Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Tabii Afetlerle İlgili Vergi Konuları PDF Yazdır e-Posta
27 Ekim 2011
Image

Van ve çevresinde meydana gelen depremin vergi işlemlerine olası etkileri ve yapılması gereken işlemler hk.

1. Mücbir Sebep Hali İlanı ve Vergisel Yükümlülüklerin Ertelenmesi

Gelir İdaresi Başkanlığı’nca 24.10.2011 tarihinde yayımlanan Basın Bülteniyle, 23.10.2011 tarihinde Van İlinde meydana gelen deprem felaketi mücbir sebep hali olarak kabul edilmiş ve Van İlinin tamamında vergi uygulamaları bakımından mücbir sebep hali ilan edilmiştir.

Açıklamada, mücbir sebep halinin 23.10.2011 tarihinde başladığı belirtilmiş, sona erdiği tarihin ise depremin etkilerinin ne kadar süreceği bilinemediğinden ileride belirleneceği ifade edilmiştir.

Gelir İdaresi açıklamasında, mücbir sebep haline bağlı olarak;

— 23 Ekim 2011 tarihinden itibaren verilmesi gereken tüm beyannameler ile bildirimlerin verilme ve ödeme sürelerinin,

— Mücbir sebep halinin başladığı 23.10.2011 tarihinden önce tahakkuk etmiş olup, vadesi bu tarihten sonrasına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresinin,

— İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen ve vadesi mücbir sebep ilan olunan tarihten sonrasına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresinin,

ileride belirlenecek bir tarihe kadar uzatıldığı belirtilmiştir.

2. Zayi Olan veya Değer Kaybeden Kıymetler

a) Zayi Olan veya Değer Kaybeden Ticari Mallar

Vergi Usul Kanunu’nun 278. maddesinde, deprem ve benzeri tabi afetler nedeniyle, değerinde önemli bir azalma olan malların emsal bedeliyle değerleneceği hükme bağlanmıştır.

Emsal bedelle değerleme ölçüleri Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede sırasıyla; ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası ve takdir esası olmak üzere üç emsal bedel değerleme ölçüsü sayılmakla birlikte, pratik olarak çoğunlukla depremde hasara uğrayarak değer kaybeden mallar için tek uygulanabilir ölçü takdir esası olmaktadır.

Bu çerçevede depremde hasar görmesi nedeniyle değer kaybeden ve değerleme gününde işletme stoklarında bulunan malların değer düşüklüğünün kazancın tespitinde dikkate alınabilmesi için takdir komisyonuna değerletilmesi gerekmektedir.

Değerleme gününe kadar satılarak işletmeden çıkan mallar için takdir kararına veya başka bir işleme gerek yoktur. Bu malların satış zararı zaten kazancın tespitinde dikkate alınmış olmaktadır.

Depremde gördüğü hasar nedeniyle değerini tamamen kaybeden ticari mallar için mutlaka takdir komisyonu kararına ihtiyaç vardır. Takdir komisyonu kararına dayanılarak, zayi olan mal bedellerinin kazancın tespitinde dikkate alınması mümkündür.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin (c) bendinde yer alan özel düzenleme nedeniyle, depremde zayi olan mallar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin indirimine bir engel yoktur. Dolayısıyla herhangi bir KDV düzeltmesi yapılması gerekmemektedir.

b) Zayi Olan veya Değer Kaybeden Sabit Kıymetler

Vergi Usul Kanunu’nun 317. maddesinde yapılan düzenlemeyle, deprem ve benzeri afetler nedeniyle değerini tamamen veya kısmen kaybeden sabit kıymetler için fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispeti uygulanabileceği öngörülmüştür.

Bu kapsamda depremde sabit kıymetleri tamamen veya kısmen değer kaybına uğrayanların, sabit kıymetin değerinin takdiri için takdir komisyonuna, fevkalade amortisman nispeti tespiti için de gerekli diğer dokümanlarla birlikte Maliye Bakanlığına başvurmaları gerekmektedir. Maliye Bakanlığı başvuru üzerine mahallinde inceleme yaptırmakta, takdir komisyonu kararına istinaden zarar gören sabit kıymetin hurda değeri ile net aktif değeri arasındaki farkın zarar yazılmasına izin vermektedir.

Fevkalade amortisman için alınması gereken izin uzun bir prosedürü gerektirmekte olup, işlemlerin tamamlanması zaman zaman birden fazla yıla yayılabilmektedir. Bu nedenle, amortisman süresinin sonuna yaklaşan kıymetler için normal amortisman ayrılmasına devam edilmesi veya satılması planlanan sabit kıymetler için satışın beklenmesi de alternatif işlemler olarak değerlendirilebilir.

Depremde zayi olan mallar gibi sabit kıymetler için de herhangi bir KDV düzeltmesine ihtiyaç bulunmamaktadır.

c) Zarar Gören Sabit Kıymetlerin Tamir ve Bakım Giderleri

Vergi Usul Kanunu’nun 272. maddesi gereği, depremde zarar gören sabit kıymetler için yapılan normal tamir giderlerinin, doğrudan gider kaydedilmesi gerekir.

Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, sabit kıymetin iktisadi değerini devamlı olarak artıran giderlerin ise maliyete eklenmesi ve amortisman yoluyla giderleştirilmesi gerekir.

d) Zayi Olan veya Değer Kaybeden Sabit Kıymetler Nedeniyle Alınan Sigorta Tazminatları

Vergi Usul Kanunu’nun 329. maddesine göre, deprem ve benzeri afetler nedeniyle hasar gören veya zayi olan sabit kıymetler için alınan sigorta tazminatı, sabit kıymetin net defter değerinden fazla veya eksik olduğu takdirde, fark kar veya zarar yazılır.

Deprem nedeniyle değer kaybeden sabit kıymetler için sigorta tazminatı alınması durumunda ayrıca fevkalade amortisman için başvurmaya gerek yoktur. Bu durumda yukarıda belirtildiği gibi alınan tazminatla sabit kıymetin net defter değerinin karşılaştırılıp, olumsuz farkın zarar yazılması mümkündür.

Öte yandan, sigortadan alınan tazminatın, hasar gören sabit kıymetin net defter değerinden büyük olması durumunda, ortaya çıkan kar için yenileme fonu ayrılmasına engel yoktur.

e) Zayi Olan veya Değer Kaybeden Mallar Nedeniyle Alınan Sigorta Tazminatları

Vergi Usul Kanunu’nun 330. maddesine göre, zayi olan mallar için alınan sigorta tazminatlarının, zayi olan malların değerinden fazla olması halinde, bu fazlalık kara alınır.

3. Defter ve Belgelerin Zayi Olması

Yasal defter ve belgelerin muhafaza ve istendiğinde ibraz edilmemesi, başta gelir/kurumlar vergisi matrahının belirlenmesi ve KDV indirimi olmak üzere birçok vergi uygulamasında önemli sonuçlar doğurmaktadır.

Bu nedenle, deprem nedeniyle defter ve belgeleri zayi olanların, olası ciddi risklerle karşılaşmamak için, durumu ilgili kurum ve kuruluşlar yanında, Ticaret Mahkemesinden alacakları karar ve belgelerle belgelendirmeleri gerekmektedir.

4. İhraç Kayıtlı Malların Süresinde İhraç Edilememesi Halinde Ek Süre Talebi

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesinde; ihracatçıların, imalatçılar tarafından ihraç edilmek koşuluyla teslim ettikleri mallara ilişkin katma değer vergisini ödemeyeceği hükme bağlanmıştır. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur. Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ayın başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde ise, tecil edilen vergi terkin olunur.

 

İhracatın 3 ay içinde ihracatçı tarafından gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan verginin tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren gecikme zammıyla birlikte imalatçı tarafından vergi idaresine ödenmesi gerekmektedir. Ancak çeşitli nedenlerle ihracatını 3 ay içinde gerçekleştiremeyen ihracatçı firmalar ve ihraç kaydıyla mal teslim eden mükellefler için ek süre verilmesi hususunda 112 seri no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nde düzenlemeler yapılmıştır.

Tebliğde yapılan düzenlemeye göre, ihraç kaydıyla mal alımında bulunan ve bu malları 3 aylık yasal süre içinde mücbir sebepler ve beklenmedik durumlara bağlı olarak ihraç edemeyen ihracatçı firmalar ek süre talep edebilecektir.

23.10.2011 tarihinde Van ve çevresinde meydana gelen depremden zarar gören mükelleflerin durumu Vergi Usul Kanunu’nca mücbir sebep hali kapsamında değerlendirilmiştir. Bu çerçevede, ihraç kaydıyla mal alımında bulunan ve deprem nedeniyle bu malları 3 aylık yasal süre içinde ihraç edemeyen ihracatçı firmaların ek süre talep etmeleri mümkündür.

İhraç kaydıyla teslim edilen malın ihracatının, teslim tarihini takip eden ayın başından itibaren 3 aylık yasal süre içinde gerçekleşmemesi halinde, yasal sürenin bittiği tarihten itibaren on beş gün içinde ihracatçı tarafından “ek süre talep dilekçesi” düzenlenerek, ihracatçının bağlı olduğu vergi dairesine, vergi dairesi başkanlığına veya defterdarlığa başvurulmalıdır. Süresinden sonra yapılan ek süre talepleri değerlendirmeye alınmamaktadır.

Ek süre dilekçesinde mücbir sebebin belirtilmesi ve dilekçe eki olarak “ihraç kaydıyla teslime ait faturanın” örneğinin ilave edilmesi gerekmektedir.

KDVK 11/1-c maddesinde öngörülen ek süre 3 ay ile sınırlandırılmıştır. Bu nedenle, 3 aydan az ek süre isteyen ve bu talebi kabul edilen mükellefler hariç olmak üzere, 3 aylık ek süre içinde ihracatın gerçekleştirilememesi halinde ikinci bir ek sürenin verilmesine yasal olarak olanak bulunmamaktadır. 3 aydan az ek süre isteyen mükelleflerin ise sonradan 3 aya kadar olan dönem için ilave süre istemeleri mümkündür.

İhracatın belirtilen şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi, tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51'inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunur.

İhraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde ise, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48'inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir.

5. Deprem Amaçlı Olarak Yapılan Bağış ve Yardımlar

a) Başbakanlık Aracılığıyla Yapılan Bağış ve Yardımlar

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, Bakanlar Kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığıyla makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamının, kurum kazancından indirileceği hükme bağlanmıştır. Aynı yönde bir düzenleme, Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinde de yer almaktadır.

Van ve çevresinde meydana gelen deprem için, bu bültenin yazıldığı tarih itibariyle bir Bakanlar Kurulu kararı yayımlanmamıştır. Böyle bir kararın alınması durumunda, bu kapsamda yapılan bağış ve yardımların tamamı, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince, matrahtan indirilebilecektir.

b) Kızılay’a Yapılan Bağışlar

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, Türkiye Kızılay Derneği’ne makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamının matrahtan indirilmesine olanak sağlanmıştır.

Bu düzenleme kapsamında, depremden zarar görenler için Türkiye Kızılay Derneği aracılığıyla yapılacak nakdi bağışların tamamının kurumlar vergisi matrahından indirilmesi mümkündür.

c) Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’a Göre Yapılan Bağış ve Yardımlar

Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 33. maddesinde, bu Kanun gereğince yapılacak harcamaları karşılamak üzere çeşitli gelir kaynakları öngörülmüş, bu gelirlerden birisi olarak da nakdi yardım ve bağışlar sayılmıştır.

Aynı Kanun’un 45. maddesine göre, afetlerden zarar görenlere yardımda bulunmak üzere kurulan Milli Yardım Komitesi veya Mahalli Yardım Komitelerine makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar, gider kaydedilebilmektedir.

Bu düzenlemeler çerçevesinde, umumi hayata müessir afetlere maruz kalanlara harcanmak üzere makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımlar,

d) Kamu İdarelerine ve Belediyelere Yapılan Bağış ve Yardımlar

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-c bendiyle, başta genel ve özel kamu idarelerle belediyeler olmak üzere, sayılan kurum ve kuruluşlara yapılan bağış ve yardımların, kurum kazancının % 5’i ile sınırlı olarak vergi matrahından indirilmesi öngörülmüştür.

Kurum kazancı kavramı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço karı –(iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutarı ifade etmektedir.

e) Dernek ve Vakıflara Yapılan Bağış ve Yardımlar

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-c bendinde yer alan düzenleme gereği, vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan derneklere yapılan bağış ve yardımlar, gerçek kişilerce beyan edilen gelirin veya kurum kazancının % 5’i ile sınırlı olarak gelir veya kurumlar vergisi matrahından indirilebilmektedir.

Vergi muafiyeti tanınan vakıflar ile kamu yararına çalışan dernekler dışındaki diğer dernek ve vakıflara yapılan bağış ve yardımların, matrahtan indirimine olanak yoktur.

Vergi muafiyeti tanınan vakıfların listesine www.gelirler.gov.tr, kamu yararına çalışan dernekler listesine ise www.dernekler.gov.tr internet adreslerinden ulaşmak mümkündür.

f) Bağış ve Yardımların İndiriminde Sınır

Yukarıda özetlendiği gibi, bağış ve yardımların beyan edilen gelirden veya kurum kazancından indirilmesi, bazı bağış ve yardımlar için gelirin belli bir oranıyla sınırlanmışken, bazı bağış ve yardımlar için oransal bir sınır öngörülmemiştir.

Oransal bir sınır olmadığı durumda da indirim, bağış ve yardımın yapıldığı yılın geliriyle sınırlıdır. İlgili yılın matrahından indirilemeyen tutar, sonraki yıllara devredilememektedir.

g) Ayni olarak yapılan bağışların KDV boyutu

Genel ve katma bütçeli idareler, belediyeler, kamu yararına çalışan dernekler, vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve KDV Kanunu’nun 17. Maddesinin birinci fıkrasında sayılan diğer kurum ve kuruluşlara yapılan bedelsiz teslimler KDV’den istisnadır.

h) Yapılan Bağışların Belgelendirilmesi

Yukarıda özetlenen düzenlemelerin, yapılan bağışın matrahtan indirimini, makbuz karşılığı yapılması koşuluna bağladığına dikkat edilmelidir.

Bu çerçevede, bağış yapılan kurum veya kurululardan makbuz alınması önemlidir.

Maliye Bakanlığı geçmişte verdiği özelgelerde, özellikle yapılan kampanyalar kapsamında bağışın banka hesaplarına yatırıldığı durumda, bankadan alınacak dekontta, hesabın kampanyaya ait olduğunun belirtilmesi koşuluyla, banka dekontuna dayanılarak da bağışın matrahtan düşülebileceğini belirtmiştir. PwC

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.