Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
6545 Sayılı Kanunla Vergi Yargılamasına ve Ticaret Mahkemelerine İlişkin Getirilen Yenilikler PDF Yazdır e-Posta
09 Temmuz 2014
Image

Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6545 sayılı Kanun, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Kanun, birçok kanunda değişiklik yapmakta; 5237 sayılı Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Usûl Kanunu'na yönelik yenilikler getirmektedir. Kanunun getirdiği diğer kapsamlı yenilikler çerçevesinde, sulh ceza mahkemeleri, Yargıtay, idari yargılama ve bu bağlamda özellikle vergi mahkemeleri, ticaret mahkemelerinin yapılanması, siyasi partiler ve adalet personelinin eğitimi hakkındaki yenilikler sayılabilir. Bu Sirküler’de, Kanun’un vergi yargılaması ve ticaret mahkemeleri hakkında getirdiği değişikliklere değinilecektir.

A. Vergi Yargılamasına Yönelik Yenilikler

6545 sayılı Kanun’un 19 ve 20’inci maddeleriyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45 ve 46’ıncı maddelerinde değişiklik yapılmakta, “istinaf” kanun yoluna ilişkin mevzuat yürürlüğe konulmaktadır. Buna göre bölge idare mahkemeleri, ilk derece muhakemesi ile temyiz incelemesinin icra edildiği muhakeme aşaması arasındaki ikincil denetim safhası olan “istinaf” muhakemesinde yetkili makam olarak tayin edilmiştir. Bu itibarla, vergi mahkemesi kararlarına karşı başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, söz konusu vergi mahkemesinin içinde yer aldığı yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine istinaf yoluna başvurulabilecektir. Anılan incelemeyi müteakip temyiz şartlarını havi bir durum söz konusu ise, Danıştay nezdinde temyiz incelemesi icra edilebilecektir.

Dolayısıyla söz konusu değişiklik öncesindeki uygulamada ikili yapıdaki yargılama düzeni, üçlü bir yapıya kavuşmuş olmaktadır:

1. İlk derece mahkemesi

2. İstinaf yolu

3. Temyiz incelemesi

Şüphesiz Danıştay’ın istinaf kararını bozması ve bölge idare mahkemesinin olası direnme kararı halinde dördüncü bir safha olan Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu incelemesi de söz konusu olabilecektir. Ayrıca bu yeni düzenlemelerle, karar düzeltme müessesesine ilişkin hüküm de yürürlükten kaldırılmıştır.

Bu bağlamda, mezkûr düzenleme tahtında vergi yargılaması ile ilgili olarak, ivedi yargılama usulüne tabi olan davalar hakkında istinafa başvurulamayacak olup; istinafa konu olabilmeyi düzenleyen şu üç parasal sınır düzenlemesi yapılmıştır:

i. Konusu 5.000 Türk Lirasını geçmeyen vergi davaları hakkında vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olacaktır. Bir başka deyişle bu kararlara karşı istinaf yolu da kapalı olacaktır;

ii. Konusu 5.000 Türk Lirasını geçmekle birlikte 100.000 Türk Lirası’nı geçmeyen vergi davaları hakkında vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine istinaf yoluna başvurulabilecek olup, istinaf mercii olarak bölge idare mahkemesinin vermiş olacağı kararlar ise kesin mahiyette olacaktır;

iii. Konusu 100.000 Türk Lirası’nı geçen vergi davaları hakkında vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine istinaf yoluna başvurulabilecek olup, istinaf mercii olarak bölge idare mahkemesinin vermiş olacağı kararlar aleyhine ise Danıştay’a temyiz incelemesi için başvurulabilecektir.

Belirtilen düzenlemelerle aynı doğrultuda istinaf yoluna dair Harçlar Kanunu’nun (1) ve (3) sayılı tarifelerinde de ilgili düzenleme ve değişiklikler yapılmıştır.

Kanun koyucu, istinaf kanun yolunun bölge idare mahkemelerince görülebilmesi ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı’na üç ay içerisinde ilgili bölge idare mahkemelerini kurma görevi vermiştir. Yeni kurulacak bölge idare mahkemelerinin teşkilat ve kuruluşlarıyla ilgili yargı çevrelerine dair bilgiler Resmi Gazete’de yayınlanacak olup, bu kapsamda kurulacak bölge idare mahkemelerinin göreve başlayacağı tarihe kadar mevcut bölge idare mahkemelerinin çalışma esaslarında bir değişiklik söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla vergi davalarına ilişkin temyiz ve istinafa dair yeni düzenlemeler yeni kurulacak bölge idare mahkemelerinin tüm ülke çapında görevlerine başlamalarını müteakip tesis edilecek kararlar açısından uygulama alanı bulacaktır. Bir başka deyişle 28 Eylül 2014’e kadar (yürürlük tarihi olan 28 Haziran 2014’ü takip eden 3. Ay sonu) verilen kararlar hakkında mevcut mevzuat hükümleri uygulanacaktır.

B. Ticaret Mahkemelerine Özgü Yenilikler

6545 sayılı Kanun’un 45. Maddesiyle, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’da değişiklik yapılmakta, asliye ticaret mahkemelerinin yapısına ilişkin yenilikler getirilmektedir. Buna göre, şu an itibariyle tek hâkimli olan asliye ticaret mahkemelerinde önceki sisteme dönülmekte ve ticaret mahkemelerinde, bir başkan ve üyelerden oluşan heyete yer verilmektedir. 5235 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’la değişik 5/3 hükmü uyarınca, asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunacaktır. Yapılan yasa değişikliği, aslında önceden bir başkan ve iki üyeden oluşan ticaret mahkemelerinde ikiden fazla hakim görevlendirilmesini de mümkün kılmaktadır. Ancak hükümde belirtilen ve heyet tarafından görülecek dava ve işler, bir başkan ve iki üyeden oluşan heyet tarafından görülecektir. Böylelikle, bir asliye ticaret mahkemesinde en az bir başkan ve iki üye görevlendirilecektir. Daha fazla sayıda üye hakimin görevlendirilip görevlendirilmeyeceği, pratikte gözlemlenecektir.

Aynı hüküm, bazı işlerin ve davaların mutlaka bir başkan ve iki üyeden oluşan heyet tarafından karara bağlanacağını öngörmektedir.

Bu davalar, üç kategoride incelenmelidir:

1. Konusuna bakılmaksızın dava değeri üç yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işler

2. Belirli konulara ilişkin dava ve işler

a. İflas, iflasın ertelenmesi, iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan davalar,

b. 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalar,

c. Şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalar, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalar,

d. 4. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, iptal davalarına, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalar,

3. Dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra talep edilen ihtiyatî tedbirler ve ihtiyatî hacizler.

Bu kategoriler dışında kalan dava ve işler, asliye ticaret mahkemesinde görevli hakimlerden biri tarafından görülüp karara bağlanacaktır. Asliye ticaret mahkemesinde görevli heyet içindeki görev dağılımını, asliye ticaret mahkemesi başkanı gerçekleştirecektir.

6545 sayılı Kanun’un 45. Maddesi ile asliye ticaret mahkemelerinin yapılanmasına yönelik getirilen değişiklikler, belirli davaların tek hâkim tarafından görülmesini, yüksek değerli olan davalar ile değerine bakılmaksızın belirli hukuki uyuşmazlıklara özgü davaların ise heyet tarafından görülüp karara bağlanmasını öngörmektedir. Heyet tarafından karara bağlanması öngörülen davalara bakıldığında, yasa koyucunun, tek bir hakim tarafından görülmesi güç olan veya tek bir hakime ağır sorumluluk yükleyen davaların bir başkan ve iki üyeden oluşan heyet tarafından görülmesini tercih ettiği anlaşılmaktadır. Verginet

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.