Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2015/8) PDF Yazdır e-Posta
12 Mart 2015
Image

Onaylanan özelgeler Gelir İdaresinin bütün yetkili birimlerinin görebildikleri bir havuza atılmakta ve özelge havuzunda örneği oluşan özelgeler için merkeze tekrar onaya gönderilmemektedir.

Gelir İdaresince verilen özelgelerden özelliği olması nedeniyle seçilmiş olan bir kısmı zaman zaman Vergi Bültenlerine konu edilmektedir.

Son zamanlarda verilen özelgelerden önemli bazılarının özeti aşağıda yer almaktadır.

1. Gelir Vergisi Kanunu

Engelli indirimi, hangi tarihten itibaren uygulanabilir?

(19.02.2015 tarih ve 77 sayılı özelge)

Engellilik indiriminin başlangıç tarihi olarak;

- Yetkili sağlık kuruluşuna sevk edilmek üzere, sözkonusu idari birimlere başvuran ve bu sevke bağlı olarak alınan raporu idareye sağlık kuruluşunca doğrudan gönderilen engelliler yönünden rapor tarihi,

- Önceden alınmış eski tarihli sağlık kurulu raporunu söz konusu idari birimlere teslim eden engelliler yönünden teslim tarihi,

- İhtilaf aşamasında yargı organları vasıtasıyla rapor alan engelliler yönünden son rapor tarihi,

- Hakem hastane tayin edilmesi üzerine bu hastanelerden rapor alan engelliler yönünden rapor tarihi,

esas alınmaktadır.

Buna göre, engellilik indiriminin uygulanabilmesi için yetkili sağlık kuruluşundan alınan raporun Merkez Sağlık Kurulu tarafından onaylanması gerekmekte olup, ilgili hastahaneden alınan Sağlık Kurulu Raporunun 12.05.2011 tarihli olmasına rağmen, Gelir İdaresi Başkanlığına 07.05.2014 tarihinde müracaat edilmesi ve Merkez Sağlık Kurulu tarafından da başvuru tarihinden itibaren söz konusu indirimden faydalanılmasının uygun bulunması nedeniyle, serbest meslek kazancı dolayısıyla verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelir vergisi matrahına engelli indiriminin Gelir Vergisi Kanunu’nun 31 ve 89. maddelerinde yer alan usul ve esaslara göre 07.05.2014 tarihi itibariyle uygulanması mümkün bulunmaktadır.

2014 yılına ilişkin sigorta poliçe bedellerinin 2013 yılında ödenmesi durumunda hangi dönemde giderleştirilir?

(23.01.2015 tarih ve 99 sayılı özelge)

Serbest meslek kazançlarında gelirler ve giderler yönünden "tahsil esası" kuralı geçerli olduğundan, yıl içerisinde mal ve hizmet alım bedeli için yapılan ödemenin tamamının ödemenin yapıldığı yılda gider olarak dikkate alınması mümkündür.

Buna göre, yangın, deprem, hırsızlık, vb. risklere karşı sigortalattırılan iş yeri ile ilgili sigorta poliçe bedellerinin, ödemenin yapıldığı dönemde vergiye tabi kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Mimari projenin izinsiz kullanımı nedeniyle mahkeme kararına göre alınan telif hakkı tazminatı nasıl vergilendirilir?

(30.01.2015 tarih ve 92 sayılı özelge)

Eser sahipliğinden doğan mali hakların ihlal edilmesi halinde, eser sahibinin bu haklarını kendisine ekonomik ya da parasal yarar getirebilecek şekilde kullanılmasının mümkün olduğu durumlarda yapılan ödeme, Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. ve 65. maddeleri hükmüne göre, serbest meslek kazancı niteliğinde değerlendirilmektedir.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde istisnadan yararlanma hakkı tanınanlar arasında yer alan "Müellif" ifadesinden, aynı maddede istisna kapsamında değerlendirilen eserlerden şiir, hikaye, roman ve makale sahipleri ile bunların kanuni mirasçılarının anlaşılması gerekmektedir. Dolayısıyla mimari proje çizimi işini yapan kişinin "müellif" kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Buna göre;

- Mimari proje çizimi işinin bir işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabınıza yapılması halinde, bu faaliyetten elde edilen kazancın nevinin "serbest meslek kazancı" olarak değerlendirilmesi,

- Serbest meslek faaliyetinin devamlılık arz etmeyecek şekilde ve mutad meslek haline getirmeden yapılması durumunda, bu faaliyetten elde edilecek gelirin nevinin "arızi serbest meslek kazancı" olarak değerlendirilmesi,

- Serbest meslek kazancının arızi kazanç olarak değerlendirilmesi halinde, vergiden müstesna tutarı aşan kısmı için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi, tevkif edilen gelir vergisinin de sadece beyan edilen kısma isabet eden tutar kadar mahsup edilmesi,

- Gelirin serbest meslek kazancı veya arızi serbest meslek kazancı olması durumlarında da yapılan ödemelerden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi hükmü gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılması,

- "Mimari proje çizimi" işi mahkeme kararıyla Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre eser niteliğinde görülmekle birlikte söz konusu çalışma Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan eser gruplarından hiç birinin kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, projenin izinsiz kullanımı da dahil elde edilen gelire her hangi bir istisna uygulanmaması,

- Alacak asıllarına isabet eden faizlerin alacak faizi olarak değerlendirilmesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 86. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendi hükmü dikkate alınarak vergilendirilmesi,

gerekmektedir.

Diğer taraftan, mahkeme kararıyla hükmolunan manevi tazminat Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde sayılan gelir unsurları arasında yer almaması nedeniyle, gelir vergisinin konusuna girmemektedir.

2. Gider Vergileri Kanunu

Navlun hizmeti veren firmanın kullandığı döviz kredisinde BSMV istisnası uygulanabilir mi?

(14.04.2014 tarih ve 922 sayılı özelge)

Vergi resim ve harç istisnası belgesi olmadan, döviz kazandırıcı faaliyetler için kullandırılan döviz kredilerine BSMV istisnası sağlanması mümkün bulunmamaktadır.

Bu nedenle, Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerle uluslararası taşımacılık faaliyetinde bulunan şirketin, vergi resim ve harç istisnası belgesine sahip olmadan, faaliyetini sürdürülmesi amacıyla hizmet ihracı (navlun hizmeti) taahhüdünde bulunarak bir bankadan kullandığı döviz kredisi dolayısıyla bankaca lehe alınan paralara BSMV istisnası uygulanması mümkün değildir.

Gerçek veya tüzel kişilerin yasal takip konusu olmuş tahsili gecikmiş alacaklarının temlik alınması suretiyle tahsiline ilişkin yürütülen faaliyetler BSMV'ye tabimidir?

(18.04.2014 tarih ve 1026 sayılı özelge)

Banker kapsamında BSMV mükellefi olmak için, 6802 sayılı Kanun’un 28. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemlerin esas iştigal (anafaaliyet) konusu olarak yürütülmesi ve bu işlemler dolayısıyla lehe para alınması gerekmektedir.

Esas itibariyle 6802 sayılı Kanun’un 28. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemler, ilgili kanunlar uyarınca verilen yetki veya izin ile yapılabilecek işlemlerdir.

6802 sayılı Kanun’un 28. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapanlar, bu işlemleri ilgili kanunlarla yetkilendirilmek veya izin verilmek suretiyle yürüten kişileri ifade etmektedir. Dolayısıyla bunların 6802 sayılı Kanun’un 28. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri "esas iştigal konusu" olarak BSMV'ye tabi olacak, bunlar dışındakilerin aynı fıkrada belirtilen işlemleri "esas iştigal konusu" olmadığından KDV'ye tabi olacaktır.

Buna göre, esas iştigal konusu olarak yapıldığı belirtilen, gerçek veya tüzel kişilerin mal ve hizmet teslimlerinden doğan alacaklarının hukuki çerçevede düzenlenmiş temliknameler imzalanarak temlik alınması suretiyle tahsil edilmesi işlemlerinin, ilgili kanunların verdiği yetki veya izinle yapılmaması nedeneiyle BSMV'nin konusuna girmemektedir.

Bu durumda, BSMV mükellefiyeti bulunmayan şirket tarafından yapılan tahsilat işlemleri BSMV'nin konusuna girmediğinden söz konusu hizmetlerin genel hükümler çerçevesinde KDV'ye tabi tutulması gerekmektedir.

3. KKDF

İhraç edilen eşyalardan bir kısmının alıcı tarafından kalite şartlarını sağlamadığı gerekçesiyle iade edilmesi halinde KKDF kesintisi yapılır mı?

(14.07.2014 tarih ve 74209 sayılı özelge)

İhraç edilen ancak kalite şartlarını sağlamadığı için üzerinde herhangi bir işlem yapılmayan ve üretime konu edilmeyen kusurlu eşyanın gümrük mevzuatına uygun şekilde ve ayniyetinde bir değişiklik olmaksızın yasal süresi içinde geri gelmesi durumunda; ithalatı yapan firmanın kredilendirilmesi söz konusu olmamakta, bilakis daha önce yurt dışı edilen malların aynen yurda girişi söz konusu olmaktadır.

Buna göre, ayniyetinde bir değişiklik olmaksızın yasal süresi içinde geri gelen kusurlu eşyanın ithal edilmesi halinde, durumun Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki alıcıdan veya yetkili kurumlardan alınacak belgelerle gümrük idaresine ispatı şartıyla, bu kapsamda yapılacak ithalat tutarı üzerinden KKDF kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

İthalat bedelinin finansman şirketince peşin olarak ihracatçıya ödenmesi durumunda KKDF kesintisi yapılır mı?

(24.07.2014 tarihli özelge)

Gümrük beyannamesinde gösterilen ithalat tutarının, gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce, ödeme şekline göre Döviz Satım Belgesi, Türk Parası Transfer Belgesi veya ithalat bedelinin döviz tevdiat hesabından ödendiğine dair bankaca verilen bir yazı ile gümrük idarelerine tevsik edilmesi halinde fon kesintisi yapılmadan malların ithal edilmesi mümkün bulunmaktadır.

İthalat tutarının tamamının gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce bu usullerden biriyle transfer edildiğinin ilgili gümrük idaresine tevsik edilememesi halinde ise transferi tevsik edilemeyen ithalat tutarı üzerinden KKDF kesintisi yapılma zorunluluğu doğmaktadır.

Buna göre, finansman şirketlerinin yurt dışındaki ihracatçı firmaya yapacağı ödeme, ödemenin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce yapılması ve ilgili gümrük idaresine ibraz edilecek belgelerle durumun tevsik edilmesi kaydıyla peşin ödeme olarak kabul edilir ve ödemesi bu şekilde yapılan ithalat işlemleri üzerinden fon kesintisi yapılmaz.

Gemi ithalatında KKDF kesintisi yapılması gerekir mi?

(11.06.2014 tarih ve 62619 sayılı özelge)

Deniz Ticaret Filosunun Geliştirilmesi ve Gemi İnşa Tesislerinin Teşviki Hakkında Kanunun 1 nci maddesinde, "Yurt dışında inşa suretiyle veya hazır olarak satın alınan gemilerle, yurt içinde inşa, tadil veya onarılan gemilerde (yüzer havuzlar dahil) ve bu gemilerin donatım ve seyirlerinde kullanılan makine, techizat ve demirbaş ile gemi üretim tesislerinin inşa, tadil, tevsi veya onarımlarında kullanılan makine, techizat ve demirbaşlar, ilgili mercilerin müsaadesi şartıyla gümrük vergisi ile ithalde alınan diğer vergi ve resimlerden (damga resmi dahil) muaftır." hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 15.06.1989 tarih ve 89/14239 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinde, "2581 sayılı Kanun kapsamında ithal edilen gemiler ve makina-techizat, mevcut kararname, tüzük, yönetmelik ve tebliğlerde yer alan, her türlü fon ödemelerinden ve ayrıca ithalatta alınan teminattan muaftır." hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, gemi ithalatının 2581 sayılı Kanun kapsamında yapılacak olması halinde bu ithalat nedeniyle fon kesintisi yapılmaması gerekmektedir.

Yukarıda özetlenen özelgeler ile diğer çok sayıda özelgenin tam metnine www.gelirler.gov.tr internet adresinin mevzuat bölümünden ulaşabilirsiniz. pwc


Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.