Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Bumin Doğrusöz - Transfer fiyatlandırmasından kaçınma yolları (24.01.08) PDF Yazdır e-Posta
24 Ocak 2008

Bilindiği gibi yeni Kurumlar Vergisi Kanunu'muzda örtülü kazanç dağıtımı müessesesi "transfer fiyatlandırması" adı altında yeniden düzenlenmiştir. Bu yeni düzenlemeye göre kurumların ilişkili kişi olarak kabul edilen kişi veya kurumlarla kuracakları hemen hemen her türlü akdi ilişkide bedelin tespitinde emsal bedelin dışına taşmaları halinde bedelin transfer fiyatını içerdiği kabul edilmektedir. Yani kurumlar vergisi açısından ticari ilişkilerde bedelin, fiyatın, ücretin muteber olabilmesi için ilişkiden etkinlenmemiş olması gerekmektedir.

Burada önem taşıyan hususlardan birisi, görüldüğü gibi, ilişkili kişi kavramının kapsamıdır. Maliye Bakanlığı ilişkili kişi kavramını Transfer Fiyatlandırması Hakkındaki 1 sayılı Genel Tebliğde açıklamıştır. Bu açıklama ile "ilişkili kişi" kavramının açılımı, o kadar geniş tutulmuştur ki, ilişkili değil, ilişkisiz kişi bulmak zorlaşmıştır. Aslında Genel Tebliğ'de ilişkisiz kişiler sayılsa, belki tebliğde sayfa tasarrufu dahi söz konusu olabilirdi.

Genel Tebliğde ilişkili kişilerin bu derece geniş olması ve transfer fiyatlandırması müessesesinin pek çok kavram ve ölçütünün yoruma açık olması karşısında, Şirketler her halde ilişkili kişilerle olan ticari faaliyetlerini sınırlama veya bu konuda çeşitli tedbirler alma yoluna gideceklerdir. Biz de bu tedbirler neler olabilir diye düşünmeye başladık. Aklımıza gelen birkaç yolu, değerli okurlarımızla da paylaşalım istedik.

 

Ortaklar gizlenmelidir

İlişkili kişilerin başında kurumun ortakları ve onun da ortak olduğu kurumlar geldiğine göre, o halde ilk akla gelen çare, ortağı gizlemektir. Zaten konuyu tartıştığım pek çok YMM'de bu yolu düşündüklerini ifade etti. Ortağın nasıl gizleneceğinin yolu ise hem mevcut hem de tasarı halindeki Ticaret Kanununda mevcuttur. Bunun yolu, "hamiline hisse veya hisse senetlerin"de gizlidir. Başkaca ortaklıklarda da kendisinin veya yakınlarının hisseleri bulunan veya kurumla ticari faaliyeti bulunan ortağın hisselerini "hamiline" hale getirmek ve bu hisse senetlerinin genel kurulda temsil edilmemesini sağlamak, bir çözüm olabilir. Kâr dağıtımlarında da kâr payı hamiline kâr payı kuponunu ibraz edene ödeneceğinden, bu kâr paylarının üçüncü şahıslar yolu ile tahsili de mümkündür.

 

Yöneticilerin derneklere üye olması yasaklanmalıdır

Yöneticilerin derneklere üye olması yasaklanmalıdır. Çünkü Genel tebliğıklamasına göre ortağın ortak olduğu şirketin ortak olduğu bir başka şirketin yönetim kurulu başkanının üye olduğu dernek, ilişkili şirket kabul edilmiştir. İleride kurumun bir gün bu dernek veya iktisadi işletmesi ile bir ticari faaliyeti olabilir. Transfer fiyatlandırması müessesesi ile uğraşmamak için baştan tedbir almakta fayda vardır.

 

Yöneticiler villada oturtulmalıdır

Şirketlerin yöneticilerinin mümkün olduğu kadar sosyal ilişkileri sınırlandırılmalı ve denetlenmelidir. Bu konuda ilk akla gelen yol, onları villalarda ikâmete zorlamaktır. Eğer üst düzey yöneticiler apartmanlarda ikâmet ederlerse komşuluk ilişkilerini geliştirebilirler, onlarla yemeklere, davetlere, sinemalara gidebilirler, hatta komşularına borç verebilirler, onlar ile ortak bir arazi alabilirler. İleride bir gün bu kurum, bu komşu ile veya onun yönetimindeki bir şirketle ticari ilişkiye girebilir. Bu ticari ilişkinin de transfer fiyatlandırması düzenlemesi açısından denetlenmesi gerekir. Çünkü Genel Tebliğıklamasında (md. 3.1.2 prgf.4) , kurum ortakları ile ekonomik ve sosyal olarak ilişkisi bulunan gerçek kişiler de "kurum ortağının ilgili bulunduğu gerçek kişiler" olarak kabul edilmiştir. Bu konudaki önerimiz kurumların yönetimine a-sosyal kişilerin getirilmesidir.

 

Avukatlar ve YMM'lere dikkat edilmelidir

Kurumlar Avukatlara ve YMM'lere veya SMMM'lere iş verirken dikkat etmelidirler. Çünkü Genel Tebliğıklamasında (md.3.1.3) bir kurumun ortağı olan şirkette çalışan avukat ile bu şirketin ortağı bir başka şirketin mali müşaviri ilişkili kişi kabul edilmiştir. Her ne kadar tebliğ'de "çalışan" denilmişse de buradaki çalışmanın tam zamanlı çalışma olarak kabulü mümkün değildir. Çünkü kurum açısından avukatın ilişkisi kişi kabul edilmesi, kurumun onunla akdi ilişki kurması halinde söz konusu olur. Kurumun bu avukata davasını verebilmesi için avukatın serbest çalışan avukat olması gerekmektedir. Burada kurum avukata bir davasını verirse, davasını ilişkili kişiye verdiği için avukata ödenen vekâlet ücretinin transfer fiyatlandırması içerip içermediği önem taşıyacaktır. Hatta bir kurumun, davalarını yoğun olarak bir avukata vermesi halinde, o avukatın yine işlerini yoğun olarak takip ettiği ilişkisiz bir şirketle, bu yüzden ilişkili hale gelmesi tehlikesi de mevcuttur. Aynı durum YMM, SMMM gibi diğer serbest meslek erbabı için de söz konusudur. Bu nedenle hizmet alınan serbest meslek erbabının diğer müşterileri de kontrol edilmeli veya onlara başka iş almamaları için iyi paralar ödenmelidir.

Bu önerilerim ilk akla gelen öneriler. Değerli okurlarımın başkaca önerileri varsa ve yazarlarsa, ben de sizlerle paylaşırım.

Ben sadece tacir olmadığıma, herhangi bir şirketin yöneticisi veya hissedarı olmadığıma, şükrediyorum.

 

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?YZR_KOD=156&HBR_KOD=88809