Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Şüpheli Ticari Alacağı Bilançomdan Nasıl Çıkarırım? PDF Yazdır e-Posta
28 Ağustos 2015

Image

Ticari hayatın risklerinden biri de yapılan satışlardan bir kısmının tahsil edilememesidir. Bu durum, genellikle ödemesini yapmayan müşterilere dava açılmasıyla sonuçlanır ve tahsil edilemeyen alacaklar için şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılır. Bazen söz konusu alacaklar, çeşitli nedenlerle yıllarca tahsil edilemez. 

Bilançoda yer alan şüpheli ticari alacak hesaplarının bakiyeleri katlanarak artar ve bu durum ilgili şirketlerin tahsilatlarını yapamadıklarının bir göstergesi olarak genellikle pek hoş karşılanmaz. Peki, söz konusu bakiyeleri kayıtlardan çıkarmak mümkün müdür?

Açıkçası, şüpheli ticari alacak hesaplarında yer alan bakiyeleri,  söz konusu dava sonuçlanmadan  kayıtlardan çıkarmak pek mümkün değildir. Ancak, alacağın herhangi bir şekilde değersiz hale gelmesi söz konusu ise, bu durumun gerçekleşme ihtimali olabileceğini söyleyebiliriz.  

Değersiz Alacak ve “Kanaat Verici Vesika”

Vergi usul  mevzuatına göre; kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline imkân kalmayan alacaklar değersiz alacaklardır. Yalnız, kanaat verici bir vesikaların neler olduğuna ilişkin ilgili mevzuatta herhangi bir açıklama yapılmadığını da bu noktada belirtmemiz gerekli.  

İdare’nin konuyla ilgili yayımladığı bir özelgede; vergi hukuku açısından kanaat verici vesikaların aşağıdaki gibi sıralanabileceği belirtilmiştir:

  • Borçlunun gaipliğine ilişkin mahkeme kararı ve buna bağlı olarak herhangi bir malvarlığının bulunmadığına dair resmi makam belgesi
  • Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü ve mirasçıların da mirası reddettiklerine dair resmi belgeler
  • Borçlunun alacaklı tarafından açılan davayı kazandığına dair mahkeme kararı
  • Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler
  • Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması
  • Borçlunun, ülkeyi dönmemek üzere terk ettiğini belirleyen gazeteler ve bunu doğrulayan resmi makam belgeleri
  • Borçlunun dolandırıcılıktan mahkûm olması ve herhangi bir malvarlığı bulunmadığını belgeleyen resmi evrak
  • Medeni Kanun’a göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı
  • Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını gösteren icra memurluğu yazısı
  • Borçlunun ölümünü ve mirasçılarının bulunmadığını kanıtlayan resmi soruşturma belgesi
  • Borçlunun ölümü ve mirasçılar adına Sulh Mahkemelerince verilmiş bulunan mirası ret kararı
  • Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar
  • Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tutulmuş bulunan iflas kararına ilişkin belgeler

“Aciz Vesikası” Kanaat Verici Belge mi?

Yukarıdaki sıralamaya dikkat edildiğinde, “aciz vesikası” nın bu evrak  içinde yer almadığı görülmektedir. Çünkü aciz vesikası söz konusu olduğunda, borçlunun sadece acizlik tespitinin yapıldığı zaman diliminde borçlarını ödemeyeceği;  dolayısıyla söz konusu borcun daha sonra ödenebileceği düşünülmektedir. Konuyla ilgili verilen özelgelerde de aciz vesikasına istinaden şüpheli ticari alacakların kapatılamayacağı yönünde görüşler verilmiştir.  

Yukarıda açıklanan vesikalardan herhangi biri alınamadığı ve bir mahkeme kararı da olmadığı sürece şüpheli ticari alacakların  şirketlerin bilançolarında sonsuza kadar taşınması söz konusu olabilecektir. Mevcut ekonomik icaplara ve uluslararası diğer uygulamalara bakılarak vergi mevzuatında bu konuyla ilgili ilave düzenlemeler yapılmasının yararlı olacağını değerlendiriyoruz. Damla Uzun http://www.kpmgvergi.com

 


Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti./Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.