Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ödenen çevre katkı paylarının kurum kazancından gider olarak indirilip indirilmeyeceği hk. PDF Yazdır e-Posta
20 Şubat 2012

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 8-649

20/02/2012

Konu

:

Ödenen çevre katkı paylarının kurum kazancından gider olarak indirilip indirilmeyeceği.

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, kömür ithalatçısı olduğunuzu belirterek, 2872 sayılı Çevre Kanunu'na istinaden 2007 hesap dönemine ilişkin çevre kirliliğinin önlenmesi ve çevrenin iyileştirilmesi amacıyla 24/08/2010 tarihinde Maliye Bakanlığı hesabına yatırdığınız çevre katkı paylarının kurum kazancından gider olarak indirilip indirilemeyeceği ve gider olarak indirilebilecek ise hangi dönemin kayıtlarına intikal ettirilmesi gerektiği konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6'ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

            Gelir Vergisi Kanunu'nun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38'inci maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanun'un 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Kanun'un 40'ıncı maddesinde de, safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmıştır.

            Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Kabul Edilmeyen İndirimler" başlıklı 11'inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendinde, bu Kanun'a göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı hükmüne yer verilmiştir.

            213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 262'nci maddesinde, maliyet bedelinin, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği belirtilmiş, 274'üncü maddesinde de emtianın, maliyet bedeliyle değerleneceği hüküm altına alınmıştır.

            Diğer taraftan, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 18'inci maddesinde ise; "Çevre kirliliğinin önlenmesi, çevrenin iyileştirilmesi ve çevre ile ilgili yatırımların desteklenmesi amacıyla;

            a) İthaline izin verilen kontrole tâbi yakıt ve atıkların CIF bedelinin yüzde biri ile hurdaların CIF bedelinin binde beşi oranında alınacak miktar,

            ...

            çevre katkı payı olarak tahsil edilir. Tahsil edilen bu tutarlar, ilgililerce en geç ertesi ayın onbeşine kadar ilgili mal saymanlıkları hesaplarına aktarılır ve bütçeye gelir kaydedilir.

            ..."  hükmüne yer verilmiştir.

            Bu hükümlere göre, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 18'inci maddesine istinaden çevre kirliliğinin önlenmesi ve çevrenin iyileştirilmesi amacıyla ödenen çevre katkı paylarının stoktaki malların maliyetine eklenmesi gerekmektedir.

            Öte yandan, geç ödenen çevre katkı paylarına ilişkin herhangi bir ceza, gecikme faizi veya gecikme zammı ödenmesi halinde, bu tutarların kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılamayacağı ise tabiidir.

 

         Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.