Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2015/4) PDF Yazdır e-Posta
02 Şubat 2015
Image

Gelir İdaresince verilen özelgelerden özelliği olması nedeniyle seçilmiş olan bir kısmı zaman zaman Vergi Bültenlerine konu edilmektedir.

Son zamanlarda verilen özelgelerden önemli bazılarının özeti aşağıda yer almaktadır.

1. Kurumlar Vergisi Kanunu

 

İştirakin devralınması durumunda, iştirak edinimi için alınan borçlara ilişkin finansman giderlerinin kurum kazancından indirimi mümkün müdür?

(22.07.2014 tarih ve 37256 sayılı özelge)

İştirakin, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. maddesinde belirtilen şartlar dahilinde devralınması durumunda, iştirak alımıyla ilgili olarak yapılmış bir finansman giderinden söz edilemeyeceğinden, hisse satın alınması dolayısıyla yapılan borçlanmalar için yüklenilen finansman giderlerinin, devir işleminden sonra gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

Öte yandan, devir tarihine kadar yapılan ve finansman gideri olarak dikkate alınan tutarların devir işleminden sonra düzeltilmesine gerek yoktur.

Bedelsiz edinilen ortaklık payının itibari değerinin kurum kazancına dahil edilmesi gerekir mi?

(15.12.2014 tarih ve 2649 sayılı özelge)

Borsa İstanbul A.Ş.’nin ortaklık paylarının belirli bir kısmının İMKB’nin üyesi olan şirkete bedelsiz olarak devredilmesi halinde, adı geçen şirket tarafından bedelsiz devralınan payların itibari değerleri ile kayıtlara alınması ve bu tutarın kurum kazancına dahil edilerek kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Şirket aktifine kayıtlı olan ve kiraya verilmek suretiyle değerlendirilen taşınmaz satışından elde edilen kazanç kurumlar vergisinden müstesna tutulabilir mi?

(18.08.2014 tarih ve 482 sayılı özelge)

Esas faaliyet konuları arasında taşınmaz ticareti veya kiralaması bulunmayan şirketin, zorunlu sebepler dolayısıyla atıl durumda bulunan ve kiraya verilmek suretiyle değerlendirilen gayrimenkulünü satması halinde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen şartları taşıması kaydıyla, söz konusu satıştan doğan kazancının % 75 lik kısmının kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

2. Katma Değer Vergisi Kanunu

 

Şirket aktifine kayıtlı olan ve kiraya verilmek suretiyle değerlendirilen taşınmaz satışı KDV’ye tabi midir?

(18.08.2014 tarih ve 482 sayılı özelge)

Esas faaliyet konuları arasında taşınmaz ticareti veya kiralanması bulunmayan şirketin satmak amacıyla satın almadığı, belli bir süre atıl durumda bekletildikten sonra masraflarının karşılanması ve faaliyetin yürütülmesi için kiraya verdiği ½ hisseli taşınmazın (deponun), 2 tam yıl süreyle şirket aktifinde kalması şartıyla satış işlemi katma değer vergisinden istisnadır.

KDV İadesi Tasdik Raporu ücretine ilişkin yüklenilen KDV iade edilebilir mi?

(19.11.2014 tarih ve 175 sayılı özelge)

KDV Kanunu’nun 29/2. maddesiyle, indirimli orana tabi işlemlerle ilgili olup, teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca belirlenen sınırı aşan verginin, maddede yazılı borçlara yılı içinde mahsuben iadesi, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin ise izleyen yıl içerisinde, mükellefin talep etmesi kaydıyla nakden veya mahsuben iadesine imkan tanınmıştır.

Buna göre, 2011 yılında gerçekleşen indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan ve 2012 yılı içerisinde talep edilen KDV alacağı hesabına; buna ilişkin olarak 2012 yılında düzenlenen YMM KDV iadesi tasdik raporu ücretine ait KDV tutarının dahil edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Bedelsiz devredilen hisse senedine bağlanmış ortaklık payının devri KDV’ye tabi midir?

(15.12.2014 tarih ve2649 sayılı özelge)

Borsa İstanbul AŞ’nin hisse senedine bağlanmış ortaklık paylarının belirli bir kısmının bedelsiz olarak bir başka şirkete devri, KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesi kapsamında KDV’den istisnadır.

Üretim amaçlı alınan ilk madde ve malzeme konsinye mal olarak kabul edilip buna göre vergileme yapılabilir mi?

(25.09.2014 tarih ve 251 sayılı özelge)

Konsinye işlemi bir işletmenin daha önceden tespit edilen bir fiyatla ya da günün koşullarına göre satılmak üzere diğer bir işletmeye mal gönderilmesi işlemidir. Bu bağlamda malı gönderen tüccar veya işletmeye konsinyatör, malı satmak üzere alan tüccar veya işletmeye konsinyi denilmektedir.

Malın konsinyiye teslimi satıştan çok bir emanet işlemidir. Çünkü malın mülkiyeti, konsinyi tarafından satılıncaya kadar konsinyatör üzerinde kalmaktadır. Konsinyinin görevi malın satışına aracılık yapmaktır.

Bu itibarla “üretim amaçlı ilk madde ve malzemenin alınmak suretiyle kullanıldıkça satıcı firmadan fatura talep edilmesi” şeklindeki alış işleminin Katma Değer Vergisi Kanunu açısından konsinye alış işlemi olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Bu gerekçeyle, Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 10. maddesinin (d) bendinde belirtildiği şekilde, konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda, malların alıcıya teslimini vergiyi doğuran olay olarak kabul etmek mümkün değildir.

Öte yandan, Vergi Usul Kanununun 229. maddesinde; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış olup, aynı Kanunun 231/5 inci maddesinde ise, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanun’un 230. maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde, satılan malların alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurması gerektiği malın, bir mükellefin birden çok işyerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gerektiği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, üretimde kullanmak üzere satın alınacak ilk madde ve malzemelere ilişkin faturanın, malın teslim tarihinden itibaren azami yedi gün içerisinde satıcı tarafından düzenlenmesi gerekmektedir.

Kaybolan mala ilişkin olarak taşıyıcı şirket adına düzenlenen faturada KDV hesaplanır mı?

 (26.09.2014 tarih ve 943 sayılı özelge)

Satın aldığı ticari malın satıcı firma tarafından kargo şirketi vasıtasıyla gönderilirken kargo şirketi nezdinde kaybolması nedeniyle, kargo firmasından kayıp ticari mal bedelinin tahsil edilmesi işlemi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden, bu işleme ilişkin düzenlenen faturada KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.

Bununla beraber, katma değer vergisini fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde; düzenlediği bu tür vesikalarda katma değer vergisi gösterenler, bu vergiyi ödemekle mükelleftir. Bu itibarla, kargo şirketine düzenlenen faturada gösterilen KDV’nin beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, kaybolan ticari mala ilişkin olarak zayi olan mallarda olduğu gibi indirilemeyecek KDV koşulları sonradan oluşmuş olduğundan, yüklenilen KDV’nin daha önce indirim konusu yapılmış olması durumunda, bu tutarların indirilemeyecek KDV haline dönüştüğü vergilendirme dönemine ait 1 no.lu KDV Beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilmesi suretiyle indirim hesaplarından çıkarılacaktır.

Üst hakkı tesis edilen taşınmaz üzerinde inşa edilen tesislerin KDV’den istisna tutulmasında ruhsat tarihi esas alınabilir mi?

 (08.09.2014 tarih ve 92 sayılı özelge)

Taşınmazın tapuda kurum adına tescil edildikten sonra satılması halinde, KDV Kanunu’nun 17/4-r maddesindeki “en az iki tam yıl süreyle kurumun aktifinde bulundurulma” şartının uygulanmasında, iki yıllık sürenin başlangıcı olarak taşınmazın fiilen kullanılmaya başlandığı tarihinin esas alınması mümkün bulunmaktadır.

Grup şirketlerine verilen hizmetlerde tevkifat uygulaması nasıl yapılır?

(05.09.2014 tarih ve 134 sayılı özelge)

Grup şirketlerinin ihtiyaçları doğrultusunda hizmet alım ihaleleri düzenlemek suretiyle organize edilerek sağlanan hizmetlerin katma değer vergisi tevkifat uygulaması kapsamında olması ve hizmetten yararlanan grup şirketinin Tebliğin ilgili bölümünde tevkifat yapmakla sorumlu tutulanlar arasında yer alması halinde, söz konusu hizmet alımlarına yönelik düzenlenecek faturalarda da tevkifat uygulanması gerekmektedir.

Fiilen verilmeyip, dışarıdan temin edilerek grup şirketlerine aktarılan hizmetlerle ilgili grup şirketlerine düzenlenecek faturalarda ise tevkifat uygulanmasına gerek bulunmamaktadır.

İhracatın arttırılması amacına yönelik yurt içi merkezli firmadan alınan reklam hizmetinin KDV karşısındaki durumu nedir?

(04.08.2014 tarih ve 2007 sayılı özelge)

Yurt içinde faaliyet gösteren reklam firmasından, reklam filmi yurt dışında gösterilmek üzere alınan reklam hizmetinin, hizmet yurt içinde verildiğinden ve hizmetten yurt içinde faydalanıldığından hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu çerçevede, reklam hizmeti bedeli üzerinden genel oranda (% 18) KDV hesaplanarak, reklam hizmetini veren Türkiye’deki firma tarafından beyan edilmesi gerekmektedir.

Yurt dışında mukim firmaya donanımlı uçak kiralanması hizmetinde KDV uygulaması nasıl olmalıdır?

(08.07.2013 tarih ve 92 sayılı özelge)

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, hava taşımacılığı yapan şirketinizin kiralama yoluyla sahip olduğu iki adet uçağın kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan bir havayolu firmasına bakımı, sigortası ve uçuş personeli temini yükümlülüğü şirketinize ait olmak ve Türkiye’de başlayıp yurt dışında biten veya yurt dışında başlayıp Türkiye’de biten uçuşlar gerçekleştirmek üzere belli bir tarife çerçevesinde kiralandığı belirtilerek, söz konusu kiralama işleminin hizmet ihracatı istisnası kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, bu kiralama hizmetine ilişkin olarak yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ile kiralama işleminin katma değer vergisinden istisna olmaması durumunda tabi olacağı KDV oranı hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Şirkete ait uçakların yurt dışındaki havayolu firmasına, personeli ile birlikte Türkiye’de başlayıp yurt dışında biten veya yurt dışında başlayıp Türkiye’de biten uçuşlar gerçekleştirmek üzere kiralanması işleminde “hizmetten yurt dışında yararlanılması” şartı yerine gelmediği için, bu kiralamanın hizmet ihracı istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Söz konusu kiralama işleminde, sözleşme konusunun uçakla beraber, mürettebat, bakım gibi hizmetleri de kapsaması halinde, sadece teslimi KDV’den istisnaya konu araca tekabül eden kısım için KDV oranının % 1 olması, diğer hizmetlerin her biri için ise 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli listede belirlenen oranların uygulanması gerekmektedir.

Yurt dışındaki havayolu şirketi ile firma arasında kısa dönemli uçak kiralama işleminde sözleşme gereği şirketiniz yükümlülüğünde olan mürettebat temini, bakım ve sigorta gibi giderler nedeniyle yüklenilen KDV’nin belirtilen esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

3. Gider Vergileri Kanunu

 

Bedelsiz edinilen ortaklık payları lehe alınan para olarak BSMV’te tabi tutulur mu?

(15.12.2014 tarih ve 2649 sayılı özelge)

Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca 6802 sayılı Kanun’un 28. maddesinde belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapan aracı kurumlar banker kapsamında BSMV mükellefi olup, bu kurumlar tarafından esas iştigal konusu olarak yapılan hisse alım satım işlemlerinin BSMV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

Ancak, BSMV’de vergiyi doğuran olayın meydana gelebilmesi için bir muamele yapılması ve bu muamele sonucu lehe para kalması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, bir muamele yapıldığı halde lehe bir para kalmazsa vergi doğmamaktadır.

Bu nedenle, Borsa İstanbul A.Ş.’nin ortaklık paylarının belirli bir kısmının İMKB’nin üyesi olan şirkete bedelsiz olarak devredilmesi halinde, bedelsiz olarak verilen hisse senetlerinden anılan şirket lehine herhangi bir para kalmadığından vergilendirilmesi söz konusu değildir.

4. Diğer Vergi Kanunları

 

 

Bedelsiz edinilen ortaklık payı veraset ve intikal vergisine tabi midir?

(15.12.2014 tarih ve2649 sayılı özelge)

Malların veraset yoluyla veya her ne suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabidir.

Kurumlar vergisinin konusuna giren ödemeler karşılıksız olsa dahi veraset ve intikal vergisine tabi tutulmamaktadır.

Bu açıklamalar çerçevesinde, Borsa İstanbul Anonim Şirketince, bir menkul değerler şirketine bedelsiz devredilecek paylar kurumlar vergisine tabi olduğundan adı geçen şirkete ödenen paylardan veraset ve intikal vergisinin aranılmaması gerekmektedir.

Yukarıda özetlenen özelgeler ile diğer çok sayıda özelgenin tam metnine www.gelirler.gov.tr internet adresinin mevzuat bölümünden ulaşabilirsiniz. pwc


Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.