Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Doğum Borçlanması Yapabilmek İçin Doğumdan Önceki Son Sigortalılık Statüsünün 4/a Kapsamında Olması Zorunlu mu? PDF Yazdır e-Posta
21 Kasım 2011

Image

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu(1)’nda değişiklik yapan 5754 sayılı Kanun’a ilişkin TBMM alt komisyon raporunda doğum borçlanma hakkıyla ilgili olarak, 

I- GİRİŞ

“Ücretsiz doğum ya da analık izin sürelerinin de borçlanılacak sürelerden sayıldığı, bu sürelerde kadın çalışanların doğum ve çocuk bakımı gibi özel bir durum nedeniyle izin kullandığı, bunun sonucunda doğum yapan kadının sosyal güvenlik alanındaki bir hakkı kullanmasından dolayı emeklilikle ilgili sürelerini tamamlamak için ortaya çıkan bir maliyete katlanmak zorunda kalacağı, oysa çocuk bakımının aynı zamanda toplumsal olarak devletin de üstlenmesi gereken bir sorumluluk olduğu...” görüşlerine yer verilmiştir. Bu görüşlerin bir yansıması olarak 5510 sayılı Kanunla, doğum yapmış kadınlara primi ödenmemiş süreler için doğum borçlanması yapma hakkı tanınmıştır. 

TBMM tarafından kadın sigortalılara verilen ve 5510 sayılı Kanun’un 41. maddesinde düzenlenen doğum borçlanması yapma hakkı dar yorumlanarak sürekli örselenmiştir. Kanun’da olmamasına rağmen sigortalı kadının çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde doğum yapma şartı aranması gelen sert tepkiler karşısında kaldırılmış olsa da bu kez doğumdan önce 4/a kapsamında sigorta tescili aranması yanında ayrıca doğumdan önceki son sigortalılık statüsünün de 4/a kapsamında sigortalılık olması koşulu, sayıları azımsanmayacak kadar çok olan kadınlar sigortalılara doğum borçlanma hakkının esirgenmesine neden olmuştur.

Bu çalışmada; doğum yapmış kadın sigortalılara dayatılan, doğumdan önce 4/a kapsamında sigortalılık tescilinin olması şartından başka doğumdan önceki son sigortalılık statüsünün de 4/a kapsamında sigortalılık olması gerektiği koşulunun 5510 sayılı Kanun’a göre belirlenmiş bir düzenleme olup olmadığı konusu irdelenecektir.

II- HİZMET BORÇLANMALARI

Sigortalının kendi isteği dışında, sigortalılık süresinin kesilmesi halinde, kesilen sürelerin primlerinin ödenerek sigortalılık sürelerinden saydırılması işlemine hizmet borçlanması denilmektedir(2). Diğer bir ifade ile hizmet borçlanması, primi ödenmemiş, boşta geçmiş sürelerin, bu sürelere ilişkin priminin ilgili sigortalı ya da ölümü halinde hak sahibi tarafından ödenmesi suretiyle hizmetten saydırılmasıdır(3). 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, sürekli nitelikte 12 borçlanma türüne yer vermiştir. Daha önce farklı Kurumlarda ve farklı biçimlerde düzenlenen borçlanmalar 5510 sayılı Kanun’un 41. maddesinde düzenlenmiştir. Belirtelim ki, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’da da esaslı değişikliklere gidilmiştir.

A- BORÇLANILABİLECEK SÜRELER

Sigortalıların borçlanabileceği süreler 5510 sayılı Kanun’un 41. maddesinde düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun’un, “Sigortalıların Borçlanabileceği Süreler” başlıklı 41. maddesi hükmüne göre sigortalılar;

— Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4/a kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreleri,

— Er veya erbaş olarak silâh altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri,

— 4/c kapsamında sigortalı olanların, personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,

— Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,

— Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri,

— Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,

— Grev ve lokavtta geçen süreleri,

— Hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri,

— Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden aybaşına kadar açıkta geçirdikleri süreleri,

— 4857 sayılı Kanun’a göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreler,

— Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığında ilgili mevzuatı çerçevesinde uzman ve usta öğretici olarak çalıştırılanların, bu durumlarını milli eğitim il veya ilçe müdürlüklerince belgelendirmeleri kaydıyla bu çalışmalarından dolayı ay içinde 30 günden eksik kalan sürelerini borçlanabilmektedir. Bu şekilde borçlanılan süreler sigortalılıktan sayılmaktadır. Bu süreler, sigortalının sağlığında kendisi, ölümü halinde hak sahipleri tarafından da borçlanılabilir.

B- DOĞUM/ANALIK BORÇLANMASI

5510 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (a) bendine göre kadın sigortalıların doğum nedeniyle çalışamadıkları en fazla iki defa olmak üzere ikişer yıllık sürelerinin borçlandırılmasında, sigortalının doğumdan önce 4/a kapsamında tescil edilmiş olması (SSK sigortalısı) ve adına kısa ya da uzun vadeli sigorta kolları yönünden prim ödenmiş olması yeterli sayılacaktır. Dolayısıyla çıraklık ve stajyerlik dönemlerinde sigortalı olanlar, uzun vadeli sigorta primi ödememelerine rağmen borçlanma yapabilecekler. Kamuoyunda en çok tartışılan, borçlanma yapacaklarda, doğumdan önce 4/a kapsamında sigortalı olma koşulunun aranmasına Yüksek Mahkeme de olur vermiş, doğum borçlanmalarında, 4/a kapsamında sigorta tescilinin olması gerektiğine hükmetmiştir(4).

Doğum borçlanması talebinde bulunan kadın sigortalıların doğum yaptığı tarihten sonra adına primi ödenmiş süreler borçlanma hesabında dikkate alınmayacak, doğum borçlanması yapılacak sürede çocuğun vefat etmesi halinde vefat tarihine kadar olan süreler borçlandırılacaktır. İlk doğumunu yaptıktan sonra iki yıl dolmadan ikinci doğumunu yapan kadın sigortalı, ilk doğumdan ikinci doğuma kadar geçen süre ile ikinci doğumdan sonraki iki yıllık sürenin tamamını borçlanabilecektir. Dolayısıyla iki doğum arasında geçen süre iki yıldan az ise toplamda borçlanılabilecek süre de dört yıldan az olacaktır.

C- KİMLER DOĞUM BORÇLANMASI YAPABİLECEK?

— Özellikle belirtmemiz gerekir ki; doğumdan önce 4/a kapsamında sigortalı olmayanlar borçlanma yapamazlar. Dolayısıyla ilk defa 4/a kapsamında sigortalı olmadan önce yapılan doğum için borçlanma yapmak mümkün değildir.

— Doğumdan önceki son sigortalılığı 4/a kapsamında olan kadınlar doğum borçlanması yapabilir. 1 Ekim 2008 tarihinden önce isteğe bağlı SSK sigortalısı olanlar doğum borçlanması yapabilir ancak 1 Ekim 2008 sonrası isteğe bağlı (4/b) sigortalıları doğum borçlanması yapamazlar.

— Doğumdan önce son sigortalılık türünün 4/b veya 4/c olması halinde doğum borçlanması yapılamayacağı gibi 2925 sayılı Kanun’a tabi tarım sigortalıları da doğum borçlanması yapamazlar.

— Doğum borçlanması iki çocukla ve en fazla 1440 günle sınırlıdır. Doğum borçlanması talebi kabul edilen kadın sigortalının iki yıllık borçlanma süresi içinde zorunlu sigortalı hizmetlerinin olması halinde zorunlu sigortalılık süreleri borçlanma sürelerinden düşülür..

— Doğum borçlanması yapmak için 18 yaş sınırlaması aranmaz. 18 yaşından küçük kadınlar da doğuma dayalı doğum borçlanması yapabilir.

— Çıraklığı nedeniyle 506 sayılı Kanun kapsamında tescili yapılan ve sonrasında doğum yapan kadınlar bu dönemlerde kısa vadeli sigorta primi ödediklerinden doğum borçlanması yapabilir.

— Doğumdan önceki son sigortalılık statüsünün 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesi kapsamındaki sandık olması halinde, SGK uygulamasına göre doğum borçlanması yapmak mümkün değildir(5).

— Doğum borçlanmaları, borçlanma yapan sigortalının en son sigortalılık statüsüne göre belirlenmektedir.

III- DOĞUMDAN ÖNCEKİ SON SİGORTALILIK STATÜSÜNÜN 4/a KAPSAMINDA OLMASI ZORUNLU MU?

5510 sayılı Kanun’un 41. maddesine göre, 4/a kapsamındaki sigortalı kadın, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla borçlanma yapabilmektedir. Dolayısıyla doğumdan önce tescil edilmiş 4/a kapsamında sigortalılığın bulunması şart.

Doğumdan önce tescil edilmiş 4/a kapsamında sigortalılığı bulunmakla birlikte daha sonra 4/b ya da 4/c kapsamında sigortalı olunduktan sonra doğumun gerçekleşmesi, doğum sonrası primi ödenmeyen iki yıllık sürenin de bulunması halinde borçlanma yapmak mümkün mü? Kanun’da bu konuda net bir hüküm bulunmamakla birlikte SGK’nın 16.09.2010 tarih 106 sayılı Genelge hükümlerine göre borçlanma yapmak mümkün değildir.

106 sayılı Genelge’de uygulamaya ışık tutmak adına verilen Örnek-7’de, “02.02.2002-10.04.2004 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun’a, 01.07.2007- 10.04.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun’a, 06.05.2009-08.07.2009 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalı olan (G), 05.05.2006 ve 03.08.2008 tarihlerinde 2 doğum yapmıştır. Bu durumda sigortalının 05.05.2006 tarihindeki doğum süresi borçlandırılacak, 03.08.2008 tarihindeki doğumu ise son defa 1479 sayılı Kanun’a tabi sigortalı olduğundan borçlandırılmayacaktır.” denilmektedir.

Özellikle belirtmemiz gerekir ki; doğum borçlanması için doğumdan önce tescil edilmiş bir 4/a kapsamında sigortalılığın bulunması yeterli görülmeli, doğum öncesi 4/a kapsamında sigortalılık aranmamalıdır. Zira bu örnekteki sigortalı, 01.07.2007- 10.04.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamına girmekle birlikte (eski Bağ-Kur sigortalısı) 1 Ekim 2008 tarihine kadar kayıt ve tescil yaptırmasa diğer bir ifade ile prim ödemese idi 5510 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesi gereği geriye dönük olarak 01.07.2007-10.04.2008 dönemleri için 4/b kapsamında tescil yaptırarak prim ödemeyecek, prim kaçağına sebep olduğu için ödül olarak doğum borçlanması yapabilecektir.(!)

4/b kapsamında sigortalı olması gerektiği için zamanında kayıt ve tescil yaptırarak primini ödeyene/ödemek zorunda bırakılana verilmeyen doğum borçlanması hakkının kayıt ve tescilini yaptırmayan dolayısıyla prim ödemeyip prim kaçağına sebep olana verilmesinin değil 5510 sayılı Kanun’a, vicdanlara da aykırı olduğu açıktır. Dolayısıyla yeni dönemde doğum borçlanma şartlarının yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.

IV- SONUÇ

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun doğum borçlanması şartlarını yeniden gözden geçirmesi, doğum borçlanma şartları belirlerken TBMM alt komisyon raporunda açıklanan, “Ücretsiz doğum ya da analık izin sürelerinin de borçlanılacak sürelerden sayıldığı, bu sürelerde kadın çalışanların doğum ve çocuk bakımı gibi özel bir durum nedeniyle izin kullandığı, bunun sonucunda doğum yapan kadının sosyal güvenlik alanındaki bir hakkı kullanmasından dolayı emeklilikle ilgili sürelerini tamamlamak için ortaya çıkan bir maliyete katlanmak zorunda kalacağı, oysa çocuk bakımının aynı zamanda toplumsal olarak devletin de üstlenmesi gereken bir sorumluluk olduğu…” görüşlerini dikkate alması kaçınılmaz olmaktadır. SGK’daki yeniden yapılanmayı bir şans olarak değerlendirdiğimizi, SGK’ nın sigortalı aleyhine dar yorum ilkesinden vazgeçeceği umudumuzu taşıdığımızı özellikle belirmek isteriz.

 

Murat GÖKTAŞ*

Murat ÖZDAMAR**

Yaklaşım

 

(*)          İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdür Yrd., SGK Başmüfettişi, ÇEKO Bilim Uzmanı

(**)        İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdür Yrd., SGK Denetmeni

(1)         16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(2)         Yusuf ALPER, Sosyal Sigortalar, Ekin Yayınevi, 4. Baskı, Bursa 2003, s. 451

(3)         Müjdat ŞAKAR, Sosyal Sigortalar Uygulaması, Beta Yayınevi, Yenilenmiş 9. Baskı, İstanbul 2009, s. 329

(4)         Yrg. 10. HD.’nin, 21.12.2010 tarih ve E. 2010/15255, K. 2010/17285 sayılı Kararı (Doğuma dayalı borçlanma yapabilmek için, geçmişte hizmet akdine dayalı olarak zorunlu sigortalılık tescilinin yapılmış olması gereklidir.).

(5)         Murat GÖKTAŞ - Murat ÖZDAMAR, 5510 sayılı SS ve GSS Kanunu’na Göre 4/a Sigortalılarının Hak ve Yükümlülükleri, Teksif Yayınları, Ankara 2011, s.224

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.