Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Eğrisi ve Doğrusu ile KDV Yasa Tasarısı PDF Yazdır e-Posta
16 Mart 2018

Image

Katma Değer Vergisi Kanunu’nda değişiklikler yapılmasını öngören tasarı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmeye başlandı. Yirmi beş maddeden oluşan tasarı önemli düzenlemeler içeriyor. Sadece devreden katma değer vergisinin iadesi düzenlemesi bile gerçek bir reform niteliğinde. Tasarı, bu düzenleme yanında, birçok sorunu gideren, yatırımı ve üretimi destekleyen, gönüllü uyuma katkı yapan, katma değer vergisinin daha sağlıklı işlemesini sağlayacak düzenlemeler içeriyor. Eksikleri olabilir belki ama geneli itibariyle beklentileri fazlasıyla karşılıyor.

Devreden KDV’nin iadesi olanaklı hale getiriliyor

Tasarıda özetle;

- 2019 yılı başından itibaren, on iki aylık sürede indirim konusu yapılamayan KDV’nin, izleyen altı ay içinde talep edilmesi halinde iade edilmesi,

- 2018 sonu itibariyle devreden KDV’nin Maliye Bakanlığı'nca belirlenecek takvim ve esaslar çerçevesinde iadesi veya gider yazılması,
öngörülüyor.

Tasarının en önemli düzenlemesi. Düzenleme basit, ancak uygulaması zor ve muhtemelen kısa sayılmayacak bir süreci gerektiriyor. Bu nedenle uygulamaya ilişkin Bakanlar Kurulu'na ve Maliye Bakanlığı'na geniş yetkiler veriliyor. Bu yetkilerin kullanılışını ve uygulamayı zamanla göreceğiz.

KDV indiriminde takvim yılı sınırı uzatılıyor

Mevcut düzenleme çerçevesinde, istisnai durumlar hariç, yüklenilen katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılında indirim konusu yapılabiliyor.

Tasarıyla indirimin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği yılı izleyen yılda da yapılabilmesine olanak sağlanıyor.

Böylece, geç gelen faturalarda yer alan verginin indiriminde yaşanan sorunlar giderildiği gibi, vergiyi doğuran olayın ne zaman meydana geldiğinin tartışıldığı işlemler nedeniyle yüklenilen verginin indirimindeki sorunlar da ortadan kaldırılıyor, KDV sisteminin temel ilkelerinden olan mahsup sisteminin daha sağlıklı çalışması sağlanıyor.

Düzenleme genel anlamda yeterli ve ihtiyaçları büyük ölçüde karşılayabilir. İndirimde yıl sınırı olmaması belki daha doğru olabilirdi. Özellikle zamanaşımı dikkate alınarak bazı önlemler alınıp, herhangi bir yıl sınır olmadan indirime izin verilebilirdi. Böylece, sonradan yapılan tarhiyatlar nedeniyle ödenen vergiler başta olmak üzere yoruma dayalı olarak yapılan indirimlerdeki sorunlar da tamamen ortadan kaldırılabilirdi. Ancak bu haliyle de düzenleme önerisi büyük ölçüde yeterli.

KDV’de konsolidasyona izin veriliyor

KDV uygulamasında grup konsolidasyonunun yolu açılıyor. Tasarıyla;
- Tercihe bağlı olarak,
- En az %50 ortağı olunan kurumlar vergisi mükellefleriyle birlikte,
- Talepte bulunan kurum nezdinde,
- Grup KDV mükellefiyeti tesis ettirilebilmesi,
konusunda Maliye Bakanlığı'na yetki veriliyor.

Bakanlığın bu yetkiyi kullanması durumunda, tercihe bağlı olarak grup konsolide KDV beyannamesi verilebilecek, gruba dahil mükelleflerin toplam hesaplanan vergisinden toplam yüklenilen vergisi mahsup edilebilecek ve verginin finansman yükü ortadan kaldırılabilecek.

Tasarıda, en az %50 oranında ortağı olunan kurumlarla birlikte grup konsolidasyonu öngörülüyor. Bakanlığa dolaylı ortaklıkları da konsolidasyon kapsamına alma yetkisi veriliyor. Bu yetki kullanılmazsa, düzenlemenin kapsamı oldukça daraltacağı söylenebilir. Bu çerçevede örneğin, paylarının tamamı bir gerçek kişiye veya aileye ya da yurt dışındaki bir kuruma ait Türkiye’de faaliyette bulunan birden fazla kurumun, grup konsolidasyonu kapsamına giremeyeceği görülüyor.

Düzenleme son derece olumlu. Önemli bir eksiklik gideriliyor. Ancak daha önemli eksiklik, aynı düzenlemenin kurumlar vergisinde olmaması. Öyle zannediyorum ki ilk fırsatta bu düzenleme de yapılacak ve uluslararası alanda şirketlerin alışık olduğu ve her ülkede aradıkları bu müessese bizim mevzuatımızda da bütün unsurlarıyla yer alacak.

Örtülü kazanç dağıtımı işlemlerinde indirilen KDV’nin düzeltilmemesi öngörülüyor

Kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi indirim konusu yapılamıyor. Bu kural gereği, satın alınan mal ve hizmet bedelleri gelir veya kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alınamıyorsa, bunlara ilişkin ödenen KDV indirim konusu yapılamıyor.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinde, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkı ve benzeri giderler ile transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde indirimi kabul edilmiyor.

Örtülü kazanç dağıtımı ve örtülü sermaye olarak değerlendirilen işlemlerle ilgili yüklenilen KDV’nin yukarıda özetlenen düzenlemeler kapsamında indirim konusu yapılıp yapılamayacağı yıllarca tartışıldı ancak netleşmedi.

15.07.2016 tarih ve 6728 sayılı Kanun'la yapılan düzenlemeyle, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlara ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisinin indirimine olanak sağlandı. Bu defa tasarıyla aynı maddede yeni bir değişiklik yapılıyor ve yurt içindeki işlemler için de indirim olanağı getiriliyor.

Örtülü kazanç dağıtımına ilişkin sorun bu ikinci düzenlemeyle tamamen çözülüyor ancak örtülü sermaye sayılan işlemler nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirimine ilişkin bir düzenleme ne yazık ki bu tasarıda da yok.

Adi ortaklıkların sermaye şirketine dönüşmesi işlemleri KDV’den istisna tutuluyor

Tasarıyla, adi ortaklıkların sermaye şirketine dönüşmesi işlemleri katma değer vergisi istisnası kapsamına alınıyor.

Kişisel düşüncem, mevcut düzenleme çerçevesinde adi ortaklıkların sermaye şirketine dönüşmesi işlemleri zaten KDV’den istisna. Adi ortaklıklar ferdi işletme niteliğinde. Ferdi işletmelerin sermaye şirketlerine dönüşmesi işlemleri de KDV’den istisna. Gelir Vergisi Kanunu’nun 81. maddesinde, “ferdi işletmenin sahip veya sahipleri” ifadesi geçiyor. Birden fazla sahibi olan işletme adi ortaklıktan başkası değil. Bu niteliğiyle bu işletmelerin sermaye şirketine dönüşmesi işlemleri vergiden istisna. Bu anlamda tasarıyla yapılmak istenen düzenlemenin gereksiz olduğunu ve daha önce yapılan bu tür işlemler için gereksiz tereddüt ve risk yarattığını düşünüyorum.

- İkinci el taşıt ve taşınmaz teslimi için özel matrah şekli belirleniyor

Tasarıyla, ikinci el motorlu kara taşıtı ve taşınmaz ticaretinde, mükellef olmayanlardan alınarak satılan ikinci el taşıt ve taşınmaz tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olarak belirleniyor.

Böylece vergisiz girdiler nedeniyle ortaya çıkan, satış bedelinin % 18’i gibi yüksek bir vergi tutarının getirdiği olumsuz durum ortadan kaldırılıyor. Vergiye gönüllü uyum ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele açısından yerinde bir düzenleme.

- Değersiz alacaklara ilişkin hesaplanan verginin indirimine izin veriliyor

Değersiz alacak olarak zarar kaydedilen tutarlara ilişkin olarak, daha önceden hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisinin indirimine izin veriliyor.

Müşteriden tahsil edilmemesine karşılık beyan edilerek vergi dairesine ödenen verginin tahsil olanağının kalmaması durumunda, hesaplanan vergiden indirilerek, ortaya çıkan zararın telafisine olanak sağlanıyor. Çok yaygın olmayabilir ama vergi adaleti açısından çok önemli bir düzenleme. Böylece AB müktesebatına da bir konuda uyum sağlanmış oluyor.

- Gümrüksüz satış mağazalarına yapılan teslimler KDV ve ÖTV’den istisna ediliyor

Gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına yapılan teslimler ihracat teslimi sayılarak katma değer vergisinden ve özel tüketim vergisinden istisna tutuluyor.
Tasarıyla ayrıca ihraç edilen mallarda olduğu gibi, bu mağaza ve depolara teslim edilen malların alış faturaları üzerinde gösterilen ve beyan edilerek ödenen özel tüketim vergisinin, malları bu yerlere teslim edenlere iade edilmesi sağlanıyor.

Düzenleme, hem yerli işletmeler aleyhine olan bir durumu düzeltiyor hem de malların önce serbest bölgeye veya yurt dışına ihraç edilip, oradan gümrüksüz satış mağazalarına getirilmesi gibi uygulama ortaya çıkan çarpıklıkları ortadan kaldırıyor.

- Bağışlanan bazı tesislerle ilgili teslimler KDV’den istisna ediliyor

Başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere, sayılan kuruluşlara bağışlanmak üzere; okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi, ibadethane, yaygın din eğitimi verilen tesisler, gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla bağışta bulunacaklara yapılan teslim ve hizmetler KDV’den istisna tutuluyor.

Böylece, sayılan kuruluşlara bağış yapacak hayırseverlerin, bağışlanacak tesisler nedeniyle yüklenecekleri maliyet azaltılıyor, bağışın vergisi gibi olumsuz bir algı da ortadan kaldırılmış oluyor. Yerinde ama uygulaması biraz zor olacak bir düzenleme.

- Yabancılara verilen sağlık hizmetleri KDV’den istisna tutuluyor

Sağlık Bakanlığı'nca izin verilenler tarafından, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere, sadece sağlık kurum ve kuruluşlarının bünyesinde verilen sağlık ve rehabilitasyon hizmetleri KDV’den istisna tutuluyor.

İstisna kapsamındaki hizmetler; koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinden oluşuyor.

Bir süredir uygulanmaya çalışılan, Türkiye’nin bölgesel yönetim ve hizmet merkezi olma stratejisi çerçevesinde düşünülmüş, önemli bir teşvik.

- Küçük mükellefler için ödeme süresi uzatılıyor

Maliye Bakanlığı'na, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin KDV ödeme zamanını, beyannamenin verildiği ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar uzatma yetkisi veriliyor.
Bu yetkinin kullanılması durumunda, kapsama girenlerin vergi ödeme süresi iki ay ertelenmiş olacak. Böylece, özellikle peşin satış yapmayan küçük mükelleflerin, vergi ödemede yaşayabilecekleri sıkıntı giderilmeye, küçük esnafa finansal bir kolaylık sağlanmaya çalışılıyor.

- Teknoparklarda üretilen oyun yazılımlarının teslimi KDV’den istisna tutuluyor

Teknoloji geliştirme bölgesinde ve ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunanların, bu bölgelerde ürettikleri oyun yazılımlarının teslimi KDV’den istisna tutuluyor.
Yapılan düzenlemeyle ayrıca, istisna kapsamında teslim edilen yazılım nedeniyle yüklenilen verginin indirimi olanaklı hale getiriliyor.

Oyun sektörünün her geçen gün hızla büyümesi, katma değeri yüksek bir alan olması, döviz kazandırıcı potansiyeli ve yazılım işinin başlı başına son derece nitelikli bir iş olduğu dikkate alınırsa, getirilen teşvikin önemli olduğu söylenebilir.

Arsa karşılığı inşaat işlerinde vergileme sadeleştiriliyor

Tasarıyla;
- KDV uygulamasında, arsa karşılığı inşaat işlerinde, arsa sahibi tarafından konut veya iş yerine karşılık müteahhide arsa payı teslimi, müteahhit tarafından arsa payına karşılık arsa sahibine konut veya iş yeri teslimi yapılmış sayılması,
- Arsa karşılığı inşaat işlerine ilişkin bedelin tespitinde, arsa sahibine verilen konut ve iş yerinin, Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde yer alan maliyet bedeli esasına göre belirlenen tutarın esas alınması,
öngörülüyor.

Yapılan düzenlemeyle, arsa karşılığı inşaat işleri, işin yapış şekline ve arsanın veya arsa payının ne zaman müteahhide devredildiğine bakılmaksızın iki ayrı teslim olarak tanımlanıyor. Vergilemede en önemli sorunlardan birisi olan emsal bedel tespit sorunu da açıklığa kavuşturuluyor. Düzenlemeye göre emsal bedel, maliyet bedeline toptan satışlar için %5, perakende satışlar için %10 eklenerek bulunacak.

Tasarıda, arsa karşılığı inşaat işlerinde vergiyi doğuran olay zamanına ilişkin açık bir belirleme yer almıyor. Uygulamada çoğu zaman işin başlangıcında arsanın tamamı veya bir kısmı müteahhide devrediliyor, inşaatın bitiminde ise arsa sahibine inşa edilen taşınmazlar teslim ediliyor. Bu durum, iki ayrı vergilendirme döneminde iki ayrı teslim yapıldığı, dolayısıyla iki ayrı dönemde KDV hesaplanması gerektiği iddialarına yol açabilir. Arsa tesliminin gerçekte teminat amaçlı bir işlem olduğu dikkate alınarak, işin bitiminde, aynı tarihte iki ayrı teslim olduğuna ve dolayısıyla vergiyi doğuran olayın her iki teslimde de aynı anda doğduğuna ilişkin açık bir düzenlemenin, ileride doğabilecek farklı yorumları önleyebilirdi. Ancak bu sorunu gidermek için geç değil, ikincil düzenlemelerle uygulama yönlendirilebilir.

Emsal bedelin tespitinde maliyet bedeline %5 mi, yoksa %10’mu ilave edileceği konusu da uygulamada sorun olabilir. Bu oranlar uygulamada teslimin toptan veya perakende olmasına bağlı olarak belirlenecek. Perakende teslim, teslimi yapılan ürünlerin aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar ile işletmelerinde kullanacak olanlar dışındakilere satılması olarak tanımlanıyor. Buna göre bir teslimin toptan olup olmadığı, alıcının durumuna göre belirleniyor. Bu nedenle işlemin toptan mı perakende mi olduğunun müteahhit tarafından baştan bilinmesi mümkün olamayabileceği gibi, teslim sonrasında değişmesi de mümkün. Bu belirsizlik de yürürlük sonrasında uygulama zorluklarına ve ihtilaflara neden olabilir.

Özetlediğim bu iki sorun önemli ancak ikincil düzenlemelerle sorun olmaktan çıkarılabilecek konular. Muhtemelen bugün tespit edemediğimiz veya önemli olmadığını düşündüğümüz daha başka sorunlar da çıkacaktır. Ancak hangi sorunlar çıkarsa çıksın, düzenleme öncesinden daha az sorunlu bir alan olacağı açık.

Hasılat esaslı vergilendirme yöntemi getiriliyor

Tasarıyla, küçük işletmeler ve serbest meslek erbabı için hasılat esaslı vergilendirme yöntemi getiriliyor.

Mükellefin seçimine bağlı olarak uygulanacak bu yöntemde;

- Katma değer vergisi dahil mal veya hizmet bedeli toplamı üzerinden, Bakanlar Kurulu tarafından sektör veya meslek grupları itibariyle belirlenecek oran kullanılarak ödenecek vergi hesaplanacak,

- Bu tutardan her hangi bir indirim yapılmayacak ve hesaplanan tutar vergi dairesine ödenecek.
Hasılat esaslı vergilendirme yöntemine göre vergilendirilen mükellefler, yüklendikleri katma değer vergisi ile yukarıda belirtilen şekilde hesaplanarak beyan edilen ve ödenen vergiyi, gelir vergisi uygulamasında gider veya maliyet olarak dikkate alacaklar, yaptıkları teslim ve hizmetler nedeniyle hesapladıkları katma değer vergisini ise gelir olarak dikkate alacaklar.

Kapsama giren mükelleflerin bu yöntemi tercih edip etmeyecekleri; her bir sektör için belirlenecek katma değer vergisi oranına, iş yaparken genel olarak yüklendikleri katma değer vergisinin büyüklüğüne ve gelir tutarlarına bağlı olarak gelirlerine uygulanan gelir vergisi oranına bağlı olarak belli olacak.

Yukarıda da ifade ettiğim gibi bu vergileme yöntemi seçimlik. Kapsama giren mükellefler isterlerse bu yöntemi seçebilecekleri gibi isteyenler de halen uyguladıkları yöntemle vergilenmeye devam edebilirler. Ancak hasılat esaslı vergilendirme yöntemini tercih edenler, iki yıl geçmedikçe bu usulden çıkamayacaklar.

Tasarının en önemli düzenlemesi, indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin (KDV) iadesini öngören düzenlemeydi. Düzenlemeydi diyorum çünkü buna ilişkin hüküm TBMM Genel Kurulu'nda tasarıdan çıkartıldı. Dolayısıyla, başlığa uygun olarak ifade etmek gerekirse, tasarının en önemli eksikliğinin şu an itibariyle devreden KDV'yi iade etmemesi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Devreden katma değer vergisi mükellefin devletten alacağı. Bu borcun her yıl itibariyle büyüyerek gittiği ve bir süre sonra ödenemez büyüklüğe ulaşacağı açık. Maliye Bakanımız ve Bakanlığımız cesaret gösterdi iade edebiliriz dedi ama zannediyorum bütçe endişeleri nedeniyle olmadı. Belki de son şans böylece ortadan kalktı.

Tasarının kalan düzenlemeleri içinde önemli diyebileceğim bir grup düzenleme, indirim mekanizmasını daha iyi çalıştıracak hükümler. Devreden katma değer vergisinin iadesi ile kıyaslanacak önemde değil belki ama kayda değer. Eksikleriyle birlikte önemli.

KDV yayılı bir tüketim vergisi. Üretimden tüketime bütün aşamalarda ortaya çıkan katma değeri vergiliyor. Nihai olarak da nihai tüketimi hedefleyen bir ciro vergisi. Bütün aşamalarda satış bedeli üzerinden vergi hesaplanıyor, bu tutardan yüklenilen vergi mahsup edilerek kalan ödeniyor. Sistem vergiden vergi indirimi esası üzerine kurulu. İndirim mekanizmasının bir nedenle çalışmadığı, kanunla engellendiği veya indirim sisteminde bir aksama olduğu durumlarda da doğal olarak katma değer vergisine benzemeyen bir vergi çıkıyor ortaya.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun yürürlüğe girdiği ilk halinde de bazı durumlarda indirim mekanizması tam olarak kurulmuş değildi. Ancak zamanla sistemi aksatan başka gelişmeler de oldu. Bazen bir yasal düzenleme sonucu, bazen Mali İdarenin yorum ve uygulamalarıyla indirim mekanizması olması gerektiği gibi çalışmadı. Tasarıyla bunların tamamı değilse de bir kısmı tamir ediliyor.

Zayi olan sabit kıymetlerde KDV düzeltmesi kullanım süresine bağlı

Tasarıyla;
- Faydalı ömrünü tamamladıktan sonra zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen KDV’nin tamamının,
- Faydalı ömrünü tamamlamadan zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen KDV’nin ise kullanılan süreye isabet eden kısmının,
indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanıyor.

Böylece, zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi sabit kıymetler nedeniyle yüklenilen verginin indiriminin düzeltilip düzeltilmeyeceğine ilişkin sorun, doğru bir şekilde açıklığa kavuşturuluyor.

Uygulaması kolay değil. Umarım uygulamada sistem çalışır.

KDV indiriminde takvim yılı sınırı uzatılıyor

Mevcut düzenleme çerçevesinde, istisnai durumlar hariç, yüklenilen KDV, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılında indirim konusu yapılabiliyor. Tasarıyla indirimin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği yılı izleyen yılda da yapılabilmesine olanak sağlanıyor.

Düzenleme genel anlamda yeterli. İhtiyaçları büyük ölçüde karşılayabilir. Ancak zamanaşımı dikkate alınarak bazı önlemler alınıp, herhangi bir yıl sınırı olmadan indirime izin verilebilirdi.

Bazı istisnalar nedeniyle yüklenilen verginin indirimine izin veriliyor

Tasarıyla, kısmi istisna kapsamındaki bazı teslim ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergilerin indirimine izin veriliyor. Bu teslim ve hizmet ifalarından bazıları şunlar:

- Özel okul, üniversite ve yüksekokullar tarafından verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetleri.

- Öğrenci yurtları tarafından verilen bedelsiz yurt hizmetleri.

- Kanunların gösterdiği gereklilik üzerine bedelsiz olarak yapılan teslim ve hizmetler.

- Gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin teslimi.

- Serbest bölgelerde verilen hizmetler ile serbest bölgelere veya bu bölgelerden yapılan ihraç amaçlı yük taşıma işleri.

- KDV Kanunu’nun 17. maddesinin 1. fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları.

- Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda, ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri.

- Teknoloji geliştirme bölgesinde ve ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunanların, bu bölgelerde ürettikleri oyun yazılımlarının teslimi.

Kısmi istisna kapsamında olup tesliminde vergi hesaplanmayan bazı işlemler nedeniyle yüklenilen verginin indirilemediği durumlar hala kalıyor. Ancak yapılan düzenleme yine de olumlu bir adım.

Örtülü kazanç dağıtımı işlemlerinde indirilen KDV’nin düzeltilmemesi öngörülüyor

15.07.2016 tarih ve 6728 sayılı Kanun'la yapılan düzenlemeyle, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlara ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisinin indirimine olanak sağlanmıştı. Bu defa tasarıyla yurt içindeki işlemler için de indirim olanağı getiriliyor.

Örtülü kazanç dağıtımına ilişkin sorun bu ikinci düzenlemeyle çözülüyor ancak örtülü sermaye sayılan işlemler nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirimine ilişkin bir düzenleme ne yazık ki bu tasarının eksiği. Recep Bıyık

https://www.dunya.com/kose-yazisi/fazlasiyla-eksigiyle-kdv-yasa-tasarisi-1/407462