Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Acentelik komisyonu ile birlikte elde edilecek kar paylaşım gelirinin hangi dönem kurum kazancına dahil edileceği hk. PDF Yazdır e-Posta
10 Eylül 2012

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.99.16.02-KVK-6-197

10/09/2012

Konu

:

Acentelik komisyonu ile birlikte elde edilecek kar paylaşım gelirinin hangi dönem kurum kazancına dahil edileceği

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda; bankanızın 2011 yılı itibariyle %99,86 oranında hisse sahibi olduğu ... A.Ş. ile acentelik sözleşmesi imzaladığı ve satışına aracılık ettiği sigorta poliçeleri ile ilgili olarak bankanızın hem komisyon geliri hem de ... A.Ş'nin her yıl mali kârının belli bir yüzdesi şeklinde hesaplanacak kâr paylaşım geliri elde edeceği, 2011 yılı kârının paylaşımı suretiyle alacağınız tutarın, ... A.Ş.'nin mali tablolarının bağımsız denetime tabi tutulduktan sonra 2012 yılında yapılacak genel kurulda onaylanmasını müteakip belirleneceği ve bankanızın da bu tutar üzerinde mutabık kalması üzerine ödemenin 15 gün içinde yapılacağı belirtilerek, 2011 yılında bu suretle elde edilen kâr paylaşım gelirinin hangi dönem geliri yazılacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

            Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır.

            Ticari kazancın tespitinde "tahakkuk esası ilkesi" ve "dönemsellik ilkesi" olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesinde ise, bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır. Ayrıca "Dönemsellik" kavramı gereği işletmeler, gelir ve giderlerini tahakkuk esasına göre muhasebeleştirmek, hasılat, gelir ve karlarını aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırmak durumundadırlar. Bu ilke uyarınca gelir ve giderlerin ilgili oldukları dönemde kaydedilmesi gerekir.

            Bu itibarla, ... A.Ş.'nin 2011 yılı gelirlerinden elde edilecek kâr paylaşım tutarının, 2011 yılı mali tablolarının bağımsız denetime tabi tutulduktan sonra 2012 yılında yapılacak genel kurul tarafından onaylanması üzerine tespit edileceğinden, söz konusu tutarın miktar ve mahiyet itibariyle 2012 yılında kesinleştiğinin kabulü ve 2012 yılı kurum kazancının tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

            Öte yandan, söz konusu tutarın, ... A.Ş. tarafından da miktar ve mahiyet itibariyle kesinleştiği 2012 yılı yılı kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerektiği tabiidir.

            Ayrıca, Bankanıza ödenen komisyon tutarı ile her yıl mali kârının belli bir yüzdesi şeklinde hesaplanan kâr paylaşım tutarının, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımını düzenleyen 13 üncü maddesi hükümlerine uygun olarak belirlenmesi gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.