Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yurt dışı mukimi firmalardan alınan hizmet karşılğında ve yurt dışında ofis kiralanması karşılığında ödenen bedelin vergilendirilmesi hk. PDF Yazdır e-Posta
17 Ağustos 2012

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.6-2608

17/08/2012

Konu

:

Yurt dışı mukimi firmalardan alınan hizmet karşılğında ve yurt dışında ofis kiralanması karşılığında ödenen bedelin vergilendirilmesi

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda yurt dışında yeni müşteri bulmak amacıyla yurt dışında yerleşik firmalarla yapılan tanıtım ve danışmanlık anlaşmaları ile yurt dışında ofis kiralanması karşılığında ödenen bedellerin vergilendirilmesi hakkında görüş sorulmaktadır.          

            I-GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN;

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Tam ve dar mükellefiyet" başlıklı 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükmü getirilmiş; aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise, dar mükellefiyette kurum kazancının ticari kazançlar, zirai kazançlar, serbest meslek kazançları, gayrimenkul ve menkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir.

            Aynı Kanunun "Dar mükellefiyette vergi kesintisi" başlıklı 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında ise, dar mükellefiyete tâbi kurumların yıllara yaygın inşaat işleri dolayısıyla elde ettikleri hakediş ödemeleri, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları gibi kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dâhil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Ticari kazancın tarifi" başlıklı 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç, "Serbest meslek kazancının tarifi" başlıklı 65 inci maddesinde ise her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançların serbest meslek kazancı olduğu belirtilmiş olup aynı maddede, serbest meslek faaliyeti, sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması olarak tanımlanmıştır.

            Gelir Vergisi Kanununun "Kazanç veya iradın Türkiye'de elde edilmesi" başlıklı 7 nci maddesinde;

            "Dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye'de elde edildiği aşağıdaki şartlara göre tayin olunur:

            1. Ticari kazançlarda; kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyle sağlanması...

            ...

            4. Serbest meslek kazançlarında: Serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;

            5. Gayrimenkul sermaye iratlarında: Gayrimenkulün Türkiye'de bulunması ve bu mahiyetteki mal ve hakların Türkiye 'de kullanılması veya Türkiye 'de değerlendirilmesi;

            ...

            Bu maddenin 3 üncü, 4 üncü, 5 inci ve 7 nci bentlerinde sözü edilen değerlendirmeden maksat, ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır."

            hükümleri yer almıştır.

            Bu hükümlere göre, yurt dışı pazarlarda yeni müşteri teminine yönelik olarak üretimini yaptığınız malların tanıtılması, pazarlama faaliyetlerinin yapılması, bilinirliğinin artırılması ve marka imajının oluşturulabilmesi için yurt dışında yerleşik olup Türkiye'de temsilciliği ve mükellefiyeti bulunmayan tanıtım, organizasyon ve danışmanlık firmalarından sağlanan hizmetler sermayeden ziyade fikri emeğe, şahsi mesaiye ve özel uzmanlık bilgisine dayanması nedeniyle serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirileceğinden yurt dışında mukim söz konusu şirketlerden alınan bu hizmetlere istinaden fatura mukabilinde gerçekleştirilen ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacaktır.

            Öte yandan, firmanızın faaliyet göstermek istediği ülkelerde açacağı irtibat bürosu mahiyetindeki ofisler için yapılacak kira ödemeleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı tabiidir.

            Bununla birlikte, söz konusu kesinti uygulamasında Türkiye ile ödeme yapılan/yapılacak kurumların mukimi oldukları ülke arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının bulunması halinde, bu anlaşma hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekmektedir.

            II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN;

            Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun:

            1/1 inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

            4/1 inci maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

            6 ncı maddesinde; işlemlerin Türkiye'de yapılmasının:

            a)Malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını,

            b)Hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını,

            ifade ettiği,

            9/1 inci maddesinde ise; Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı'nın vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

            hükümlerine yer verilmiştir.   

            Öte yandan, 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliği'nin "2.1. İKAMETGÂHI, İŞYERİ, KANUNİ MERKEZİ VE İŞ MERKEZİ TÜRKİYEDE BULUNMAYANLAR TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER" başlıklı bölümünde; ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanların Türkiye'de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye'de faydalanılan hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu, ancak, bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV'nin tamamının, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödeneceği; hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde ise, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyeceği belirtilmiştir.

            Buna göre, yurt dışında yaptığınız işlemler ile ilgili olarak yurt dışında mukim firmalardan aldığınız malların tanıtılması, pazarlama faaliyetlerinin yapılması hizmetleri ile yurt dışında irtibat bürosu mahiyetindeki ofis kiralama hizmetinden yurt dışında faydalanılmış olacağından bu kapsamda ödenen hizmet bedelleri de KDV ye tabi olmayacaktır.

            Diğer taraftan, yurt dışında faaliyet gösteren firmalardan alınacak pazarlama ve danışmanlık hizmetlerinden Türkiye'de faydalanılması halinde, söz konusu hizmetler KDV'ye tabi olup,  hizmet bedeli üzerinden KDV'nin tamamının sorumlu sıfatıyla tevkif edilerek anılan Tebliğ'de yer alan açıklamalar doğrultusunda Şirketinizce 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.