Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni Türk Ticaret Kanunu'na göre kâr dağıtımı yedek akçeler PDF Yazdır e-Posta
08 Eylül 2011

Image

Mevcut Ticaret Kanunu'muzda, esas itibariyle, sermaye şirketlerinde yıllık kâr dağıtımı bir zorunluluk olarak kabul edilmiş ...

 ve bazı hallerde kanun koyucu tarafından da kâr ve zarar hesabının alacak bakiyesinin başka bir deyişle bilançoya göre hâsıl olan kârın pay sahiplerine dağıtılması esası konmuştur. Anonim ve limitet şirketlere ortaklarca konulan sermaye payına paralel olarak, dönem sonunda dağıtılabilir safı dönem kârından veya serbest yedek akçelerden ayrılan ve her ortağa ödenecek kâr payı ortakların şirketi kurma amaçlarının ana nedenidir. Bazı indirimlerden sonra ortaya çıkan yıllık kar ortaklara dağıtılır ya da şirketin kısa ve uzun vadeli ihtiyaçları ve planlan çerçevesinde şirket bünyesinde bırakılır.

Kar dağıtımı sırasında dikkat edilmesi gereken bir konu geçmiş yıl zararlarının durumudur. Türk Ticaret Kanunu'nun 470'inci maddesinde kâr payının sadece safı kârdan ve bu amaçla ayrılmış olan yedek akçelerden dağıtılabileceği belirtilmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nda yedek akçenin de safı kardan ya da dağıtılması gereken kardan ayrılacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrılan yedek akçenin şirketin zararlarım kapamada kullanılabileceği göz önüne alındığında, bir zarar mevcut ve indirilmesi de zorunlu iken geçmiş yıl zararlarım düşmeden yedek akçe ayrılmasının her hangi bir faydası olmayacaktır. Çünkü şirketin gerçek kârı, önceki yıl zararlarından düşülmesinden sonra anlaşılabilecektir.

Yeni TTK'da kâr dağıtımı ve yedek akçeler ile ilgili hükümlerin düzenlenmesinde, eski TTK'daki hükümler esas alınmakla birlikte ekonomik ve ticari hayatın gelişmesine paralel olarak ortaya çıkan yeni kurumlara ve yeni anlayış ve ilişkilere de yer verildiği anlaşılmaktadır. Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda şirketin kar dağıtımı kadar varlığını sürdürme ve uzun dönemde ortaya çıkabilecek riskleri göz önünde tutma gerekliliği de ön plana çıkarılmıştır. Yedek akçeler ve fonlar bu çerçevede ele alınabilir.

Yedek akçeler

Yedek akçe genel olarak, elde edilen şirket karının dağıtılmayarak şirket bünyesinde bırakılan kısmı olarak tanımlanır. Yedek akçeler ayrılmalarını gerekli kılan kaynaklara göre üçlü bir tasnife tabi olabilir. Bunlar;

- TTK hükümleri göre ayrılan yedek akçeler,

- Şirket ana sözleşmesine dayanarak ayrılan yedek akçeler

- Genel kurul kararıyla ayrılan yedek akçeler

Yedek akçelerin kaynağı ve ayrılma esasları

Eski TTK'ya göre dağıtılabilir kâr ve yedek akçeler

Eski TTK'nın 470'inci maddesinde ortaklara dağıtılabilir karın tanımı yapılmıştır. Buna göre, kâr payı, ancak safi kârdan ve bu gaye için ayrılan yedek akçelerden dağıtılabilir şeklinde tanımlanmıştır. Öte yandan, eski TTK'nın "Anonim şirketin hesapları ile ilgili" kısmın, envanter ve bilançoya ilişkin 457'nci maddesinde, safi kazancın bilançoya göre hesap ve tespit olunacağını belirtmiştir. Dikkat edilirse, her iki yasa maddesinde farklı kâr tanımlarına yer verilmiştir. TTK'nın gerek yedek akçelerin ayrılmasına esas olacak kârda, gerekse ortaklara dağıtılacak kâr payında "safi kâr" ifadesi kullanılmıştır. Buradan anlaşılacağı üzere, ortaklara dağıtılacak kâr, bilançoda görülen "safi kazançtan" farklı bir kârdır. Bu kâr da, şirket genel kurulunca onaylanan bilançoya göre saptanan kârdan, şirketin tüzel kişiliğine ilişkin ödenmesi gereken kurumlar vergisi indirildikten sonra kalan kardır. GVK'nın 94/6-b-i maddesi uyarınca, kurum bünyesinde yapılan %15 stopajın, şirketin tüzel kişiliğine ilişkin ödenen vergiler bu hesaplamada dikkate alınmaz Kesilen bu vergiler şirket ortakları ile ilgili olup, kurum sorumlu sıfatıyla vergi dairesine ödemektedir.

Yeni TTK'ya göre dağıtılabilir kâr ve yedek akçeler

Yeni TTK'nın 507'nci maddesine göre her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre, pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış "Net Dönem Kârına" payları oranında katılma hakkına sahiptir. Eski TTK'nın 455'inci maddesine karşılık olan bu düzenlemede yer alan ibare, "Safi Kazanç" ibaresi olmakla birlikte, kar payı tanımını yapan 470'inci maddede yer alan ibare ise "Safi Kâr"dır. Safi kâr, yukarıda belirttiğimiz üzere, şirketin tüzel kişiliği ile ilgili vergiler çıktıktan sonra kalan kısımdır. Yeni TTK'da ortaklara dağıtılacak kâr payı ile ilgili kavram karmaşıklığına son verilerek, artık "Net Dönem Kârı" ortaklara dağıtılabilecek kâr olarak esas alınmıştır. Kaldı ki, TMS'ye göre, düzenlenen mali tablolarda vergi karşılığı ayrıldıktan sonra gösterilmek zorunda olunan "Net Dönem Kârı" ile söz konusu yeni düzenleme bir uyumludur. Öte yandan yeni TTK'nın 508'inci maddesinde, "Yıllık Kâr" bilançoya göre belirlenir, ifadesi kullanılmıştır. Bu düzenleme ile 507'nci madde de yer alan net dönem kârı ifadesi birlikte değerlendirildiğinde, artık ortaklara dağıtabilecek kârın "Net Dönem Kârı" olduğu, yeni TTK'da açık olarak ortaya konulmuştur. Yedek akçelerde bu tanımlamalar dikkate alınarak ayrılacaktır.

Yedek akçelerin ayrılması

I- Kanuni yedek akçe

1- Genel kanuni yedek akçe (madde 519)

Yedek akçelerin ayrılması ile ilgili maddenin ifadesi aşağıda olduğu gibidir.

1) Yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır.

2) Birinci fıkradaki sınıra ulaşıldıktan sonra da;

a) Yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan primin, çıkarılma giderleri, itfa

karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış bulunan kısmı,

b) Iskat sebebiyle iptal edilen pay senetlerinin bedeli için ödenmiş olan tutardan, bunların yerine verilecek yeni senetlerin çıkarılma giderlerinin düşülmesinden sonra kalan kısmı,

c) Pay sahiplerine yüzde beş oranında kâr payı ödendikten sonra, kârdan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu,

genel kanuni yedek akçeye eklenir.

3) Genel kanuni yedek akçe sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşmadığı takdirde, sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için kullanılabilir.

4) İkinci fıkranın (c) bendi ve üçüncü fıkra hükümleri, başlıca amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olan holding şirketler hakkında uygulanmaz.

5) Özel kanunlara tabi olan anonim şirketlerin yedek akçelerine ilişkin hükümler saklıdır.

Maddenin gerekçesinde, halen yürürlükte olan TTK'nın ilgili 466'ncı maddesinin ana unsurlarının korunduğu farklı yorumlara neden olan ifa yapısının değiştirildiği belirtilmektedir. Ancak eski TTKda 1'inci tertip yedek akçenin ayrılacağı baz olarak safi kâr esas alınırken yeni düzenlemede yıllık kar ifadesine yer verilmiştir. Daha çok yedek akçe ayrılması hedeflenmiştir. Ayrıca yedek akçe ayırma üst sınırı olan %50 oranının bazı da esas sermaye değil, çıkarılmış sermaye olarak değiştirilmiştir.

2- Şirketin iktisap ettiği kendi pay senetleri için ayrılan yedek akçe ve yeniden değerleme fonları (madde 520)

Şirketin kendi hisse senetlerine sahip olması şirketin kuruluş felsefesine çok uygun düşmese de madde ile bunun şartları belirtilmiştir. Buna göre;

l) Şirket, iktisap ettiği kendi payları için iktisap değerlerini karşılayan tutarda yedek akçe ayırır. Bu yedek akçeler, anılan paylar devredildikleri veya yok edildikleri takdirde iktisap değerlerini karşılayan tutarda çözülebilirler.

2) Yeniden değerleme fonu ile ilgili mevzuat uyarınca pasifte yer alan diğer fonlar, sermayeye dönüştürüldükleri ve yeniden değerlendirilen aktifler amorti edildikleri veya devredildikleri takdirde çözülebilirler.

Öte yandan, iptal edilen hisse senetleri ile ilgili yedek akçenin ayrılmasında, yeni TTK'daki düzenleme eski düzenlemeden farklıdır. Bu farklılık; eski hükümde, iptal konusu olan hisse senetleri ile ilgili ödenmemiş kısmını, çıkarılan yeni hisse senedinin hasılatından düştükten sonra, kalan kısmın yedek akçeye ayrılması hüküm altına alınırken, yeni düzenlemede; iptal edilen hisse senetlerinin ödenmiş kısmından, yalnızca, yeni hisse senedinin ihraç giderleri düşüldükten sonra kalan kısmının yedek akçelere ayrılması öngörülmüştür.

İkinci tertip yasal yedek akçenin ayrılmasında ise, pay sahiplerine %5 oranında 1'inci temettü ayrıldıktan sonra, kardan pay alacak kişilere (ortaklar ve personel, işçiler vs.) dağıtılacak toplam tutarın, %10'u ifadesi kullanılmıştır. Eski TTK'daki "1/10'u ifadesi yerine, "%10" ifadesi kullanılarak, süregelen tartışmaya son verilmiştir.

II- Şirketin isteği ile ayırdığı yedek akçe

1-İhtiyari yedek akçe yerine şirketin isteği ile ayırdığı yedek akçe

Eski 467'nci maddenin yeni hali şöyledir. Yedek akçeye yıllık kârın yüzde beşinden fazla bir tutarın ayrılacağı ve yedek akçenin ödenmiş sermayenin yüzde yirmisini aşabileceği hakkında esas sözleşmeye hüküm konabilir. Esas sözleşme ile başka yedek akçe ayrılması da öngörülebilir ve bunların özgülenme amacıyla harcanma yolları ve şartları belirlenebilir.

2- Genel ve işçiler lehine yardım akçesi (madde 522)

Eski TTK'nın 468'inci maddesi yeni haliyle güncellenerek devam etmektedir. Maddeye göre;

1) Esas sözleşmede şirketin yöneticileri, çalışanları ve işçileri için yardım kuruluşları kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya bu amacı taşıyan kamu tüzel kişilerine verilmek üzere yedek akçe ayrılabilir.

(2)Yardım amacına özgülenen yedek akçelerin ve diğer malların şirketten ayrılması suretiyle bir vakıf veya kooperatif kurulması zorunludur. Vakıf senedinde, vakıf malvarlığının şirkete karşı bir alacaktan ibaret olacağı da öngörülebilir.

(3)Şirketin bu amaca Özgülediği yedek akçeden başka, yöneticilerden, çalışanlardan ve işçilerden aidat alınmışsa, iş ilişkisinin sonunda, vakıf senedine göre yapılan ayrımdan yararlanamadıkları takdirde çalışanlara ve işçilere hiç değilse ödedikleri tutarlar ödeme tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte geri verilir.

3- Kâr payı ile yedek akçeler arasında ilgi

Yeni TTK'nın 523'üncü maddesine göre (Eski 469);

 (1) Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez.

(2) Genel kurul;

a)Aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse,

b)Bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve

olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa,

kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir.

(3) Esas sözleşmede hüküm bulunmasa bile, genel kurul, şirketin işçileri için yardım sandıkları ve diğer yardım örgütleri kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya diğer yardım ve hayır amaçlarına hizmet etmek üzere, bilanço kârından yedek akçe ayırabilir.

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK

http://www.dunya.com/akif-akarca--drmehmet-%C5%9Fafak_64_0_yazar.html