Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
5366 sayılı Kanun kapsamında yapılan uygulamaların vergi mevzuatı karşısındaki durumu PDF Yazdır e-Posta
14 Mayıs 2013

Başlık

5366 sayılı Kanun kapsamında yapılan uygulamaların vergi mevzuatı karşısındaki durumu hk.

Tarih

14/05/2013

Sayı

64597866-130[28-2013]-68

Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

64597866-130[28-2013]-68

14/05/2013

Konu

:

5366 sayılı Kanun kapsamında yapılan uygulamaların vergi mevzuatı karşısındaki durumu

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iktisadi işletmesi olan şirketinizin 5366 sayılı Kanun kapsamında, Bakanlar Kurulu Kararı ile yenileme alanı ilan edilen İstanbul ili, Fatih ilçesi, Süleymaniye bölgesinde; 5366 sayılı  Yenileme Kanunun öngördüğü şekilde uygulama yapmak üzere şirketinizce taşınmaz alımları yapıldığı belirtilerek;

            - Muhtemel kurum kazancının kurumlar vergisinden muaf/istisna olup olmadığı,

            -Bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere tesliminde katma değer vergisi uygulanıp uygulanmayacağı, uygulama projeleri doğrultusunda, yapıların restorasyonu veya yeniden inşası için mal/hizmet alımları ile yükleniciye arsaların tesliminde katma değer vergisi uygulanıp uygulanmayacağı,

            -Yükleniciler ile yapılacak sözleşmeler ve/veya taşınmazların üçüncü kişilere satışı ile ilgili olarak, satış vaadi sözleşmelerinin damga vergisine tabi olup olmayacağı,

            -Mülkiyetinize geçen taşınmazların yıllık emlak vergileri ile Belediye Gelirleri Kanununda belirtilen vergi resim harç ve ücretlere tabi olup olmadığı,

            -Taşınmaz alımlarında tapu harcı ile döner sermaye bedellerinin uygulanıp uygulanmayacağı

           hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            1- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, ikinci fıkrasında da safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiş, Kanunun 4 üncü maddesinde kurumlar vergisinden muaf olan kurumlara, 5 inci maddesinde de kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

            Aynı Kanunun "Diğer İndirimler" başlıklı 10 uncu maddesinin birnci fıkrasının (d) bendinin (4) numaralı alt bendinde de; Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen ya da desteklenmesi uygun görülen; 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine ilişkin harcamalar ile makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımların % 100'ünün kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum  kazancından indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

            Bu kapsamda yapılan harcamalar ile makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımların indirimine ilişkin açıklamalar, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "10.3.2.3. Kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardımlar" başlıklı bölümünde yer almaktadır.

             5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrasında; yenileme alanlarındaki uygulamaların her türlü vergi, resim, harç ve ücretlerden muaf olduğu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 21 inci maddesinde de, tapu kütüğüne "korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır" kaydı konulmuş olan ve I inci ve II nci grup olarak gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan parsellerin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

            Bu hüküm ve açıklamalara göre, 5366 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanunda yer alan alan istisna ve muafiyet hükümlerinin, kurum kazancı ile ilişkilendirilmesi mümkün olmadığından, şirketinize kurumlar vergisi muafiyeti uygulanması ya da kazancınızın kurumlar vergisinden istisna edilmesi söz konusu değildir.

            Ancak, yapılan uygumalar arasında, Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan işlerin yer alması halinde, Kültür Bakanlığı tarafından desteklendiği veya desteklenmesinin uygun görüldüğüne ilişkin ilgili Bakanlığın yazısının kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bağlı bulunduğunuz vergi dairesine verilmesi şartıyla, bu kapsamda belgelendirilen harcamalar ile makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımların %100'ünün kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılması mümkündür.

            2- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre, Türkiye'de ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV ye tabi olduğu,

            10 uncu maddesinde, vergiyi doğuran olayın mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallarinde ise bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında meydana geleceği,

            hüküm altına alınmıştır.

            Aynı Kanunun 17/2-d maddesinde, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki tescilli taşınmaz kültür varlıklarının rölöve, resterasyon ve restitüsyon projelerine münhasır olmak üzere, bu projelendirmelerden yararlananlara verilen mimarlık hizmetleri ile projelerin uygulanması kapsamında yapılacak teslimlerin KDV'den istisna olduğu hüküm altına alınmış konuyla ilgili olarak 96, 97 ve 100 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerinde gerekli açıklamalar yapılmıştır.

            Aynı Kanunun 19 uncu maddesinde ise; uluslararası anlaşma hükümlerinin saklı kalması koşuluyla diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu, KDV ye ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği belirlenmiştir.

            KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 30/12/2007 tarih ve 26742 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararnameye ekli I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.

            Kararname eki I sayılı listenin 11 inci sırasında yer alan "net alanı 150 m2 ye kadar olan konut teslimleri ile belediyeler, il özel idareleri, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve bunların %51 veya daha fazla hissesine yada yönetiminde oy hakkına sahip oldukları işletmeler tarafından konut yapılmak üzere projelendirilmiş arsaların(sosyal tesisler için ayrılan bölümler dahil) net alanı 150 m2'nin altındaki konutlara isabet eden kısmı" % 1 oranında, Kararname eki listelerde yer almayan 150 m2 yi aşan konut teslimleri ile işyeri ve depo teslimleri ise genel oranda (% 18) oranında KDV ye tabi tutulmaktadır.

             Ayrıca, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun uygulanmasına ilişkin mevcut sirkülerlerin birleştirilmesi ile uygulamada tereddüt edilen hususlara yönelik açıklamaların yapıldığı 60 no.lu KDV sirkülerinin "1.8 Arsa Karşılığı İnşaat İşleri" başlıklı bölümünde açıklamalar yapılmıştır.

            Buna göre,

            - KDV Kanununun 17/2-d maddesindeki istisna hükmü, tescilli taşınmaz kültür varlığının rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelerinden yararlananlara verilen mimarlık hizmetleri ile projelerin uygulanması kapsamındaki mal teslimlerine yöneliktir. Bu projelere ilişkin mimarlık hizmetleri ile uygulama işlerinin taahhüt işi olarak ihale ile verilmesi halinde, mimarlık hizmetleri KDV'den istisna olacak, taahhüt işleri ile müteahhide yapılan mal teslimleri istisna kapsamında yer almadığından KDV'ye tabi tutulacaktır.

            - 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu dışında yapılan uygulamalarda şirketinizce bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere teslimi ve uygulama projeleri doğrultusunda yapıların restorasyonu veya yeniden inşası ile ilgili her türlü mal ve hizmet alımları genel hükümler çerçevesinde  KDV ye tabi bulunmaktadır.

            - Ayrıca, arsa karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim söz konusudur. Bunlardan birincisi, arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi; ikincisi ise müteahhit tarafından arsaya karşılık olarak arsa sahibine verilen konut veya işyeri teslimidir.

            Arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutat meslek olarak ifa etmesi halinde arsa teslimi KDV ye tabi olacaktır.

            Arsa Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığında İnşaat ve Hasılat Paylaşımı Sözleşmeleri düzenlenmek suretiyle yapılan inşaat işlerinde ise hasılattan şirketiniz payına düşen kısmın, teslim edilecek arsanın satış bedeli olarak kabul edilmesi ve bununla ilgili faturanın ise inşaatların tamamlanıp alıcılara teslim edildiği tarih itibariyle düzenlenmesi ve % 18 KDV ye tabi tutulması gerekmektedir.

            2-DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8 inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksadın genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu; Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I. Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/01/2010 tarihinden geçerli olmak üzere Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasındaki kağıtlara ilişkin damga vergisi oranı binde 8,25 olarak belirlenmiştir.

            Diğer taraftan, 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, Kanunun amacının, büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyeleri, il, ilçe belediyeleri ve nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyelerce ve bu belediyelerin yetki alanı dışında il özel idarelerince, yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabiî afet risklerine karşı tedbirler alınması, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması olduğu; 2 nci maddesinde, yenileme alanlarının, il özel idarelerinde il genel meclisi, belediyelerde belediye meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile belirleneceği, il özel idaresinde il genel meclisince, büyükşehirler dışındaki belediyelerde belediye meclisince alınan kararların Bakanlar Kuruluna sunulacağı, büyükşehirlerde ise ilçe ve ilk kademe belediye meclislerince alınan bu kararların, Büyükşehir belediye meclisince onaylanması halinde Bakanlar Kuruluna sunulacağı, Bakanlar Kurulunun projenin uygulanıp uygulanmamasına üç ay içinde karar vereceği; 3 üncü maddesinde ise yenileme alanlarındaki uygulamaların her türlü vergi, resim, harç ve ücretlerden muaf olacağı açıklanmıştır.

            Buna göre, 5366 sayılı Kanunun 3 üncü maddesindeki istisna hükmünün uygulanabilmesi için, Kanunun 2 nci maddesinde belirtildiği şekilde projenin yapılacağı yerin yenileme alanı olarak kabul edilmesine ilişkin ilçe ve ilk kademe belediye meclislerince alınan kararın büyükşehir belediye meclisinde onaylanıp Bakanlar Kuruluna sunulması ve Bakanlar Kurulunun projenin uygulanmasına üç ay içinde karar vermesi gerekmektedir. Bu şartların varlığı halinde proje kapsamında idare ile yüklenici firma ve hak sahipleri arasında yenileme alanındaki uygulamalara ilişkin olarak düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası uygulanacaktır.

            Diğer taraftan, yüklenici Kiptaş İstanbul Konut İmar Plan Turizm Ulaşım San. ve Tic. A.Ş. ile alt yükleniciler arasında yapılacak sözleşmeler ile taşınmazların hak sahipleri dışında üçüncü kişilere satışı ile ilgili olarak düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin damga vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

            3- HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN

            492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında; "Özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle istisna edilen işlemlerden harç alınmaz." hükmü yer almaktadır.

            Öte yandan; 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, Kanunun amacının, büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyeleri, il, ilçe belediyeleri ve nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyelerce ve bu belediyelerin yetki alanı dışında il özel idarelerince, yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabii afet risklerine karşı tedbirler alınması, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması olduğu; 2 nci maddesinde de; yenileme alanlarının, il özel idarelerinde il genel meclisi, belediyelerde belediye meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile belirleneceği, il özel idaresinde il genel meclisince, büyükşehirler dışındaki belediyelerde belediye meclisince alınan kararların Bakanlar Kuruluna sunulacağı, büyükşehirlerde ise ilçe ve ilk kademe belediye meclislerince alınan bu kararların, Büyükşehir belediye meclisince onaylanması halinde Bakanlar Kuruluna sunulacağı, Bakanlar Kurulunun projenin uygulanıp uygulanmamasına üç ay içinde karar vereceği belirtilmektedir.

            Bununla birlikte aynı Kanunun 3 üncü maddesinde, yenileme projeleri ve uygulamalarının ilgili il özel idareleri ve belediyeler eliyle veya kamu kurum ve kuruluşlarına veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine yaptırılarak uygulanacağı, yenileme alanlarındaki uygulamaların her türlü vergi, resim, harç ve ücretlerden muaf olacağı 4 üncü maddesinde ise; yenileme alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun esas olduğu, anlaşma sağlanamayan hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazların ilgili il özel idaresi ve belediye tarafından kamulaştırılabileceği, il özel idareleri ve belediyelerin taşınmaz mülkiyetinin kamulaştırılması yerine, uygun gördükleri takdirde satın alma, kat karşılığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili maddelerinde düzenlenen intifa hakkı veya üst hakkı kurulması yolu ile sınırlı aynî hak tesis edebilecekleri hükme bağlanmıştır.

            5366 sayılı Kanun uyarınca yenileme alanı ilan edilen bölgelerde yapılacak uygulamalar çerçevesinde özel mülkiyete konu taşınmazların il özel idareleri veya belediyelere devredilmesine ve sınırlı ayni hak tesisine ilişkin tapuda yapılacak işlemlerden tapu harcı aranılmayacaktır. Bununla birlikte, söz konusu devir ve ayni hak tesisi işlemlerinin il özel idareleri veya belediyeler adına yenileme alanı proje ve uygulamalarını gerçekleştiren kişilerce yapılması halinde de tapu harcı aranılmaması gerekmektedir.

            Bu nedenle, 5366 sayılı Kanun kapsamında yapıldığının tevsiki kaydıyla, yenileme uygulamaları çerçevesinde gayrimenkullerin Kiptaş İstanbul Konut İmar Plan Turizm Ulaşım San ve Ticaret A.Ş.'ye devredilmesine ilişkin yapılacak tapu işlemlerinin harca tabi tutulmaması gerekmektedir.

            4- BELEDİYE GELİRLERİ KANUNU YÖNÜNDEN

            2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 21 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında; tapu kütüğüne "korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır" kaydı konulmuş olan ve I ve II nci grup olarak gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan parsellerin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu; 5 inci fıkrasında da, koruma bölge kurulları kararına uygun olarak bu taşınmaz kültür varlıklarında yapılan onarım ve inşaat işleri Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınacak vergi, harç ve harcamalara katılma paylarından müstesna olduğu hükmüne yer verilmiştir.

            Buna göre, yenileme alanının Kanunda belirtilen şartlara uygun olması halinde yenileme alanında yüklenicilerle yapılan sözleşmeler ve bu kapsamdaki taşınmaz alımlarında, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununa göre alınması gereken vergi, resim ve harçlardan istisna olacaktır.

            Taşınmazların, 2863 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen niteliğe sahip taşınmaz kültür varlıkları olması durumunda, harcamalara katılma paylarının da aranılmaması gerekmektedir.

            Ancak, yenileme alanı dışında üçüncü kişilere satışlarda ise söz konusu istisna hükümleri uygulanmayacaktır.           

            5-EMLAK VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, Türkiye sınırları içinde bulunan binaların bu Kanun hükümlerine göre bina vergisine tabi olduğu, aynı Kanunun 12 nci maddesinde Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsaların bu Kanun hükümlerine göre arazi vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

            2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 21 inci maddesinde, "Tapu kütüğüne "korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır" kaydı konulmuş olan ve I inci ve II nci grup olarak gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan parseller her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır" hükmü yer almaktadır.

            Bu hükme göre tapu kütüğüne "korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır" kaydı konulmuş olan ve I inci ve II nci grup olarak gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş kültür ve tabiat varlıkları olan parseller her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olup, bu kapsama giren taşınmazların tapu kütüğüne şerh konulmasından itibaren işyeri olarak kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın emlak vergisi ve çevre temizlik vergisi muafiyetinin uygulanması mümkün bulunmaktadır.

             5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun'un 3 üncü maddesinin 6 ncı fıkrasında yenileme alanlarındaki uygulamaların her türlü vergi, resim, harç ve ücretlerden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

             Buna göre,  5366 sayılı Kanun kapsamında mülkiyetinize geçen taşınmazlar da uygulama süresince emlak vergisinden muaf tutulacaktır.

             Diğer taraftan, döner sermaye bedellerinin ödenip ödenmeyeceği hakkında, ödemenin yapılacağı döner sermayenin bağlı olduğu müdürlüğe müracat edilmesi gerekmektedir.

             Bilgi edinilmesini rica ederim.

           

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.