Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yurt dışından ithal edilen ürünlerle ilgili yapılan masrafların yurtdışı mukimi firmaya yansıtılmasının kurumlar vergisi ve kdv açısından durumu ve belge düzeni PDF Yazdır e-Posta
14 Kasım 2014

Başlık

Yurt dışından ithal edilen ürünlerle ilgili yapılan masrafların yurtdışı mukimi firmaya yansıtılmasının kurumlar vergisi ve kdv açısından durumu ve belge düzeni hk.

Tarih

14/11/2014

Sayı

11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]--2491

Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]--2491

14/11/2014

Konu

:

Yurt dışından ithal edilen ürünlerle ilgili yapılan masrafların yurtdışı mukimi firmaya yansıtılmasının kurumlar vergisi ve kdv açısından durumu ve belge düzeni

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ... sektöründe ... işi ile iştigal eden kurumunuzun yurt dışından ithal ettiği "..." marka ... pazarlaması faaliyetinin yürütülmesi için, bir reklam firmasına işyerinizde cephe kaplaması, kepenk üzeri kaplama, duvar tavan boyama, logo çalışmaları, standlar, mobilyalar, baskılar, aydınlatma, cam giydirme, baskı ve montaj işleri yaptırıldığı; yurt dışı firma ile olan anlaşmaya göre söz konusu bayiliğiniz için yaptığınız reklam ve tefrişata yönelik harcamalar ile gümrük masraflarının bir kısmının yurtdışındaki muhatap firma tarafından karşılanacağı belirtilerek, yurtiçi firmalardan sağlanan reklamlara ait hizmet bedelleri ile ithalat sürecinde gümrükte yapılan söz konusu masrafların yurtdışı mukimi firmaya yansıtılmasında belge düzeninin ve belge içeriğinin nasıl olacağı; söz konusu harcamaların pazarlama satış dağıtım reklam giderleri olarak doğrudan gider veya amortisman yoluyla itfa edilip edilmeyeceği; bahis konusu harcamaların katma değer vergisi karşısındaki durumu hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.   

            I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

            Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde ise bilanço esasına göre ticari kazancın teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği,  işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı; ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükmüne yer verilmiştir.

            Buna göre, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

            Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendinde de ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

            Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir Vergisi Kanununda ve Kurumlar Vergisi Kanununda sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denebilir.

            Bir masrafın genel gider adı altında masraf yazılabilmesi için, genel giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, masrafla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması ve masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmektedir.

            Bu hüküm ve açıklamalara göre, kurumunuz tarafından yurt dışından ithal edilen ... marka ... için yurt içinde yapılan reklam, tanıtım ve organizasyon giderleri ile gümrükte yapılan (ardiye bedeli, ordino bedeli, damga vergisi, navlun bedeli, gümrük müşavirlik bedeli vb.) masrafların işin mahiyetine ilişkin olması halinde Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı ve Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi uyarınca kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, söz konusu ödemelerin yurtdışındaki muhatap firmaya yansıtılması durumunda, yansıtılan tutarın kurumunuz tarafından gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.

            II-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN          

            3065 Sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

           -1/1 nci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/2 nci maddesinde ise, her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV'ye tabi olduğu,

            -4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

            -6/b maddesinde, hizmet işlemlerinin Türkiye'de yapılmasının, hizmetin Türkiye'de ifasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

            hüküm altına alınmıştır

            Buna göre, kurumunuzun ithal ettiği ve yurt içinde satışını gerçekleştirdiği ... marka ... için yurt dışında mukim firma tarafından ödenen reklam hizmet bedeli katılım payları, yurt dışındaki firmanın mallarının satımına yönelik olarak Türkiye'de verilen ve Türkiye'de yararlanılan bir hizmetin karşılığını teşkil ettiğinden KDV'ye tabi olacaktır.

            Bu nedenle kurumunuz tarafından yurt dışındaki firmaya verilen söz konusu reklam hizmetleri için düzenlenecek faturalarda genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanması gerektiği tabiidir.

            Diğer taraftan, şirketiniz tarafından gümrükte yapılan masrafların yurt dışı firmaya yansıtılmasında aslı KDV'den istisna olan bir işlem söz konusu olması halinde yansıma için düzenlenen faturada KDV hesaplanmayacaktır. Ancak KDV'ye tabi işlemlerin yansıtılması halinde ticari faaliyetin bir unsuru olarak bu işlemler genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabi olacaktır.

            III-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

             213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmıştır.

            Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde ise faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu hüküm altına alınmıştır.

             Mezkûr Kanunun 230 uncu maddesinde ise faturada bulunması zorunlu asgari bilgiler sayılmış olup, aynı Kanunun 231/5 maddesinde de faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği ve bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.

            Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, kurumunuz tarafından yurt dışında mukim firmadan ithal edilerek yurt içinde satışı gerçekleştirilen ürünler için katlanılan büro tefrişatı, reklam ve tanıtım giderleri ile gümrük masraflarının yurtdışındaki firmaya yansıtılmasında fatura düzenlenmesi gerekir.

            Öte yandan, anılan Kanunun 272 nci maddesinde, normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderlerin gayrimenkulün maliyet bedeline ekleneceği, gayrimenkuller kira ile tutulmuş ise kiracı tarafından yapılan bir ve ikinci fıkralardaki giderlerin bunların özel maliyet bedeli olarak ayrıca değerleneceği, kiracının faaliyetini icra için vücuda getirdiği tesisata ait giderlerin de bu hükümde olduğu hükme bağlanmıştır.

            Aynı Kanunun 313 üncü maddesinde, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği hükmü bulunmaktadır.

            Buna göre, bir iktisadi kıymetin amortismana tabi tutulabilmesi için işletmede bir yıldan fazla kullanılması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması, işletmenin aktifinde kayıtlı bulunması ve değerinin 800.-TL'yi aşması gerekmektedir.

            Binalarda kalorifer ve asansör tesisatı, havalandırma, ısıtma ve soğutma gibi benzeri tesisatların, binanın inşası sırasında yapılması halinde, bu giderler binanın maliyet unsurunu oluşturur.  Bu durumda bu tesislerin, binanın, inşaat projesinde yer alması söz konusu olduğundan binanın maliyetine alınır. Binaların yapımından sonra, kullanım sırasında yapılan söz konusu tesisleri binanın maliyetine kaydedilmez, ayrı olarak aktifleştirilerek, bu tesislerle ilgili olarak seçilen amortisman nispetine göre itfa edilir.

            Faaliyetinizin icrası için kurumunuz mülkiyetinde bulunan veya kiralanma suretiyle edinilen gayrimenkullere (işyerleri) ilişkin olarak normal bakım, tamir ve temizleme giderleri mahiyetindeki harcamaların doğrudan gider yazılması gerekmektedir. Diğer taraftan, mülkiyetinizde bulunan gayrimenkullere ilişkin olarak yapılan harcamaların gayrimenkulü genişletici veya iktisadi kıymetini artırıcı mahiyette olması halinde ise söz konusu harcamaların gayrimenkulün maliyet bedeline eklenmesi, kiralanmak suretiyle edinilen gayrimenkullere ilişkin aynı mahiyetteki harcamaların ise özel maliyet bedeli olarak aktifleştirilmesi ve amortisman ayrılmak suretiyle itfa edilmesi icap etmektedir.

            Kiracının başlangıçta bulunmayan bir tertibatı gayrimenkule eklemesi ve kira süresinin sonunda bunları kiralayana bırakmadan söküp götürmesi halinde özel maliyet bedelinden söz edilemez ve bu iktisadi kıymetlerin amortisman mevzuuna girmesi halinde genel hükümlere göre amortismana tabi tutulması gerekmektedir.

            Yukarıda yer alan açıklamalara göre, bayiliğiniz kapsamında faaliyetinizin yürütülmesi için bir reklam firmasına işyerinizde yaptırılan cephe kaplaması, kepenk üzeri kaplama, duvar tavan boyama, logo çalışmaları, standlar, mobilyalar, baskılar, aydınlatma, cam giydirme, baskı ve montaj işlerinden;

            - Boya vb. normal bakım, tamir ve temizleme giderleri mahiyetindeki harcamaların doğrudan gider olarak,

            - Cephe kaplaması, cam giydirme v.b. harcama bedelleri 800-TL'yi geçip geçmediğine göre, amortisman yoluyla veya gider olarak; işyerinin kiralanması söz konusu ise sökülüp başka bir yerde kullanılıp kullanılamayacağı değerlendirilerek özel maliyet yoluyla veyahut doğrudan gider olarak,

           - Mobilya v.b. büro tefrişatında kullanılan demirbaş niteliğindeki iktisadi kıymetlerin ise bedelin 800-TL.'yi geçip geçmediğine göre amortisman yoluyla veya doğrudan gider olarak,

            -Faaliyetiniz konusu ürünlerin satışı için yapılacak tanıtım harcamalarının ise doğrudan gider olarak

            kayıtlara alınması gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.