Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Torba Kanun Tasarısı ile İş ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı Konusunda Yapılması Öngörülen Değişiklikler PDF Yazdır e-Posta
06 Haziran 2014

Image

İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından 30 Mayıs 2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na (TBMM) gönderilmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ve diğer bazı kanun ve KHK’lerde değişiklik öngören “İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından 30 Mayıs 2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na (TBMM) gönderilmiştir.

Söz konusu kanun tasarısı TBMM’nin ilgili komisyonlarında görüşülüp, genel kurulda kabul edildikten sonra Cumhurbaşkanı’nın onayını takiben, Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecektir.

Bu çerçevede, şuanda TBMM’ye gönderilen kanun tasarısı komisyonlarda ve genel kurulda görüşülmesi sırasında değişikliğe uğrayabileceği gibi, ilave olarak yeni hükümlerin eklenmesi de söz konusu olabilecektir.

Dolayısıyla, bültenimizde Başbakanlık tarafından TBMM’ye gönderilen ve henüz yasalaşmamış olan tasarıdaki hükümler hakkında özet ve genel bilgiler verilecektir.

1-İş Mevzuatında yapılması öngörülen düzenlemeler

-Alt işverenlik uygulamasının kanuni sınırlar içinde kullanılmaması halinde alt işveren işçilerine ödenecek ücret ve sağlanacak diğer sosyal haklar, asıl işverenin emsal işçisine veya benzer işi yapan işçiye ödenen ücret ve sağlanan sosyal haklardan az olamayacaktır.

-Otuz veya daha fazla işçinin çalıştığı bir işyerinde, yer altı işlerinde çalışan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, işçinin kıdem süresine bakılmaksızın işverence ancak geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebilecektir.

-Hem kamu sektörü hem de özel sektör işverenleri, alt işveren işçilerinin ücret alacağını aylık olarak kontrol etme ve gerektiğinde kesinti yapmakla yükümlü olacaktır. Ayrıca, alt işverenlere verilen işlerin konu (asıl iş, yardımcı iş) bakımından sınırlaması kaldırılmaktadır.

-Yer altında çalışan işçilere 4857 sayılı Kanunun 42 nci maddesindeki zorunlu nedenler ve 43 üncü maddesindeki olağanüstü haller dışında zorunlu çalışma yaptırılamayacaktır.

-Yer altında çalışan işçiler için 4857 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinde belirtilen izin süreleri dört gün arttırılmaktadır. Buna göre, yer altında çalışan ve beş yıldan az kıdeme sahip bir işçinin iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile daha fazla belirlenmediği durumlarda en az 18 gün yıllık ücretli izin hakkı olacaktır.

-Alt işveren yanında çalışan işçilerin yıllık ücretli izne hak kazanması açısından aynı işyerinde çalışma süresi dikkate alınacaktır. Buna göre, aynı işyerinde bir yıllık çalışma süresini dolduran alt işveren işçisinin hak ettiği yıllık ücretli izin, iş edimini sunduğu işverence kanuni olarak kullandırılacaktır.

Ayrıca, alt işveren, asıl işverene izin kayıt belgesinin bir nüshasını sunmakla yükümlü olacaktır.

-Yer altında çalışan işçilerin haftalık çalışma süresi en çok 36 saat olabilecektir.

-Alt işverenliğin 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan hükümlerine aykırı olarak kullanılması durumunda asıl işveren ve alt işveren veya bunların işveren vekillerine ayrı ayrı olmak üzere her bir işçi için 2000 TL idari para cezasının uygulanacaktır.

-Kamu kurumlarında çalıştırılan alt işveren işçilerinin kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmet süresine ilişkin kıdem tazminatları kendi bütçelerinden karşılanmak suretiyle ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından hesaplanıp doğrudan işçinin banka hesabına aktarılacaktır.

-4857 sayılı İş Kanunu’nun 3 üncü maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan, işyeri bildirimi, alt işverenlik tescili ve muvazaalı alt işverenlik durumunda yapılacak işlemlerle ilgili düzenlemeler yürürlükten kaldırılmaktadır.

-Kamu kurum ve kuruluşlarında, gerek yardımcı işlerde, gerekse asıl işin bir bölümüyle ilgili hizmet alım ihalelerine çıkılmasında 4857 sayılı İş Kanununun alt işverenlik ile ilgili düzenlemeleri uygulanacak, danışmanlık hizmet alımları dışında ise, ilgili kamu kurumunun yeterli nitelik ve sayıda personelinin olmaması halinde ihaleye çıkılabilecektir.

Ayrıca, personel çalıştırılmasına dayalı ihalelerin yapılabileceği yardımcı işler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenecektir.

-Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan alt işveren işçilerinin sendikal örgütlenmeyi tercih etmeleri halinde, 6356 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, yüklenicinin işyerinde örgütlü işçi sendikası ile kamu işveren sendikası arasında yapılacaktır.

-Kamu kurum ve kuruluşlarında, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı sözleşmeleri 3 yıllık olarak düzenlenecek olup, ancak zorunlu hallerde ilgili idarenin üst yöneticisinin kararıyla sözleşme süresi, gerekçesi gösterilmek şartıyla kısaltılabilecektir.

2-İş sağlığı ve güvenliği mevzuatında yapılması öngörülen düzenlemeler

-Asıl işverenler, alt işverenin işçilerini çalıştırmaya başlamadan ve sözleşmenin devamı aşamasında iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini yerine getirip getirmediğini gözetlemek ve denetlemekle yükümlü olacaktır.

3-Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Mevzuatında yapılması öngörülen düzenlemeler

-İşveren sendikaları, tüzüklerinde hüküm bulunmak ve şartları genel kurul kararıyla belirlenmek kaydıyla, işçilerin sigorta primlerinin işveren payının ödemelerinde kullanılmak ve nakit mevcudunun %25’ini aşmamak üzere karşılıksız yardıma dayalı dayanışma ve yardım fonu oluşturabileceklerdir.

4-Çalışma izni mevzuatında yapılması öngörülen düzenlemeler

-4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun uyarınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca süresiz çalışma izninin verilmesi ve iptal edilmesinde, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda belirtilen uzun dönem ikamet iznine uyumlu düzenlemelerin esas alınması ve benzer hallerde bu izinlerin iptal edilmesini sağlamaya yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

Ayrıca, çalışma izni verilen yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışlarına ilişkin kayıtlar İçişleri Bakanlığı tarafından Çalışma Bakanlığı’na bildirilecektir.

-Çalışma Bakanlığı tarafından süresiz çalışma izni verilenler ikamet izini harcından muaf olacaktır. Çalışma izni harcının tahsiline ise devam edilecektir.

5-İşsizlik sigortası mevzuatında yapılması öngörülen düzenlemeler

-İşe iade nedeniyle işveren tarafından geriye yönelik işçinin ücretinin ödendiği ve primlerinin yatırıldığı durumlarda, SGK’ya bildirimi yapılan primlerin son günü esas alınarak işsizlik ödeneği hak sahipliği belirlenecektir. Buna göre, işe iade nedeniyle geriye doğru prim günü bildirildiğinde, İş-Kur tarafından daha önce bu süreler için ödenmiş olan işsizlik ödenekleri işçiden geri alınmayacaktır.

-13/5/2014 tarihinde Manisa İlinin Soma İlçesinde yaşanan maden kazası nedeniyle kömür ve linyit çıkarılması faaliyet kollarında çalışanlardan, kazanın meydana geldiği maden ocağında çalışanlar ile vefat edenlerin hak sahiplerine 5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde sayılan hak sahiplerine (eş, çocuk, anne-baba) söz konusu maddede belirtilen oranlarda ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenecek sürede aylık net ücretleri esas alınarak İşsizlik Sigortası Fonundan ödeme yapılacaktır.

Ancak, fondan yapılacak bu ödemeler, işverenin ücret ve diğer yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacaktır.

6-Sosyal güvenlik mevzuatında yapılması öngörülen düzenlemeler

-Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının tahsili amacıyla Kurumun bazı taşınmaz alımları ve taşınmazların müzayede suretiyle satışı dahil, devir ve teslimleri 31/12/2023 tarihine kadar katma değer vergisinden istisna olacaktır.

-Doğumla Türk vatandaşı olup da, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler, yurt dışında Türk vatandaşı olarak çalıştıkları süreleri 3201 sayılı Kanuna göre borçlanabileceklerdir.

-Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde açık hüküm bulunan durumlarda yabancı ülkedeki ilk işe giriş tarihi, Türkiye’de ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilecek ve buna göre emeklilik şartları belirlenecektir.

Ayrıca, kısmi borçlanma taleplerine istinaden yapılacak borçlanmalarda ibraz edilecek belgelerde kayıtlı son tarihten geriye doğru gidilmek suretiyle borçlanma işlemi yapılacaktır.

-İzinle Türk vatandaşlığından çıkanların yurt dışında Türk vatandaşı olarak geçen sürelerini borçlanma hakkı ile sosyal güvenlik sözleşmesinde açık hüküm bulunan ülkelerdeki ilk işe giriş tarihlerinin emeklilik yönünden Türkiye’de ilk defa işe girilen tarih olarak dikkate alınması konularında yapılan yeni değişiklikler, daha önce dava açan ve henüz sonuçlanmamış kişilere de davalarından feragat etmeleri şartıyla uygulanacaktır.

-Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde, Kurum kapasitesinin arttırılması, sosyal güvenlik politikalarının oluşturulması, personel niteliğinin geliştirilmesi amacıyla Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanlığı kurulacaktır.

-SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü bünyesinde yönetim karar destek sisteminde sağlık verilerinin yorumlanarak politika oluşturma sürecinde görev yapmak üzere 20 kişiye kadar sözleşmeli uzman personel istihdam edilebilecektir.

-Çocukların malûl sayılmasına esas olan çalışma gücündeki kaybın tespitinde “ağır engelli” kriteri esas alınacaktır.

-5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca tespit edilen maden işyerlerinin yeraltı işlerinde sürekli veya münavebeli olarak çalışan maden işçilerinin 55 olan emeklilik yaşı, 50’ye düşürülecektir.

-Yeraltı işleri, maden ocakları (elementer cıva bulunduğu saptanan cıva maden ocakları hariç), kanalizasyon ve tünel yapımı gibi yer altında yapılan işlerde çalışan sigortalıların bu işlerde fiilen çalışmadıkları ücretli izin, sıhhi izin, yıllık izin, eğitim ve kurs süreleri ile resmi tatil günleri de fiili hizmet süresi zammı kapsamında değerlendirilecektir.

-SSK (4/a) kapsamında çalışanların yanı sıra Bağ-Kur (4/b) ve Emekli Sandığı (4/c) kapsamında çalışan kadın sigortalılar da doğum borçlanması yapabileceklerdir. Ayrıca, borçlanılabilecek çocuk sayısı ikiden üçe çıkarılmaktadır.

-Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı bursu ile Türkiye’ye gelen yabancı uyruklu öğrencilerin genel sağlık sigortası ile ilgili SGK bildirimleri ve prim ödemeleri ile ilgili yükümlülükler, anılan Başkanlık tarafından yapılacaktır.

-SGK tarafından finansmanı (giderleri) karşılanacak olan tüp bebek deneme sayısı ikiden üçe çıkarılmaktadır.

Ayrıca, 3713 ve 2330 sayılı Kanunlar kapsamında aylık bağlananlar ile vazife ve harp malulleri ve bakmakla yükümlüğü olduğu kişiler için tüp bebek uygulamasındaki şartlar kolaylaştırılmaktadır.

-Yurt dışında iş üstlenen işverenlerce bu işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri adına SGK’ya ödenmesi gereken sigorta primlerinin üst sınırı, asgari ücretin altıbuçuk katından üç katına indirilmektedir.

-Sigortalılar adına sonradan tahakkuk ettirilen fark primlerin, sigortalılar ile tüzel kişilerin kasıt, kusur, hata veya yanıltıcı beyanından kaynaklamaması halinde, geçmişe yönelik gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın tahsil edilecektir.

-SGK tarafından bağlanan gelir ve aylıkları tahakkuk ettirilip bankaya yatırıldığı halde, tahsil etmeyenlerin gelir ve aylıklarının durdurulmasındaki/iade edilmesindeki bekleme süresi 6 aydan 12 aya çıkarılmaktadır.

-SGK yönünden telafisi güç veya imkânsız bir zararın ortaya çıkması durumunda, en az üç müfettişten oluşan komisyonun uygun görüşü ve Rehberlik ve Teftiş Başkanının onayıyla altı ayı geçmemek üzere, inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar sağlık hizmet sunucularının alacaklarının ödemesi durdurulabilecektir.

-Ayrıca, SGK tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmet sunucusunun feshinden doğan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan sözleşme yapılmayacak, nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyerek Kurum zararına sebep olan kişilerin yer aldığı sağlık hizmet sunucuları ile hiçbir şekilde sözleşme yapılmayacaktır.

-SGK tarafından prim borçlarına mahsuben alınan taşınmazlar kamu hizmetlerinde kullanılmak veya gerektiğinde Hazineye ait diğer taşınmazlar gibi değerlendirilmek üzere satın alınan bedel üzerinden Hazineye devredilebilecektir.

-Gelir testine çeşitli sebeplerle başvuruda bulunmamış olan genel sağlık sigortalıları maddenin yürürlüğe gireceği tarihi takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde gelir testine başvurmaları halinde, tespit edilecek gelir seviyesine göre genel sağlık sigortası prim asılları yeniden hesaplanacaktır.

Bu şekilde hesaplanacak olan genel sağlık sigortası prim alacaklarının aslı, ilgili maddenin yayımını takip eden aybaşından itibaren 4 ay içerisinde talep edilmesi ve talep tarihini takip eden aydan başlanarak 12 ay içerisinde peşin veya taksitle ödenmesi halinde ilgili dönemler için gecikme cezası ve gecikme zammı alınmadan yeniden yapılandırılacaktır.

-SGK’da kayıt ve tescili yapılmış ve 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezası borçlarını da 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olmasına rağmen, esnaf ve sanatkârlar ile ziraat odalarındaki yönetim kurulu kararı ve benzeri usul ve esasların eksikliği, üye kayıt defterlerinin noter tasdikli olmaması veya defterlerdeki yıpranmalar nedeniyle tamamen üyenin iradesi dışında oluşan sebeplerle Bağ-Kur sigortalılıkları iptal edilenlerin sigortalılık hizmetleri geçerli olacaktır.

-Kapanan işyerlerinin 31/12/2013 veya önceki bir tarihe ilişkin sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezası ile özel kanunlardaki hükme istinaden SGK tarafından takip edilen eğitime katkı payı, özel işlem vergisi ve damga vergisi borçlarından borç türü bazında borç asılları toplamının 100 TL’yi aşmaması halinde, SGK bu alacakları terkin edecektir.

-Personel mevzuatına göre almış oldukları disiplin cezası sonucu 23/4/1999 ile 14/2/2005 tarihleri arasında memuriyetleri sona erenlerden, 5510 sayılı Kanunun geçici 44 üncü veya geçici 51 inci maddeleri uyarınca daha önce borçlanmak için tanınan başvuru süresini kaçıranlara yeniden başvuru hakkı verilmektedir.

-5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine tabi sigortalıların işe giriş ve ayrılışları ile ilgili bildirim yükümlülüğü olduğu halde, süresinde yapmamış olmaları nedeniyle idari para cezası uygulanması gereken ilgili kurum ve kuruluşlara (ziraat odası, vergi dairesi, esnaf ve sanatkar sicil müdürlüğü vd.) maddenin yürürlük tarihinden itibaren 3 ay ek süre verilmektedir.

-Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığının merkez teşkilatı ve bölge müdürlüklerinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) fıkrası kapsamında, Bakanlar Kurulu kararlarına göre bir yıldan az süreyle sözleşmeli olarak 18/11/2005 tarihinden 1/10/2008 tarihleri arasında istihdam edilen geçici personele daha önce ödenmiş olan fazla çalışma ücretleri prime esas kazanç tutarına dahil edilmeyecektir.

-13/5/2014 tarihinde Manisa İlinin Soma İlçesinde meydana gelen maden kazası sonucunda ölen sigortalıların; SGK’ya olan her türlü borçları terkin edilecek ve hak sahiplerine 1800 gün veya 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 prim gün sayısı şartı aranmaksızın ölüm aylığı bağlanacaktır.

Ayrıca, ölen sigortalının anne ve babasına gelir ve aylık bağlanmasında, her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şeklindeki şartlar aranmayacaktır.

Bunun dışında, ölen işçinin yakınlarından bir kişiye kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilebilme hakkı verilecektir.

-Hizmet tespit davaları hariç olmak üzere, 5510 sayılı Kanun ve diğer sosyal güvenlik mevzuatı uygulamasından kaynaklanan davalarda, yargı yoluna başvurulmadan önce idari aşamada uyuşmazlıkların çözümlenmesi amacıyla dava açılmadan önce SGK’ya müracaat zorunluluğu getirilmektedir.

Ayrıca, hizmet akdi nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile sigortalılar tarafından işveren aleyhine açılan davalara, SGK fer’i müdahil olarak katılacak ve yargılama sonucu verilen kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlü olacaktır.

Başbakanlık tarafından TBMM’ye gönderilen ve henüz yasalaşmamış olan kanun tasarısına aşağıdaki link aracıyla ulaşabilirsiniz. pwc

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.