Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
TÜRK TİCARET KANUNU'NA GÖRE GEÇERLİ ŞİRKET BİRLEŞMELERİ PDF Yazdır e-Posta
31 Temmuz 2016

Image

TTK'nın "Geçerli birleşmeler" başlıklı 137. maddesinde, hangi şirket türünün hangi şirketle birleşebileceği üç grup halinde düzenlenmiştir. Anılan maddede, sermaye şirketlerinin (anonim ve limited şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin), şahıs şirketlerinin (kollektif ve komandit şirketlerin) ve kooperatiflerin hangi şirketlerle ve hangi şartlar altında birleşebileceği ayrı ayrı gösterilmiştir. Buna göre;

1- Sermaye şirketleri;

a) Sermaye şirketleriyle,

b) Kooperatiflerle ve

c) Sermaye şirketlerinin devralan şirket olmaları şartıyla, kollektif ve komandit şirketlerle,

birleşebilirler.

2- Şahıs şirketleri;

a) Şahıs şirketleriyle,

b) Şahıs şirketlerinin devrolunan şirket olmaları şartıyla, sermaye şirketleriyle,

c) Şahıs şirketlerinin devrolunan şirket olmaları şartıyla, kooperatiflerle,

birleşebilirler.

3- Kooperatifler;

a) Kooperatiflerle,

b) Sermaye şirketleriyle ve

c) Kooperatiflerin devralan şirket olmaları şartıyla, şahıs şirketleriyle,

birleşebilirler.

Yukarıda yer verilen gruplandırma çerçevesinde örneğin limited şirketler; anonim şirket, limited şirket, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket ve kooperatifler ve limited şirketin devralan şirket olması şartıyla kollektif ve komandit şirketlerle birleşebilir. Şahıs şirketleri de, şahıs şirketleriyle ve devrolunan şirket olma koşuluyla sermaye şirketleri ve kooperatiflerle birleşebilir. Birleşmede, kooperatifin sınırlı sorumlu olup olmaması rol oynamaz.

Bu düzenlemeyle birlikte aynı neviden olmamaları sebebiyle birleşemeyen şahıs şirketleriyle sermaye şirketlerinin birleşmeleri mümkün hale gelmiştir. Ancak TTK'da da sermaye şirketlerinin ancak devralan şirket olmaları koşuluyla şahıs şirketleriyle birleşebilecekleri yönünde bir kısıtlama getirilmiştir. Bir sermaye şirketi, kendisi devrolunan şirket olarak kollektif ve komandit şirketlerle birleşemez. Sermaye şirketi ve kooperatif muhakkak devralan şirket olmalıdır. Buna sebep olarak madde gerekçesinde, bir sınırsız sorumlu şirketin, sınırlı sorumlu şirketi devralmasının kanunca uygun görülmediği belirtilmiştir. Her ne kadar gerekçede şirket ortaklarının sorumluluk yapılarındaki farklılık sebebiyle şahıs şirketlerinin sermaye şirketlerini devralmalarının uygun görülmediği ifade edilmekteyse de esasında bir şahıs şirketi tarafından devralınan sermaye şirketinin alacaklısı, alacağın temini açısından daha müsait bir konuma gelmektedir. Çünkü daha önce şahsi sorumluluğuna müracaat edemeyeceği ortaklarla muhatap olacakken, yeni yapılanmada sınırsız sorumlu ortaklarla karşı karşıya olacaktır.   

Ancak, bu durum sermaye şirketinin ortakları açısından daha olumsuz bir sonuç oluşturması nedeniyle şahıs şirketlerinin devralan olarak sermaye şirketleriyle birleşmelerine izin verilmemiştir.

Öte yandan, bir sermaye şirketinin "devralan" şirket olarak bir şahıs şirketiyle birleşmesi durumunda, şahıs şirketinin ortaklarının şirket borçlarından dolayı ikinci derecedeki kişisel sorumluluğu, birleşmeden sonra da üç yıl devam eder (TTK md. 158/II). Bu zamanaşımı kuralı, hiçbir şekilde daha önce zamanaşımına uğramış taleplere yeni bir süre kazandırmaz. Ayrıca bu talep, anılan hükümde öngörülen üç yıldan önce zamanaşımına uğruyorsa kendi süresine tabi olur; yoksa geri kalan süre üç yıla kadar uzamaz. Üç yıllık zamanaşımının başlangıcı, birleşme kararının ilan edildiği tarihtir.

Birleşmeye ilişkin bir diğer sınırlama ticaret şirketlerinin; dernek, vakıf, sendika gibi özel hukuk tüzel kişileri ile birleşememesidir. Ayrıca kamu tüzel kişilerinin de ticaret şirketleriyle birleşmesine izin verilmemiştir.

Bununla birlikte bir ticari işletmenin, bir ticaret şirketiyle, onun tarafından devralınmak suretiyle birleşebilmesi mümkündür (TTK md. 194). Ancak Ticaret Sicili Yönetmeliğinde   bu hususta bir sınırlama getirilmiştir. Anılan Yönetmeliğin 132/II. maddesine göre; ticari işletmenin bütünlüğünün korunması bakımından, birleşme sözleşmesiyle ticari işletmeye sürekli olarak özgülenmiş malvarlığından birleşme dışı bırakılan unsur veya unsurlar nedeniyle işletmenin bütünlüğü ve devamlılığının zedelenmesi halinde birleşme tescil edilemez. Sicil müdürü, kanuni bütünlük şartının somut olayda var olup olmadığını inceler ve bu kapsamda mezkûr Yönetmelikte öngörülen belgelerin ibraz edilmesini ister.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda, şirketlerin birleşmesinde, nevilerin (türlerin) aynı olması koşulu kaldırılmış, bunun yerine türler arası birleşme serbestîsi ilkesi kabul edilmiştir. Bu çerçevede sermaye şirketleri (anonim ve limited şirketler) ve kooperatifler; sermaye şirketleri, kooperatifler ve devralan şirket olmaları şartıyla kollektif ve komandit şirketlerle birleşebilir. Şahıs şirketleri de (kollektif ve komandit şirketler de); şahıs şirketleri ve devrolunan şirket olmaları şartıyla sermaye şirketleri ve kooperatiflerle birleşebilir. Sermaye şirketleri ile şahıs şirketlerinin birleşebilmesi için sermaye şirketinin mutlaka devralan şirket konumunda bulunması gerekir, aksi takdirde birleşme gerçekleşemez. Bunun yanında ticaret şirketleri; dernek, vakıf, sendika gibi özel hukuk tüzel kişileri ve kamu tüzel kişileri ile birleşemez. Ancak bir ticari işletme, bir ticaret şirketiyle, onun tarafından devralınmak suretiyle birleşebilir.

Tasfiye halindeki bir şirket de, malvarlığının dağıtılmasına başlanmamışsa ve devrolunan şirket olması şartıyla birleşmeye katılabilir. Devrolunan şirket tasfiye halinde ise malvarlığının pay sahipleri arasında dağıtılmasına başlanmadığına ilişkin tasfiye memurlarınca hazırlanacak raporun ticaret sicili müdürlüğüne verilmesi şarttır. Bunun yanında, sermayesiyle kanuni yedek akçeleri toplamının yarısı zararlarla kaybolan veya borca batık durumda bulunan bir şirket, kaybolan sermayeyi veya gerekiyorsa borca batıklık durumunu karşılayabilecek tutarda serbestçe tasarruf edilebilen özvarlığa sahip bulunan bir şirket ile birleşebilir. Bu durumu tevsik edici YMM veya SMMM tarafından ya da devrolunan şirketlerin denetime tabi olması halinde denetçi tarafından hazırlanan raporun ticaret sicili müdürlüğüne tevdi edilmesi zorunludur. Mustafa YAVUZ/Lebib Yalkın Yayımları


Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti /Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.