Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vergi Uyuşmazlıklarının Yargı Yoluyla Çözümlenmesi PDF Yazdır e-Posta
14 Eylül 2015

Image

I- GİRİŞ

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Kanun’un 125. maddesine göre; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Vergi ile ilgili işlemler de bir idari işlem çeşididir. Dolayısıyla vatandaşlar vergi ile ilgili uyuşmazlıklarını yargıya taşıma haklarına sahiptirler. Ancak çeşitli vergi kanunlarında değişik hükümler yer aldığından vatandaşlar tarafından bu hakların hangi koşullar altında ve ne şekilde kullanılacağı tam olarak bilinmemektedir. Bu makalede vatandaşların vergi uyuşmazlıklarını ne şekilde yargı yoluna taşıyabileceklerine ilişkin bilgilere yer verilecektir.

II- VERGİ DAVALARINA BAKMAKLA GÖREVLİ MAHKEMELER

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri Ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu Ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca vergi davaları bakımından genel yetkili mahkemeler “Vergi Mahkemeleri”dir. Vergi mahkemelerinin verdiği kararlara karşı yapılacak başvurular itiraz yoluyla Bölge İdare Mahkemesinde veya temyiz yoluyla Danıştay’da çözümlenmektedir.

Ancak 2575 sayılı Danıştay Kanunu uyarınca, Bakanlıkların düzenleyici işlemlerine karşı açılacak davalarda “Danıştay, ilk derece mahkemesi” olarak görev yapar. Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalar için temyiz mercii Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’dur.

III- VERGİ DAVALARINA BAKMAYA YETKİLİ MAHKEME VE DAVA DİLEKÇESİ

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 37. maddesinde vergi uyuşmazlıklarında yetkili olan mahkemenin ne şekilde belirleneceğini açıklamaktadır. Buna göre; vergi uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme:

- Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen,

- Gümrük Kanununa göre alınması gereken vergilerle Vergi Usul Kanunu gereğince şikayet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlerde; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren,

- Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunu’nun uygulanmasında, ödeme emrini düzenleyen,

- Diğer uyuşmazlıklarda dava konusu işlemi yapan,

Dairenin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir.

Söz konusu Kanunun “İdari Davaların Açılması” başlıklı 3’üncü maddesinde dava açılış dilekçesinde nelerin bulunması gerektiği belirtilmiştir. Buna göre;

Vergi davaları, vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır.

Dilekçelerde;

- Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,

- Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,

- Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,

- Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,

- Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası,

Gösterilmesi gerekmektedir.

Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur.

Dilekçelerde davacı, kanuni temsilci, vekil veya dava konusu ile ilgili bilgilerin eksik olması, idari işlemin tebliğ tarihinin gösterilmemesi, uyuşmazlık konusu miktarın belirtilmemesi dilekçenin reddi sebebidir. Dilekçe red kararı, davanın reddedilmesi anlamına gelmemektedir. Otuz (30) gün içinde dilekçenin usulüne uygun olarak yenilenmesi gerekmektedir. Ancak imzasız dilekçe ile açılan davalar hiç açılmamış sayılmaktadır.

Dava dilekçesinin işleme girmesi için gerekli harcın ödenmesi, posta pulunun verilmesi gerekmektedir. Dilekçelerin harç ve posta ücretleri alındıktan sonra deftere derhal kayıtları yapılarak kayıt tarih ve sayısı dilekçenin üzerine yazılır. Dava bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılır. Harç veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç ve posta ücreti ile dava açılmış olması halinde, otuz (30) gün içinde harç veya posta ücretinin tamamlanması ilgiliye tebliğ edilir. Bu süre içinde tamamlanmadığı takdirde aynı şekilde bildirim bir daha tekrarlanır. Harç ve posta ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmaz ise dava açılmamış sayılır.

IV- DAVA AÇMA SÜRELERİ VE İLGİLİ MAHKEMELER

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesine göre, dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.

Ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu haricinde bazı özel kanunlarda dava açma süreleri ayrıca tanımlanmıştır. Özel olarak tanımlanan dava açma sürelerini ve bu sürelerin ne zaman başladığını ise şu şekilde açıklayabiliriz.

A- VERGİ VE CEZA İHBARNAMESİNE KARŞI

213 sayılı VUK’a göre düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamesine karşı “vergi mahkemelerinde” dava açılması gerekmektedir. Dava açma süresi “30 gündür.” Bu süre “ihbarnamenin tebliği” ile başlamaktadır.

B- ÖDEME EMRİNE KARŞI

6183 sayılı AATUHK’ya göre düzenlenen ödeme emirlerine karşı “vergi mahkemelerinde” dava açılması gerekmektedir. Dava açma süresi “7 gündür.” Bu süre “ödeme emrinin tebliği” ile başlamaktadır. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlardaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde özel kanunun aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren 15 gün sonra işlemeye başlar.

VUK’un 124. maddesi ve Vergi Usul Kanunu 188 Sıra No.lu GT uyarınca, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra ilgili vergi dairesine düzeltme talebi ile başvurulabilinir. Başvurunun reddi üzerine Maliye Bakanlığı’ndan düzeltme talibinde bulunulabilir. Bakanlığın bu talebi reddetmesi veya 60 gün içerisinde cevap vermemesi (İYUK madde 10/2) hallerinde ilgilinin dava açma hakkı yeniden doğar. Bu durumda talebin reddi yazısının tebliğini veya cevap vermeyerek geçirilen 60 günün bitimini izleyen günden itibaren 30 gün içinde dava açılabilir.

C- İHTİYATİ HACZE KARŞI

6183 sayılı AATUHK’ya göre düzenlenen ihtiyati hacizlere karşı “vergi mahkemelerinde” dava açılması gerekmektedir. Dava açma süresi “7 gündür.” Bu süre “ihtiyati haciz” ile başlamaktadır.

D- HACİZ VARAKASINA KARŞI

6183 sayılı AATUHK’ya göre düzenlenen haciz varakasına karşı “vergi mahkemelerinde” dava açılması gerekmektedir. Dava açma süresi “30 gündür.” Bu süre “haciz” ile başlamaktadır.

E- İHTİYATİ TAHAKKUKA KARŞI

6183 sayılı AATUHK’ya göre düzenlenen ihtiyati tahakkuka karşı “vergi mahkemelerinde” dava açılması gerekmektedir. Dava açma süresi “7 gündür.” Bu süre “ihtiyati tahakkukun tebliği” ile başlamaktadır.

F- İHTİRAZİ KAYITLA VERİLEN BEYANNAMEYE AİT TAHAKKUK FİŞİNE KARŞI

213 sayılı VUK’a göre ihtirazi kayıtla verilen beyannameye ait tahakkuk fişine karşı “vergi mahkemelerinde” dava açılması gerekmektedir. Dava açma süresi “30 gündür.” Bu süre “tahakkuk tarihi” ile başlar.

G- BİNA METREKARE NORMAL İNŞAAT MALİYET BEDELLERİNE KARŞI

213 sayılı VUK’un mükerrer 49. maddesine göre bina metrekare normal inşaat maliyet bedellerine karşı “Danıştay’da” dava açılması gerekmektedir. Dava açma süresi “15 gündür.” Bu süre “bedellerin resmi gazetede ilanı” ile başlar. Ancak davayı sadece Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği açabilir.

H- ARSA VE ARAZİLER İÇİN ASGARİ EMLAK BEDELLERİNE KARŞI

213 sayılı VUK’a göre arsa ve araziler için asgari emlak bedellerine karşı “vergi mahkemelerinde” dava açılması gerekmektedir. Dava açma süresi “yoktur.” Vergi mahkemelerince verilecek kararlar aleyhine ise 15 gün içinde Danıştay’a başvurulabilir.   

Sürelerin hesaplanmasında, süreler gün olarak belirtildiğinden, başladığı gün hesaba katılmaz ve son günün tatil saatinde sona erer. Resmi tatiller süreye dahil olmaktadır. Ancak eğer sürenin son günü tatil gününe denk gelirse bu durumda, süre tatili takip eden ilk iş gününün sonuna kadar uzar.

Dava açma süresinin mali tatile rastlaması halinde süre, mali tatil süresince işlemeyecektir. Mali tatil, her yıl Temmuz ayının birinden yirmisine kadar uygulanır. Haziran ayının son gününün tatil günü olması halinde, mali tatil, Temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlar.

V- UZLAŞMA SAĞLANAMAMASI DURUMUNDA DAVA AÇMA

Vergi incelemesine dayanılarak salınacak vergiler ile kesilecek cezalarda, mükellef tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunabilir. VUK’un Ek 11. maddesine göre tarhiyat öncesi uzlaşma görüşmeleri sonucunda uzlaşma sağlanamaz ise vergi dairesine gelen inceleme raporunda önerilen matrah veya matrah farkı üzerinden vergi dairesince gerekli tarh işlemi yapılır.

Uzlaşılamayan söz konusu vergi ve cezaya ilişkin olarak ilgili vergi dairesince yapılacak tarhiyata karşı, vergi veya ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihini takip eden 30 günlük dava açma süresi içinde dava açılabilir.

Yetkili vergi dairesi tarafından vergi salınmış ve/veya ceza kesilip mükellefe tebliğ edilmiş olması durumunda mükellef uzlaşma (tarhiyat sonrası uzlaşma) müessesesinden yararlanabilir. Uzlaşma talep edilmesi durumunda, uzlaşmanın talep edildiği tarih itibariyle dava açma süresi durmaktadır. Uzlaşma sağlanamaması durumunda, bu hususa ilişkin tutanağın mükellefe tebliğ tarihinden itibaren ise dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam eder.

Dava açma süresi yeniden işlemeye başladığında, dava açmak için 15 günden fazla bir zaman kalmışsa bu süre içinde dava açılmalıdır. Ancak dava açma süresi bitmiş veya 15 günden az kalmışsa dava açma süresi 15 gün daha uzar.

VI- VERGİ MAHKEMESİ KARARLARINA KARŞI İTİRAZ VE TEMYİZ

Vergi mahkemesinin vermiş olduğu kararlara karşı kararın tebliği tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde itiraz edilmez veya temyiz başvurusunda bulunulmaz ise bu kararlar kesinleşmiş olmaktadır. Ancak kararlara karşı itiraz veya temyizde bulunulabilmektedir ki bu durumda kararlar kesinleşmemiş olmakta ve yeni bir hukuki süreç doğmaktadır.

A- BÖLGE İDARE MAHKEMESİNE İTİRAZ

Vergi mahkemesinin tek hakimle vermiş olduğu kararlara karşı kararın tebliği tarihinden 30 gün içerisinde Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilmektedir. Ancak bu itiraz yerel mahkemenin kararını otomatik olarak durdurmaz. Kararın durdurulması için bu konuda bir istemde bulunulmalı ve istek Bölge İdare Mahkemesince de uygun görülmelidir. Bölge İdare Mahkemesinin vermiş olduğu kararlara karşı ise temyiz yoluna başvurulamamaktadır.

B- DANIŞTAY NEZDİNDE TEMYİZ

Vergi mahkemelerinin kurul halinde vermiş oldukları kararlara karşı kararın tebliği tarihinden 30 gün içerisinde Danıştay nezdinde temyiz başvurusunda bulunulabilir. Ancak bu temyiz başvurusu yerel mahkemenin kararını otomatik olarak durdurmaz. Kararın durdurulması için bu konuda bir istemde bulunulmalı ve bu istek Danıştay’ca da uygun görülmelidir.

Danıştay, vergi mahkemesinin kararını onarsa vergi mahkemesinin kararı kesinleşmiş olur.

Danıştay vergi mahkemesinin kararını bozarsa dosya bir kez daha görüşülmek üzere ilgili vergi mahkemesine gönderilir. Vergi mahkemesi Danıştay’ın kararına uyarsa ilk derece mahkemesinin yeni bir kararı oluşmuş olur ve bu karar da Danıştay’da temyiz yolu açıktır. Ancak vergi mahkemesi ilk vermiş olduğu kararda ısrar ederse bu kararın temyizi Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından incelenerek karara bağlanır. Bu kurulun kararı kesin olup bu karar tekrar görüşülmek üzere vergi mahkemesine gönderilmez.

VII- VERGİ MAHKEMELERİNDE VEYA DANIŞTAY’DA DAVA AÇILMASININ VERGİ TAHSİLATINA ETKİSİ

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Yürütmenin Durdurulması” başlıklı 27. maddesinde;

“1. Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.

2.  Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. (Ek cümle: 21.02.2014 - 6526/17 md.) Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez.

3. Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir.

4. Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 26. maddenin 3. fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.

…”

hükümleri yer almaktadır.

Dolayısıyla vergi mahkemelerinde vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümün tahakkukunu; mahkeme karar verene kadar ertelemiş olmakta ve dolayısıyla da verginin tahsilatını durdurmaktadır.

Ancak Danıştay nezdinde dava açılması durumunda tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemleri otomatik olarak durmamaktadır. Bunun için yürütmeyi durdurma istemli olarak dava açılması ve bu istemin de Danıştay’ca uygun bulunması gerekmektedir. Yürütmeyi durdurma kararı ise, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda verilmektedir.

VIII- SONUÇ

İdarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açık olmasına rağmen vatandaşlar tarafından bu haklarının ne şekilde kullanılacağı tam olarak bilinmemektedir ve bu nedenle de mağduriyetler yaşanmaktadır. Vergi mükellefleri, vergi konusunda idarenin kararlarına karşı yargı yoluna başvurabilmektedirler. Ancak bu başvuru başta süre olmak üzere belirli şekil şartlarına bağlı olduğundan mükellefler zaman zaman bu şekil şartlarının eksikliği nedeniyle yargı yoluna başvuru haklarını kaybetmekte ve maddi açıdan kayıplar yaşamaktadırlar. Bu makalede idarenin vergisel yaptırımlarına karşı çeşitli kanunlar ile düzenlenmiş olan mükelleflerin hangi şartlar altında, ne şekilde ve hangi mahkemelere başvurabileceği, vergi mahkemelerinin vermiş oldukları kararlara karşı da ne şekilde itiraz edilebileceği veya temyiz başvurunda bulunulabileceği hakkında detaylı olarak bilgi verilmiştir. Ayşe HALICI *  E-Yaklaşım / Eylül 2015 / Sayı: 273

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti./Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.