Personele verilen alışveriş çeki kullanımında vergi riskleri |
07 Ağustos 2015 | |
Anlaşmalı mağazalardan alışveriş yapılmasına imkan sağlayan alışveriş çekleri, firmalar tarafından satın alınarak kendi personeline prim/ücret olarak verilebilmekte ya da bayi çalışanlarına prim olarak dağıtılabilmektedir. Yaygın kullanım, şirketlerin özel günlerde ya da prim dönemlerinde, zincir marketlerde alışveriş imkanı sağlayan alışveriş çeklerinin, toplu olarak, iskontolu fiyattan satın alarak, kendi çalışanlarına ya da bayi ağlarında çalışan personele ücret/prim gibi adlar altında verilmesi şeklinde işlemektedir. Alışveriş çeklerinin, üzerinde yazılı değerden daha düşük bedel karşılığı toptan satın alınabiliyor olması, cazibesini artırmaktadır. Zira, bu şekilde firmalar nakit ödemeye oranla daha az bir maliyet karşılığında personeline ya da bayi çalışanına aynı değerde menfaat sağlayabilmektedir. Ayrıca ödemenin nakit yapılmasının doğuracağı birçok zorluk çek sirkülasyonunun pratikliği ile ortadan kaldırılmaktadır. Alışveriş çeki alım satımı ile çeke konu ürün tesliminin farklı zamanlarda farklı kişiler arasında gerçekleşiyor olması, konunun vergilemesini de özellikli kılmaktadır. Nitekim piyasada uzun zamandır uygulanıyor olmakla birlikte mevcut uygulamaların belge düzeni ve vergilemesi birbirinden farklılık göstermektedir. Öncelikle ve özellikle belirtmek gerekir ki; ticari hayatta her geçen gün daha da artan yaygın kullanımına rağmen, alışveriş çeklerinin kullanımına ilişkin olarak vergi mevzuatımızda kanun hükmü ve tebliğ düzenlemesi kapsamında bir açıklama bulunmamaktadır. Dahası alışveriş çeklerinin hukuki niteliği dahi belirsizdir. Vergi idaresinin örnek olay bazında vermiş olduğu özelge açıklamaları bulunmakla birlikte bu açıklamalar da zaman zaman değişen açıklamalardır. Ana ilkeler Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Vergi uygulamaları açısından tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereğince, her gelir veya gider unsuru ait olduğu hesap döneminin kazancının tespitinde dikkate alınmalıdır. Tahakkuk, gelirin mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmesidir. Gelirin tahakkuku işlemin eksiksiz olarak tamamlanmış (tekemmülünü) olmasını ifade eder. İşlemin tamamlanması için malın karşı tarafa teslimi veya hizmetin karşı tarafa ifası, semenin tespiti ve karşılıklı iradelerin uygunluğu olmak üzere üç unsur bulunmaktadır. Henüz teslim ya da ifa edilip edilmeyeceği belirsiz olan alışveriş çeki tesliminde tamamlanmış bir satış işlemi bulunmadığından, henüz tahakkuk etmiş bir gelirden de söz edilemeyecektir. Toptan satılan çek bedelinin alıcı firmadan ilk tahsili sırasında, market açısından tahakkuk eden gelirden bahsedilemeyeceğinden, tahsil edilen tutarın avans ya da verilen çek olarak muhasebeleştirilmesi icap etmektedir. Vergi Usul Kanunu uyarınca; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Katma Değer Vergisi Kanunu uyarınca vergiyi doğuran olay, malın teslimi veya hizmetin yapılmasıyla meydana gelmektedir. Vergileme Market alışverişlerinde kullanılmak üzere market tarafından tedavüle çıkarılarak satılan, üzerinde yazılı değer kadar ilgili markette para yerine kabul edileceği taahhüt edilen, firmalar tarafından toptan satın alınan ve üzerinde yazılı değerden daha az bir bedel ödenen hediye çeklerinin firma personeline verilmesi halinde; çek bedelinin para ile temsil edilen menfaat olarak net ücret kabul edilerek brütleştirilmesi ve ücret olarak vergiye tabi tutulması; hediye çekinin karşılığı bedel ile firmaya maliyeti arasındaki farkın ise gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir. Örneklersek; 100 TL değerinde çekin toptan 90 TL’ye satın alınıp prim karşılığı olarak çalışana verildiği durumda; 90 TL alınan çek olarak muhasebeleştirilir, çekin çalışana devri sırasında 100 TL net ücret kabul edilip brütleştirilerek vergi tevkifatına tutulur, aradaki fark olan 10 TL kar olarak muhasebeleştirilir. Çünkü, ilgili firma 100 TL ücret ödemesini 90 TL’ye mal ederek 10 TL kar elde etmiştir. Hediye çeki bedeli ile ödenen fiili tutar arası fark kadar, ilgili firmalar tarafından markete komisyon faturası düzenlenmesi doğru değildir. Ayrıca, alışveriş çekinin nihai tüketici tarafından markette harcanması sırasında, market tarafından tüketiciye değil de ilgili firmaya fatura düzenlemesi de doğru değildir. Zira, mal teslimi nihai tüketiciye yapılmaktadır; fatura da nihai tüketiciye düzenlenmeli, KDV matrahı olarak hediye çeki tutarı düşülmeden önceki satış bedeli dikkate alınmalıdır. Uygulamada yer yer rastlanan, aynı işlem için, hem ilgili firmaya fatura düzenlenmesi hem de alışveriş yapan tüketiciye %99,99 oranında iskonto uygulayarak iz bedel üzerinden fatura düzenlenmesi ise hepten abesle iştigaldir. Bayi çalışanına çek Uyaralım; alışveriş çeklerinin şirketin kendi personeli yerine bayi çalışanlarına verilmesi halinde, alışveriş çeki tutarının brütleştirilerek ücret olarak gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması yerinde değildir. Zir,a ilgili bayi çalışanı çeki veren şirketin sevk ve idaresinde çalışan personeli değildir. Bu durumda idarenin yaklaşımı, alışveriş çeki bedelinin, söz konusu bayi tarafından ilgili şirkete verilen hizmetin karşılığı olarak değerlendirilmesi ve bayi tarafından KDV ihtiva eden hizmet faturası düzenlenmesi, akabinde söz konusu bayi tarafından, ücret ödemesine ilişkin gerekli gelir vergisi tevkifatının yapılması yönündedir. Bu noktada bir parantez açarak, henüz yasalaşmayan Taslak Yeni Gelir Vergisi Kanunu’nda bu konunun daha farklı ele alındığını belirtelim. Sonuç Alışveriş çekinin değeri karşılığı satışı, iskontolu toptan satışı, yüzde iskonto imkanı tanıyan hediye çeki satışı, salt hediye çeki ticareti yapılması, nihai tüketicilerin hediye maksatlı satın alımı, personele menfaat olarak verilmesi, alışveriş karşılığı verilmesi, para karşılığı satılması veya çekilişle verilmesi vb. durumlar birbirinden ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken piyasa uygulamalarıdır. Elbette, kanuni düzenleme yokluğunda, her bir örnek olay için idareden özelge bazında yazılı açıklama alınmadan oluşturulacak yapıların da eleştiriye açık olacağı unutulmamalıdır. Onur Elele/E&Y
Bu makalede yer alan Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti./Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz. |