Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Avrupa ülkelerini kıskandıracak artış PDF Yazdır e-Posta
06 Ekim 2010

Image

Moody' s Türk ekonomisinin görünümüyle ilgili notunu 'durağan'dan 'olumlu'ya çevirdi.

Bu, Moody' s Türk ekonomisini önümüzdeki dönemde derecesinin yükselmesi yönünde izleyeceği anlamına geliyor.

Moody' s yetkilisi yapılan kısa yazılı açıklamada Türk ekonomisinin dayanıklılığının arttığı, maliye göstergelerinin hedeflerden daha iyi seyrettiği ve kriz öncesindeki duruma dönüldüğünü söylüyor.

Almanya'dan İngiltere'ye tüm Avrupa devletlerinin krizin etkilerinden korunmak için büyük mali konsolidasyon paketleri açıkladığı bir dönemde Türkiye'nin yaşadığı görünüm notu artışı ve yapılan açıklama birçok Avrupa ülkesini kıskandıracak nitelikte. Geçen hafta İrlanda hükümeti finans sektörüne 50 milyar Euro'luk ilave kurtarma paketi açıkladı. Yunanistan ise maliyesini sıkıntıya sokacak vergi indirimlerini kapsayan bir kanunu meclisten geçirerek, Yunan bütçesine 110 milyar Euro'luk destek sağlayan IMF ve AB'yi kızdırmıştı. Ardından dün, Joseph Stiglitz' in "İspanya, Arjantin'in 2001 krizi öncesindeki yolunda ilerliyor." uyarısı geldi.

Yapılan resmi açıklamayı bir tarafa bırakırsak, Moody' s' in Türkiye'nin görünüm notunu artırmasının ana sebepleri bütçe trendleri ve büyüme performansından kaynaklanıyor. 2009 yılında gerçekleşen yüzde 5,5'lik açık, kriz sebebiyle hedefin epey üzerinde kalmasına rağmen İngiltere, Fransa, ABD gibi gelişmiş ülkelerdeki yüzde 10'un üzerindeki rakamlara göre çok başarılıydı. Türkiye'de bütçe rakamları 2010 yılında iyi geliyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek piyasada maliye konusunda hassas ve muhafazakar siyasetçiler olarak tanınıyor. Seçimlere bir yıldan az zaman kalmışken maliye bazlı bir görünüm artırımı bunun teyidi.

Öte yandan Türkiye'nin derecelendirme açısından kızıl elması olan yatırım yapılabilir seviyede notlandırılması açısından daha uzun bir yolu var. Krizde derecelendirme şirketlerinin pek de analitik metotlara sahip olmadığı, yüksek derecelendirdikleri ülkelerin batma noktasına gelmesinden iyice anlaşıldı. Yatırım yapılabilir derecesine layık görülmeyen Türkiye ise krizde en başarılı ekonomilerden birisi oldu.

Ancak derecesinin artması ve borçlanma maliyetlerinin düşmesi için Türkiye'nin oyunu kurallarına göre oynamaktan başka çaresi de yok. Not artırımı için iki anahtar değişken var: İç ve dış denge. Günlük deyimle, bütçe ve cari açık. Türkiye'nin bütçe dengelerini bu başarıyla devam ettirirken cari açığını sürdürülebilir bir trend içinde kısması gerekiyor.

Türkiye baz etkisiyle bu yıl yüzde 6 civarında büyüyecek. Bunun temelinde iç talepteki canlanma yatıyor. Kredi genişlemesinin de etkisiyle canlanan taleple birlikte dış ticaret dengesi, dolayısıyla cari açık büyüyor. Bu sene sonunda cari açığın 40 milyar dolara yaklaşması sene başından beri bekleniyor. Öte yandan, kurların da etkisiyle ihracatçılarımız dış piyasadan yeterince faydalanamıyor. Bu arada büyük ekonomiler arasında 'kur savaşları' devam ediyor. Denkleme en son Fransa da girdi. Bu sene G20 başkanlığını alacak olan Fransa Çin'e 'daha derin politika koordinasyonu' talebiyle gideceğini açıkladı. Bu, ABD'deki Paul Krugman gibi Çin'e baskı yapılmasını isteyen iktisatçıların günü demek.

Kısacası, Türkiye'nin yukarı doğru çıkışı devam edecek, ancak alması gereken ciddi kararlar var.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1036463&title=h...