İş Kanununda yer almayan ikale sözleşmesi, işveren ile işçinin ortak irade beyanları ile iş sözleşmesini sona erdirmeleridir. Fesih tek taraflı bir işlem olduğu halde, ikale sözleşmesi, Yargıtay Kararlarında da ifade edildiği gibi Türk Borçlar Kanunu'nun  genel hükümlerine tabi karşılıklı olarak yapılan hukuki bir işlemdir. İkale sözleşmesi ile işçi iş güvencesine ilişkin haklardan önemli ölçüde yoksun kalabileceği için, ikale sözleşmesi yapma konusunda icapta bulunan işçinin makul bir yararının bulunması gerekir. Zira, işveren ikale sözleşmesi ile bazı yükümlülüklerden kaçma çabasında bulunabileceği gibi, sözleşmeyi sona erdirme hakkını da kötüye kullanabilecektir. Bu durumda işçi ikale sözleşmesi ile iş güvencesinden yoksun kalabileceği gibi, ihbar ve kıdem tazminatlarından da yararlanamayabilir. Yargıtay Kararlarına göre, ikale sözleşmesiyle, zorunlu olmamakla birlikte ihbar ve kıdem tazminatları ile birlikte, iş güvencesine yakın bir miktarda tazminatın ödenmesi kararlaştırılabilir. Bu da ikale sözleşmesine duyulan inancı pekiştirecektir. Sözleşmede, ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi kararlaştırıldığında, bu ödemelerden kanuni kesintiler yapıldıktan sonra kalan miktar işçiye ödenecektir. İkale sözleşmesinin iradesi dışında imzalandığını iddia eden işçi her zaman kanuni yollara başvurabilecektir. Lebib Yalkın Yayımları

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.