Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Karşılıksız çekte ‘tazyik hapsi’ önerisi PDF Yazdır e-Posta
16 Ekim 2012
Image

Hapis cezasının kaldırılmasının ardından karşılıksız çek sayısı artarken iş dünyasından çözüme yönelik farklı bir öneri geldi.

Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, ‘tazyik hapsi’ formülünü teklif etti. Şirketlerin şikâyetlerinin dikkate alınması gerektiğini ifade eden Özdebir, “Çek eğer vadeli olarak kullanılabilecekse piyasadaki güveni sağlamak lazım. Literatürde tazyik hapsi var. ‘Borcunu ödeyene kadar hürriyetini bağlarım’ denebilir. Borç ödenince de kişi serbest bırakılabilir.” dedi. Tazyik hapsinin kişinin adli siciline işlenmeyeceğine de dikkat çekti.

Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, karşılıksız çek konusundaki sıkıntının büyük olduğunu belirtti. Çek Yasası’ndaki değişikliğin ardından piyasada büyük boşluk oluştuğunu kaydeden Özdebir, “Yıllardır çalıştığımız insanlar bunu fırsat bilip bir firmasını boşaltıp diğer firma ile karşılıksız çek kesip ödemiyorum ne halin varsa gör deyince karşılıksız çekte artış oldu. Temiz çalışan firmalarda bile sorun çıkıyor.”dedi.

Şanlıurfa’da bir grup gazeteciye değerlendirmelerde bulunan Ankara Sanayi Odası Başkanı Özdebir, Maliye Bakanlığı tarafından KDV iadesi ile müteahhitlere yapılan ödemelerin geciktirilmesine yönelik tepkilerin arttığını söyledi. KDV iadesi ile birlikte karayollarının ödemelerinin bütçe açığını makyajlayabilmek için geciktirildiğini öne süren Özdebir, “Bu tarz gelişmelerde piyasada zaten bir likidite sıkıntısı var, onu artırıyor. Hükümetin bugünlerde yaptığı bir şey var; şimdi çayın taşıyla çayın kuşunu vurmayı öğrendiler. Özelleştirmeyle kamu borçluydu satıldı, şimdi kamunun borcu yok. Özel sektörün borcu var. İkinci olarak yap-işlet-devret dediler, bütçeden kaynak aktarmak yerine işadamlarına buradan kazan, sonra bana devret dediler.” diye konuştu. ASO Başkanı, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin ile ilgili görüşlerini de belirtti. Özdebir’e göre, Bilgin, bankacılık uygulamaları ile krizin gizli kahramanı. Gündemle ilgili bir başka değerlendirmesinde ise vergi borçlarına değinen Özdebir, borçların yapılandırılmasına yeniden ihtiyaç olduğunu aktardı. Öte yandan piyasaların sıkıştığı ve rahatlaması gerektiğine dikkat çeken Özdebir, dolaylı vergilerin artırılmasının firmaların maliyetlerini yükselttiğine vurgu yaptı. Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan sanayicinin dünyanın en ucuz enerjisini kullanan ülkelerin sanayicisi ile eşit şartlarda rekabet edemeyeceğini söyledi. Özdebir, “Zaten likidite sıkıntısı olan işletmeler var. Bunları daha fazla likiditeye ihtiyaç duyar hale getirdik. Yüzde 3,2 büyümek için piyasalara hareket getirmek lazım. Benim asıl gücüme giden, ekonomi yönetimi dedi ki; büyümeyi yüzde 4’e çekeceğim. Tamam. Ekonomi yavaşlayacak, ciddi manada ithalat yapan bir ülkeyiz. Bu, ithalatı da azaltır. Böyle olunca da ithal üzerinden alınacak vergiler de azalır. Hem ekonomiyi soğutacağım diyorsun ama hiç ayaklarını toplamayı düşünmüyorsunuz. Yorganın dışında ayak kalınca da ek vergi istiyorsun. Bunu lise talebesi dahi bilir. Ona göre harcamalarını kıssaydın.” ifadelerini kullandı. ASO Başkanı, tüm bu gelişmelere ve Başbakanlık genelgesine rağmen lüks otomobillere Ankara’da bürokratların bindiğini, lüks binaları ise bakanlıkların kiraladığını aktardı. Özdebir, Suriye’deki gelişmelerin ardından bazı sanayicilerin bu ülkeden gelenleri çalıştırma yönünde talepleri olduğunu ifade ederek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından buna olumlu cevap  verilmediğini aktardı.

http://www.zaman.com.tr/ekonomi/karsiliksiz-cekte-tazyik-hapsi-onerisi/2003059.html

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.