Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
SGK açısından, İşçinin Gerçek Maaşı ile Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilen Maaşının Farklı Olması PDF Yazdır e-Posta
25 Mart 2015

Image

I. Giriş (*)
 
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri kayıt dışı istihdamdır. Sosyal Güvenlik açısından kayıt dışı istihdamın bir boyutu hizmet akdi ile çalışanların Kuruma (1) hiç bildirilmemesi iken, diğer bir boyutu ise çalışma gün sayısı ve/veya ücretlerin eksik bildirilmesidir.
 
Uygulamada birçok kişi gerçekte aldığı ücret ile işyeri kayıtlarına intikal ettirilen ve Kuruma bildirilen ücret arasında fark olduğundan, aldığı ücretin işyeri kayıtlarına asgari ücret olarak kaydedildiğinden ve Kuruma da bu şekilde bildirildiğinden, gerçekte ise asgari ücretin üzerinde bir ücret aldığından yakınmaktadır.
 
Bu durum ise çalışanlar açısından hak kayıplarına, işletmeler için haksız rekabete neden olmakta, ülke ekonomisi için prim ve vergi kayıpları oluşturarak ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz yönde etkilemektedir.
 
Yazımızda ilk önce ücret ile ilgili bilgiler verilecek, daha sonra Kuruma ve işyeri kayıtlarına gerçek ücreti yansıtılmayan çalışanların gerçek ücretini nasıl tespit ettirebileceği izah edilmeye çalışılacaktır.
 
II. Ücret
 
Ücret, iş ilişkisin taraflarından olan işverenin, sigortalıya ödemekle yükümlü olduğu hukuki bir borçtur.
 
Anayasamızın (2) 55' inci maddesinin birinci fıkrasında: "Ücret emeğin karşılığıdır." şeklinde genel bir tanım yapılmıştır.
 
Ayrıca çeşitli Kanunlarda ücretin farklı tanımları yapılmıştır.
 
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu' nun (3) 3' üncü maddesinin (12) numaralı bendinde ücret: "4'üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutarı, ifade eder.' şeklinde tanımlanmıştır.
 
4857 sayılı İş Kanunu'nun (4) 32' nci maddesinin birinci fıkrasında ücret: "Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.  şeklinde tanımlanmıştır.
 
- Ücretin Belirlenmesi
 
Çalışanın eğitimi, uzmanlığı, deneyimi, kıdemi, çalışma ortamı gibi bireysel nitelikleri ile yaptığı iş ve piyasa koşulları gibi durumlar ücret düzeyinin belirlenmesinde etkili olmaktadır.
 
İşverenin işçiye ödediği bedelin ücret olarak nitelendirilebilmesi için hukuk kurallarınca düzenlenen bir iş ilişkisinin olması gerekir. Bu iş ilişkisi bireysel yada toplu sözleşme şeklinde olabilir.
 
İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilmektedir
 
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu' nun (5) 401' inci maddesi ile, işveren, işçiye sözleşmede veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm bulunmayan hâllerde ise, asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle yükümlü tutulmuştur.
 
- Ücretin Ödeme Biçimi, Yeri ve Dönemi
 
Ücret genel kural olarak yapılan iş karşılığında işveren ya da üçüncü kişilerce,  işçiye ödenmektedir.
 
İş Kanuna tabi işyerlerinde ücret ödeme usulü 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32' nci maddesinde açıklanmış olup, Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığıyla Ödenmesine Dair Yönetmelik'in (6) 10' uncu maddesi ile, İş Kanunu hükümlerinin uygulandığı işyerlerinde, işverenler ve üçüncü kişiler, işçi sayısının en az 10 olması halinde ücretin kanuni kesintiler yapıldıktan sonraki net tutarını bankaya ödemekle yükümlü tutulmuş, aynı yönetmeliğin 11 'inci maddesinde, işyerlerinin bulunduğu mahalde banka şubesi bulunmaması ya da çalışanlara banka aracılığıyla ödeme yapılmasına imkân bulunmaması hâlinde ödemeler, T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü şubeleri aracılığıyla yapılabileceği, hüküm altına alınmıştır.
 
- Ücretin Belgelenmesi
 
Herhangi bir yanlışlık olmaması yada doğabilecek ihtilaflarda kanıt niteliğinde olmak üzere, işverenlerin ücret hesaplarına ilişkin kayıtları tutmak, kayıt belgeleri yasal sürelerince korumak gerektiğinde resmi makamlara sunmak ve yaptığı ödemeler ile ilgili işçiye belge vermek zorunluluğu vardır. 
 
4857 sayılı İş Kanunu'nun 8'inci maddesine göre, yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür.
 
İşverenlerin çalışanlara 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun (7) 38'inci maddesine göre ücret bordrosu, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 37'nci maddesine göre de, ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula verme zorunluluğu vardır.
 
Ayrıca işveren işçi ücretlerini tutmak zorunda olduğu yasal deftere gider olarak intikal ettirmektedir.
 
- Ücretin Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi
 
İşverenler, 5510 sayılı Kanun'un 86' ncı maddesinin birinci fıkrası gereği, bir ay içinde 4' üncü ve 5' inci maddeye tâbi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalıların, Kanun'un 80''''inci maddesine göre hesaplanan prime esas kazançlarını, prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını, örneği Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle  belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesi ile en geç Kurumca  belirlenecek  günün  sonuna kadar, Kuruma vermekle yükümlüdür.
 
Kurumca çıkarılan tebliğde (8) istisnaları dışında, özel nitelikteki işyeri işverenlerinin, cari aya ilişkin olarak düzenleyecekleri asıl, ek veya iptal nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerini, en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın 23' ünde, resmi nitelikteki işyeri işverenleri ise, cari aya ilişkin olarak düzenleyecekleri asıl, ek veya iptal nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerini, en geç belgenin ilişkin olduğu dönemi izleyen takvim ayının 7' sinde, saat 23.59' a kadar  e-Sigorta kanalıyla Kuruma göndermek zorunda olduğu belirtilmiştir.
 
III. Gerçek Ücretin Tespiti
 
Günümüzde birçok işveren çalışanına, eğitimi, uzmanlığı, deneyimi, kıdemi, çalışma ortamı gibi bireysel nitelikleri ile yaptığı iş ve piyasa koşullarına göre belirli bir ücret ödediği  halde, ödediği gerçek ücretin altında, genelde de asgari ücret üzerinden ücret bordrosu ve ücret hesap pusulası düzenleyip,  işyeri yasal defterine bu ücreti yansıtmakta ve  çalışanın ücretini bu şekilde Kuruma bildirmektedir.
 
Ücretleri bankaya yatırma zorunluluğu olan, yani 10 kişi ve üstünde çalışanı olan işverenler ise, işyeri yasal defter ve kayıtlarına intikal ettirdikleri ve Kuruma bildirdikleri ücreti bankaya yatırıp, aradaki farkı elden vermektedirler.
 
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü isçiye ait olup (9), işçi gerçek ücretini nasıl tespit ettirecektir.  Bu konuda kanunen yapılmış bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla pek çok konuda olduğu gibi yargı kararları konunun çözümü için bize yol göstermektedir.
 
Konu ile ilgili örnek olacak iki tane yargıtay kararı aşağıya alınmıştır.
 
- Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücret ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
 
Somut olayda, imzalı bordro karşılığı ödenen ücret ile fiili olarak ödenen ücret arasında uyumsuzluk bulunduğu davalı tanık beyanlarından da anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları ve davalı tanıkları tarafından davacının aldığı söylenen ücretin miktarı konusunda da farklılık vardır. Bu durumda davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek meslek odalarından emsal ücret araştırması yapılarak bütün delillerin bir arada değerlendirilerek gerçekte ödenen ücretin miktarının tespiti gerekirken, meslek odalarından araştırma yapmadan bilirkişinin şahsi kanaati ile tespit ettiği değere itibarla yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir. (10)
 
- Taraflar arasında, davacı işçiye ödenen ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İş sözleşmesinin tarafları arasında ücret miktarı konusunda çıkabilecek ihtilaflarda gerçek ücretin her türlü delille ispatı mümkündür. Aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, tanık beyanları gibi delillerle işçinin imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabilir. Ücret, mevcut delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi mümkün bulunmayan kimi durumlarda, davacının yaptığı iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler belirtilmek suretiyle ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle de belirlenebilir. Ne var ki, meslek örgütlerince bildirilen ücret miktarları tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmayıp, diğer bilgi ve belgelerle de desteklenmeleri gerekir. (11)
 
Yukarıdaki yargıtay karalarından da görüleceği üzere sigortalıların, gerçekte aldığı ücreti ile bordrolarda gösterilen ücreti ve Kuruma  bildirilen ücreti arasında fark olduğunda, konuyu yargıya taşıyarak gerçek ücretini tespit ettirme imkanı bulunmaktadır. Bu durumda tanık beyanları gözetilip, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalar, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ve meslek odalarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılıp, destekleyici mahiyette olan diğer her türlü bilgi ve belgeye başvurularak işçinin gerçek ücreti tespit edilebilmektedir.
 
IV. Sonuç
 
Gerçek ücretin Kuruma bildirilmemesi kayıt dışı istihdamın önemli bir boyutudur. Günümüzde bir çok sigortalı, eğitimi, mesleki kariyeri, yaptığı iş ve piyasa koşulları gibi unsurlara göre ücret almakta iken işverenler daha az prim ödeme kaygısı ile ücretleri işyeri kayıtlarına asgari ücret üzerinden kaydetmekte ve Kuruma bildirmektedir. Bu durumun ise özelde sigortalılar genelde ise ülke ekonomisi açısından birçok olumsuz yanı bulunmaktadır.
 
Özellikle, o veya bu nedenle işten ayrılan ya da emekliliğe hak kazanan sigortalılar, gerçek ücretlerinin işyeri kayıtlarına intikal ettirilmeyerek Kuruma bildirilmediğinden yakınmaktadır.
 
Bu durumda olan sigortalıların, konuyu yargıya taşıyarak, örnek yargı karaları muvacehesinde, gerçek ücretlerini tespit ettirme imkânları bulunmaktadır. Tuncay Kaya/Lebib Yalkın Yayımları
 
-----------------------------------
(*) Bu yazıda yer alan görüşler yazara ait olup, yazarın görev yaptığı Kurumu bağlamaz, görev yaptığı Kurum görüşü olarak kullanılmaz ve değerlendirilmez.
 
 
----------o----------

(1) Makalenin tamamında "Kurum" ibaresinden Sosyal Güvenlik Kurumu kastedilmektedir.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982.
(3) 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanmıştır.
(4) 10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanmıştır.
(5) 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanmıştır.
(6) 18.11.2008 tarih ve 27058 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanmıştır.
(7) 10.01.1961 tarih ve 10705 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanmıştır.
(8) Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Verilmesine ve Primlerin Ödenme Sürelerine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ 28.09.2008 tarih ve 27011 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanmıştır.
(9) Yargıtay 9. HD. E.2007⁄15966, K.2008⁄7310, T.03.04.2008. 
(10) Yargıtay 9. HD. E.2008⁄33736, K.2010⁄22233, T.06.07.2010.                                                                    
(11) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E.2006⁄9-479, K.2006⁄484, T.28.6.2006.


Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.