Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ahmet Yavuz - Müşteriye dağıtılan promosyon bedeli vergiden düşülebilir (24.12.07) PDF Yazdır e-Posta
24 Aralık 2007

 

Kurban Bayramı ile akabindeki yılbaşı ticari hayatı canlandırdı. Pek çok işletme daha fazla müşteri çekmek ve satış yapmak için hediye ve promosyon yarışına girdi. Bazıları da çalışanlarına aynî yardım yapmayı tercih ederken, bir kısmı eşantiyon dağıtmayı yeğledi. Ve tabii bu tür masrafların vergi hesaplamasında gider yazılıp yazılmayacağı ve teslimlerde KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı meselesi yeniden gündeme geldi.

Satışlarını artırmak için promosyon kampanyaları düzenleyen şirketler, bu amaçla piyasadan satın aldıkları veya kendi imal ettikleri malları, müşterilerine belli miktarda ürünlerini almaları karşılığında veya öyle bir şart aramadan bedelsiz verebiliyor. Buradaki maksat, işletmenin ticarî kazancının artırılmasıdır. Bu sebeple söz konusu işletmelerin bedelsiz olarak verdikleri malların, 'işletmeden çekilen mallar' olarak değerlendirilmeyip, ürünün satışını artırmak için yapılan reklam harcaması olarak kabul edilmesi gerekiyor. Çünkü ticari hayat icabı, mala olan talebin artırılması maksadıyla, gerek doğrudan bu malın tüketicilerine yönelik, gerekse malın tüketiciye ulaşıncaya kadarki aşamalarda yer alan satıcılara yönelik çeşitli kampanya, teşvik unsurları ve pazarlama teknikleri uygulanabiliyor. Bu kampanyalarda ticareti yapılan mal veya başka mal ve hizmetler bedelsiz olarak teslim edilebildiği gibi, malı satın alanlara yönelik çeşitli iskonto yöntemleri de uygulanabiliyor. KDV Kanunu, teslimi 'bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi' ifadeleriyle tanımlıyor. Aynı kanunda vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberrü gibi namlarla verilmesinin teslim sayılacağı ifade ediliyor. Bu açıdan bakıldığında, kampanyalarda verilen hediyelerin üzerinden emsal bedel tespit edilmek suretiyle KDV hesaplanması gerekiyor. Fakat Maliye, konu ile ilgili olarak tebliğle yaptığı düzenlemede olayın ticarî teamüller açısından kabul edilebileceğini, bu tür bedelsiz teslimlerin KDV'ye tabi olmadığını belirtiyor. Buna göre bir malın yanında ayrıca bir bedel tahsil etmeden başka bir malın verilmesi, numune veya eşantiyon mallar verilmesi şeklinde ortaya çıkan teslimler ile gazete, dergi gibi yayın faaliyetinde bulunan kuruluşların, bu yayınlarının tirajını artırmak maksadıyla düzenledikleri promosyon kampanyalarında verilen hediyeler üzerinden KDV hesaplanmıyor. Zira bu tür kampanyalar, işletmelerin satışlarını, dolayısıyla kazancını artırmak için yapılıyor ve genişleyen faaliyetle bağlantılı olarak işletmede oluşan katma değer artıyor. Nitekim, piyasadan satın alınan veya ithal edilen malların promosyon ürünü olarak müşterilere verilmesi, mükellefler açısından pazarlama gideri niteliğini taşıyor ve bu malların alış bedelleri Gelir Vergisi Kanunu'na göre gider olarak kaydedilebiliyor. Dolayısıyla, firmanın oluşturduğu katma değer içerisinde vergilenen promosyon mallarının müşterilere verilmesi sırasında Katma Değer Vergisi hesaplanmayıp, bu ürünler için yüklenilen KDV indirim konusu yapılabiliyor.

Hediyenin KDV'si yüksek olursa..

Bu durum, Katma Değer Vergisi sistemindeki farklı oran uygulaması sebebiyle bazı sorunlara yol açabiliyor. Şöyle ki; düşük oranda vergiye tabi bir malın yanında yüksek oranda vergiye tabi bir malın promosyon ürünü olarak verilmesi halinde, hediye verilen malların ticaretini yapan firmalar açısından haksız rekabet olabiliyor. Bu yüzden promosyon ürünü olarak verilen malın (aynı işletmede imal veya inşa edilenler dahil) tabi olduğu KDV oranı; satışı yapılan mala ait orana eşit veya daha düşükse promosyon ürünü için yüklenilen Katma Değer Vergisi'nin tamamı indirim konusu yapılabiliyor. Eğer promosyonun oranı esas malın vergisinden yüksekse, satılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısım indirim konusu yapılıyor. Artan kısım Gelir veya Kurumlar Vergisi gider veya maliyeti yazılabiliyor.

Mesela Gaziantep'te kırtasiyecilik yapan Yusuf Coşkun, belli bir limitin üzerinde defter-kitap alan bayi ve okullara 37 ekran TV versin. TV bedelleri Gelir ve Kurumlar Vergisi açısından pazarlama gideri olarak kabul edilebilir. Bedel alınmaması şartıyla, bu ürünlerin tesliminde KDV hesaplanmaz. Burada satışı yapılan mal defter-kitabın teslimi yüzde 1, promosyon ürünü olarak verilen TV ise yüzde 18 KDV'ye tabi bulunuyor. Coşkun, promosyon mallarının alımı için yüklendiği Katma Değer Vergisi'nden, sadece ana malın (defter-kitap) tabi olduğu orana (yüzde 1) isabet eden kısmını indirebilir. Artan kısım ise gider olarak dikkate alınabilir.

 

Çalışana verilen aynî yardım ücret gibidir

Bazı firmalar özellikle bayram, yılbaşı gibi dönemlerde çalışanlarına elbise, ayakkabı, kurban, yakacak, gıda veya firmanın ürünlerinden bazılarını yardım olarak verebiliyor. Bu tür aynî yardımlar, hizmet erbabına ücretleri dışında net olarak sağlanmış bir menfaat olduğundan, ücret olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla piyasa fiyatı üzerinden değerlendirilip fatura edilmesi ve teslim esnasında emsal bedel üzerinden KDV hesaplanması gerekiyor. Ayrıca brüt bedel üzerinden Gelir Vergisi hesaplanıp işveren tarafından tevkif edilen verginin vergi dairesine yatırılması lazım. İşçilere ödenen net ücret ile işverence üstlenilen vergi toplamı genel hükümlere göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilirken, bu malların alınması veya üretilmesi esnasında yüklenilen KDV de indirim konusu yapılabiliyor.

Öte yandan personele işyerinde veya müştemilatında yemek verilmesi, yatacak yer veya konut tahsisi, toplu olarak işyerine gidip gelmelerini sağlamak amacıyla yapılan taşıma hizmetleri, demirbaş olarak verilen giyim eşyası gibi hallerle sınırlı olmak kaydıyla işletmenin iktisadi faaliyetini yürütebilmesi için yapılan ve işletmede meydana gelen katma değerin bir unsuru olan bu masraflar da maliyetin bir parçası olarak kabul ediliyor. Bu yüzden söz konusu hizmetler personele tahsisi sırasında vergiye tabi tutulmazken, bu mal ve hizmetlerin iktisabında yüklenilen vergiler ise genel hükümlere göre indirim konusu yapılabiliyor.

(Not: Milletimiz ve İslam aleminin Kurban Bayramı'nı tebrik ederim.)

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=628471