumun aldığı teşvikten yararlanan sigortalıların ayrı belge ile bildirilmesi yönündeki kararı ile idare tarafından yeni idari para cezaları yaratılmaktadır. Kurumun bu uygulaması ise kanaatimizce Anayasa’ya aykırıdır. Serdar GÜNAY E-Yaklaşım / Mayıs 2017 / Sayı: 293

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.