Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Akreditasyon hizmetlerinin vergi kanunları karşısındaki durumu PDF Yazdır e-Posta
22 Nisan 2014

Başlık

Akreditasyon hizmetlerinin vergi kanunları karşısındaki durumu hk.

Tarih

22/04/2014

Sayı

84974990-130[1-2011/82]-441

Kapsam

 T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

 

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[1-2011/82]-441

22/04/2014

Konu

:

Akreditasyon hizmetlerinin vergi kanunları karşısındaki durumu.

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,  4457 sayılı Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 21 inci maddesi kapsamında akredite edilmiş kuruluşların yıl içerisinde akreditasyon kapsamındaki faaliyetleri karşılığı elde ettiği brüt gelirlerinden Kurumunuza ödediği %1 lik tutarın KDV ye tabi olup olmadığı ve fatura düzenlenip düzenlenmeyeceğinin bildirilmesi istenmektedir.

            Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

            Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalara 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 2.4. bölümünde yer verilmiştir.

            4457 sayılı Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun "Kurumun gelirleri" başlıklı 21 inci maddesinde akredite edilen kuruluşların yıl içinde akredite olduğu kapsamda düzenleyeceği belge başına alınacak kullanım ücreti veya bu kuruluşların yıl içinde akreditasyon faaliyetleri karşılığında elde ettikleri brüt gelirlerin yüzde birini aşmamak üzere alınacak pay Kurumun geliri arasında sayılmıştır.

            Diğer taraftan aynı Kanunun "Çeşitli hükümler" başlıklı 22 nci maddesinde adı geçen Kurumun, bu Kanun kapsamında elde ettiği gelirlerin kurumlar vergisinden, yapılacak işlemlerin harçlardan, düzenlenecek kâğıtların damga vergisinden müstesna olduğu, bu istisnanın 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13.6.2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yapılan kesintilere şümulünün olmadığı hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, akredite edilen kuruluşların yıl içinde akreditasyon faaliyetleri karşılığında elde ettikleri brüt gelirlerin yüzde birini aşmamak üzere Türk Akreditasyon Kurumu tarafından pay alınması aynı Kanunun 22 nci maddesi çerçevesinde kurumlar vergisinden müstesna tutulduğundan bu gelirler nedeniyle adı geçen Kurum nezdinde iktisadi kamu kuruluşu oluşmayacaktır.

            Vergi Usul Kanunu Yönünden :

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde, faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, akreditasyon hizmeti alan kuruluşların elde ettikleri yıllık brüt gelirlerinin, Kurumunuza ödendiği belirtilen %1 lik kısmının teslim veya hizmet sayılıp katma değer vergisinin konusuna girmesi durumunda fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

            Ancak bahsi geçen ödemelerin teslim veya hizmet sayılmaması durumunda, bu tutar için fatura düzenlenmesinin zorunlu olmadığı tabiidir.

            Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:

            Katma Değer Vergisi Kanununun, 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-g maddesinde de genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır. Maddenin üçüncü fıkrasında ise bu faaliyetlerin kanunların veya resmi makamların gösterdiği gerek üzerine yapılmasının, bunları yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin işlemlerin mahiyetini değiştirmeyeceği ve vergilendirmeye engel teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.

            Konuya ilişkin yayımlanan 11 Seri Numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin E bölümünde ise Katma Değer Vergisi Kanununun 1/3-g maddesinde sayılan kuruluşların, kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetlerinin KDV nin konusuna girmediği bu nedenle de vergiye tabi olmadıkları belirtilmiştir.

            Buna göre, 4457 sayılı Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 21 inci maddesi kapsamında akredite edilen kuruluşların yıl içinde akreditasyon faaliyetleri karşılığında elde ettiği brüt gelirlerinden Kurumunuza ödenen pay tutarları nedeniyle Kurumunuzun bünyesinde iktisadi işletme oluşmadığından, söz konusu ödeme tutarları üzerinden katma değer vergisi hesaplanmayacaktır.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.