Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yurt dışı firmadan alınan yazılım hizmetlerinin uyarlanması amacıyla yapılan harcamalar ile yazılım için ödenen kullanım bedellerinin giderleştirilmesi PDF Yazdır e-Posta
13 Mart 2012

Başlık

Yurt dışı firmadan alınan yazılım hizmetlerinin uyarlanması amacıyla yapılan harcamalar ile yazılım için ödenen kullanım bedellerinin giderleştirilmesi hk.

Tarih

13/03/2012

Sayı

B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK-313-82

Kapsam

 T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmletleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK-313-82

13/03/2012

Konu

:

Yurt dışı firmadan alınan yazılım hizmetlerinin uyarlanması amacıyla yapılan harcamalar ile yazılım için ödenen kullanım bedellerinin giderleştirilmesi.

 

         

 

            İlgi (a)'da ve (c)'de kayıtlı dilekçeleriniz ile şirketiniz tarafından 20... yılından itibaren kullanımına başlanacak olan ... yazılımının yurt dışında mukim bir firmanın uzmanlarının çalışmaları sonucunda Türkiye'deki muhasebe ve vergi uygulamalarına uyumlu hale getirildiğinden bahisle yurt dışında mukim firmaya software yazılım hizmetleri karşılığında yapılan ödemelerin tabi olacağı stopaj oranı ile şirketiniz tarafından sadece kullanım hakkına sahip olunan bilgisayar yazılımı dolayısıyla yapılan harcamaların itfa süresi hakkında tereddüt oluştuğu hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiş olup, tereddüt edilen hususlara ilişkin olarak tarafınıza ilgi (b) ve ilgi (d) de kayıtlı özelgelerle bilgi verilmiştir.

            Ancak konunun yeniden değerlendirilmesi sonucunda aktifleştirilen yazılım harcamalarının itfa süresi ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesinde;"İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle, 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder." hükmü yer almaktadır.

            Bu hükme göre, bir iktisadi kıymetin amortismana tabi tutulabilmesi için işletmede bir yıldan fazla kullanılması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması, kullanıma hazır halde bulunması ve işletmenin aktifinde kayıtlı olması gerekmektedir.

            Aynı Kanunun 315 inci maddesinde ise mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri ve ilan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.

            Anılan maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak "Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" tespit edilmiş ve bu oranlar 339, 365, 389, 399 ve 406 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki liste ile açıklanmıştır.

            Buna göre, şirketiniz tarafından 20... yılında kullanımına başlanan bilgisayar yazılımlarının Türkiye'deki vergi ve muhasebe uygulamalarına uyumlu hale getirilmesi nedeniyle yapılan harcamalar ile söz konusu yazılımın iktisabına yönelik olarak yapılan diğer harcamaların aktifleştirilerek anılan listenin, "4.3.Bilgisayar Yazılımları" sınıflandırması uyarınca 3 yılda ve %33, 33 amortisman oranı ile itfa edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, yurt dışında mukim firma tarafından söz konusu yazılımın kullanım süresi boyunca faturalandırılacak kullanım bedellerinin ise dönem gideri olarak dikkate alınacağı tabiidir.

            Diğer taraftan, yurtdışı mukimi şirket tarafından elde edilen kazanç, serbest meslek kazancı niteliğinde olup, Ülkemiz ile söz konusu ülke arasında yapılan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaması'nın bulunup/bulunmadığı hususuna bakılması gerekmektedir. Çifte vergilemeyi önleme anlaşmasının bulunması halinde sözkonusu anlaşmanın serbest meslek faaliyeti ile ilgili hükümleri dikkate alınmalıdır.

            Yurtdışı teşebbüsün Türkiye'de icra edeceği serbest meslek faaliyeti, bu teşebbüsün personelleri vasıtasıyla Türkiye'de yapacakları serbest meslek faaliyetlerini ifade etmekte olup, personellerin Türkiye'ye gelmeksizin icra edecekleri serbest meslek faaliyetlerine ilişkin olarak yurtdışı mukimi teşebbüse yapılacak ödemeler üzerinden vergi tevkifatı yapılmayacaktır. Türkiye'ye gelmeksizin uzaktan erişim ile yapılan hizmetler ise Türkiye'de yapılmış sayılmalıdır.

            Faaliyetin Türkiye'de icra edilmesi durumunda ise, yaptıkları serbest meslek ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumluları, tevkifat yükümlülüğünün doğduğu sırada, istihkak sahibi teşebbüsün faaliyet icrası amacıyla Türkiye'de herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde 183 günü aşan bir süre kalıp kalmama durumunu bilemeyeceğinden Türkiye'de faaliyet icrası için kalınan süreye bakılmaksızın söz konusu ödemeler üzerinden vergi tevkifatını yapmak durumundadırlar.

            Kendilerine yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılan teşebbüsler, Anlaşma hükümleri çerçevesinde bu ödemelerin Türkiye'de vergilendirilmemesinin gerektiği durumlarda, bizzat veya vekilleri vasıtasıyla, tevkif edilen vergilerin iadesi için ilgili vergi dairesine başvurabileceklerdir.

            01.01.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; birinci maddede yazılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin 3 üncü fıkrasının (c) bendinde de, Türkiye'de elde edilen serbest meslek kazançlarının, dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.

            Aynı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiş olup maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde serbest meslek kazançlarından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Vergi kesintisi oranı da, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 03.02.2009 tarihinden itibaren % 20 olarak belirlenmiştir.

            Buna göre, şirketinizce yurtdışı mukim firmaya yaptığınız ödemelerin serbest meslek ödemesi olarak değerlendirilmesi ve 5520 sayılı Kanunun 30/1-b maddesi uyarınca %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.