Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
"Üretmeden maaş ödeyemeyiz" PDF Yazdır e-Posta
12 Şubat 2010

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Tekel işçilerinin taleplerine ilişkin, "Üretmeden maaş ödemeye devam etmeyi siz düşünür müsünüz? Asgari ücretli birinin tasarruf edip kendi geleceği için yatırdığı parayı daha verimsiz bir alanda kullanmak sorumluluğunu taşıyabilir misiniz?" dedi.

Dinçer, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis toplantısında yaptığı konuşmada, Tekel işçilerinin eylemine değinerek, bu konunun hükümet, sendikalar ve işçiler açısından üç farklı boyutu bulunduğunu söyledi.

2004 yılına kadar özelleştirilen KİT'ler veya kamu kurumlarından açığa kalan kişilerin tümüyle işsiz kaldığını, 2004 yılında bugünkü eylemi yapan sendikanın yöneticileri ve konfederasyon yöneticilerinin kendilerine gelerek bu sorundan bahsettiklerini ve çözüm bulunmasını istediklerini anlatan Dinçer, o zaman 4C'li olarak kamuya alınmaları teklifinin sendikalardan geldiğini ifade etti.

4C'nin o zaman bugün uygulanan şekilde olmadığını belirten Dinçer, sendikanın talebini düşündüklerini ve o dönemde 4C taleplerini uygun gördüklerini, özelleştirilecek kurumlardan arta kalanları 4C statüsüne almayı öngördüklerini kaydetti.

O güne kadar 21 bin kişinin işsiz kaldığını, 19 bin kişinin tekrar 4C ile iş aldığını hatırlatan Dinçer, "Tekel işletmelerinin özelleştirme kararını bu hükümet almadı. Bu kararın altında Sayın Bahçeli'nin de imzası var. Süreç, bizim zamanımızda tamamlandı. Bugün de Tekel işletmelerinden arta kalan tütün depolarını tasfiye ediyoruz, özelleştirmiyoruz. Bütünüyle kapatıyoruz, çünkü tütün kalmadı oralarda. Hükümet cephesinden bu... " şeklinde konuştu.

"40 milyon liraya 20 bin kişinin iş kaybı olmaycaktı"


Sendika cephesinden bakıldığında ise tasfiyenin hükümete bir maliyeti bulunduğunu, bunun yaklaşık 350 milyon lira civarında olduğunun altını çizen Dinçer, şöyle devam etti:

"2004 yılında 4C'yi teklif eden sendika... 2008'de Tekel işletmeleri özelleştirildiğinde orada çalışan 4 bin işçinin kendilerine durumu anlatacaklarını, işçileri ikna edeceklerini, dolayısıyla bu durumu sağlamak üzere kendilerine fırsat verilmesini istediler. 2008 yılında 4 bine yakın işçi 4C kapsamına alınacakken, kendi talepleriyle tütün depolarına bırakıldılar ve kendilerine 6 ay süre verildi. Ama 2008 yılında sendika sözünü tutmadı. Biz de uzlaşarak sorun çıkmadan bu iş hallolsun istedik. Her ay bize maliyeti 40 milyon liraydı. Aşağı yukarı 8 bin işçimiz var orada. Tabii ki bu işçilerimiz bizim işçilerimizdir, sahip çıkmalıyız. Ancak şuna da dikkat çekmek istiyorum; kriz sebebiyle gemi inşa sanayinde çok sayıda işçi istihdam ediliyordu. Yaklaşık 40-45 bin işçiden bugün 16 bin civarında işçi çalışıyor diye biliyorum. Biz her ay 40 milyon liraya yakın parayı bu sektörün teşviki ve yapımının devamını sağlayacak şekilde düzenleme yapsaydık, eminim 20 binden daha fazla insan iş kaybına uğramayacaktı, çalışmaya devam edecekti."

"İlave maliyet 378 milyon lira"


2009 Haziran ayından itibaren tütün depolarını da kapattıklarını ve çalışacak herhangi bir ortam olmadığını anımsatan Dinçer, "Üretmeden maaş ödemeye devam etmeyi siz düşünür müsünüz? Siz vergi veren birileri olarak böyle bir şeye razı olur musunuz? Sosyal Güvenlik Kurumu'nun ödediği paralar, asgari ücretlinin primlerinden oluşuyor. Asgari ücretli birinin tasarruf edip kendi geleceği için yatırdığı parayı daha verimsiz bir alanda kullanmak sorumluluğunu taşıyabilir misiniz?" diye konuştu.

Şu anda yaklaşık 17 bin civarında 4C ile çalışan bulunduğunu, bunun ilave maliyetinin 378 milyon lira olacağını belirten Dinçer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bütün bu maliyetlerden sonra hala sendikanın talebi şu; 'hayır bunlara işçi kadrosu verin, isterseniz ücretlerini asgari ücretten verin, isterseniz Hakkari'de çalıştırın.' Peki bunun anlamı nedir sizce? Çünkü bu işçilerimiz eğer 4C'ye geçerlerse artık herhangi bir işçi sendikasına üye olmayacaklar. Devlet memuru sendikasına üye olacaklar. Sendikanın yıllık aidat geliri 4,5 milyon lira. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye'de sendikal kaygıları da bizim bir tarafa atarak, yönetimin temel ilkesini kabullenecek kültür yaratmalıyız. Genel çıkarlar, özel çıkarlardan büyüktür."

"Ay hali izin düzenlemesi"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, toplantıda konuşmasının ardından gazetecilerin ağır iş kollarında çalışan kadınlara yönelik izin öngören "ay hali izin düzenlemesi" konusuna ilişkin soruları üzerine, bu konuyla ilgili uygulamada herhangi bir sorun olmadığını, ağır ve tehlikeli işlerde kadınların özel günleriyle ilgili fiili sorun bulunmadığını kaydetti.

Bu konuda yeni bir uygulama getirmediklerini anımsatan Dinçer, "1972 yılından beri var olan bir hususu kadın haklarıyla alakalı olacağı düşüncesiyle muhafaza ettik. Ağır ve tehlikeli işler tanımı değiştikten sonra zaten böyle bir hukuki sorun kalmayacak. Bununla ilgili kanun düzenlemelerini yapıyoruz. Bütün işverenlerimiz ve çalışanlarımız rahat olmalılar, işlerini rahat şekilde yapmaya devam etmelidirler" dedi.


http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=78028&cDate...