Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yunanistan' da kurulacak şirkete ait harcamaların şirket hissedarı olan Türkiye' deki şirket tarafından gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı PDF Yazdır e-Posta
01 Mart 2015

(BU ÖZELGE GİB SİTESİNDE MART 2015’ DE YAYIMLANMIŞTIR)

Başlık: Yunanistan' da kurulacak şirkete ait harcamaların şirket hissedarı olan Türkiye' deki şirket tarafından gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hk.
Tarih: 27/05/2014
Sayı: 62030549-125[6-2013/408]-1454
Kapsam 


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

 İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin faaliyet konusunun uluslararası seyrüsefer yapan gemilere her türlü yiyecek, içecek, tüketim malzemesi, hırdavat, teknik ve temizlik malzemesi gibi ürünlerin satışı olduğu; şirketiniz tarafından aynı işi yapmak üzere Atina'da bir şirket kurulmak istendiği ve söz konusu şirketin Türkiye'den geçen gemilerle ilgili müşteri bulacağı ve mal satışı için sipariş alacağı; ancak mal tesliminin Türkiye'de Boğazlardan geçerken Türkiye'deki şirketiniz tarafından yapılacağı; faturasının Türkiye'de düzenleneceği ve  tahsilatının da şirketiniz tarafından yapılacağı; kurulacak yeni şirketin fonksiyonunun bu açıdan temsilcilik ofisine benzediği ancak Yunanistan'daki yasalar nedeniyle şirket şeklinde kurulacağı; yeni şirketin giderlerinin olacağı fakat herhangi bir gelirinin olmayacağı ve giderlerin tamamının fatura veya dekontla Şirketinize yansıtılacağı belirtilerek, söz konusu giderlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            Kurumlar Vergisi Kanununun "İstisnalar" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; "Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır:" hükmüne yer verilmiş olup, söz konusu birinci fıkranın (g) bendinde;

            "Kurumların yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimî temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan kurum kazançları;

            1) Bu kazançların, doğduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az % 15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,

            2) Kazançların elde edildiği hesap dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması,

            3) Ana faaliyet konusu, finansal kiralama dahil finansman temini, sigorta hizmetlerinin sunulması veya menkul kıymet yatırımı olan kurumlarda, bu kazançların doğduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması.

            Bu bent uyarınca toplam vergi yükü, birinci fıkranın (b) bendindeki tanıma göre tespit edilir."

            hükümleri yer amaktadır. Ayrıca aynı maddenin üçüncü fıkrası ise; "İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez."

            hükümlerini amirdir.

            Aynı Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap döneminde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

            Gelir Vergisi Kanununun, 40 ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesi sırasında indirilebilecek giderler sayılmış olup bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendiyle ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

            Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış olup söz konusu kayıtların aynı Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden (fatura, gider pusulası, serbest meslek makbuzu vb.) herhangi biriyle veya yurt dışından alınan mal ve hizmetlere ilişkin olarak ilgili ülke mevzuatına uygun olarak düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

             Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır.

             Bu hükümler uyarınca, bir giderin indirim konusu yapılabilmesi için;

             - Giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması,

              - Giderlerin keyfi olmaması yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması,

              - Yapılan gider karşılığında gayrimaddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve

              - Vergi Usul Kanununa göre tevsik edici belgelere dayandırılması

             gerekmektedir. Bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde genel gider olarak indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir.

            Öte yandan, yansıtma; ticari faaliyet kapsamında bir işlemin yapılmaması, yapılan iş ve işlemlerde bir gelir elde etme veya kar ve zarar beklentisini taşıyacak herhangi bir unsurun bulunmaması, yasal uygulamalar nedeniyle muhatap olunan ya da diğer bir işletme adına ödeme veya tahsilat yapılması durumlarında, yapılan ödeme veya henüz ödeme yapılmamışsa tahakkuk eden bedellerin asıl muhatabına aktarılmasını ifade etmektedir.

             Buna göre, şirketinizin Yunanistan yasaları uyarınca Atina'da şirket şeklinde kuracağı iş yeri tarafından yapılacak harcamaların, Türkiye'de safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

             Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

·         Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

·         İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

·         Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.