Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Boşandığı kocasıyla birlikte yaşadığı için yetim aylığı kesilen kadınlar aylığını nasıl geri alır? PDF Yazdır e-Posta
13 Nisan 2015

Image

Yargıtay’ın 10. Hukuk Dairesi’nin boşanan kadınlara bağlanan yetim aylığını Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) kesmesi konusunda örnek alınacak kararları var. Ben de “Boşanan çiftler beraber yaşıyor diye ceza uygulanamaz” demeye devam ediyorum.
 

SGK, boşanan kadınlara anne ve baba üzerinden yetim aylığı bağladıktan sonra evlerine denetim elemanı gönderip, kadının boşandığı kocasıyla beraber yaşayıp yaşamadığını kontrol ettirir ve denetim raporu sonrasında da önce bağladığı aylığı keser. Geçmişte ödediklerini faiziyle birlikte ister, üstüne de Cumhuriyet Savcılığı’na dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunurdu.
 

YARGITAY’A GÖRE SUÇ DEĞİL
 

SGK’ nın suç duyurusundan sonra savcılıkça açılan dolandırıcılık suçu konusunda son sözü Yargıtay 15. Ceza Dairesi söylemiş ve kadının boşandıktan sonra kiminle yaşayacağına kimsenin karışamayacağını ve boşandığı kocasıyla nikahsız olarak beraber yaşamasının SUÇ olmadığına karar vermişti. Biz de bu köşeden 25 Eylül 2012 günü bunu duyurmuştuk. Zira. SGK boşanan kadının başka erkekle beraber yaşamasına karışmazken veya hiç nikah yapmadan imam nikahıyla yaşayan kadınlara bir şey demezken, sadece boşandığı kocasıyla ara-sıra çocukları için görüşen kadınlara dolandırıcı demekteydi. Şimdi artık deme şansı kalmadı.
 

SGK’ nın denetim elemanları, bu tür incelemelerde boşanan kadının evine gidip, komşularına, çevre esnafa eski kocanın eve gelip gelmediğini sormaktadır. Bu tür sorular ise hatalı sonuçlara yol açmaktadır. Zira ortak çocukları olan eski karı-kocanın tabi ki ara sıra aynı mekanı paylaşmaları bir gerçektir. Sırf bu sebeple de aylık kesilemez. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi de bu konuya değinerek, birlikte yaşamanın eylemli olup olmadığının mahkemece araştırılmasını istemiştir. Tabi ki aile hayatı ile özel hayatın gizliliği gerçeği karşısında eylemli birliktelik bana göre “aynı yatağı paylaşmaktır”. Eski karı-kocanın aynı yatağı paylaştığını kim tespit edebilir.
 

EYLEMLİ BİRLİKTELİK VAR MI?
 

T.C. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/3204

K. 2012/7564

T. 30.4.2012
 

*YERSİZ ÖDENDİĞİ İLERİ SÜRÜLEN ÖLÜM AYLIKLARININ GERİ ALINMASI TALEBİ ( 5510 S.K.'da Yapılan Düzenlemeden Sonra Birlikte Yaşama Olgusunun Ortaya Konması İçin Yöntemince Araştırma Yapılacağı )
 

* EYLEMLİ OLARAK BİRLİKTE YAŞAMA (Yersiz Ödendiği İleri Sürülen Ölüm Aylığının Geri Alınması Talebi - 5510 S.K.'da Yapılan Düzenlemeden Sonra Birlikte Yaşama Olgusunun Ortaya Konması İçin Yöntemince Araştırma Yapılması Gereği )
 

HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI ( Yersiz Ödendiği İleri Sürülen Ölüm Aylığının Geri Alınması Talebi - 5510 S.K.'da Yapılan Düzenlemeden Sonra Birlikte Yaşama Olgusunun Ortaya Konması Durumunda Hakkın Kötüye Kullanıldığının Kabulü Gereği )
 

*ÖLÜM AYLIKLARININ YERSİZ ÖDENDİĞİ GEREKÇESİ İLE GERİ ALINMASI TALEBİ ( 5510 S.K.'da Yapılan Düzenlemeden Sonra Birlikte Yaşama Olgusunun Ortaya Konması İçin Yöntemince Araştırma Yapılacağı )

5510/m.55, 56
 

ÖZET: Dava, yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte geri alınması istemine ilişkindir. Eşlerin boşanma iradeleri gerçek/samimi olsun veya olmasın, eylemli birlikteliklerini 5510 sayılı Kanun’la getirilen yeni düzenleme sonrasında da sürdürdüklerinin veya söz konusu düzenlemeden itibaren anılan tür ve nitelikte bir beraberliğe başladıklarının kanıtlanması durumunda, hakkın kötüye kullanımının varlığı kabul edilerek ilgililere gelir/aylık tahsisi yapılmaması, bağlanan gelirin/aylığın da kesilmesi gerekir. Bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Yöntemince araştırma yapılmalıdır.
 

ÖRNEK TALİMAT...
 

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin bozduğu kararında mahkemeye şu talimatı verdi:

“Sonuç olarak; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56'ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada; ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere, Anayasa'nın 20'nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili nüfus müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili nüfus müdürlüğünden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden kapsamlı ve aydınlatıcı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahalle/köy muhtar ve azalarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
 

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile yanılgılı değerlendirme sonucu, eylemli birlikteliğin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” Ali Tezel

 

http://www.millet.com.tr/bosandigi-kocasiyla-birlikte-yasadigi-icin-yetim-ayligi-kesilen-kadinlar-ayligini-nasil-geri-alir-yazisi-1265608

 


Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti./Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.