Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vergi Usul Kanununa Göre Maliyet Bedeli ve Alış Bedeli Arasındaki Fark Nedir? PDF Yazdır e-Posta
30 Ocak 2015
Image

213 Sayılı Vergi Usul Kanununun Değerleme başlıklı 3’ üncü Kitabında, öncelikle “Değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir” şeklinde değerlemenin tanımı yapılmış, daha sonra değerleme ölçüleri ve iktisadi işletmelere dâhil kıymetlerin hangi ölçülerle değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Bunlardan ikisi “maliyet bedeli” ve “alış bedeli” dir. Bu iki kavram temelde farklılıklar göstermektedir.

Maliyet Bedeli

Değerleme ölçütlerinden birisi olan maliyet bedeli, “iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi ve yahut değerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder” olarak tanımlanmıştır.

Bu tanıma göre, maliyet bedeli ile değerlenmesi gereken bir iktisadi kıymetin iktisap edilmesi sırasında, satın alma bedeli dışında yapılan diğer ödemeler de, iktisadi kıymetin maliyeti içinde yer almalıdır.

Bu yüzden, bir ticari malın stoklara girmesine kadar yapılan nakliye gideri ya da ithal edilen bir makine için ödenen gümrük vergisi/montaj giderinin, söz konusu kıymetlerin maliyetine eklenmesi gerekmektedir.

Kanunda, maliyet bedeli ile değerlenecek kıymetlerden başlıcaları;

  • Ticari mallar
  • Gayrimenkuller
  • Tesisat ve makineler
  • Taşıtlar
  • Zirai Mahsul ve Hayvanlar

olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, Vergi Usul Kanununda “Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri, tapu harcı ve Özel Tüketim Vergisi’ nin” ise gayrimenkulün maliyetine dâhil edilmesinin ya da doğrudan gider yazılmasının mükellefin tercihine bırakıldığı” hüküm altına alınmıştır. (VUK Md. 270). Bu durumun sadece gayrimenkuller ve gayrimenkul gibi değerlenen kıymetler için geçerli olduğu da gözden kaçırılmamalıdır.

Maliyet bedeli kavramı açısından üzerinde durulması gereken diğer bir özellikli durum, gayrimenkuller ve emtia için oluşan kur farkları ve faiz giderleridir.

Emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan kur farklarının emtia maliyetine intikal ettirilmesi zorunludur. Ancak, stokta mevcut bulunan emtia ile ilgili daha sonra oluşan kur farklarının ilgili bulundukları yılda gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesi mümkündür.

Ayrıca, sabit kıymetlerin iktisap edilmesine ilişkin olarak kullanılan krediler nedeniyle ortaya çıkan faiz giderleri ve kur farklarına ilişkin olarak 163 Seri No’ lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde aşağıdaki düzenleme mevcuttur:

i. Sabit kıymetlerin aktifleştirildiği yılın sonuna kadar ödenen ya da tahakkuk eden faiz giderleri ve kur farklarının sabit kıymetin maliyetine eklenmesi gerekmektedir.

ii. Gayrimenkulün aktife alındığı dönemi takip eden yıllarda ise faiz ve kurfarklarına ilişkin böyle bir zorunluluk olmayıp bunların doğrudan gider yazılması ya da gayrimenkulün maliyetine intikal ettirilerek amortisman konusu yapılması mükellefin tercihine bırakılmıştır.

Bu açıklamalar çerçevesinde maliyet bedeli ile değerlenen iktisadi kıymetlerin iktisap edilmesi nedeniyle yapılan giderlerin, doğrudan gider yazılması mümkün olmayıp, bunların söz konusu kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilmesi gerekmektedir.

Alış Bedeli

Alış Bedelinin, maliyet bedelinin aksine, Kanunda tanımı yapılmamış olmakla birlikte; birçok kaynakta “satıcıya ödenen veya borçlanılan meblağ” olarak tanımlanmıştır.

Vergi Usul Kanununun 279’ uncu maddesinde hisse senetleri ile -belirli şartlar altında-yatırım fonu katılma belgelerinin alış bedeli ile değerleneceği belirtilmiştir.

Bu açıklamalara göre, alış bedeli ile değerlenen bir iktisadi kıymetin iktisap edilmesi nedeniyle yapılan ödemeler, kıymetin maliyetine dâhil edilmeyerek ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmalıdır.

Örneğin, hisse senedinin alınması sırasında bankaya ödenen komisyon giderinin, hisse senedinin maliyeti ile ilişkilendirilmeden doğrudan giderleştirilmesi gerekmektedir.

Bununla birlikte, VUK’ un 272’ nci maddesi hükmü gereği, normal bakım, onarım, temizleme giderleri dışında, maliyet bedeli ile değerlenen gayrimenkullerin iktisadi ömrünü arttıran ya da değerini arttıran harcamaların gayrimenkulün maliyet bedeline eklenmesi gerekmektedir. Alış bedeli ile değerlenen kıymetlere ilişkin ise böyle bir düzenleme mevcut değildir. Yöntem YMM


 

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.