Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Gelir uçurumunda tablo aynı kaldı PDF Yazdır e-Posta
30 Temmuz 2010

Gelir uçurumunda tablo aynı kaldı

Türkiye'de ekonomik büyümeyle birlikte gelir dağılımında başlayan düzelme, son altı ayında küresel krizin etkili olduğu 2008'de yerinde saydı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı, 2007'de olduğu gibi 8,1 katta kaldı. Nüfusun yüzde 16,7'sinin yoksulluk riski altında bulunduğu belirlendi.

Türkiye'de gelir dağılımında değişim gözlenmedi. En yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı, 2008'de, bir önceki yılda olduğu gibi 8,1 katta kaldı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2008 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması'na göre, kurumsal olmayan nüfusun yüzde 58,7'si, 'iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek' yiyemiyor. Yüzde 45,5'i yeni giysiler alamıyor. Yüzde 88,8'i, 'evden uzakta bir haftalık tatil' yapamıyor. Yoksulluk sınırına göre nüfusun yüzde 16,7'si, yoksulluk riski altında. Kentsel ve kırsal yerler için ayrı ayrı hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde oran yüzde 15,2, kırsal yerlerde yüzde 14,2 olarak hesaplandı.

Araştırmanın gerçekleştirildiği 2008 yılı itibarıyla Türkiye'de 69 milyon 231 bin kurumsal olmayan nüfus bulunuyor. Kurumsal olmayan sivil nüfus, kurumsal yerlerde değil, hanelerde ikamet eden nüfus anlamına geliyor. Başka bir deyişle, okul, yurt, otel, çocuk yuvası, huzurevi, özel nitelikteki hastane, hapishane, kışla ya da orduevinde ikamet edenler dışında kalan nüfusu ifade ediyor. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlere göre oluşturulan yüzde 20'lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46,7, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 5,8 oldu. Buna göre, son yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk yüzde 20'lik gruba göre bir önceki yıl olduğu gibi 8,1 kat olarak hesaplandı.

'Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir dağılımı'nda bireysel refah ön plana çıkıyor. Dolayısıyla hesaplamalarda hanehalkının toplam geliri kadar hane içindeki fert sayısı da önem taşıyor. Hane halkının toplam kullanılabilir geliri, hanedeki fert sayısı dikkate alınarak bireysel gelire dönüştürülüyor. Doğru karşılaştırma için de eşdeğerlik ölçeği kullanılarak her bir hanehalkı bütünlüğünün, kaç yetişkine eşdeğer olduğu tespit ediliyor.

Gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden 'gini katsayısı' da 2008 için 0,41 olarak hesaplandı. Söz konusu oran da 2007'ye göre farklılık göstermedi. Katsayı, kentsel yerleşim yerleri için 0,40, kırsal yerleşim yerleri içinse 0,38 olarak tespit edildi. Gini katsayısı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1'e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade ediyor. Gelirin nüfusa dağılımındaki eşitsizliğin grafik gösterimi olan 'Lorenz eğrisi' de 2007 ve 2008 araştırma sonuçlarına göre gelir dağılımında değişim olmadığını eğrilerdeki çakışmayla gösteriyor.

Hane halkının hayat şartları nasıl?

Yüzde 61'i kendilerine ait konutta oturuyor.

Yüzde 39'unun konutunda 'sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi ve benzeri' sorunlar söz konusu.

Yüzde 38,5'inin oturduğu konutta 'izolasyondan dolayı ısınma sorunu' yaşanıyor.

Yüzde 57,7'sinin hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) bulunmakta, bu borç ödemeleri, yüzde 25'inin hanesine çok yük getiriyor.

Yüzde 88,8'i 'evden uzakta bir haftalık tatili', yüzde 71,1'i 'beklenmedik harcamalarını' ve yüzde 82,6'sı 'yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını' ekonomik sebeplerle karşılayamıyor.

Yüzde 58,7'si 'iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek' yiyemiyor.

Yüzde 45,5'i 'yeni giysiler' alamıyor.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1010304&title=g...